Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/333 E. 2022/656 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/333 Esas
KARAR NO : 2022/656

DAVA : İtirazın İptali(Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 31/10/2022
KARAR Y.TARİHİ : 03/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali(Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirket adına fason kolonya ve üretimi yapmak üzere 20.10.2018 tarihinde sözleşme imzalandığı, pandemi döneminde dünya çapında kolonya ihtiyacının artması nedeniyle davalı şirketin acil olarak yüksek miktarlarda üretim talep ettiğini, müvekkilinin fazlaca iş yoğunluğu olmasına rağmen davalıyla olan güven ilişkisi nedeniyle Mart ayı itibariyle davalının siparişleri doğrultusunda bu üretimleri yapmaya başlandığını, sözleşme kapsamında davalı şirkete yapılan satışlar kapsamında faturalar ve sevk irsaliyeleri düzenlendiğini, davalı şirkete imzalı ve kaşeli olarak teslim edildiğini, davalı şirketin bu satışlara ilişkin olarak 18/03/2020 tarihinde 60.000,00-TL, 30/03/2020 tarihinde 20.000,00-TL, 17/04/2020 tarihinde 25.000,00-TL, 06/05/2020 tarihinde 50.000,00-TL ve 07/05/2020 tarihinde ise 75.000,00-TL’lik çek ödemesi yaptığını, davalı şirketin ayrıca 01.05.2020-31.05.2020 dönemine ilişkin olarak müvekkilin hazırladığı, TTK m.92 hükümleri uyarınca 182.772,00-TL + K.D.V. bakiye bedel ödemeleri olduğu konusunda da mutabık olduklarına ilişkin kaşe ve ıslak imzalı BA-BS formunu onaylandığını, davalı şirketin üretimin yaptırıp kaşeli ve imzalı olarak sevk aldığı ürünlerin, mutabık kaldığı faturaların bedelinin yalnızca bir kısmının ödemesini yaptığını, borcun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik itirazın iptaline, takibin devamına, davalının en az %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasında 20.10.2018 tarihli “Kozmetik, Kolonya ve Temizlik
Ürünlerinin” … markasıyla / fason olarak üretilmesi hususunda bir anlaşma yapıldığını, bu üretim anlaşmasına göre siparişi verilen ürünlerin termin tarihleri ve birim
fiyatlarının her bir sipariş için ayrı ayrı belirlenmesi üretilecek her üründen ikişer adet şahit
numunenin davacı şirket nezdinde arşivlenmesi gibi çerçeve koşullar öngörüldüğünü, 20.10.2018 tarihli çerçeve üretim anlaşması doğrultusunda önce 3977 Sayılı Kozmetik
Kanunu gereğince Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı nezdinde yasal izin prosedürlerinin
tamamlandığını, ardında da davacı şirketten 7 Parti halinde ürün üretimi için sipariş verildiğini, 23.03.2020 gün ve GIB2020000000053 nolu faturaya konu 2.400 adet ürün, 06.04.2020
gün ve GIB2020000000075 nolu faturaya konu 5.016 adet ürün 27.04.2020 gün ve M-652160
nolu faturaya konu 48 adet ürün ve 07.05.2020 gün ve GIB2020000000092 nolu faturaya konu
12.504 adet ve 7920 adet ürünün davacı tarafından ayıplı olarak üretilip müvekkiline satıldığını, davacının belirtilen faturalara konu ürünlerde kullanılan şişelerin davacının kendi özgün
şişe tasarımları olduğunun bildirilerek, müvekkiline satıldığını, ancak bu ürünlerde kullanılan 400
ml ve 200 ml’lik şişelerin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 2014/03555-2 ve
2016/02990-1 nolu Endüstriyel Tasarım Tescil Belgesi’yle dava dışı üçüncü kişi adına tescilli
tasarımların taklidi ayıplı ürünler olarak davacı tarafından üretilerek müvekkiline teslim
edildiğini, davacı tarafından üretilerek müvekkiline teslim edilen 400 ml ve 200 mil’lik şişelerdeki
kolonyaların piyasaya sunulmasının ardından, bu ürünlerde kullanılan şişe tasarımlarının Türk
Patent ve Marka Kurumu nezdinde 2014/03555-2 ve 2016/02990-1 nolu Endüstriyel Tasarım
Tescil Belgesi’yle tescilli tasarımların kopyası olduğunu, davacı tarafından müvekkilinin markası
altında fason kolonya üretiminde kullanılan bu şişelerin 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun
81/1-a maddesine göre tasarım hakkına tecavüz teşkil edecek nitelikte taklit ve kopya tasarım şişeleriyle üretilmiş ürünler olduğu hususlarının hak sahibi firma tarafından müvekkiline ihtar
edildiğini, aynı gün bu durumun davacı tarafından …yevmiye sayılı ihtarnamesi ve mail yoluyla yazılı olarak bildirildiği ve sözlü olarak açıklandığını, davacının üretmiş olduğu ürünler üzerindeki ayıbın “olağan bir gözden geçirmeyle
ortaya çıkacak bir ayıp olmaması” nedeniyle ortaya çıkar çıkmaz müvekkilinin TBK madde
223’e uygun olarak gerekli ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davacının TBK 227 nci maddesine göre müvekkiline karşı sorumlu olduğu, müvekkili
tarafından davacıya keşide edilen ihtarname ile
TBK’nun 227/1 maddesi hükmü gereğince satım konusu ürünleri iade etmeye hazır olduğunu ve
bedellerinin iadesin talep ettiğini, bu nedenle müvekkilinin davacıya karşı borçlu olmadığını, buna
rağmen davacının müvekkili aleyhine icra takibi başlatmakla tamamen kötüniyetli davrandığını,
davacı tarafından Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasıyla
başlatılan icra takibinde takip dayanağı olarak, 3 adet faturadan kaynaklanan bakiye 175.859,76
TL’lik alacak gösterildiği, faturanın İİK. nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren
belge niteliğinde olmadığını, 6762 Sayılı TTK’nun 23. maddesinde, tebliğ edilmesine rağmen,
süresinde içeriğine itiraz edilmeyen faturanın İİK. nun 68/1.maddesinde belirtilen belgelerden
sayılacağına ilişkin bir hükmün de bulunmadığını, davacı taraf, sipariş konusu ürünlerde şişelerin ve etiketlerin müvekkili tarafından
tedarik edildiğini iddia etmiş ise de; 23.03.2020 tarihinde tanzim edilen faturalar incelendiğinde
de görüleceği üzere, 250 ml’lik cam şişeler için birim fiyat 4,85 TL iken, aynı tarihli 400 ml’lik
plastik şişelerin birim fiyatının 10,50 TL olduğu; buna göre davacının sadece “alkol ve diyonize
suyu” sağlamış olması halinde 400 ml’lik ürünün birim fiyatının 7,76 TL olması gerekirken,
ürünün “Plastik Şişesiyle” birlikte müvekkiline 2,74 TL farkla, 10,50 TL’ye satılmaması
gerektiğini, bunun da davacının ürünleri plastik şişesiyle birlikte sattığını, şişe bedellerini de
fiyata eklediğini gösterdiği, müvekkilinin, davacıdan başka bir firmanın ürününün bire bir aynısının üretilmesi
konusunda herhangi bir talebi olmadığı, aksine davacı tarafın 2019/7458 nolu Endüstriyel
Tasarım tescilinin kendilerine ait olduğunu bildirdiği ve sattığını savunmuş davanın reddi ile davacı aleyhinde takip miktarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere
tazminata karar verilmesi talep edilmiştir.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik girişilen icra takibine vaki itirazın iptali, icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

Arabuluculuk son tutanağı, sözleşme, faturalar, cari hesap ekstresi, sevk irsaliyeleri, BA-BS formları, Türk Patent Enstitüsü müzekkere cevabı, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının uyap evrakları, bilirkişi raporları ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelemesinde; alacaklı … Kolonya Sanayi İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından, borçlu … Kozmetik Temizlik İç ve Dış Tic. San. A.Ş. aleyhine 175.859,76 TL bakiye fatura bedeli, 3.324,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 179.184,23 TL’nin tahsili için 23/06/2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 02/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirket vekilinin 02/07/2020 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itirazı üzerine icra takibinin durduğu, davanın yasal süresi içeresinde açıldığı görülmüştür.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu 02/06/2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; davalının, dava konusu olan ve ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin, davacıya iade
edildiğini, bu ayıplı ürünlerin davacıdan alınan ürünler olduğunu ispatlayan belgeleri sunmadığı
ve bu konuda incelemede yapabilmemiz için gerekli olan defter ve belgeleri de ibraz etmediği,
ayrıca dava konusu faturaların davalının defterlerine de işlenmiş olduğu dikkate alındığında,
mevcut belge ve bilgilere göre davacının, cari hesap bakiyesini davalıdan talep edebileceği,
taraflar arasındaki ilişki fatura bazında bir alacak ilişkisi olmayıp, Tablo: 1’den de
görüleceği üzere cari hesap ilişkisi niteliğinde olduğundan, ancak cari hesap ilişkisinin kesilerek,
bakiyenin karşı tarafa bildirilmesinden sonra TTK. madde 1530/7 uyarınca faiz talep
edilebileceği, dava konusu olayda cari hesap ilişkisinin kesilerek, bakiye borcun ödenmesi
konusunda karşı tarafa gönderilmiş bir ihtarname olmadığından, faizin icra takip tarihinden
itibaren işletilebileceği, Mahkemece belirtilen görüşümüze katılınmaması durumunda, tarafımızdan
yapılan hesaplama uyarınca takip tarihi itibariyle alacağın asıl alacak 175.859,76 TL ve işlemiş
faiz 1.638,15 TL olmak üzere toplam 177.497,91 TL olduğu,
buna göre davacının faize ilişkin talebinin (Talep: 3.324,47 TL) 1.686,32 TL’lik kısmının
yerinde olmadığı görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını ayrı ayrı dosyaya ibraz etmişlerdir.
Mahkememizin 13/07/2021 tarihli ara kararı ile bilirkişi heyetine entdürstiyel tasarımlar konusunda uzman bilirkişi eklenmiştir.
Bilirkişi heyeti 17/06/2022 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; Uyuşmazlığa konu şişe kullanımlarından 1 nolu şişe için tasarım hakkı başkasına ait
tasarım olarak kabul edilmesi gerektiği,
dosya kapsamındaki belgeler ile davacı tarafından davalıya 1 nolu şişe için kaç adet
şişe dolumu yapıldığının tespit edilemeyeceği, ayrıca yukarıda da belirtildiği üzere, 1 nolu şişe
ile diğer şişelerin davacıya iade edildiğini, bu ayıplı ürünlerin davacıdan alınan ürünler olduğunu
ispatlayan belgelerin davalı tarafından dosyaya sunulmadığı,
davalının “seçimlik haklarını kullanması” hususuna ilişkin bir işleme rastlanmadığı
ve bu hususa ilişkin değerlendirme yetkisinin de Mahkemenin takdirinde olduğu,
dosyaya delil olarak sunulmuş Whatsapp sayfa görünümlerinin hangi tarihlerde
kimler arasındaki yazışmaya konu edildiğinin ve delil vasfı taşıyıp taşımadığının heyetimizce
tespit edilemeyeceği, bu hususun Mahkemenin takdirinde olduğu,
mevcut belgelere göre kök Raporda yer verilen görüşlerimizde değiştirilecek bir
husus bulunmadığı görüşü bildirilmiştir.

Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında 20.10.2018 tarihli, formülleri davalı … tarafından verilecek kozmetik, kolonya ve temizlik ürünlerinin davacı … tesislerinde belirlenen özelliklerde “…” markasıyla fason olarak üretilmesi dair sözleşme akdedilmiştir.
Somut olayda; taraf iradeleri ile karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinin kurulduğu görülmektedir. Kural olarak eser sözleşmesi taraflardan biri diğer tarafın vermeyi taahhüt ettiği bedel karşılığında bir şey imalini içeren bir akittir. Nitekim;eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmelerden olup yüklenici teslimi, iş sahibi de ödemeyi kanıtlamakla yükümlüdür (TBK 470 vd. md)
Eserin, sözleşmede belirlenmiş olan iş süresi sonunda yani teslim tarihinde, sözleşme hükümlerine, fen ve sanat kurallarına uygun olarak imal edilip iş sahibine teslim edilmesi, yüklenicinin “özen borcu” gereğidir. Yüklenici, eser sözleşmesiyle sadece bir faaliyette bulunmayı değil, aynı zamanda bir sonucu (eser) gerçekleştirmeyi de taahhüt etmektedir. Borçlar Kanunumuza göre; meydana gelen eserin beklentiyi karşılamaması halinde, sözleşmedeki yarar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan eserin fen ve sanat kurallarına uygun, iş sahibinin beklentilerini – karşılar – özelliği taşıması gerekir. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. TBK 475. maddesine göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesi hükümlerine göre iş sahibi açık ayıplarda eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (makul süre içerisinde) eseri muayene ve açık ayıpları ihbar etmek zorunda olduğu, TBK’nın 472/son maddesi hükümleri gereğince ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin (derhal) ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükümleri getirilmiştir. Bu hükümler gereğince gerek açık gerek gizli ayıplarda iş sahibinin ihbar zorunluluğu bulunmakta ise de yüklenici eserdeki işçilik, malzeme ve yapımla ilgili açık ve gizli ayıplardan dolayı sorumluluğu garanti ettiği süre için önceden kabul ettiğinden yüklenici lehine olan iş sahibinin ihbar zorunluluğunu aramaktan vazgeçtiği ve garanti süresi içinde ortaya çıkan bu ayıpları ücretsiz olarak gidermeyi sözleşme tarihinde peşinen kabul ve taahhüt ettiği kabul edilmektedir. İş sahibi ihbar zorunluluğu olmaksızın garanti süresi içinde ortaya çıkan açık ve gizli ayıplarla ilgili zamanaşımı süresi içinde seçimlik haklarını kullanarak yükleniciden ayıpların giderilmesini talep edebileceği gibi, aleyhine dava açabilecek ve iş bedelini ayıp giderim bedeli miktarınca ödemekten kaçınabilecektir.
Davacı, eldeki dava ile; davalı şirket adına fason kolonya ve üretimi yapmak üzere 20.10.2018 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, davalının siparişleri doğrultusunda üretimler yaparak davalıya teslim ettiğini, davalının, 18.03.2020 tarihinde 60.000,00 TL, 30.03.2020 tarihinde 20.000,00 TL, 17.04.2020 tarihinde 25.000,00 TL, 06.05.2020 tarihinde 50.000,00 TL ve 07.05.2020 tarihinde ise 75.000,00 TL’lik çek ödemesi yaptığını, ayrıca davalı şirket ile 01.05.2020-31.05.2020 dönemine ilişkin olarak 182.772,00 TL+KDV bakiye alacaklarının kaldığı konusunda mutabık kaldıklarını ancak davalı yanın mutabık kalınan alacağın sadece bir kısmının ödemesini yaptığını, tüm uyarı ve ihtarlarına rağmen 175.859,76-TL’lik bakiye alacağı ödemediğini, alacağın tahsiline yönelik girişilen icra takibine davalının haksız şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yan tebliğ aldığı ödeme emrine karşı, süresi içinde, davacının “… Müvekkilimin takip alacaklısına herhangi bir borcu yoktur. Bu nedenlerle borcun tamamına ve işlemiş faize, işleyecek faiz oranına ayrı ayrı itiraz ediyoruz. Borcun tamamına itiraz ettiğimizden takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ederiz” demiş, 01/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde ise; 23.03.2020 gün ve GIB2020000000053 nolu faturaya konu 2.400 adet, 06.04.2020 gün ve GIB2020000000075 nolu faturaya konu 5.016 adet, 27.04.2020 gün ve M-652160 nolu faturaya konu 48 adet, 07.05.2020 gün ve GIB2020000000092 nolu faturaya konu 12.504 adet ve 7920 adet ürünün davacı tarafından ayıplı olarak üretildiğini, kolonya üretiminde kullanılan şişelerin 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 81/1-a maddesine göre tasarım hakkına tecavüz teşkil edecek nitelikte taklit ve kopya tasarım şişeleriyle üretildiğini, hak sahibi firma tarafından bu durumun kendilerine ihtar edildiğini, aynı gün Ankara 53. Noterliği’nin 15.06.2020 gün ve 15000 yevmiye numaralı ihtarnamesi ve mail yoluyla yazılı, ayrıca sözlü olarak davacıya bildirildiğini, davanın haksız olduğundan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı … Kolonya San. İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine hazır hale getirmiş, yapılan incelemede defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, icra takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan cari hesap ilişkisinden dolayı 175.859,76 TL alacaklı olduğu görülmüştür. Davalı yan usulüne uygun şekilde yapılan ihtara rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış ise de, dosyaya kazandırılan BA formlarından, davacının davalı adına düzenlediği faturaların tamamının davalı şirket kayıtlarına intikal ettirildiği görülmüştür. Nitekim, taraflar arasında düzenlenen BA/BS mutabakatı, davalı tarafça itiraza uğramamış ve davalı yan takip dayanağı fatura konusu ürünlerin teslimini inkar etmemiş ancak ürünlerin ayıplı olduğunu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığını savunmuştur. Davalı yan, davacının, faturalara konu ürünlerde kullandığı şişelerin kendi özgün şişe tasarımları olduğunu bildirerek satış yaptığını ancak bu ürünlerde kullanılan 400 ml ve 200 ml’lik şişelerin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 2014/03555-2 ve 2016/02990-1 nolu Endüstriyel Tasarım Tescil Belgesi’yle dava dışı üçüncü kişi adına tescilli tasarımların taklidi, ayıplı ürünler olduğunu, ayıbın …yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacıya bildirdiğini, takip konusu faturalar nedeniyle borçlu olmadığını savunmuştur. Yani, davalı yan aleyhine açılan iş bu davada iş bedelini ayıp giderim bedeli miktarınca ödemekten kaçınmak istemektedir. Bu halde, dava konusu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıp bedelinin belirlenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Mahkemece alınan kök raporda; sayın bilirkişi kurulunca, davalının ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünleri davacıya iade ettiğine ve ayıplı ürünlerin davacıdan satın alınan ürünler olduğuna dair ispata elverişli belge sunmadığı, defter ve belgeleri incelemeye ibraz etmediği, bu nedenle ayıp konusunda tespit yapılamadığı, görüşü bildirildiğinden, sözleşmenin tarafların yükümlülüklerini düzenleyen 2. maddesi uyarınca taraflardan şahit numunelerinin ibrazı istenmiş ve davalı yanın itirazlarının karşılanması için bilirkişi heyetine endüstriyel tasarımlar uzmanının eklenmesi suretiyle, itirazlarının değerlendirilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Davalı yan şahit numuneleri ibraz etmiş ancak davacı numune ibrazından kaçınarak, ayıp konusunda tahkikatın genişletilmesine muvafakat etmediğini bildirerek, şişelerin davalı tarafından tedarik edildiğini ileri sürmüştür. Oysa ki, taraflar arasında ki sözleşmede şişelerin davalı tarafından tedarik edileceğine dair açık bir hüküm bulunmamaktadır. Sözleşmenin 6. maddesinde tüm ambalaj malzemesinin davalı tarafından tedarik edileceği kararlaştırılmış ise de ambalajdan kastedilen şişe olmadığı, sözleşmenin 2. maddesinde davacı şirkete şahit numune saklama yükümlülüğü getirilmiş olmasıyla, anlaşılmaktadır. Mahkemece, sözleşmenin 2. maddesi ile; davacıya, alkol ve deiyonize suyunun değil şişelerin saklanması yükümlüğü getirtildiği kanaatine varılarak, davacı tarafın itirazları kabul edilmemiştir.
Davalı yanın sunmuş olduğu şahit numuneler sayın bilirkişi heyetince incelenerek hazırlanan 05.07.2022 tarihli ek raporda; davalı vekili tarafından sunulan 400 ml. plastik silindirik form üzerine oluklu şeffaf şişe ve koyu yeşil plastik oluklu yapıda kapaktan oluşan tasarımın, dava dışı üçüncü kişi adına tescilli 2014/03555-2 ve 2016/02990-1 ve 2 sayılı tasarımlar ile farklılıkları ve ayırt edici niteliklere sahip olmadığından tasarımların aynı olduğu görüşü bildirilmiştir. Her ne kadar sayın bilirkişi heyetince, davalı yanın, ayıplı ürünlerin davacıdan alınan ürünler olduğunu ispatlayan belgeleri sunmadığı tespitinde bulunulmuş ise de, sözleşmenin, tarafların yükümlülüklerini düzenleyen 2. maddesinde; davacı … firmasına yapılan her üretimden ikişer adet şahit numuneyi ürünün raf ömrü süresince arşivleme yükümlüğü getirilmiş olup, davacı mahkeme ara kararı uyarınca şahit numune ibrazından kaçındığı gibi, davalı yanca sunulan şahit numunelere karşı hiç bir itirazda bulunmamıştır. Bu halde, davalı yanca sunulan şahit numunelerin sözleşme konusu ürünler olduğu ve ürünlerin ayıplı olduğu kanaatine varılmıştır. Ne var ki, davalı ayıplı ürünleri davacıya iade ettiğini iddia ve ispat edemediği gibi, ticari defter ve belgeleri de bilirkişi incelemesine hazır bulundurmadığından, ayıplı ürünler nedeniyle zarar miktarına ilişkin tespit yapılamamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının takip konusu asıl alacak tutarı kadar davalıdan alacaklı olduğu, böylece davalının asıl alacak miktarına yönelik itirazının yerinde olmadığı ancak davalının takipten önce temerrüte düşürüldüğü ispat edilemediğinden takip öncesi dönem için işletilen faize yönelik itirazında davalının haklı olduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne, davalının 175.859,76 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, fazlaya ilişkin istem ile alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı zorunlu kıldığından, icra inkar tazminatı talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :

1-Davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 175.859,76 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin; 175.859,76 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %15 ve değişen oranlarda temerrüt faizi işletilerek devamına,
2- Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,

3- Davacının inkar tazminatı isteminin şartlar oluşmadığından reddine,

4-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 27.378,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,

5-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 3.324,47 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,

6-Davacı tarafından aşağıda dökümü yapılan 2.589,15TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 2.541,11 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından aşağıda dökümü yapılan 1.000,00 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 18,55 TL’sinin davacı tarafdan alınarak davayı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

9-Alınması gerekli 12.012,98 TL harçtan peşin alınan 3.060,02TL harcın düşümü ile arta kalan 8.952,96 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Peşin alınan 3.060,02 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
11-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.295,51 TL ‘sinin davalıdan, 18,55 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 345. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesine ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/10/2022
Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

DAVACI YARGILAMA GİDERLERİ
Vekalet Harcı 7,80 TL

posta masrafı 216,25 TL
Başvurma harcı 54,40 TL
Bilirkişi ücreti 2.000,00 TL
İstinaf yoluna başvuru 148,60 TL

İstinaf yoluna başvuru 162,10 TL

TOPLAM 2.589,15 TL

DAVALI YARGILAMA GİDERLERİ

Bilirkişi ücreti 1.000,00 TL
TOPLAM 1.000,00 TL