Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/271 E. 2022/711 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/271 Esas
KARAR NO : 2022/711
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 28/11/2022
KARAR Y.TARİHİ : 29/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ile davalılar arasında imzalanan 30/08/2012 tarihli “Hisse Devir Vaadi Sözleşmesi” ile … Elektrik Üretim Ve Ticaret Limited Şirketinde” bulunan müvekkillerine ait tüm hisselerin, 2 (iki) payının davalı …’e, 98 (doksan sekiz) payının davalı … Otomotiv Tic. San. A.Ş’ye devrediceği, hisse devir bedelinin toplam 575,000,00 USD olduğu, 100.000,00 USD’nin sözleşmenin imzalanması ve devredenlerin ödemeye ilişkin istenilen teminatın verilmesini takip eden 1 iş günü içinde vekil Mustafa Mendilcioğlu hesabına ödeneceği, 75.000,00 USD’nin devralanlar tarafından yapılacak inceleme sonucunda hisselerin devralınmasın kabul edilmesi üzerine ödeneceği, bakiye 400.000,00 USD tutarın da … HES’in mevcut proje formülasyonu ve yürüyen prosedür içinde ÇED raporunun alınmasından sonra ödeneceği ve mevcut formülasyon ile ÇED raporu alınamaz ise formülasyon değişikliği yapılarak ÇED raporunun alınmasından sonra ödeneceği konusunda anlaştıklarını, …yevmiye numaralı Hisse Devir Sözleşmeleri ile müvekkillerine ait hisselerin davalılara devredildiğini ve davalılar tarafından da 175,000,00 USD tutarın müvekkillerine ödendiğini, ancak, … HES projesi için ÇED raporu alınmasına ve proje faaliyete geçirilmesine rağmen sözleşme uyarınca ödenmesi taahhüt edilen 400.000,00 USD’nin müvekkillerine ödenmediğini, hisse devir sözleşmelerinde, devreden tarafın ediminin hisselerin devralana geçişinin gerçekleştirilmesi için gerekli hukuki ve usulü işlemlerin yapılması, devralanın ediminin de hisse devir bedelinin ödenmesi olduğu dikkate alındığında ÇED raporu alındığı ve faaliyete geçildiği halde üzerinde anlaşılan hisse devir bedelinin tamamının müvekkillerine ödenmemiş olmasının edimin ihlali niteliğinde olduğunu, müvekkillerinin ÇED raporu alınması konusunda üzerlerine düşen destek görevlerini yerine getirdiğini, bakiye alacağın gerek elektronik posta, gerekse de sözlü olarak davalılarla iletişime geçilmiş ise de müvekkilinin iyi niyetli girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, müvekkilleri tarafından ihtarname keşide edildiğini, ihtarnameye cevap verilmediği gibi, sözleşme konusu bedelin bakiye kısmının da ödenmediğini, arabuluculuk görüşmesinin de sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 30.08.2012 tarihli Hisse Devir Vaadi Sözleşmesinden kaynaklanan şimdilik 100.000,00 TL tutarın ÇED raporunun alındığı tarihten itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte müvekkillere ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri tespit edilmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: davacılar vekilince, taraflar arasında imzalandığı ileri sürülen 30.08.2012 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesinin (J) maddesi uyarınca bir asıl nüsha olarak imzalandığı, sözleşmeden doğabilecek damga vergisi ve sair mali yükümlülüklerin satın alanlar tarafından karşılanacağı yazılı olduğu için bu tek nüshanında müvekkiller elinde olduğunun iddia edildiğini, taraflar arasında imzalanmış bir hisse devir vaadi sözleşmesi bulunmadığından hisse devrinin doğrudan doğruya 28.09.2012 tarihli noter işlemleriyle yapıldığını, bu sebeple bir hisse devir vaadi sözleşmesi de bulunmadığını, müvekkillerinin davacılardan söz konusu şirket hisselerinin … yevmiye sayılı işlemlerle aldığını, imzalanan hisse devir sözleşmelerinden de anlaşılacağı üzere devir bedellerinin davacılar tarafından tahsil edildiğini, müvekkillerine bu hususta yüklenebilecek bir sorumluluk bulunmadığını, davacılar tarafından hisse devir vaadi sözleşmesinin varlığı iddia ediliyorsa, en azından ellerinde kendileri tarafından onaylanmış bir örneğinin bulunacağını, davacı tarafından sözleşmenin sunulmaması durumunda davanın reddi gerektiğini, davanın 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davacılardan …’nun 50 adet payının davalı şirkete, …’nun 48 payını davalı şirkete ve 2 adet payının davalılardan …’e devrettiğinin açık olması karşısında, davalılar arasında müşterek bir sorumluluğun bulunmadığı da gözetildiğinde, her bir davalıdan olan alacak isteminin miktar olarak gösterilmeden dava açılmasının usule uygun olmadığını, davacılardan … tüm payını davalı şirkete devrettiğine göre müvekkillerden … aleyhine açmış olduğu davada aktif dava ehliyeti bulunmadığından adı geçen davacının müvekkillerinden … aleyhine açtığı davanın sırf bu nedenle dahi reddine karar vermek gerektiğini, müvekkillerinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerinin … Elektrik Üretim ve Ticaret Limited Şirketindeki hisselerinin davalılara hukuka uygun şekilde her türlü ayıptan ve taahhütten ari olarak devredilmesi, şirkete ait tüm belge ve evrakların davalılara teslim edilmesi, devir, tescil ve lisanslar için gerekli olan tüm belgelerin imzalanması ve gerekli görülürse ÇED raporu alınmasına ilişkin işlemlerde davalılara destek verilmesi olarak tanımlandığı, müvekkillerince … Müh. Ltd. Şti’ne 4.007 MW kurulu güç olarak hazırlatılan fizibilite raporunun DSİ tarafından onaylandığını, satın alma sözleşmesinden sonra davalılarca yaptırılan Revize Fizibilite Raporuyla da kurulu gücün 5.84 MW’m-5.140 Mwe ile yılda11.95 Gwh enerji üretilmesinin planlandığı, müvekkillerinin sorumluluğunun belirlenmesi noktasında projenin davalıların sözleşmeyi imzaladığı ve hisse devrinin gerçekleştirildiği tarihteki durumunun dikkate alınması gerektiği belirtilmekte ise de, durumumun davacıların iddialarındaki gibi olmadığını, 18.06.2008 tarihli … Hidroelektrik Santrali Projesi Revize Fizibilite Raporundan da açıkça görüleceği üzere söz konusu projenin yıllık ortalama toplam akımı 221,26 hm3 olarak belirtilmişken Eylül 2014 tarihli … Regülatörü ve HES Revize Yapılabilirlik Raporunda gerçek durum ortaya çıktığını ve söz konusu projede esasen Yıllık Toplam Doğal Akım 124.95 hm3 olarak tespit edildiğini, davacılar tarafından tamamen sahte hayal ürünü bir projenin müvekkillerin iradesinin sakata uğratılarak satıldığını, davacılar vekilince ısrarla sözleşmenin devir tarihindeki tespitlerin dikkate alınmasının gerektiğinin vurgulanmasının sebebinin bu olduğunu, davaya konu hisse devrinden beklenilen faydanın HES projesi olduğu gerçeği karşısında belirtilen miktarda su olmayan bir projenin müvekkillerine satışının kötü niyetin açık bir görüntüsü olduğunu, müvekkillerince hisse devir almaktaki amacın, projenin bir HES projesi olması karşısında davacılarca hazırlatılan ve müvekkillerinin iradesini sakatlayan fizibilite raporundaki sahte ortalama su debisi olduğunu, davacılarca durum çok iyi bilindiğinden sözleşmeden caymadıklarını, projenin devreye alınarak hayata geçirildiği söylenmek suretiyle müvekkillerinin durumu kabul ettiklerini vurgulamaya çalıştıklarını, müvekkillerinin projeyi satın aldıktan sonra projenin hayata geçirilmesini teminen yaklaşık 11.000.000,00 USD yatırım yaptığını ancak kaynakla yeteri kadar su olmaması nedeniyle yatırımdan beklediği faydayı sağlayamadığını, tam tersine zarar etmiş olduğunu ve bu duruma tümüyle davacıların sahte raporlarla müvekkillerini yanıltmasının neden olduğunu, onca yatırım yapıldıktan sonra hisse devrinden dönülmesinin mümkün olmadığını savunmuş haksız davanın usul ve esastan reddine, davanın tümüyle reddinin mümkün görülmemesi halinde davacının ağır kusuru gözetilerek bedelden ayıp oranında tenkis yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, limited şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı örneği, hisse devir sözleşmesi örneği, ihtarname örnekleri, Ankara 58. Noterliğinin hisse devir sözleşmesi örneği, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü müzekkere cevabı ve … HES Projesi Belge dosyası, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı müzekkere cevabı, bilirkişi raporları ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu 14/01/2022 tarihli raporlarının sonuç kısmında özetle; taraflar arasında geçerli bir hisse devri vaadi sözleşmesi olup olmadığı ve noter tasdikli hisse devri sözleşmelerine göre davalının ödeme edimlerini ifa ettiği hususunun, 30.08.2012 tarihli suret belgenin davalı şirket yetkilileri davalı tarafından imzalı suretinin sunulmaması, davalılar tarafından devir bedeli olan toplam 1.500.000,00TL’nin devir tarihinde ya da öncesinde davacılara ne şekilde ödendiğine ilişkin dair belge sunulmaması, nedeni ile tespit edilemediği ve bu belgelerin celbi gerektiği, ıslak imzalı belge sunulmaması halinde davacılara 14.09.2012 tarihli maili gönderen …com.tr adresi kullanıcısının şirket adına irade beyanı açıklamaya yetkili kişi olup olmadığının tespiti için kişinin görev pozisyonu ve yetkilerine ilişkin belgelerin ve mailde geçen yönetim kurulu kararının tespiti için Temmuz/Ağustos/ Eylül aylarına ilişkin Yönetim Kurulu kararlarının onaylı suretinin, davacının varsa yatırdığı ve/veya teminat mektubu yoluyla ibraz ettiği teminat bulunup bulunmadığı bilgisinin dosyaya kazandırılması gerektiği tespit edildiğini, ÇED Raporunun 17.07.2014 tarihinde alındığı tespit edildiğini, davacı yanın ödediği tutardan davacının ağır kusuru gözetilerek ayıp oranında tenkis yapılması talebi karşısında varsa ayıp oranının belirlenmesi hususunun heyetimiz uzmanlığında bulunmadığı görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunmuşlardır.
Taraf vekillerinin itirazları değerlendirilmek üzere dosya bilirkişi kuruluna tevdii edilmiştir.
Bilirkişi kurulu 06/04/2022 tarihli ek raporunun sonuç kısmında özetle; kök raporlarında yer vermiş oldukları görüşlerinde değiştirecek bir husus bulunmadığı görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Somut olayda; davacı yanlar, davalılarla 30.08.2012 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme ile; … Elektrik Üretim ve Ticaret Limited Şirketinde bulunan hisselerinden, 2 (iki) payının davalı …’e, 98 (doksan sekiz) payının davalı … Otomotiv Tic. San. A.Ş’ye devredildiğini, hisse devir bedelinin toplam 575,000,00 USD olduğunu, davalı yanların 175,000,00 USD tutarını ödediğini ancak taahhüt edilen 400.000,00 USD’nin ödenmediğini ileri sürerek şimdilik 100.000,00 TL’nin avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yanlar ise; taraflar arasında 30.08.2012 tarihinde yapılmış herhangi bir hisse devir vaadi sözleşmesi bulunmadığını, şirket hisselerinin Ankara 58. Noterliği’nin 24486, 24487 ve 24485 yevmiye sayılı işlemleri ile devralındığını, devir bedellerinin davacılara ödendiğini, davanın 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, bu sebeple davanın reddine, mümkün görülmemesi halinde bedelden ayıp oranında tenkis yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Noterde yapılan limited şirket hisse devirleri dışında, taraflar arasında, 30.08.2012 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise bu sözleşme nedeniyle davacıların bakiye alacaklarının kalıp kalmadığı, zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı yanların dava dilekçesinde delil olarak dayandığı ve davanın temelini oluşturan 30.08.2012 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesinin aslının ibrazı için süre verilmiş, davacılar vekili süresi için sözleşme aslının davalı yanlarda olduğu ileri sürmüş, davalı yanlar ise sözleşmenin varlığını inkar ederek, sözleşmenin kendilerinde bulunmadığını savunmuşlar.
Mahkemece 02.07.2021 tarihli celsede, adına asaleten, davalı şirketi temsilen davalı …’e HMK’nın 220. maddesi kapsamında, davacının dayandığı 30.08.2012 tarihli sözleşmenin elinde olup olmadığına dair yemin teklif edilmiş, davalı, 25.10.2021 tarihli yeminli beyanında, 30.08.2012 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesinin varlığını kabul etmemiş, davacı yanlarla dava konusu hisselerin devrine ilişkin noterde yapılan devir işlemi dışında başkaca bir işlem yapılmadığını savunmuştur.
4721 sayılı Medeni Kanun’un 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi 1. fıkrasında; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Hükümlerine yer verilmiştir. Bu bağlamda kural olarak davanın taraflarından her biri iddiasını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Burada aranan ispat, tam ispat olup, ölçü ise iddia edilen vakıanın tereddütsüz ortaya konulmasıdır.
Eldeki davada; davacı yanlar, davalılarla imzalandığını ileri sürdükleri 30.08.2012 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesini ve sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacağının varlığını ispatlamak yükümlüdür. Dosya kapsamında davacı yanların … Elektrik Üretim ve Ticaret Limited Şirketinde bulunan hisselerini …yevmiye sayılı işlemleri ile davalı yanlara devrettiği ve devir bedellerini nakden aldıkları anlaşılmaktadır. Noterde yapılan hisse devir sözleşmesinin aksi davacı yanlarca ispat edilemediği gibi, davacılar tarafından dosyaya fotokopisi sunulan 30.08.2012 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesi davalı yanlarca kabul edilmemiş, davacıların sözleşme aslının davalı yanlarda olduğunu bildirilmesi üzerine, HMK’nın 220. maddesine göre davalı yana yemin teklif edilmiş, davalı yan yeminini eda ederek sözleşmenin varlığını inkar etmiştir. Bu aşamadan sonra davacıların dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı anlaşılmakla, iddianın ispatı faaliyeti kapsamında, vekaletnamesinde yetkisi bulunan davacı vekiline yemin delili hatırlatılmış, davacı vekili 27.06.2022 tarihli dilekçesi ile davalılara yemin teklif etmeyeceklerini bildirmiştir. Böylece, davacılar 30.08.2012 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesinin varlığını ispat edemedikleri gibi, davalı yanların da sözleşmenin varlığını kabul etmedikleri, mahkemece hatırlatılmasına rağmen davacı yanların yemin deliline başvurmadıkları anlaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddi gerekmiştir.
Öte taraftan mahkememizce her ne kadar 15.02.2021 tarihli celsenin 3 nolu ara kararı ile; davalı yanların zamanaşımı defii reddedilmiş ise de, TBK’nın 147/4. maddesi uyarınca; bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki bir ortağın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacakların beş yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu bağlamda, mahkemece davacı yanların 30.08.2012 tarihli sözleşmenin varlığını ispat edemediği kabul edildiğinden, davacıların hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan bakiye bedel alacağı taleplerinin taraflar arasında akdedilen Ankara 58. Noterliğinin 17.09.2012 tarih 24486, 24487 ve 24485 yevmiye sayılı hisse devir sözleşmeleri esas alınarak belirlenmesi gerekmektedir. Somut olayda, hisse devir sözleşmeleri 17.09.2012 tarihinde yapılmış ve 28.09.2012 tarihinde de pay defterine işlenmiş olup, dava tarihi itibari ile davacıların alacak taleplerine ilişkin 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği ve davalılar tarafından süresinde zamanaşımı def’inde bulunulduğu anlaşılmakla, zamanaşımına uğrayan davanın bu sebeple de reddi gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Davalı taraflar kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren16.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı taraflara ödenmesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Alınması gerekli 80,70 TL harcın, peşin alınan 1.707,75 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 1.627,05 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacılar ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır