Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/423 E. 2021/117 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/423 Esas
KARAR NO : 2021/117

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/09/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, kesilen fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara … Müdürlüğünün 2020/3080 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafa gönderilen ödeme emrinin bila döndüğü sırada pandemiden olayı adliyeler kapatıldığı için ve pandemi süresinden dolayı ödeme emri karşı tarafa tebliğ edilmediğini, icra dosyası açıldıktan sonra davalı tarafça 02/04/2020 tarihinde davalı tarafa müvekkili hesabına 7.796,00 TL ‘nin banka yolu ile ödendiğini, davalı tarafın icra dosyasından da haberdar olduğunu ancak işlemiş faiz ve diğer dosya masrafları ile tahsil harcı ve icra vekalet ücretini ödemekten kaçındığını, adliyelerin açılması ve icra müdürlüklerinin tekrar çalışmasa başlaması üzerine ödeme emrinin 26/06/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili 24/01/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; müvekkili şirketi icra takibinden haberdar olmadan önce 02.04.2020 tarihinde icra dosyasındaki alacaklıya haricen 7.796 TL tutarında ödeme yaptığını, Pandemi döneminin koşulları nedeniyle gönderilmiş tebligatlardan bihaber olunması nedeniyle icra dosyası kesinleştiğini, ödeme yapmış olan müvekkili şirketin yine pandemi koşulları nedeniyle kalan bakiye üzerinden ödeme yapamamış ve söz konusu itirazı yapmak zorunda kaldığını, bu dönemde reklam aracılığı yapan şirketin bir çok müşterisi, çeşitli nedenlerle ödeme yapmamış ve şirketimiz oldukça zor dönemler geçirdiğini, buna rağmen dosya alacaklısına icra dosyasından habersiz olarak hakkı olan ödemeyi yaptığını savunmuş davanın reddini, müvekkili aleyhine kötü niyet veya icra inkar tazminatına hükmedilmemesine talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı örneği, fatura örneği, ödeme dekont örneği, Ankara … Müdürlüğünün 2020/3080 sayılı takip dosyasının uyap evrakları ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara … Müdürlüğünün 2020/3080 Esas sayılı takip dosyası suretinin incelenmesinde; alacaklı … tarafından davalı Sermarka Yönetim ve…Danışmanlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. aleyhine 24/12/2019 tarihli fatura borcuna dayalı olarak 7.796,00 TL’nin tahsili için 16/03/2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, davanın yasal süresi içeresinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır,
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkâr tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi, takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da, ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur.
İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, taraf beyanları ve tüm dosya içeriğine göre; davacının 7.796,00 TL fatura alacağının tahsili için 06.03.2020 tarihinde davalı aleyhine ilamsız icra takibine giriştiği, davalının takip tarihinden sonra 02/04/2020 tarihinde takip konusu 7.796,00 TL asıl alacak miktarını davacıya ödediği, devamında ise tebliğ aldığı ödeme emrine karşı borca itiraz ettiği, davacı vekilinin eldeki dava ile; asıl alacağın ferilerine yönelik bir ödeme bulunmadığı ileri sürülerek duran takibin asıl alacağın ferileri toplamı olan 1.427,57 TL yönünden iptaline karar verilmesi istediği görülmüştür. Davalının, takibe konu borca bir itirazı yoktur. Bu halde takip tarihi itibariyle temerrüte düşen davalı borçlunun takip tarihinden sonra oluşan faiz, vekalet ücreti ve icra giderleri gibi asıl alacağın ferilerinden oluşan borçtan da sorumlu olduğu açıktır. Ancak, davalının işlemiş 131,17 TL faize yönelik itirazının incelenmesinde, takip tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen 28 günlük süre için işlemiş faizin 83,37 TL olduğu, davalının itirazının 47,80 TL yönünden yerinde olduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 47,80 TL’nin mahsubu sonrasında bakiye 1.379,77 TL yönünden iptaline, takibin 1.379,77 TL alacağa % 13,75 faiz oranı işletilerek devamına, fazlaya dair istemin reddine, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirmediği başka bir deyişle alacağın belirlenebilir olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara … Müdürlüğünün 2020/3080 esas sayılı takip dosyasına itirazının 1.379,77 TL yönünden iptaline, takibin;1.379,77 TL alacağa %13,75 faiz oranı işletilerek devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Asıl alacağın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

3-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 1.379,77 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 47,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 93,95 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 90,80 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Alınması gerekli 94,25 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın düşümü ile arta kalan 39,85 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Peşin alınan 54,40 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır