Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/532 E. 2021/261 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/532
KARAR NO : 2021/261
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/10/2014
KARAR TARİHİ : 31/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı şirketle 2000 yılında yaptığı yetkili servis sözleşmesi ile…’ın İstanbul Anadolu yakasının tek yetkili servis ve bayiliğini aldığını, sözleşmenin birer yıl süre ile yenilendiğini ve en son 26.12.2006 tarihinde yine 5 yıl süreli sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme ile davalının cari hesap alacağını garanti altına almak için DBS (doğrudan borçlanma sistemi) sistemini müvekkiline dayattığını, seçme şansı bulunmayan müvekkilinin DBS sistemine girmeyi kabul ettiğini, müvekkilinin iki yıl boyunca İşbankası DBS sistemi üzerinden çalıştığını, ancak … Bankası ile müvekkili şirket arasında yaşanan olumsuzluklar nedeniyle müvekkilinin peşin alım sistemine geçtiğini, ve davalıdan yedek parça ve araç alımlarında (Ocak/2009 – Eylül/2010) arası 22 ay boyunca peşin alım yaptığını, bu süreçte yetkili servis sözleşmesine aykırı davranıldığı veya DBS sistemine dönülmesi için davalının her hangi bir ihtar keşide etmediğini, böylelikle DBS sisteminin fiilen uygulama dışı kaldığını davalının 21.06.2010 tarihinde keşide ettiği noter ihtarında; sözleşmenin Ek-1 md. 6.1’uyarınca yetkili servisin DBS sistemine dahil olması ve DBS sisteminin son 12 aylık yedek parça cirosunun en az %30’u kadar ödeme garantisi içermesi gerektiğini, 2009 yılında alımı yapılan yedek parça tutarının 531.969 TL olup buna göre DBS limitinin 159.591 TL olması gerektiğini belirterek 15 gün içinde bu eksikliğin giderilmesi aksi halde sözleşmenin feshedileceğini bildirdiğini, müvekkili tarafından keşide edilen cevabi ihtarda; … bankası ile yaşanan sorunlar nedeniyle geçici olarak HSBC bankası üzerinden sisteme dahil edilmelerini talep ettiğini, ancak davalı tarafından keşide edilen 29.07.2010 tarihli ihtarnamede; başka bir banka ile DBS anlaşması yapılmayacağı belirtilerek müvekkiline yeniden 15 günlük süre verdiğini, sürenin bitimini müteakip 13.10.2010 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, olağan sözleşme süresinin 26.12.2011 tarihinde sona ermekte olduğunu, davalının sözleşmeyi süresinden 14 ay önce feshettiğini, davalının DBS sistemini gerekçe göstererek sözleşmeyi feshinin haksız olduğunu,
Feshin öncelikle dürüstlük kuralına aykırı olduğunu zira … bankası dışında başka bankalarında sisteme dahil edilmesi gerektiğini, nitekim diğer bankaların da sistem dahil edileceği konusunda… yetkilileri tarafından güven uyandırıldığını,
Müvekkili tarafından 22 ay boyunca yapılan peşin alımlarda davalının hiçbir risk ve zararı oluşmadığını, bu süreçte yetkili servis sözleşmesine aykırı davranıldığına dair davalı tarafça hiçbir ihtar ve bildirim yapılmadığını DBS sisteminin fiilen uygulama dışı bırakıldığını
DBS sisteminin sözleşmenin asli unsuru (olmazsa olmaz şartı) olmadığını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin temelini “Man Servis Sözleşmesi” oluşturduğunu, bunun dışında ek sözleşmeler de olduğunu, davalının feshe gerekçe yaptığı DBS sisteminin ana sözleşmede değil Ek-1 isimli sözleşmede yer aldığını, DBS sisteminin sözleşmenin esaslı unsuru olmadığını,
Öte yandan müvekkili dışında başka… Yetkili Servisler hakkında DBS sistemi olmaksızın çalışma yapıldığını, baka bir deyişle DBS sisteminin kağıt üzerinde mevcut ancak fiiliyatta uygulanmayan bir sistem olduğunu, nitekim müvekkilinin de 22 ay boyunca DBS sistemi olmadan çalıştığını,
Davalının sözleşmeyi erken feshetmesi nedeniyle müvekkilinin yaklaşık 14 aylık kar kaybına uğradığını, ayrıca müvekkilinin elindeki demirbaşları, ve yedek parçaları mecburen piyasa değerinin çok altında yapılan bir sözleşme ile Şahman Motorlu Araçlar Ltd Şti’ne sattığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı olmak kaydıyla kar kaybı olarak 10.000 TL yedek parça ve demirbaşların piyasa değerinin altında satışı ile ilgili olarak 10.000 TL ve manevi tazminat olarak 50.000 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 06.05.2016 tarihli ıslah dilekçesinde; bilirkişi raporunda kar mahrumiyeti alacağının 1.311.394 TL olarak hesaplandığı, bu durumda dava dilekçesinde 10.000 TL olarak talep edilen kar mahrumiyeti talebini 1.301.394 TL olarak ıslah ettiklerini belirterek neticeten 1.311.394 TL nin fesih tarihi olan 13.10.2020 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsili öte yandan demirbaş ve yedek parça zararına ilişkin her ne kadar 10.000 TL üzerinden dava açılmışsa da mahkemece 697.007 TL üzerinden harcın tamamlatıldığını belirterek bu kalemden 697.007,88 TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davacı ile 2006 yılında 5 yıllık sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 5 yıllık yapılmasının davacının başarısından kaynaklanmadığını Almanya’daki şirket merkezinin talimatı doğrultusunda tüm bayilerle 5 yıllık sözleşme yapıldığını, sözleşmenin konusunun… Kamyon AŞ’nin pazara sunduğu motorlu araçların garanti içi ve dışı bakım onarım ve diğer hizmetlerin Ek-1 de belirtilen kriterlere göre seçilmiş Yetkili Servis tarafından yerine getirilmesi olduğunu, sözleşmenin 2.2 maddesinde yetkili servisin Ek-1 de belirtilen standartları sözleşmenin imza tarihinden 6 ay içinde yerine getirmeyi ve sözleşme süresince korumayı aksi halde 10. Madde hükümlerinin geçerli olacağının kararlaştırıldığını, Ek-1 olarak tanımlanan… servis standartlarının sözleşmenin ana unsuru olduğunu, Ek-1’in 23. Sayfasında davacının ihlal ettiği DBS sistemine ilişkin açıklamalar yapıldığını, Ek-1’in 6.maddesinde aynen “Man Yetkili servisi…’ın herhangi bir banka ile (Şu anda … Bankası ile çalışılmaktadır) akdetmiş olduğu DBS sistemine dahil olmayı kabul ve taahhüt eder…..” denildiğini, sözleşmenin 10. Maddesinin ise feshi düzenlediğini, davacının 2008 yılı sonuna doğru ekonomik problemler yaşamaya başladığını, alacaklılar tarafından icra takibine uğradığını, 02.01.2009 tarihinde Kadıköy …2009/2 esas sayılı dosyası ile iflasın ertelenmesi başvurusu yaptığını, davacının iflas haline girinceye kadar DBS sistemi kapsamında … Bankası ile çalıştığını ancak daha sonrasında banka borçları nedeniyle 29.05.2009 tarihinde … bankası tarafından DBS sisteminden çıkarıldığını, süreçte davacı şirkete nakit parça alımı konusunda iyi niyetle yardımcı olunduğunu, ilerleyen zamanda davacının DBS limiti tanımlatma yolunda her hangi bir girişiminin olmaması üzerine davacıya DBS sistemine dahil olması gerektiği konusunda noter ihtarı keşide edildiğini ve arkasından sözleşmenin feshedildiğini, hem davacının ekonomik acze düşmesi hem de ciro hedeflerinin uzağında kalması nedeniyle müvekkilin sözleşmeyi feshetme hak ve imkanı olduğu, davacı ile DBS sistemi dışında çalışılabileceğine dair açık veya örtülü kabul beyanı verilmediğini, süreçte ekonomik sıkıntıdan kurtulabilmesi için iyi niyetle davacıya yardımcı olunduğunu ancak her fırsatta DBS sistemine geçilmesi gerektiğinin de hatırlatıldığını, davacı firma yetkilisi … imzalı yazıda açıkça görüleceği üzere DBS limiti yokluğu nedeniyle yedek parça alamaz hale geldiğini, tek başına bu yazının davacının DBS limiti dışında olmasının müvekkiline ve müşterilerine ne denli sıkıntılar yaşattığının kanıtı olduğunu, müvekkilinin sözleşmeyi feshinin davacının akde aykırılığına dayandığını, fesihten önce noter kanalı ile iki defa ihtar gönderildiğini, iddia ve talep edilen zararın gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davalı tarafça haksız feshi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davalı vekili tazminat taleplerinin 818 Sayılı Borçlar Kanununun 49. Maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, zamanaşımının feshin davalıya bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başladığını bu tarihten itibaren bir yıl geçtikten sonra dava açıldığını belirterek zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de uyuşmazlık sözleşmeye dayalı olup sözleşmeden kaynaklanan taleplerde zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 26.12.2006 tarihli beş yıl süreli… servis sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme ile davalı taraf davacıyı Yetkili Servis olarak tanımayı, davacı da… Kamyon ve Otobüs AŞ’nin pazara sunduğu, motorlu araçların garanti içi ve dışı bakım onarım ve diğer hizmetlerin Ek-1’de belirtilen kriterlere uygun olarak yapmayı taahhüt etmiştir. Sözleşmenin 2.2 maddesine göre Yetkili Servis Ek-1’de belirlenmiş kriterleri ve standartları sözleşmenin imzalanmasından itibaren 6 ay içinde yerine getirmek ve sözleşme süresince korumayı taahhüt etmiştir. Aksi durumda sözleşmenin 10. Maddesindeki hükmün uygulanacağı kabul edilmiştir. Sözleşmenin 10. Maddesi hükmü sözleşmenin feshi ile ilgili olup her bir taraf önemli bir neden göstererek sözleşme ilişkisini sona erdirebileceği düzenlenmiştir. Sözleşmenin 10.1 maddesinin d bendinde; ihtar edilmesine rağmen sözleşmenin temel hükümlerinin ihlal edilmesinin fesih nedeni olduğu… servis kriterleri ve standartlarının temel sözleşme koşulları arasında olduğu belirtilmiştir. Sözleşmenin 11. Maddesinde; MAN servis standartlarının tanımlandığı Ek-1’in sözleşmenin ayrılmaz bir bütünü olduğu dile getirilmiştir. Sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan Ek-1’de Yetkili Servis tarafından yerine getirilmesi gereken ihtiyari (önerilen) ve zorunlu standartlar sayılmış olup Doğrudan Borçlanma Sisteminin Yetkili Servis tarafından uyulması zorunlu standartlar arasında olduğu belirtilmiştir. Doğrudan Borçlanma Sistemi kapsamında davacı Yetkili Servis…’ın anlaşma sağladığı banka ile akdetmiş olduğu DBS sistemine dahil olmayı taahhüt etmiştir. Nitekim Yetkili Servis Sözleşmesinin “ödemeler” başlıklı 7.8 maddesinde de; Yetkili Servis’in…’dan aldığı hizmet ve yedek parçaların bedelini…’ın daha önce belirleyip ilan etmiş olduğu ödeme şartları çerçevesinde ödemeyi taahhüt ettiği düzenlenmiştir.
Davalı … tarafından keşide edilen 21.06.2010 tarihli noter bildiriminde; taraflar arasında imzalanan Yetkili Servis Sözleşmesinin 5.2 maddesi kapsamında sözleşmenin ayrılmaz parçası olan Ek-1’in 6.1 maddesi uyarınca 159.591 TL DBS limiti olması gerektiği ancak hali hazırda kullanılır DBS limiti bulunmadığı bu durumun sözleşmenin açık ihlali niteliğinde olduğu belirtilerek bu ihlalin 15 gün içinde giderilmesi bildirilmiştir. İhtarnamenin muhataba 08.07.2010 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacı… Otomotiv tarafından keşide edilen 13.07.2010 tarihli cevabi ihtarnamede; DBS sistemi için sadece … Bankası ile protokol akdedilmiş olmasının başka bankalar ile çalışan yetkili servisler için sorun oluşturduğu bu itibarla kendi firmalarının da çalışmakta olduğu HSBC Bank ve diğer birkaç bankanın DBS sistemine dahil edilmesi halinde DBS sistemine dahil olacaklarını bildirmiştir. İhtarnamenin muhataba 27.07.2010 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacı… Otomotiv tarafından keşide edilen 17.07.2020 tarihli ihtarnamede; … Bankası üzerinden DBS sistemine dahil olunması yolunda ısrarlara rağmen … bankası ile yaşanan sorunlar nedeniyle bu talebin bir süre daha gerçekleştirmenin mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Davalı … tarafından keşide edilen 29.07.2010 tarihli ihtarnamede; servis sözleşmesi akdetmiş diğer firmalar ile tek banka üzerinden çalışıldığı bu nedenle … bankası dışında diğer bankalarla çalışma imkanı bulunmadığı belirtilerek ilave 15 günlük sürede ihlalin giderilmesi aksi halde sözleşmenin 10.1.d maddesi uyarınca sözleşmenin tek yanlı olarak feshedileceği bildirilmiştir.
Davalı … tarafından keşide edilen 13.10.2010 tarihli ihtarnamede; DBS sistemine dahil olunmaması yolunda tanınan 15 günlük sürenin dolduğu bu sürede ihlalin giderilmediği, tüm yetkili servisler için ortak olan DBS sistemi için … bankası dışında başka banka ile çalışmanın mümkün olmadığı, sözleşmenin 10.1.d maddesi uyarınca tek taraflı olarak feshedildiği bildirilmiştir.
11.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda; feshin sözleşmenin 10.1.d maddesine dayalı olarak yapıldığı, fesih nedeninin sözleşmenin temel hükümlerine aykırılıkla ilgili olduğu, sözleşmenin kurulduğu 2006 yılından 2009 yılına kadar davacının davalıya olan ödemelerinin DBS sistemi yanında çek, nakit veya mahsuplaşma yoluyla yapıldığı, 2009 yılından sonra ise ödemelerin nakit ve peşin olarak yapıldığı, nakit ve peşin ödeme nedeniyle davalının bir riski ve zararının oluşmadığı, 2009-2010 arası nakit ödemelerle ilgili davalının her hangi bir ihtirazı kayıt öne sürmediği, DBS sisteminin sözleşmenin temel hükmü olarak sayılmadığı bu sebeple feshin haklı nedene dayanmadığı belirtilmiştir.
Yetkili servis sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olarak tanımlanan Ek-1 uyarınca davacı ile davalı arasında DBS sisteminin uygulanması kararlaştırılmıştır. Davacının başlangıçta…’ın anlaşma sağladığı … Bankası DBS sistemine dahil olduğu uyuşmazlık konusu değildir. DBS’nin tahsilat riskini ortadan kaldıran bir sistem olduğu, Yetkili Servis’in Banka ile imzaladığı kredi sözleşmesi uyarınca Yetkili Servise tahsis edilen kredi limitleri dahilinde…’ın alacağını doğrudan bankadan tahsil ettiği, tahsil edilen tutar kadar davacının bankaya borçlandığı, bu durumun davalının tahsilat riskini ortadan kaldırdığı, nakit akışını düzene koyduğu ve tahsilat kolaylığı da sağladığı, tahsilat şekli ve yönteminin sözleşmenin önemli ve esaslı unsurlarından biri olduğunun inkar edilemeyeceği, davacı yetkili servisin uymakla yükümlü olduğu E-1’deki standartların sadece servis hizmeti alan araçlar üzerinde yapılacak işlemlerle sınırlı olmadığı, Ek-1’deki standartların ihtiyari ve zorunlu olarak ikiye ayrıldığı, davacının DBS sistemine dahil olmasının uyulması zorunlu standartlar arasında sayıldığı, sözleşmenin 7.8 maddesinde yetkili servisin…’ın daha önce belirleyip ilan ettiği ödeme şartlarına uymayı kabul ve taahhüt ettiği, nitekim 17.07.2010 tarihli noter ihtarında; DBS sisteminin varlığının ve bağlayıcılığının davacı tarafından da açık bir şekilde benimsendiği, sözleşmede yazılı şarta rağmen ödemelerin bir dönem davacı tarafından DBS sistemi dışında bir yolla (nakit vs.) yapılmasına davalının ses çıkarmamış olmasının sözleşmenin o hükmünün kalıcı şekilde yürürlükten kalktığı anlamını taşımayacağı, davalının her aşamada muhatabına “sözleşmeye dön” çağrısında bulunabileceği, bunun doğal olduğu davalı tarafından keşide edilen 21.06.2010 ve 29.07.2010 tarihli bildirimlerin “sözleşmeye dön” çağrısı olduğu, “sözleşmeye dön” çağrılarının hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilemeyeceği, tarafların uymakla yükümlü olduğu kuralların öncelikle yazılı sözleşme hükümleri olduğu, susmaya hukuki bir anlam yüklenebilmesi için susanı irade açıklamasına zorlayan bir sebep olması gerektiği, (örn. sözleşmenin sonunda tarafların sessiz kalması halinde sözleşmenin 1 yıl daha uzayacağına ilişkin bir sözleşme hükmü bulunması vs.) somut olayda böyle bir gereklilikten bahsedilemeyeceği, sözleşme hükümlerine uymayan davacıya karşı sözleşmenin feshi yoluna başvurmanın davalı için bir hak olup bir ödev olmadığı, hukukta kabul görmüş genel kurala göre müsamahanın karşı tarafa bir hak bahşetmeyeceği, davacının 02.01.2009 tarihinde iflas erteleme başvurusu yaptığı, ödeme güçlüğü içinde olan davacıdan DBS sistemine dahil olmasını istemenin doğal ve işin gereğine uygun davranış olduğu, bu yolda davalı tarafından 21.06.2010 ve 29.07.2010 tarihli ihtarlarda tanınan 15 günlük sürelerin davacıyı temerrüde düşürür nitelikte olduğu, tanınan sürenin makul ve yeterli olup aksinin davacı tarafça ileri sürülmediği, tanınan süreye rağmen DBS sistemine dahil olmadığı anlaşılan davacının eyleminin sözleşmenin ihlali niteliğinde olduğu ve davalı yönünden sözleşmenin feshini haklı kıldığı, bu sebeple davacının tazminat taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Davanın reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harcın, 1.039,50 TL peşin harç, 11.733,00 TL tamamlama harcı ve 22.224,55 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 34.997,05 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 34.937,75 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 99.976,23 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/03/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …