Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/459 E. 2021/701 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/459 Esas – 2021/701
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/459 Esas
KARAR NO : 2021/701

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
KARAR Y.TARİHİ : 03/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ihtiyaç duyulan araçların bakım ve onarımlarının yapılması
hususunda uzun süre sorunsuz devam eden ticari ilişkinin olduğunu, davalının bazı ödemeleri
aksatması ve daha sonra tamamen ödeme yapmaması nedeniyle işlemiş faizi ile birlikte
19.320,51 TL’lik bakiye alacağın tahsili için icra takibinin başlatıldığını, müvekkil firma
davalının … plakalı
araçların bakım onarım ve parça değişimini yaptığını, verilen bu hizmetler için davalının
müvekkil firmaya herhangi bir ayıp veya eksik iş ihbarında bulunmadığını ve fatura konusu
hizmetlerin eksiksiz sunulduğunu kabul ettiğini, davalının yalnızca ödeme zamanını ileri tarihe
atmak amacıyla itiraz ettiğini, icra takibine konu edilen 10 adet faturanın 8 tanesinin davalının
… isimli
çalışanları tarafından ihtirazı kayıt konulmadan imzalanarak teslim alındığını ve 8 günlük itiraz
süresi içinde müvekkil firmaya herhangi bir itirazın gelmediğini, tarafların 2019 Nisan ayı Ba-
Bs mutabakatlarını yaptığını 8 adet fatura için KDV hariç 6.365,00 TL olarak mutabakat
sağlandığını ve 24.04.2019 tarih 397428 sayılı KDV dahil 2.312,60 TL tutarlı faturanın bu
mutabakata konu edilen faturalardan biri olduğunu, icra takibine konu edilen diğer 8 fatura gibi
bu faturanın da kesinleşmiş fatura olduğunu ve bedelinin müvekkil şirket tarafına ödenmesine
karar verilmesi gerektiğini, 02.02.2019 tarih ve 155284 sayılı KDV dahil 1.486,80 TL tutarlı
faturanın da iş yoğunluğu nedeniyle davalı çalışanına imzalatılamadığını ve davalının faturaya
herhangi bir itirazda bulunmadığı için kesinleştiğini, bedelinin ödenmesi gerektiğini, faturanın
kesilip karşı tarafa gönderildiğinde ise bu fatura ile birlikte icra takibine konu olan faturaların
tamamının davalının ve usulüne uygun olarak da müvekkil şirketin muhasebe kayıtlarına da
işlendiğini, fatura alacağı likit ve belirli olup alacak miktarının belirlenmesi için herhangi bir
yargılama yapılmasının gerekmediğini, takibe koyulan faturaların üzerinden 1,5 yıl geçmesine
rağmen müvekkil firmaya herhangi bir ayıp ihbarı ve itirazda bulunulmadığını, açıklanan
nedenlerle; davanın kabulüne, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın fazlaya ilişkin
haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL yönünden iptaline ve takibin devamına,
alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme
masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 14/09/2021 tarihli ıslah dilekçesinde; davalının icra dosyasındaki itirazının 1.000,00 TL yönünden iptaline ilişkin dava konularını ıslah etmekle, davalının itirazının icra dosyasındaki asıl alacağın tamamı olan (17.818,00 fatura alacağı, 1.502,51 TL işlemiş faiz) 19.320,51 TL yönününden iptaline, alacak likit olduğundan %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil
şirkete başlatılan … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyaya yapılan
itirazın sonucu davacının iş bu haksız itirazın iptali davası açtığını, zamanaşımı itirazlarının
olduğunu, dava dilekçesindeki tüm beyanları mezkur icra dosyasına yapılan haklı itiraza
istinaden kabul etmediklerini, bahis geçen icra takibinin ve açılan itirazın iptali davasının da
haksız olarak açıldığını, dava konusu alacak miktarının yüksek olduğunu ve bu alacağa
yapılacak haksız itirazın sonuçlarının ağır olacağını, müvekkil şirketin yapmış olduğu haklı
itirazın ticari kayıtlara istinaden yapıldığını, davanın açıldığı tarih akabinde davadan haberdar
olunduğu tarihten itibaren müvekkil şirket kayıtlarında yapılan tetkiklerde davacı firmaya
borçlu olunmadığının tespit edildiğini belirterek; açılan haksız itirazın iptali
davasının reddine, davacı şirket aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına
hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin de davacı yana yükletilmesine
karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :

Dava, davalının araçlarının bakım ve onarımını yaptırdığı takdirde bir kısım ödemeleri yapmadığından bahisle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
… Müdürlüğünün … E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Oto Sanayi Ticaret Limited Şirketi, borçlunun … Yapı İnş. Turizm Taah. Müh. San. Ltd. Şti olduğu; 19.320,51 TL için 01/07/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 06/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 09/07/2020 tarihinde itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirket yetkilisi olduğunu belirten … 25.05.2021 tarihli duruşmada tespit edilen isticvabında: “davacı firma ile işlemlerimiz olmuştur, ancak alınan mal bizim şoförler tarafından mı alındı yoksa başka şoförler tarafından mı alındı bilemiyorum, (dosyada mevcut faturalar gösterildi, soruldu). … bizim şirkette çalışmıştı, ancak ….’u hatırlayamadım, bana gösterdiğiniz faturalar altındaki imzalar bana ait değildir, diğer imzalar şoförlerin imzası olabilir, normalde araçlar bizim şirkete ait araçlardır, bizde çalışan şoförler de bizim araçta çalışmışlardır, isimlerini hatırlamadığım şoförler de bizimle çalışmıştır, çünkü birçok şoför bizim araçlarda çalışmıştır, ancak ben şoförlerin mal aldıklarını görmedim” yönünde beyanda bulunmuştur.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda; taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olduğunu, davaya konu faturaların; içeriğinde yazılı satışı gerçekleştirilmiş olan veya satılmak üzere olan malın bir adresten başka bir adrese taşınmasını sağlayan irsaliyeli fatura olarak düzenlenmiş olduğunu, davalı şirketin Gelir İdaresi Başkanlığı Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğüne vermiş olduğu; 2019 yılı Nisan dönemi 29/05/2019 onay tarihli Form/ba beyannamesinin ikinci sayfası 27. Satırında, davacı şirketten 8 adet belge karşılığında KDV hariç toplam 6.365,00 TL tutarında mal ve hizmet alışı yaptığını, davalı şirketin, ilgili vergi dairesine KDV hariç toplam 6.365,00 TL’lik davacı şirketten mal ve hizmet alışı yapmış olduğuna dair gerekli bildirimleri yaparak mal ve hizmetin alışverişine ait çapraz kontrolüne imkan sağlandığını, davacı şirketin Gelir İdaresi Başkanlığı Ostim Vergi Dairesi Müdürlüğüne vermiş olduğu; 2019 yılı Nisan dönemi 30.05.2019 onay tarihli Form/Bs beyannamesinin 1 inci
sayfası 3 üncü satırında, davalı şirkete 8 adet belge karşılığında KDV hariç 6.365,00 TL
tutarında mal ve hizmet satışı yaptığı,
davacı şirketin, ilgili vergi dairesine KDV hariç toplam 6.365,00 TL’lik davalı
şirkete mal ve hizmet satışı yapmış olduğuna dair gerekli bildirimleri yaparak mal ve hizmetin
alışverişine ait çapraz kontrolüne imkan sağlandığı,
Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Ostim Vergi Dairesi
Müdürlüğünün 28.05.2021 tarih 171600 sayılı yazısısı ekinde;
davacı şirkete ait 2019 yılı Form/Bs beyannamesinin 3 üncü sayfası 50 nci satırında
davalı şirkete yıl içerisinde 16 adet belge karşılığında 16.050,00 TL’lik mal ve hizmet satışının
yapıldığı,
Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Başkent Vergi Dairesi
Müdürlüğünün 27.05.2021 tarih 170082 sayılı yazısı ekinde;
Davalı şirkete ait 2019 yılı Form/Ba beyannamesinin 1 inci sayfası 8 inci satırında
davacı şirketten 16 adet belge karşılığında 16.050,00 TL’lik mal ve hizmet alışının yapıldığı, davalı şirketin, davacı şirkete hitaben yazmış olduğu 28.05.2019 tarihi Ba
mutabakat formu konulu yazıda; davacı şirketin Nisan 2019 dönemi, 8 adet belge, KDV hariç
6.365,00 TL mal ve hizmette mutabık olduğunun beyan edildiğini, davacı şirkete ait cari hesap cetvelinde kayıtlandığı şekilde; davacı şirketin, davalı şirkete 97.024,32 TL’lik mal ve hizmet satışında bulunduğunu, buna karşılık ise davalı şirketin 79.024,32 TL ödeme yaptığını ve 120.200.00708 Alıcılar Hesabının 08/11/2019 tarihi itibariyle 17.818,00 TL borç bakiyeli devrettiğini, anılan borç bakiye tutarının … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kayıtlı 17.818,00 TL’lik asıl alacak miktarı ile uyumlu olduğunu ve davacı şirketin, davalı şirketten irsaliyeli faturalara bağlı olarak 17.818,00 TL’lik alacaklı olduğunu, ayrıca takibe konu asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren fiili tahsil tarihi itibariyle hesaplanabilecek değişen oranlarda işleyecek faiz alacağının oluştuğunu bildirmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup; hükme esas alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun21 inci maddesinin üçüncü fıkrasında; “Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya
bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan
açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün
içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya
açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.” ikinci fıkrasında; “Bir fatura alan kişi
aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda
bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.”
23 üncü maddesinin birinci fıkrasının c bendinde: (1) Bu maddedeki özel hükümler
saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar
Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır…..Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar
etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya
incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını
korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk
Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 Tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, fatura örnekleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davalı şirketin Gelir İdaresi Başkanlığı Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğüne vermiş olduğu; 2019 yılı Nisan dönemi 29/05/2019 onay tarihli Form/ba beyannamesinin ikinci sayfası 27. Satırında, davacı şirketten 8 adet belge karşılığında KDV hariç toplam 6.365,00 TL tutarında mal ve hizmet alışı yaptığı, davacı şirketin Gelir İdaresi Başkanlığı Ostim Vergi Dairesi Müdürlüğüne vermiş olduğu; 2019 yılı Nisan dönemi 30.05.2019 onay tarihli Form/Bs beyannamesinin 1 inci
sayfası 3 üncü satırında, davalı şirkete 8 adet belge karşılığında KDV hariç 6.365,00 TL
tutarında mal ve hizmet satışı yaptığı,
davacı şirkete ait 2019 yılı Form/Bs beyannamesinin 3 üncü sayfası 50 nci satırında davalı şirkete yıl içerisinde 16 adet belge karşılığında 16.050,00 TL’lik mal ve hizmet satışının
yapıldığı, davalı şirkete ait 2019 yılı Form/Ba beyannamesinin 1 inci sayfası 8 inci satırında
davacı şirketten 16 adet belge karşılığında 16.050,00 TL’lik mal ve hizmet alışının yapıldığı, davalı şirkete ait 2019 yılı Form/Ba beyannamesinin 1 inci sayfası 8 inci satırında
davacı şirketten 16 adet belge karşılığında 16.050,00 TL’lik mal ve hizmet alışının yapıldığı, davalı şirketin, davacı şirkete hitaben yazmış olduğu 28.05.2019 tarihi Ba
mutabakat formu konulu yazıda; davacı şirketin Nisan 2019 dönemi, 8 adet belge, KDV hariç
6.365,00 TL mal ve hizmette mutabık olduğunun beyan edildiği, davacı şirkete ait cari hesap cetvelinde kayıtlandığı şekilde; davacı şirketin, davalı şirkete 97.024,32 TL’lik mal ve hizmet satışında bulunduğu, buna karşılık davalı şirketin 79.024,32 TL ödeme yaptığı ve 120.200.00708 Alıcılar Hesabının 08/11/2019 tarihi itibariyle 17.818,00 TL borç bakiyeli devrettiği, anılan borç bakiye tutarının … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kayıtlı 17.818,00 TL’lik asıl alacak miktarı ile uyumlu olduğu, alacağın tahsili amacıyla … Müdürlüğünün … E, sayılı icra dosyasında icra takibinde alacaklının … Oto Sanayi Ticaret Limited Şirketi, borçlunun … Yapı İnş. Turizm Taah. Müh. San. Ltd. Şti olduğu; 19.320,51 TL için 01/07/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 06/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 09/07/2020 tarihinde itirazı üzerine takibin durduğu ve alacaklıya kararın dairede tefhimine karar verildiği, davanın 01/10/2020 tarihinde yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Ancak dava İİK’nın 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasıdır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 23/01/2017 tarih, 2016/8970 Esas, 2017/314 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 13/12/2018 tarih, 2016/4520 Esas, 2018/5810 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere itirazın iptali davasının dava şartlarından biri, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmasıdır. Davacı 17/07/2020 tarihinde arabuluculuk süresini başlattığı, 01/10/2020 tarihinde 1.000,00 TL dava değeri göstererek davasını açtığı yargılamanın devamında 14/09/2021 tarihli dilekçesi ile davasını 16.169,15 TL olarak ıslah ettiğini bildirmiş ise de, arabuluculuk süresinin başladığı 17/07/2020 tarihinden itibaren yapılan ıslahın 14/09/2021 tarihli olması karşısında 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşılmaktadır.
Islah edilen miktar yönünden itirazın iptali davasına ilişkin 1 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olup mahkemece bu husus re’sen gözetilmiş, ıslah edilen kısım (18.320,00 TL) yönünden davanın hak düşürücü süreden reddi gerrekmiş ve davanın kısmen kabulü ile; davalının … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın 1.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, hükmolunan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, asıl alacağın %20’si oranında olan 200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, takip kısmen de olsa haklı olması ve bu hususta kötüniyet tespit edilememesi nedeni ile yasal koşulları oluşmayan kötüniyet tazminat talebi hususunda ve dava koşuluna ilişkin yasal hak düşürücü süre nedeniyle fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle;
HÜKÜM :
1-Davanın Kısmen Kabulü ile;
2-Davalının … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın 1.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
3-Hükmolunan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
4-Asıl alacağın %20’si oranında olan 200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Dava koşuluna ilişkin yasal hak düşürücü nedeniyle fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
7-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL başvuru ve vekalet harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 110,25 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 922,45 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 47,74 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
10-Alınması gerekli 68,31 TL harcın peşin ve ıslahla alınan 367,40 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 299,09 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
11-Peşin ve ıslahla alınan 367,40 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
12-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, red ve kabul oranına göre hesaplanan 68,32 TL’nin davalı taraftan, 1.251,68 TL’nin davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/10/2021