Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/378 E. 2021/617 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/378 Esas – 2021/617
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/378 Esas
KARAR NO : 2021/617

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2020
KARAR TARİHİ : 05/10/2021
KARAR Y.TARİHİ : 08/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili … ile davalı taraf arasında ticari nitelikte alım-satım yapılması noktasında anlaşmaya varıldığını, taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre müvekkili tarafından 430 adet oda kilidi ve 620 adet yale kilit malzemelerinin davalının istemiş olduğu adrese kargo marifetiyle gönderilecek ve ürünlerin teslimi ile birlikte ürün bedelleri olan 29.051,60 TL’nin davalı tarafından müvekkiline ödeneceğini, müvekkili şirketin anlaşma konusu 430 adet oda kilidi ve 620 adet yale kilit ürünlerinin müvekkilinin anlaşmalı olduğu fabrika vasıtasıyla 13.04.2020 tarihinde davalı şirket adına Anadolu Üniversitesi, Yunus Emre Kampüsü, Tepebaşı/Eskişehir adresine … Kargo aracılığıyla kargolandığını, söz konusu kilit ürünlerinin 14.04.2020 tarihinde davalı şirket adına … tarafından teslimat adresinde teslim alındığını, ancak davalı tarafça anlaşmanın kendilerine düşen ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, müvekkil şirketin bu satışa ilişkin olarak bir adet 30.04.2020 tarihli ve GIB2020000000025 fatura nolu faturayı tanzim ettiğini, faturada taraflar arasında belirlenen ürünlerin bedelleri ile ürünlerin cinsi, miktarı ve teslim edilmek üzere kargoya teslim edildiği tarihin düzenlendiğini, davalı tarafça, müvekkili tarafından düzenlenen faturanın akabinde haksız bir şekilde sözleşme kapsamındaki ürünlerin teslim edilmiş olmasına rağmen, 13.05,2020 tarihli ve TRS2020000000127 fatura nolu, 29.051,60TL tutarlı iade faturası düzenlenerek müvekkiline gönderildiğini, müvekkilince edimi yerine getirilen alım-satım ilişkisine dair fatura bedelinin ödenmemesi veya satış konusu ürünlerin de iade edilmemiş olduğunu belirterek; 30/04/2020 tarihli faturada gösterilen ürün bedeli 29.051,60 TL’nin fatura kesim tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, müvekkili şirketle davacı arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, gönderilen malların dava dışı … Mimarlık Dek. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin müvekkili şirketten yüklendiği iş kapsamında davacı ile … Mimarlık Dek.San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki anlaşma doğrultusunda … Mimarlık Dek. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına gönderildiğini, işin ise müvekkilinin şantiyesinde yapıldığından teslim alanın müvekkili şirket çalışanı olmasının doğal olduğunu, söz konusu kilitlerin sözleşme kapsamında dava dışı … şirketinin taahhüt ettiği işlerden olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olarak aynı alacağı iki kez tahsil etmeye çalıştığını, davacıya, gönderilen ürünlerle ilgili müvekkili şirketin keşidecisi olduğu … … Ticari Şubesi’nin 0528110 seri numaralı, 31.08.2020 keşide tarihli, 30.000,00-TL bedelli çek ile 0528109 seri numaralı, 31.07.2020 keşide tarihli, 30.000,00-TL bedelli çeklerin teslim edildiğini, müvekkili şirketle davacı arasında söz konusu malların satışı ve teslimine ilişkin herhangi bir anlaşma bulunmadığını, davacının muhatabının … Mimarlık Dek. San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, buna rağmen müvekkili şirketin, taşeron firmanın maddi sıkıntılar içinde olduğunu da bildiğinden, davacının ödemesini garantiye almak adına aslı müvekkili şirkette bulunan ve çek teslim belgeleri ile çekleri … Firmasına da cirolatarak davacıya teslim ettiğini, davacının … Mimarlık Dek. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına müvekkili şirketin şantiyesine gönderdiği ürünlere karşılık verilen çeklerin tahsil edilmiş olup teslim aldığı çeklere rağmen müvekkili şirket aleyhinde dava açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacının … Mimarlık Dek. San. ve Tic.Ltd.Şti. ile aralarındaki problemler nedeniyle aynı ürün bedellerini ikinci kez müvekkilden tahsil etmeye çalıştığını, zira daha önceki ödemeye ilişkin (31.07.2020 keşide tarihli çek) olarak davacı … Mimarlık Dek.San. Ve Tic. Ltd. Şti’ ne fatura düzenlemişken bu kez davaya konu faturayı müvekkili adına düzenlediğini, müvekkilinin de iade faturası düzenleyerek davacıya gönderdiğini, davacı müvekkilinin taşeronu olan … Mimarlık Dek. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin yaptığı iş kapsamında olan ve bedeli ödenen ürünlerle ilgili mükerrer tahsilat yapmak adına müvekkili şirkete fatura tanzim ettiğini, bu nedenle davacıya iade faturası düzenlendiğini, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, mal satışı ve teslimatına ilişkin anlaşma gereğince malların ya da malzemelerin teslim edilmesine rağmen karşılık fatura bedellerinden ödenmediğinden bahisle alacak istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davalıya hitaben 30.04.2020 tarihli, GİB2020000000025 sayılı ve KDV dahil 29.051,60 TL tutarlı faturanın düzenlendiği, fatura muhtevasının 430 adet oda kilidi ve 620 adet Yale kilit olduğu, fatura konusu ürünlerin 13.04.2020 tarihinde … Kargo ile davalının adresine gönderildiği, kargonun 14.04.2020 tarihinde davalı çalışanı … tarafından teslim alındığı anlaşılmıştır.
TTK da tacirlerin defter tutmalarına ilişkin hükümler 64.üncü madde de düzenlenmiştir. Söz konusu maddede; “Her tacir defter tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve ticari durumunu, borç ve alacak ilişkderini ve her hesap dönemi içinde elde edden neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekdde ortaya koymak zorundadır….Bu kanuna tabi gerçek ve tüzel kişder,4/1/1961 tarihli ve 213 saydı Vergi Usul Kanununun defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümleri de aynı kanunun 175 inci ve mükerrer 257 inci maddelerinde yer alan yetkiye istinaden yapılan düzenlemelere uymak zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, ….karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, Yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu raporlarında; dava konusu faturanın 30.04.2020 tarihinde davalının ticari defterlerine kaydedildiğini,13.05.2020 tarihinde ise iade faturası düzenlemek suretiyle iade edildiğini, iadenin 8 gün içerisinde yapılmadığını, davacının davalı ile aralarındaki sözleşmeye uygun şekilde kargo ile fatura muhteviyatı kilitleri gönderdiğini iddia ettiğini, ancak taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin var olduğuna dair somut bir delil ibraz edemediğini, malların davalı tarafça teslim alınmasını, anlaşmanın varlığına delil olarak gösterdiğini, davalının ise davacı ile arasında bir sözleme olmadığını ileri sürdüğünü, fatura konusu kilitlerin bedelinin de, asıl muhatap olan alt yükleniciye keşide ettiği çekleri, alt yükleniciye ciro ettirerek davacıya bir tutanakla teslim etmek suretiyle ödenmesini sağladığını beyan ederek, çek örneklerinin sunulduğunu, davalı tarafın akdi ilişkiyi inkar ettiğine göre, davacı tarafça akdi ilişkinin (sözleşmenin) mevcut olduğunun somut delillerle (yazılı sözleşme, sipariş formu, mail yazışmaları gibi) ispatlanması gerektiği ancak dava dosyasına sunulan somut bir delil bulunmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, bilirkişi raporu, fatura örneği ve tüm dosya içeriğine göre; dava konusu uyuşmazlığın fatura bedelinden kaynaklandığı, dava konusu faturanın, 30.04.2020 tarihinde davalının ticari defterlerine kaydedildiği, davacının, davalı tarafa kargo vasıtasıyla teslim edilen mallara ilişkin (GİB2020000000025 sayılı ve KDV dahil 29.051,60 TL tutarlı) faturanın bedelinin ödenmediğinin ileri sürüldüğü, faturanın düzenlenebilmesi için taraflar arasında temel bir borç ilişkisinin bulunması gerektiği, sadece faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesinin akdi ilişkinin varlığının kanıtı olmadığı, bu nedenle akdi ilişkinin inkârı halinde faturayı düzenleyen kimsenin bu ilişkinin varlığının ispatı gerektiği, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin var olduğuna dair fatura dışında somut bir delil ibraz edilmediği, 13.05.2020 tarihinde ise davalı tarafça fatura iadesinin 8 gün içerisinde yapılmamış olması nedeni ile faturaya itirazın süresi içerisinde yapılmadığı, davacı tarafç asöz konusu kilitlerin sözleşme kapsamında dava dışı şirketin taahhüt ettiği işlerden olduğunu, malların davalı tarafça teslim alınmasının, anlaşmanın varlığına delil olarak gösterildiği, davalı ise davacı ile arasında bir sözleşme olmadığını ve teslim alınan ve fatura konusu kilitlerin bedelinin ise, davacının asıl muhatabı olan davalı ile aralarında sözleşme bulunan dava dışı alt yüklenici şirkete teslim edildiği, keşide ettiği çeklerin de dava dışı şirkete ciro ettirerek davacıya bir tutanakla teslim etmek suretiyle ödenmesini sağladığı beyanı karşısında; ibraz edilen 31.07.2020 ve 3108.2020 keşide tarihli çek örneklerinin teslimine ilişkin tutanaktaki kaşenin … Yapı Hırdavat firması Kaşesinin ve imzasının olması ve dava dışı … Yapı Hırdava firması olan alt işverenin muavin kayıtlarında çeklerin kaydının bulunması karşısında davacı tarafça davalı ile aralarında sözleşme bulunduğu ve bedelinin ödenmediğine ilişkin iddiaların mevcut delil durumuna göre ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın Reddine,
2-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 4.357,74 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
5-Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin alınan 496,13 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 436,83 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/10/2021