Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/49 E. 2022/233 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/49 Esas – 2022/233
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2020/49 Esas
KARAR NO : 2022/233
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2020
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
KARAR Y.TARİHİ : 18/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, her sene “…” fuarına katılmakta olduğunu son birkaç yıldır davalı firmanın aracılık hizmetinden yararlandığını, nitekim bahsi geçen fuarın Türkiye’deki yetkilisinin de davalı firma olduğunu, davalı firmanın vermiş olduğu hizmetin, A Fuarında Türkiye’den katılmak isteyen firmalar adına fuar yetkilileri ile iletişim kurmak ve fuar sergi alanı temin edilmesini sağlamak olduğunu, davalı firmanın, Türkiye’den katılmak isteyen firmaların tercih ettiği sergi alanına göre bir bedel belirlediği ve firmanın bu bedeli ödemesi karşılığında fuarda istediği sergi alanını kendisine tahsis ettiğini, taraflar arasında 04.09.2018 tarihinde kurulmuş olan sözleşme ile F22 olarak belirtilen alanın müvekkiline tahsis edileceğini, tahsis edilen F22 alanının 36 m2 olduğunu, müvekkilinin tahsis edilen alan karşılığında 16.027,2 USD bedeli hususlarının kararlaştırıldığını, AUW Fuarının 14-16 Mayis 2019 tarihleri arasında olduğunu, müvekkilinin sözleşme ile üzerine düşen edim yükümlülüğünü sözleşme sonrasında ivedilikle yerine getirdiğini, ancak davalının sözleşme edimini yerine getirmediği ve müvekkilinden izin/onay alınmaksızın yeni bir kroki üzerinden H47 numaralı sergi alanının tesis edildiğini, H47 alanının tesis edildiği müvekkil tarafından davalı firmaya iletildiğinde kendilerine böyle bir bilgilendirme yapılmadığının beyan edildiği ve taraflar arasındaki ticari iş niteliğindeki sözleşmeye aykırı davranarak basiretli bir tacir gibi hareket edilmediğini, kendi sektörel rakiplerinin bulunduğu bölgede tanıtım, sunum ve pazarlama işlemlerini yapamadığı ve tahsis edilmesi talep edilen fuar sergi alanı ile temin edilen fuar alanının boyutunun farklı olması nedenleri ile maddi zarara uğradığını, bu maddi zararın davalı firma sorumluluğunda olduğundan davalıya … numaralı 04.07.2019 tarihli ihtarnamesi gönderilerek, zararın tazmin edilmesinin talep edildiğini, ancak davalının bu aşamada ihtarnameye geri dönüş sağlamadığını, arabuluculuk kapsamında yapılan görüşmelerde mutabakat sağlandığını, davalının, kusuruna binaen ödeme yapmayı kabul ettiği ve tarafların 25.10.2019 tarihinde müvekkiline 6.410 USD ödenmesi hususunda anlaştıklarını, davalının borcunu arabuluculuk tutanakları ile kabul ettiği, söz konusu icra dosyasına kötü niyetle itiraz ettiğini beyan ederek, Ankara …İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasıyla başlatılan takibe borçlunun yaptığı itirazın iptali, takibin devamı ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER:
1-)Ankara …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası,
2-)Ankara …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası,
3-)Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı,
4-)Mahkememizden alınan bilirkişi raporları ile İzmir Ticaret Mahkemesinden talimat üzerine alınan bilirkişi raporu,
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra dosyasının celp edilip incelenmesinde, davacı tarafça davalı aleyhinde ilamsız icra takibi yapılarak, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, 13/11/2019 tarihli takip talebinde alacağın, 6.410 USD Asıl alacak,10,84 USD İşlemiş faiz, 6.420,84 USD TOPLAM şeklinde gösterildiği, 6.420,84 USD alacağın ödeme günündeki USD döviz alış kurundan ödenmesinin ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa, fili ödeme tarihine kadar yıllık %3,25 oranında USD mevduata Kamu bankalarınca fiilen uygulanan azami yıllık faiz ve değişen oranlarda faiz talep edildiği, davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır.
07.06.2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile bazı hukuki uyuşmazlıklar yönünden, bir yandan tarafların iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edilebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak “Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiştir.
Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda yazılı açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde,
Somut olayda davacı, borcun tahsili için giriştiği icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline yönelik olarak açtığı iş bu davanın ticari dava niteliği taşıdığı, 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, dosyaya sunulan arabuluculuk tutanağı incelendiğinde, görüşmenin anlaşma ile sonuçlandığı, bu anlaşma ile ödeme için gün belirlendiği, ödemenin yapılmaması halinde ilamlı takibe geçileceğinin kararlaştırıldığı, ancak dosya arasında bulunan ve mahkememizden iptali istenilen itiraz gören dosyanın İlamsız takip olduğu ancak davacı elinde ilam niteliğinde bir belge bulunduğu, buna göre, alacağa daha kolay yoldan ulaşma imkanı olan hallerde dava yoluna başvurma da hukuki yarar bulunmadığı ve dahi teknik anlamda bir anlaşmama son tutanağı da bulunmadığı anlaşılmakla, davanın, hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-Hukuki yarar yokluğundan davanın Reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın, peşin alınan 446,95 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 366,25 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
3-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/04/2022