Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/264 E. 2021/566 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/264 Esas – 2021/566
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/264 Esas
KARAR NO : 2021/566

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 01/07/2020
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
KARAR Y.TARİHİ : 24/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin Bağ-Kur emeklisi olduğunu, Emekli aylığının Davalı … A.Ş.’nin Ankara Keçiören Şubesindeki emekli hesabına yatırılmakta olduğunu, daha sonra müvekkilince bu hesaptan emeklilik aylığının kesintisi yapılması neticesinde hesaba yatan emekli aylıklarının, … Kazım Karabekir Şubesindeki hesaba aktarıldığını, buradan da davalı banka tarafından müvekkilin kredi borçlarına karşılık olarak kesinti yapılmaya devam edildiğini, Müvekkilinin e-devlet sistemi üzerinden SGK yaşlılık aylığının Akyurt … Şubesinden alınması yönünde talimat vermiş ise de, bu şubeye yatan yaşlılık aylıklarının Kazım Karabekir Şubesine aktarılarak Ticari Krediler için banka tarafından alıkonulduğunu, müvekkilinin aynı zamanda hayvancılık yaptığını, bu nedenle çeşitli bankalardan ticari krediler kullandığını, Ticari Kredilerinin tamamına yakınının ipotek karşılığı veya rehin karşılığı kullanılmış krediler olduğunu, müvekkilinin Davalı bankaya olan kredilerinden kaynaklı, davalı bankanın takibe geçmesi sonrasında, Müvekkiline SGK tarafından yatırılmış olan emekli aylıklarına da el konulduğunu, emekli aylıklarının bloke edildiğini, bloke işlemine ilişkin müvekkilin hiç bir biçimde rızası olmamasına rağmen müvekkilinin emekli aylığının tamamına rızası dışında el konulduğunu, bu hususun hukuka aykırı olduğunu, bu durumdan dolayı müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin ve diğer tüm haklarının saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile; çelişkinin giderilerilek, Müvekkilinin emekli aylığına Davalı Banka tarafından konulan blokenin kaldırılmasına, Davalı Banka kayıtlarına göre, Müvekkilin emekli aylığından haksız olarak yapılan kesintilerin ticari faizi ile birlikte müvekkile iadesine ve bundan sonra yapılacak olan kesintilere de son verilmesine, Müvekkilinin isteği ve kabulü dışında, kendisine kayden yapıldığı iddia edilen, ancak gerçekte yapılmayan Promosyon ödemesinin iptali ile SGK kayıtlarından çıkarılmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının emekli maaşına haksız olarak el konulduğu iddiasının kötüniyetli olduğunu, müvekkili bankanın söz konusu kesintileri kredi sözleşmesine istinaden yaptığını Davacı tarafından imzalanan sözleşmede davacının, kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödememesi halinde sözleşme gereğince kullandırılan kredinin teminatı olarak maaş, teminat ve mal varlığı üzerinde işlem yapılmasını kabul etmiş ve iş bu hükümlerin sözleşmeye konulmasına rıza gösterdiğini, bu hususu sözleşmenin ilgili 2.07.maddesinde açıkça belirtilmiş ve davacı yanca imzalandığını, borcun ödenmemesi üzerine bankanın, davacının maaşına bloke konulacağına dair hükmüne dayanarak kesinti ve tahsilat yapmasında hukuka aykırılık bulunmadığını emekli promosyonunun müvekkili banka uhdesinde tutulmasında da usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığını belirterek, davanın istirdat davası olarak açılması gerektiğinden usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davacının emekli maaşından davalı banka tarafından yapılan kesintinin yasal olup olmadığı ve kesintilerin davacı tarafa iadesinin gerekip gerekmediği konularına ilişkindir.
Taraflar arasında yapılan Genel Kredi Sözleşmesi örneği, arabuluculuk tutanağı, SGK’dan gelen yazı cevapları, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Mahkememizce dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bankacı bilirkişiden alınan 26/04/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyada mevcuttur.
Somut olayda; davacının davalı bankadan ticari krediler kullandığı, kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine davalı bankanın davacının emekli maaşından kesintiler yaptığı, davacının yapılan kesintilerin haksız olduğu iddiası ile eldeki davayı açtığı, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının emekli maaş ödemelerini ilk olarak 08.09.2016 tarihinde davalı Banka hesabına yattığı tespit edilmiş olup davacının yaklaşık 4 yıl maaşını davalı Bankadan aldığı anlaşılmaktadır. Davacının daha önce de emekli maaşından defalarca kredi ödemesi tahsil olduğu görülmektedir. 18.10.2018 maaş ödemesi 1.215,82 TL, 18.01.2019 maaş ödemesi 1.337,59 TL tamamı Bireysel Krediler Otomatik Geri Ödeme olarak tahsil edilmiştir. Dava tarihine kadar davacının emekli maaşından tahsilat yapılmaması amaçlı davalı Bankaya noter kanalıyla herhangi bir talimat gönderdiği şeklinde bir belge de dosyada mevcut değildir. Davacının davalı bankayla yapmış olduğu en son sözleşmesi 23.02.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi olup bu sözleşmenin Madde 2.07 “Kredi Alan tarafından zamanında yapılmayan ödemeleri gerçekleştirmek maksadıyla Kredi alanın vadesiz hesaplarındaki paraları mahsup etmek,… Kredi alanın sair nakdini alacaklarını tahsil etmek maksadıyla hapis, takas ve mahsup edebilmek hakkını haiz olacaktır” Şeklindedir.
İİK’nun 83/a maddesindeki “İİK’nun 82 ve 83. maddelerinde yazılan mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir.” hükmüne karşın, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanun’un 32. maddesi ile değişik 5510 Sayılı SGK’nun 93/1. maddesinde. “bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin taleplerin. borçlunun muvafakati yok ise icra müdürü tarafından reddedileceği” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hükmün İİK’nun 83/a maddesine göre daha özel düzenleme içerdiği ve takip hukukuna göre icra takibinin kesinleşmiş olması şartıyla haciz sırasında veya hacizden sonra 5510 Sayılı Yasa’nın 93. maddesi kapsamındaki gelir. aylık ve ödeneklerin haczine ilişkin verilen muvafakatin geçerli olacağı, bu durumda borçlunun haciz sırasında veya haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebileceği, sözleşme hukukuna göre bu yasağın kesin olmadığı, yasanın tarafların iradesine ağırlık vererek muvafakat yoluyla emekli aylıklarına bloke konulmasına, borcun başka teminatlara başvurulmadan ödenmesine imkân sağladığı, böylece tarafların sözleşme ile belirledikleri hükmü ortadan kaldırmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının imzalamış olduğu Genel Kredi Sözleşmesi tarafımızca davacının hesabından tahsilat vapılması koşullarını belirlemiştir. Davacının hesabından 08.09.2016 tarihinden sonra dava tarihine kadar otomatik ödeme ile de kredi tahsilatları olmuştur. Genel Kredi Sözleşmesi Madde 2.07 zamanında yapılmayan ödemelerin hesaplardan mahsup edilebileceğini belirtmekte olup, dosyada mevcut hesap hareketlerinden anlaşılan davacının takip hesabının olduğudur. Bu nedenle zamanında ödeme olmadığı ve hesaptan mahsup edildiği kanaatine varılmıştır. 17.03.2017 tarihinde 375,00 TL ve 02.03.2020 tarihinde 375,00 TL emekli maaş promosyonu ödemelerinin hesaba ödendiği tespit edilmiştir. Davalı Bankanın 22.07.2020 tarihli yazısında 02.03.2020 tarihinde 375,00 TL emekli maaş promasyon ödemesi yapıldığı ve bu ödemeye ilişkin taahhüdün telemarketing tarafından müşterinin kayıtlı telefonu aranarak ses kaydı ile alındığı belirtilmiştir. Emekli promosyon ödemeleri SGK tarafından yapılan bir ödeme olmayıp bu paranın haczedilemeyeceği yönünde gerek 5510 sayılı Kanında gerekse İİK.nun 82 ve 83. maddesinde herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır. Nitekim yukarıda belirtildiği gibi 02.03.2020 tarihli 375 TL promosyon ödemesi 15.06.2020 tarihine kadar parçalı şekilde … Sigorta ödemelerine tahsil olmuş kalan 175.45 TL 15.06.2020 tarihinde kanuni takip hesabına tahsil edilmiştir.
Sonuç olarak, davcının takip öncesi taksitlerin maaşından kesilmesine yönelik herhangi bir davalı bankaya çekilmiş ihtarının bulunmadığı, kredilerinin takibe girmesi ile dava açıp kesinti bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde davanın reddi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM :
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
5-Peşin alınan harcın karar harcı sayılmasına, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/09/2021