Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/510 E. 2023/73 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/510 Esas – 2023/73
TÜRK MİLLETİ
Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/510 Esas
KARAR NO : 2023/73

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 23/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
KARAR Y.TARİHİ : 03/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan “menfi tespit” davasının yapılan açık yargılaması sonucunda, aşağıdaki karar tesis edilmiştir;
I-İDDİALAR
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 14.01.2019 tarih ve 281638-302 nolu, 23.02.2019 tarih ve … nolu Finansal Kiralama Sözleşmeleri imzalandığını, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/581 E. numaralı konkordato davası kapsamında müvekkili Şirket hakkında 09.08.2018 tarihinde geçici mühlet kararı verildiğini, Geçici mühlet kararı, aynı mahkemenin 01.11.2018 tarihli ara kararı uyarınca 2 ay süre ile uzatıldığını, 09.01.2018 tarihinde ise mahkemece 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiğini, bu kararlar Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanarak Resmi İlan portalında da ilan edildiğini, Geçici Mühlet Kararından sonra gerçekleştirilecek işlemlerin geçerliliği Konkordato Komiserleri Kurulunun onayına bağlı olduğunu, Kurulun onayı olmaksızın gerçekleştirilen işlemler ise hükümsüz olduğunu, müvekkili Şirket Davalı Bankanın Çankaya Şubesi nezdinde bulunan 281638-4 numaralı hesabına Konkordato Komiserler Kurulu Kararı ve onayı ile Sat-Geri Kirala Leasing Kredi Sözleşmesinin, “… 307 Nl Proje 33/16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33 Taksit Ödemesi” açıklaması ile 128.737,06 TL, “… 302 nl proje 36/30, 31, 32, 33, 34, 35, 36 taksit ödemesi” açıklaması ile 53.736,80 TL, “… 2002 nl proje 36/36 taksit ödemesi” açıklaması ile 14.443,53 TL Proje Geri Ödeme Planlarında yer alan taksitlerin her ay aksatılmadan yatırıldığını, ancak Davalı Banka yapılan Geçici Mühlet Kararı gereğince 09.08.2018 tarihinden sonra gerçekleştirilecek işlemlerin geçerliliği Konkordato Komiserleri Kurulunun onayına tabi olarak açıklamalı tüm ödemeleri, Konkordato Projesi kapsamında yer alan önceki borçlara mahsup ettiğini, BKnun 102. maddesi uyarınca birden fazla borç varken yapılan ödemelerde “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır.” hükmü yer aldığını, tüm ödemeler Davalı Bankaya açıklamalı olarak gönderildiğini, mahsup işlemi ödemeyi geçersiz hale getirerek Finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklanan geciken kira borçları bulunmadığı halde Finansal Kira Sözleşmesinin Davalı Bankaca tek taraflı feshine gidilmesi açık kanun hükümlerine muhalefet sebebiyle cezai ve hukuki sorumluluğa sebebiyet vermekte olduğunu, İcra İflas Kanunu m.288 uyarınca Geçici Mühlet Kararı “Kesin Mühlete” ilişkin tüm sonuçları doğurduğunu, İİK.nun Kesin mühletin sözleşmeler bakımından sonuçları” başlıklı 296. maddesinde, “Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hâle getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez.” denildiğini, İİK.nun 296 ve BK. 102 maddeleri gereği dekontlardaki açıklamalara itibar edilmeyerek Finansal Kiralama Sözleşmesinin sonlandırarak hesabın kat edilmesi açık olan işbu Kanun hükümlerine muhalefet olduğunu, müvekkili ekte sunulan Ankara 56. Noterliğinin, 13.11.2018 tarih ve 16163 yevmiye, 20.11.2018 tarih ve 16489 yevmiye, numaralarından davalı bankaya keşide ettiği ihtarnameler ile Konkordato Komiserler Kurulu Kararı ve onayı ile, 14.01.2019 tarih ve 281638-302 nolu 23.02.2019 tarih ve … nolu, Finansal Kiralama Sözleşmelerinin her ay ödenen taksitlerinin 09.08.2018 tarihinden önceki borçlarına mahsup edilmesine ilişkin işlemin en geç (2) iş günü içinde düzeltilmesi aksi halde yasaya aykırı işlemi gerekçesi ile BDDKya şikayette bulunacağını ihtar ettiğini, düzeltilmemesi üzerine müvekkili 27.11.2018 tarihinde Davalı Bankayı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna şikayet ettiğini, ancak sonuç alınamadığını, müvekkili ödeme yapmasına rağmen Davalı Banka Beşiktaş 17. Noterliğinin 14.02.2019 tarih ve 16934 yevmiye numarasından müvekkil şirkete keşide ettiği ihtarname ile 14.01.2019 tarih ve 281638-302 nolu, 23.02.2019 tarih ve … nolu Finansal Kiralama Sözleşmelerini sonlandırdığını hesabı kat ettiğini bildirdiğini, müvekkili işbu ihtarnameye cevaben Ankara 13. Noterliğinin 28.02.2019 tarih ve 04294 yevmiye numarasından keşide ettiği ekteki ihtarnamesinde Finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklanan geciken kira borcunun bulunmadığını, tek taraflı feshine gidilmesi açık kanun hükümlerine muhalefet sebebiyle cezai ve hukuki sorumluluğa sebebiyet verdiğini bildirdiğini, aynı şekilde Konkordato Komiserleri Kurulunun Davalı Bankaya hitaben 22.04.2019 tarihinde yazdığı ekteki yazıda da Komiserliğin onayıyla geçerlilik kazanan yukarıdaki taksit ödeme işlemleri ile müstakbel taksit ödeme işlemlerinin, farklı borç ödemelerine sayılmasına onaylarının bulunmadığı, aksi durumun İcra ve İflas Kanunu’nun ilgili hükümlerine ve konkordato sürecinin ruhuna aykırılık arz edeceği bildirdiğini, davalı Bankanın haksız işlemleri sebebiyle, müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı açık olduğundan taraflar arasında imzalanan 14.01.2019 tarih ve 281638-302 nolu, 23.02.2019 tarih ve … nolu Finansal Kiralama Sözleşmelerinden doğan ödeme yükümlülüklerinin müvekkilince yerine getirilmesi nedeniyle anılan Sözleşmelere istinaden borçlu olmadığının tespitinin talep edilmesi zorunluluğu doğduğunu, ileri sürerek, resen de nazara alınacak nedenlerle, davaya konu sözleşme sebebiyle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, 14.01.2019 tarih ve 281638-302 nolu, 23/02/2019 tarih ve … nolu Finansal Kiralama Sözleşmelerinden doğan ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmesi nedeniyle anılan Sözleşmelere istinaden toplam 2.707.868,21 TL borçlu olmadığının tespitine hükmolunmasını talep etmiştir.
II-SAVUNMALAR
2. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket hakkında Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 09.08.2018 tarihli, 2018/581 E. sayılı Ara Kararı ile İİK’nun 286. ve 287. maddeleri gereğince 3 ay süreyle geçici mühlet, 01.11.2018 tarih ve 2018/581 E. sayılı Ek Kararı ile geçici mühlet kararı 2 ay süreyle uzatılmasına, 09.01.2019 tarihli Ara Karar ile 1 yıl kesin mühlet, 09.01.2020 tarihinde bu mühletin 3 ay süre ile uzatılmasına, 06.03.2020 tarihinde 2018/581 E., 2020/224 K. sayılı ilamı ile konkordato projesinin tasdik edilmesine, karar verildiğini, müvekkili Banka ile Davacı Şirket arasında, 14.01.2019 tarih ve 281638-302 no.lu, 23.02.2019 tarih ve … no.lu, Finansal Kiralama Sözleşmesi, 11.06.2018 tarih ve 68511419 no.lu Genel Kredi Sözleşmesi, imzalandığını, Genel Kredi Sözleşmesi ve Hesap Rehin Sözleşmesi çerçevesinde kredi borçları/riskine Davacı Şirketin müvekkili Banka uhdesinde bulunan hesapları ve diğer varlıkları rehinli ve takas, mahsup hakkı olduğunu, müvekkili Bankanın yaptığı mahsup işlemi hukuka ve kanuna uygun olduğunu, Konkordato Komiserleri Kurulu’nun görevi esas itibari ile konkordato talebinin başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığını yakından incelemek ve bu konuda mahkemeye bilgi sunmak olduğunu, kesin konkordato komiserlerinin görevleri ile ilgili olarak düzenlenen İcra İflas Kanunu 290. madde hükmü burada da kıyasen uygulanacağını, bu madede konkordato komiserlerinin görevleri sınırlı olarak sayıldığını, bu sayılan maddeler arasında konkordato talep eden şirketin proje kapsamında ödeme yapmasının konkordato komiserinin onayına bağlı olup olmadığına dair bir madde bulunmadığını, bu itibarla Dava dilekçesinde konkordatonun amacına ulaşması için yapılan işlemleri konkordato komiseri onaylamıştır denilse de yapılan işlemler konkordato talep eden şirket tarafından yapıldığını, konkordato komiserinin buradaki görevinin sadece denetleyici bir özellik taşıdığını, Dava Dilekçesinde TBK m. 102 ileri sürülmekle birlikte asıl uyuşmazlık yapılan ödemelerin açıklamasının olup olmadığı değil, yapılan ödemelerin Davacı Şirketin daha önceden doğmuş olan borçlarına mahsup edilmesi olduğunu, TBK. m. 102 ise bu durumdan çok farklı bir konuyu ele aldığını, Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi hükmü ise “Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz. Alacaklı, alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya başka bir güvence almış ise, borçlu kısmen yaptığı ödemeyi, güvence altına alınan veya güvencesi daha iyi olan kısma mahsup etme hakkına sahip değildir.” denildiğini, buna göre Davacının, müvekkili Şirkete ödeme tarihlerinden daha önce muaccel olan borcu olduğu için yapılan ödemelerin Finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklı kira borcu yerine geçemeyeceğinin aşikar olduğunu, bu çerçevede bir borç ister ana borç ister feri nitelikte bir gecikme zammı borcu veya ister asıl borçla bağlantılı bir başka bağımsız (yan) borç olsun, söz konusu her bir bağımsız borca ilişkin, tamamını karşılamayan, tutarının altında kalan ifa, kısmi ifa olarak. TBK m. 100 hükmüne tabi olduğunu, diğer bir deyişle borçlu gecikme zammı ve gider borcunu ödemede gecikmişse, yapacağı ödemeyi ana borca saydırmak istese dahi, alacaklı artık borçlu tarafından yapılan ödemeyi ana borç yerine gecikme zammı veya gider borcuna saymak yönünde bir seçimlik yetkiye sahip olacağı, dolayısıyla alacaklının seçimlik yetkisini kullanıp, ana borç için yapılmış ödemeyi, gecikme zammı ve gider borcuna sayabileceği kanunen düzenlendiğini, müvekkili Şirket ise kanundan doğan bu hakkını kullanarak yapılan ödemeleri Davacı Şirketin muaccel borçlarına mahsup ettiğini, Davacının yaptığı ödemeler ise Finansal Kiralama Sözleşmesinden olan kira borçlarını karşılamadığı için sözleşme kat edildiğini, yapılan işlemlerin hukuka uygunluğu Türk Borçlar Kanunu 100. maddesi uyarınca da tartışmasız olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesinin 17.3.4 bölümünde “Banka, gerek müşteri tarafından gerekse müşteri adına üçüncü kişiler tarafından yapılacak tüm ödemeleri veya icradan ve sair yollar ile yapılacak tahsilatları, vadeli ve vadesiz, teminatlı veya teminatsız alacaklarından dilediğine mahsuba yetkilidir. Hangi sebepten yapılırsa yapılsın, yapılacak tahsilatlar, öncelikle Bankanın teminatsız alacaklarına mahsup edilecek olup, mahsup makbuzlarında bu hususta açık hüküm bulunmaması halinde dahi teminatların en son alacak ödeninceye kadar devam edeceği müşteri tarafından açıkça ve peşinen kabul edilmiştir. Müşteri bu konularda hiçbir itirazı olmadığını şimdiden kabul eder. ” hükmü bulunduğunu, buna göre müvekkili Bankanın, muacceliyet halinde olan banka alacaklarını tahsil edebilmek için mahsup hakkı bulunduğunu, İcra İflas Kanunu’nun 296. maddesinde “Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hâle getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez.” denildiğini, anılan maddede borçlunun sadece konkordato talebinde bulunması halinde karşı tarafın sözleşmeyi feshedemeyeceği düzenlendiğini, bu maddeyi borçlunun taraf olduğu bütün sözleşmelerin hangi gerekçeyle olursa olsun feshedilemeyeceği şeklinde yorumlamak kanunun amacını ve lafzını yanlış yorumlamak olacağını, Davacının iddiasına göre bu madde gereğince Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin feshedilmesi hukuka aykırı olduğunu, ancak burada özellikle dikkat edilmesi gereken husus fesih sebebinin, borçlunun konkordato başvurusunda bulunması değil, borçlunun konkordato başvurusundan evvel sözleşmeden doğan edimlerini eksiksiz ve zamanında ifa etmemiş olması olduğunu, müvekkili Banka, borçlunun konkordato başvurusundan evvel sözleşmeden doğan borcunu zaten bir süredir ifa etmemesi sebebiyle fesih yetkisini kullanmış olduğunu, davacının yapılan mahsup işlemi ile ilgili olarak 27.11.2018 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna yaptığı şikayetten olumlu bir sonuç alınamaması yapılan işlemlerin ne Türk Borçlar kanunu hükümlerince ne İcra İflas kanunu hükümlerince ne de bankacılık mevzuatları hükümlerince kanuna ve hukuka aykırılığı bulunmamasından kaynaklandığını,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 100. maddesi ile taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi ve Hesap Rehin Sözleşmesi uyarınca kısmen ödenen tutarın daha önce gecikmiş diğer borçlardan mahsup edilmesinde, İcra İflas Kanununun konkordato ile ilgili hükümlerine hiçbir aykırılık bulunmadığını, savunarak, re’sen de göz önüne alınacak nedenlerle menfi tespitin talebinin reddine hükmolunmasını talep etmiştir.
III-TARAFLARIN ANLAŞTIKLARI ve ANLAŞAMADIKLARI HUSUSLAR
A. Taraflar Arasında Uyuşmazlık Bulunmayan Hususlar
3. Davacı vekilinin davadan feragat ettiği hususu çekişmesizdir
B. Taraflar Arasındaki Uyuşmazlık Konuları
4. Uyuşmazlık, 302 ve 307 nolu projelere ilişkin dava dilekçesinde belirtilen ödemelerin varlığı ve miktarı ile ilgili taraflar arasında uyuşmazlık olmadığı, uyuşmazlığın, taraflar arasındaki ilişkinin tek bir borç ya da muhtelif borç ilişkisinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, taraflar arasında muhtelif borç ilişkisi bulunuyorsa, bu borçların vadeleri, takp tarihleri, teminat durumlarının birbiri zile aynı olup olmadığı, davacının davalıya muhtelif (birden fazla) borcu olduğu halde ödenen paraların hangi borca ve ne nispette mahsup edileceği, mahsup işleminde öncelikle borçlunun beyanının esas alınıp alınmayacağı, taraflar arasında tek ir borç ilişkisi varsa bu takdirde ödoenen paranın mahsubunun ne şekilde yapılacağı, 302 ve 307 nolu projeler ile ilgili davacının davalıya bir borcu bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.

IV-ÇEKİŞMELİ VAKILAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER
5. Taraflar arasında akdedilen GKS suretleri,
6. Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/581 sayılı dosyası,
7. Bilirkişi raporu,
V- DELİLLERİN TARTIŞILMASI, YARGILAMA ve GEREKÇE
10. Davacı vekili 30/01/2023 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında sağlanan anlaşma sebebi ile açtıkları davadan feragat ettiklerini beyan ederek duruşma günü beklenmeksizin dosyanın ele alınarak feragat sebebi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
11. Davalı vekili 02/02/2023 tarihli dilekçesinde; taraflar arasında anlaşma sağlandığını, davaya istinaden masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
12. Feragat; davacı tarafın talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat, davayı sona erdiren tek taraflı bir işlem olup, karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Davacı, davayı açtıktan sonra davadan feragat ettiğini bildirmiş olup, vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin olduğu anlaşıldığından, açılan davanın feragat nedeniyle reddine, tarafların beyanı doğrultusunda vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
VI-HÜKÜM
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu 22. madde gereği; alınması gereken (2/3) 119,93.-TL harçtan, peşin alınan ve tamamlatılan 46.252,62 TL harcın düşümü ile arta kalan 46.132,69 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
5-Arabuluculuk Kanunu 18A/13 maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Asagari Ücret Tarifesi uyarınca 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK 345. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesine ya da buraya gönderilmek üzere istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yasa yolu açık olmak üzere 07/02/2023 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2023

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15 uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur”