Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/431 E. 2021/42 K. 18.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/431 Esas – 2021/42
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/431 Esas
KARAR NO : 2021/42

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/09/2020
KARAR TARİHİ : 18/01/2021
KARAR Y.TARİHİ : 19/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında Ankara İlinde imzalanan 15.01.2018 tarihli Proje İşyeri Taşınmaz Satış sözleşmesi ile …. sayılı arsa üzerinde inşa edilecek olan ticaret merkezindeki C Blok 1 nolu işyerinin müvekkiline satışı konusunda taraflar anlaştıklarını, Proje İşyeri Taşınmaz satış sözleşmesinin 5.1 Maddesinde satış konusu taşınmazın satış bedeli kdv dahil 2.950.000 TL olarak kararlaştırıldığını, aynı sözleşmenin 5.2 maddesinde ise bu bedelin sözleşmenin imza tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ödeneceğinin düzenlendiğini, düzenlemeye istinaden müvekkilinin satış bedelini davalı tarafa ödediğini, bu ödemenin 2.500.000,00 TL ‘si satış bedeli, 450.000,00 TL’sinin ise KDV olduğunu, sözleşmenin yapıldığı tarihte KDV oranı %18 olduğunu, Satış sözleşmesinin 5.2 maddesinin 4. bendinde işyerinin teslimiyle birlikte fatura kesileceği ve teslim edileceğinin düzenlendiğini, sözleşmeye konu işyeri müvekkile teslim edilmediği halde davalı tarafından 22.01.2020 tarihinde kargo ile 30.12.2019 tarihli KHA2019000000106 seri numaralı fatura düzenlenerek müvekkiline gönderildiğini, sözleşmenin imzalanmasının ardından müvekkili tarafından satış bedeli olan 2.950.000 TL davalı tarafa ödendiğini, bu bedelin 2.500.000 TL ‘si satış bedeli, 450.000 TL’si ise KDV olduğunu, 2019 yılında KDV indirimi yapılmış ve 31.12.2019 tarihine kadar KDV’nin % 18 yerine %8 olarak uygulanacağının düzenlendiğini, davalı taraftan bu nedenle iş yerini müvekkiline teslim etmediği halde, daha az KDV ödemek için 30.12.2019 tarihinde sözleşmeye aykırı olarak fatura düzenlediğini, davalı tarafça müvekkiline gönderilen 30.12.2019 tarihli KHA2019000000106 seri numaralı faturada KDV 218.518,52 TL olarak hesaplandığı, bu durumda davalı tarafın müvekkilinden 231.482 TL fazladan tahsilat yaptığını, davalı tarafa ihtarname keşide edildiğini, davalı tarafından ödeme yapılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını, müvekkilinin zararı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalı tarafından KDV ödemesi olarak fazladan tahsil edilen 60.000,00 TL’nin 28.01.2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde özetle; dava konusu edilen 15/01/2018 tarihli sözleşmenin 15. Maddesinde “sözleşme hükümlerinden doğan ihtilaflarda İzmir Mahkeme ve İcra Daireleri yetkilidir.” hükmü bulunduğunu, yetkisiz mahkemede dava açıldığını, yetkili mahkemenin İzmir Mahkemeleri olduğunu, esasa ilişkin olarak ise; taraflar arasında düzenlenen 15/01/2018 tarihli sözleşmenin 5. Maddesinde bağımsız bölüm satış bedelinin KDV dahil 2.950.000 TL olarak kararlaştırıldığını, davacı tarafın satış bedelini ödediğini, davacıya ait iş yeri bitirildiğinden 30/12/2019 tarihinde KDV dahil 2.950,00 TL ‘lik fatura kesilerek tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin alış veriş merkezinde davacıya satılan taşınmazı inşa edip bitirmesine rağmen ruhsata ilişkin işlemlerde resmi dairelerdeki gecikmelerden dolayı bitirilen iş yerinin 13/05/2020 tarihinde teslim edildiğini, taşınmaz inşaatının bitmesiyle KDV mevzuatı yönünden vergiyi doğuran olayın gerçekleştiğinden 30/12/2019 tarihinde faturası kesilerek o tarihte geçerli KDV oranın uygulandığını, yasal olarak vergiyi doğuran olayın meydana gelme tarihinde meri olarak KDV oranı uygulanarak fatura düzenlendiğini ve ödendiğini, fatura düzenlenmesi ve uygulanmasında yasal olmayan hiçbir husus bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede herhangi bir nitelendirme olmadığı gibi KDV vergi oranını belirten bir söz veya ibare bulunmadığını, müvekkilinin yasalar uyarınca alım satıma ilişkin olarak satım bedeline göre fatura tarihinde yürürlükte olan KDV oranına göre fatura kesmiş ve gerekli ödemelerini yaptığını savunmuş öncelikle davanın yetki yönünden reddi ile talep halinde yetkili olan İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, esasa ilişkin olarak davacının iddialarının dayanağı bulunmadığından davanın reddine karar karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca fazladan tahsil edilen KDV ödemesinin iadesi istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, Proje İşyeri Taşınmaz Satış Sözleşmesi örneği, ödeme dekontları, fatura örneği, ihtarname, iş yeri teslim tutanağı ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Davalı vekili süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde; taraflar arasında yapılan sözleşmede uyuşmazlık halinde İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin yetki şartı bulunduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin15.. maddesinde; ” Taraflar aralarında olası anlaşmazlıkları dostça çözümlemek üzere gerekli tüm önlemleri alacaklardır. Dostça çözümün mümkün olmaması haminde, sözleşme hükümlerinden doğan ihtilaflarda İzmir Mahkeme ve İcra Daireleri yetkilidir.” şeklinde hüküm bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK m. 17’de yapılan düzenleme uyarınca; tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Yapılan bu düzenleme uyarınca; tacirler veya kamu tüzel kişilerinin yetki sözleşmesi yapması veya sözleşmeye yetki şartı koymaları durumunda anlaşmazlık halinde davanın kararlaştırılan yetkili mahkemede açılması zorunludur.
İlk itirazlar HMK m. 116 hükmünde düzenlenmiştir. Yapılan bu düzenleme uyarınca; kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı ve uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümlenmesi gerektiği itirazı ilk itiraz olarak kabul edilmiştir. İlk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmesi zorunludur. İlk itirazlar dava şartlarından sonra incelenir. İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenerek karara bağlanır (HMK m. 117).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, taraflar arasında kurulan ve uyuşmazlık konusu olan sözleşmelere konulan yetki şartı ve tüm dosya içeriğine göre; davalı tarafın süresinde usulüne uygun şekilde ilk itirazlarını ileri sürerek yetki itirazında bulunduğu, taraflar arasında yapılan sözleşmede uyuşmazlık halinde İzmir Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığı anlaşıldığından davanın mahkememizin yetkisizliği nedeni ile usulden reddine, HMK.20 maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dosyanı yetkisi İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davalı yanın yetki ilk itirazının KABULÜ ile, Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştikten sonra yasal süre içinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca harç yargılama gideri hususunun yetkili ve görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
4-Karar kesinleştiğinde; kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2021

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır