Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/337 E. 2021/196 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/337 Esas
KARAR NO : 2021/196

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 09/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili ile davalı arasında ticari iş ilişkisi bulunduğunu, 5.01.2018 tarihli 037351 sıra nolu 3.000,00 TL bedelli fatura, 12.01.2018 tarihli 037352 sıra nolu 3.000,00 TL bedelli fatura, 19.01.2019 tarihli 037353 nolu 3.000,00 TL bedelli fatura ve 26.01.2018 tarihli 037354 nolu 3.000,00 TL bedelli faturaların ödenmediğini, bunun üzerine … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek; itirazın 13.376,20 TL alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar yönünden devamına, % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … 09/03/2021 tarihli duruşmadaki sözlü beyanlarında; faturalardaki … firmasına ait imzaların kendisine ait olmadığını, dört yıl öncesi esnaflık faaliyetini bıraktığını, kendisinin … Nakliye Firması olduğunu, … ile bir irtibatı olmadığını, onun yanında çalışmadığını, o firmanın çok farklı bir firma olduğunu, …’den herhangi bir hizmet almadığını veya vermediğini, faturaların kendisine tebliğ edilmediğini, mahkeme aracılığıyla dava konusu faturaları öğrendiğini, kendisinin davacıdan 4.000,00 TL alacağı olduğunu, borcunun bulunmadığını, alacağının kaynağının sattığı yağ parası olduğunu bildirmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.

Dosya, … Hukuk Mahkemesi’nin … E, …. K, sayılı görevsizlik kararı gereği mahkememize gönderilmiş olmakla, yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nden gelen cevabi yazının incelenmesinde; …’in … sicil numarası ile kayıtlı olduğunu, sicil başlama tarihinin 22/09/2016 ve mükellef tipinin faal, meslek adının kara yolu ile yük taşımacılığı, işe başlama tarihinin 01/05/2019 olduğunu; …’in … sicil numarası ile kayıt olduğunu, sicil başlama tarihinin 22/01/1985, vergi bitiş tarihinin 26/02/2019, mükellef tipinin terk olduğunu bildirmiştir.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 sayılı TTK 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Havale, havale edenin, kendi hesabına,para kıymetli evrak veya diğer bir misli eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini; bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığıbir hukuki işlemdir (TBK m. 555) Davada belirtilen havale ise TBK m. 555’te belirtilen havale işlemi değildir. Ayrıca TBK. m. 555-560 arasında hükme bağlanan havaleden doğan davaların ticari sayılması için bir tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması veya iki taraf için de ticari sayılan hususlardan kaynaklanması gerekir.
Mahkemelerin görevi, ancak Kanunla belirlenir (HMK m.1). kanunla düzenlenir. görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir(HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Gerçek kişi tacir, bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişidir (TTK m.12/1). Bir gerçek kişinin tacir sayılabilmesi için her şey den önce ticaret siciline kayıtlı olması zorunludur.
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller ve diğer belgelerin incelenmesinde davacının ve davalının dava tarihinde TTK 12, 16 maddeleri kapsamında kalan tacir olmadığı ve davanın mutlak ticari dava sayılmadığı ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili kabul edilmesi halinde dahi ticari nitelikte bir dava olmadığı bu nedenlerle davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

Anlatılan nedenlerle;
HÜKÜM :
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı tarafın yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/03/2021

Katip …

Hakim …