Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/296 E. 2021/459 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/296 Esas
KARAR NO : 2021/459
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından davalı aleyhine Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/15914 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın itirazlarının; takip değerinin davalının imzasını taşıyan ve kabulünde olan, 25.10.2018 günlü Protokolle yüklendiği , taahhüdü ve edim yükümlülüğünü yerine getirmediği için haksız olduğunu, takip değeri, borçlu tasarrufunda kalan, …Plakalı Man Marka 2006 Model Çekici ve … Plakalı Serin Marka 2003 Model Yarı Römork Araçların esas alınarak belirlendiğini, davalının bu araçların takip tarihi itibarıyla elinde olduğunu kabul ve ikrar ettiğini, protokole konu araçların o günkü rayiç satış bedelinin 140.000,00-TL olduğunu, banka aracılığıyla davalı şirketin hesabına gönderilerek borcun ifa edildiğini, ancak araçların müvekkiline teslim ve devir edilmediğini, müvekkilinih haricen öğrendiğine göre araçların 3. Kişilere satıldığını,müvekkili tarafından davalıya Ankara 16. Noterliği’nin 09.08.2019 tarih 14564 yevmiye numara ile ihtarname gönderilerek 40.000,00-TL’nin ödenmesi istenerek Davalının temerrüde düşürüldüğünü belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı müvekkili ile davacı arasında düzenlenen 25.10.2018 tarihli protokol uyarınca , …plakalı çekici ile … plakalı dorsenin satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, ancak davacının ve bu alışverişte ortağı olan …’in vergi mükellefi olmaması sebebiyle davacıdan kaynaklanan ifa imkansızlığı yaşandığını, bu konudaki eksiklik giderilinceye kadar aracın tescilinin davalı müvekkili üzerinde bırakılmasının kararlaştırıldığını, davacı tarafından tescil işlemi tamamlanıncaya kadar, araca ait tüm vecibelerin davacıya ait olduğu konusunda tarafların mutabık olduğunu, aracın yurt dışı seferi sırasında kaza yapmış olması sebebiyle, masrafları üstlenmemek için davacı yanın bu sözleşmeden dönmek istediğini, karşılığında ise …plakalı çekicinin satışının, yakınlarına ait … Ltd Şti’ne devrinin verilmesini talep ettiğini, protokol konusu aracın alımından vazgeçilerek müvekkilinden başka bir edim talep edildiğini, müvekkilin de bu beyana inançla, protokolün ifası amacı ile talep edilen …plakalı aracın satış işlemini gerçekleştirdiğini, davacının ve ortağı olan …’in, müvekkili şirket ile yaptığı görüşme ve anlaşmaların tamamına, davacının abisi… tanık olduğunu ve ifadesinin dosyadaki tüm konuları açıklığa kavuşturacağını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında yapılan 25/10/2018 tarihli protokol gereği davalının edimini yerine getirip getirmediği, getirmemişse davalının edimini yerine getirmemesi nedeniyle davacının vermiş olduğu miktarı talep edip edemeyceği konularına ilişkindir.
Ankara 13. İcra Dairesinin 2019/15914 E. Sayılı takip dosyası, İhtarname örneği, dekont örneği, taraflar arasında imzalanan protokol örneği ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 s. TTK 19/2’de, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6102 s. TTK m. 5 uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, mülga 6762 s. TTK’dan farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla (6100 s. HMK m.1) düzenlenir. Görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller ve diğer belgelerin incelenmesinde; taraflar arasında yapılan 25/10/2018 tarihli protokol gereği davalının edimini yerine getirip getirmediği, getirmemişse davalının edimini yerine getirmemesi nedeniyle davacının vermiş olduğu miktarı talep ettiği görülmüştür. Eldeki davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi vergi dairesinden ve ticaret sicil müdürlüğünden gelen yazı cevaplarından da davacının tacir sıfatı bulunmadığı, nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı anlaşıldığından; 6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2) . maddeleri uyarınca görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/06/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸