Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/347 E. 2021/356 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/347 Esas
KARAR NO : 2021/356

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Haksız fiile dayalı manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 11/08/2020
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkilinin, Beykoz belediyesi ile yapılan sözleşme uyarınca … parsel … eğitim tesisine ait Statik ,Mekanik , Elektrik, Harita Peyzaj uygulama projeleri ,Projeler arası Superpoze ve yaklaşık maliyet hazırlanması ” işini aldığını, bahsi geçen işin, müvekkili tarafından davalı ile yapılan sözleşme uyarınca anahtar teslim götürü olarak 65,000,00.-TL bedelle , Müvekkilin idare ile yapmış olduğu idari ve teknik şartnamelere uygun olarak ifa edileceği hususunda anlaşma yapıldığını, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 3.1 ve 3.2 maddesinde Özetle; eserin gerçekleşmesinin, sözleşme konusu eserin tamamlanmasını ifade edeceğinin hükme bağlandığını, sözleşmenin 4.3 maddesi ile işin bedeli ve ödeme başlıklı maddesi ile işin bedelini keşif artışı dahil anahtar teslim götürü bedelinin 65.000,00 TL olarak belirlendiğini, taahhüt edenin veya gösterdiği personelin davacı Müvekkil ile ilgili işyerinde sigortalı olması durumunda sgk, maaş dahil tüm giderlerin davalıya ait olacağının ; davalının bu iş ve işlemleri tamamlamak zorunda olduğunu, bunun aksi durumunda ise davacı müvekkilin davalı nam ve hesabına yaptırabileceğinin ifade edildiğini, sözleşme şartlarının açık ve net iken davalı tarafın işe ait sözleşme şartlarının hiçbirine uymadığını, taahhüt edilen işleri eksik yaptığını ve projenin onayı dahil işlemlerin kalan kısmına ait bu eksiklik ve onay sürecini müvekkil şirketin yapmak zorunda kaldığını, tüm bunlara rağmen davalı alacaklı olduğu iddiasında bulunarak Ankara … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya ile icra takibine geçildiğini, yapılan takip ve alacaklı olduğu iddiasının hukuk ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ile yapılan sözleşmenin anahtar teslim götürü bedeli olduğunu, davalıya bu güne kadar müvekkil tarafından 45,000.-TL ödeme yapılmasına rağmen davalının sözleşme bedelinin 65,000.-TL + KDV tutarını aşarak 43.500.-TL alacaklı olduğu iddiasında bulunmasının hukuk ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; davalıya 31,019,86.-TL tutarında borçlu olmadıklarının tespitine ; davalının haksız eylemleri nedeniyle müvekkilin ticari itibarı olumsuz etkilendiğinden 5.000.-TL ‘de manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davacı tarafından açılan davada, arabulucuya başvurulmamış olduğunu, ancak bilindiği üzere TTK m.5/A gereği dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, davacının işbu davasında dava şartlarının eksik olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ….parselde bulunan alana ilişkin statik, mekanik, elektrik, harita, peyzaj uygulama projeleri, projeler arası superpoze ve yaklaşık maliyetin hazırlanması hususunda anlaşıldığını, müvekkili şirketin üstlendiği edimlere ilişkin taraflar arasında şifahen önce 65.000,00-TL+KDV bedelli bir sözleşme düzenlendiğini, akabinde ise meydana gelen iş arttırımı sebebi ile sözleşmenin 75.000,00-TL+KDV bedel üzerinden revize edildiğini, netice itibariyle taraflar arasında müvekkil şirkete işbu edimlerine karşılık götürü bedel anahtar teslim 75.000,00-TL+KDV ödeneceği hususunda anlaşıldığını, müvekkil şirketin 43.500,00-TL cari hesap alacağı bulunmakta olduğunu; nitekim müvekkil şirket tarafından işbu takip açılış tutarı üzerinden Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E. Numaralı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını,. İşbu icra takibi sonrası ise davacı şirket tarafından ilgili dosyaya yalnızca 10.380,14-TL ödeme yapıldığını belirterek; müvekkil şirket aleyhinde ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın usul ve esastan reddine, tüm vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, menfi tespit ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
7155 sayılı kanunla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi uyarınca “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun;
Arabulucuya başvuru başlıklı 13 (1). maddesinde ”Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir.”
Arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesine ilişkin 15 (5). maddesi ise somut olay dışındaki dava açılmasından sonraki arabuluculuk faaliyetine ilişkin olup ”Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri hâlinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine üç aya kadar uzatılabilir.”
Dava açılmadan önceki arabuluculuk sürecine ilişkin, 16 (1). maddesinde, ”Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.”
Aynı Kanun’un 17. maddesinde ise, a) Tarafların anlaşmaya varması, b) Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi, c) Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi, ç) Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi, d) (Değişik: 12/10/2017-7036/23 md.) Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi ve taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi halinde arabuluculuk faaliyetinin sona ereceği belirtilmiştir.
6325 sayılı Kanun’un Dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A-(2). maddesi, ”Davacı, arabuluculuk faaliyeti SONUNDA ANLAŞMAYA VARILAMADIĞINA İLİŞKİN SON TUTANAĞIN ASLINI VEYA ARABULUCU TARAFINDAN ONAYLANMIŞ ÖRNEĞİNİ DAVA DİLEKÇESİNE EKLEMEK ZORUNDADIR.’ şeklinde düzenlenmiştir.
Dava, sözleşmeye göre borçlu olmadığının tespiti ve haksız eyleme dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 02.04.2020 tarih, 2020/555 Esas, 2020/379 Karar sayılı kararında da dava tacirler arasında her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olarak düzenlenen ticari nitelikli menfi tespit davasında, dava tarihine göre 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2.fıkrasına göre arabulucuya başvurulmadan doğrudan açıldığı anlaşıldığında mahkemece dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarih, 2020/454 Esas, 2020/618 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; menfi tespit davasında da öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı açık olup bu nedenle, alacaklının dava açarken arabulucuya başvurma dava şartına tabi tutulması ancak aynı konu ve alacakla ilgili borçlunun açabileceği menfi tespit davasının arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi tutulmaması hak arama yönünden eşitsizliğe yol açacağı gibi dava türü olarak bir ayrımın gözetilmesi de arabuluculuk dava şartının özüne aykırı olacağı, taraflar arasındaki dava menfi tespit davası ve uyuşmazlık TTK 4/1-a maddesi gereğince mutlak ticari dava olup, TTK’ nın 5/A maddesi gereğince dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Keza, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 17.12.2019 tarih, 2019/1039 Esas, 2019/2094 Karar sayılı kararı, 16/12/2019 tarih, 2019/1039 Esas, 2019/1685 Esas, 2019/2072 Karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere menfi tespit davasında, öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı açık olup bu nedenle, alacaklının dava açarken arabulucuya başvurma dava şartına tabi tutulması ancak aynı konu ve alacakla ilgili borçlunun açabileceği menfi tespit davasının arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi tutulmaması hak arama yönünden eşitsizliğe yol açacağı gibi dava türü olarak bir ayrımın gözetilmesi de arabuluculuk dava şartının özüne aykırı olacaktır. Genel gerekçe ve madde gerekçesinde dava türüne göre bir ayrıma işaret etmediği sonucuna ulaşılmıştır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2020 tarih, 2020/120 Esas, 2020/176 Karar sayılı kararında da menfi tespit davasında öncelikle arabulucuya başvurulması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlığın nitelik ve özü itibariyle arabulucuya başvurulması zorunluluğu bulunduğu ve ancak başvuruda bulunulmadığı anlaşılmakla mahkememizin 25.05.2021 tarihli duruşmasında mahkememizin 25.05.2021 tarihli celsesinde iş bu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilen Ankara …. ATM’nin …. Esas, …. Karar sayılı dosyasının iş bu dava dosyasından tefrik edilerek ayrı esasa kaydına, iş bu dava dosyasında ise 7155 sayılı Kanunla eklenen 6102 sayılı TTK 5/A, 6326 sayılı Kanun’un 18/A-2, HMK’nun 115/2. maddeleri gereğince, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-7155 sayılı Kanunla eklenen 6102 sayılı TTK 5/A, 6326 sayılı Kanun’un 18/A-2, HMK’nun 115/2. maddeleri gereğince, DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
5-Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin ve tamamlama harcı ile alınan 584,40 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 525,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/05/2021
Katip …

Hakim …