Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/262 E. 2021/570 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/262 Esas
KARAR NO : 2021/570
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 17/09/2021
KARAR Y.TARİHİ : 21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; 01/10/2018 tarihinde Çubuk istikametinden Ankara istikametine yol alırken Ahi Evran kavşağında yola aniden sahipsiz bir köpeğin fırlaması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin desteği müteveffa …’in vefat ettiğini, meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müteveffa …’in vefat etmesi nedeniyle müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, müvekkilinin zararından davalı … şirketinin sorumlu olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik eş … için 1.000,00 TL kısmi maddi tazminat, kızı … için 1.000,00 TL kısmi maddi tazminat oğlu … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 16/06/2021tarihli ıslah dilekçesi ile alacak taleplerini toplam 321.562,95 TL’ye yükseltmiş noksan harcı tamamlamıştır.
SAVUNMA :
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı … süresi içeresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, 01/10/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle kazaya karışan aracın ZMMS sigortacısından talep edilen destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, kaza tespit tutanağı, SGK müzekkere cevabı, ZMMS sigorta poliçesi, sigorta poliçesi, Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyasının uyap sistemi üzerindeki evrakları, tanık bayanları, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Mahkememizce 02/07/2020 tarihinde davacıların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS poliçesinin incelenmesinde; 22/12/2017 – 22/12/2018 tarihleri arasında davalı …Ş.’ye ait ZMMS sigortası ile sigortalandığı ölüm ve sakatlık limitinin 330.000,00TL olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde; müteveffa …’in, davacı …’in eşi, … ile …’in babaları olduğu görülmüştür.
2918 sayılı KTK’da ZMMS sigortası ile ilgili ayrıntılı düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenlemeler uyarınca; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar(2918 sayılı KTK m. 85/1). Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar. Meydana gelen kazada ölüm veya yaralanma meydana gelmesi halinde hak sahipleri ölüm halinde, destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler (TBK m. 53). Bedensel zarar meydana gelmesi durumunda daimi veya geçici iş göremezlik nedeni ile tazminat talep edilebilir (TBK m. 54, 55). Ayrıca yasal koşulların oluşması halinde kaza nedeniyle ölüm veya yaralanma halinde manevi tazminat talep edilebilir (TBK m. 56). Ayrıca yasal koşulların oluşması halinde kaza nedeniyle ölüm veya yaralanma halinde manevi tazminat talep edilebilir (TBK m. 56).
Kusur bilirkişisinden alınan 07/12/2020 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; davacıların murisleri olan … plakalı Tofaş marka özel aracın müteveffa sürücüsü …’in dava konusu hayatını kaybettiği trafik kazasının oluşumunda kavşağa yaklaşırken seyir hızını azaltmaması nedeniyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 25/1-a yönetmeliğin 101/a maddelerine riayetsizliğinin kazaya neden olduğuna görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından süresi içeresinde rapora karşı beyan ve itirazlarını dosyaya sunmuştur.
Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/3537 soruşturma numaralı dosyasında alınan Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 25/01/2019 tarih 19/398-295 sayılı raporunun sonuç kısmında özetle; olay yeri sinyalize kavşakta, sürücü … yönetimindeki “…” plaka sayılı otomobilin önüne aniden başıboş bir köpek çıkmasının, kazanın oluşu üzerinde asli derecede etkili olduğu, sürücü …’in alt düzeyde tali kusurlu olduğu, sürücü …’nun kusursuz olduğu, sürücü …’ün kusursuz olduğu görüşü bildirilmiştir.
İtirazlar değerlendirilme üzere dosya bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Bilirkişi 08/03/2021 tarihli ek raporunun sonuç kısmında özetle; müteveffa sürücünün seyir yönüne çıkan başıboş köpeğin kazanın oluşumunda asli etken olup kazanın oluşumunda %85 oranında etkili olduğu, davacıların murisleri olan … plakalı Tofaş marka özel aracın müteveffa sürücüsü …’in dava konusu kazada hayatını kaybettiği trafik kazasının oluşumunda %15 oranında kusurlu olduğu görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce 21/05/2021 tarihinde davacı tanıkları dinlenmiştir.
Davacı tanıklarından;
…; ” davacı … benim komsum olur, eşini kaybetmesi nedeniyle maddi zorluklar çekmektedir, hiçbir geliri yoktur, geçimini eşinden kalan maaşı ile sağlıyordu, vefat eden eşi vefatından önce kendisine ait dükkanı işletmekteydi, ölümünden önce 2.000 TL üzerinde geliri vardır, ölümü nedeniyle davacı ve çocukları perişan oldular, sıkıntılar yaşadılar hatta müteveffa ölümünden önce çekmiş olduğu krediyi davacı zor şartlarda ödemektedir ”şeklinde,
…; ” davacı benim ablam olur, vefat eden eniştem ölümünden önce pimapen dükkanı açmıştı, ne kadar kazandığını tam olarak bilmiyorum ancak ailesinin ve çocuklarının geçimini sağlayacak kadar para eline geçiyordu, vefatından önce müteveffa kredili ev almıştı, kredi borcunu halen ablam ödemektedir, kendisi ve çocukları çok zor şartlarda geçimini sağlamaktadır, eşinden aldığı aylığı krediye yatırıyor, kendisi ve çocukları babamdan aldıkları yardımlarla geçiniyor, müteveffanın ölümü ile birlikte ablam ve çocukları maddi ve manevi zorluklar yaşadılar” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmıştır.
Uzman aktüerya bilirkişi raporunda özetle; müteveffa …’nin dava konusu olay sonucu ölmesi nedeniyle, davacılar; …, … ve … lehine ayrı ayrı 1.000,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminat talep edildiği, dava konusu kazanın meydana gelmesinde, müteveffanın önüne çıkan başıboş köpeğin %85 oranında etkili olduğu, müteveffa sürücü …’in % 15 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, müteveffa …’in % 15 oranında kusurlu olduğunun tespiti sonucu davacılar lehine hesaplanan zarardan % 15 kusur indirimi yapıldığı, davacılar … lehine 381.196,72 TL, … lehine 23.266,88 TL, … lehine 12.896,91 TL ve davadışı baba … lehine 49.887,93 TL olmak üzere toplam 467.248,44 TL destekten yoksun kalma zararı hesaplanmış olup, hesaplanan toplam zararın, kaza tarihi itibariyle 360.000,00 TL olan poliçe limiti aştığı, toplam zararının, poliçe limitine garameten dağıtılması sonrasında, davacılar; eşi … lehine 293.699,90 TL, kızı … lehine 17.926,39 TL, oğlu … lehine 9.936,66 TL tazminat hesaplanmış olup, davadışı baba … lehine hesaplanan 38.437,06 TL zararla birlikte toplam tazminat ve zararın, poliçe limitine eşitlendiği, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın kullanım amacının hususi-otomobil olduğunun, ZMMS poliçesinden tespit edildiği, hükmedilecek tazminata yasal faiz uygulanması gerektiği, davacı tarafça davalıya yapılan başvurunun 04.04.2019 tarihinde tebliğ edildiğinin PTT gönderi formundan tespit edildiği, yapılan başvurunun geçerli olduğunun kabulü halinde, tebliğ tarihinden 8 iş günü sonrasına gelen 17.04.2019 tarihinde davalı … şirketinin temerrüde düştüğü görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekilleri süresi içeresinde rapora karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçelerini ayrı ayrı dosyaya sunmuşlardır.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumu uygun olup hükme esas alınmıştır.
Yukarıda yazılı açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 01.10.2018 günü saat 19:18 sıralarında sürücü …’in yönetimindeki … plaka sayılı otomobili ile Çubuk yönünden Ankara yönüne, bölünmüş yolda, sol şeritte seyri sırasında olay yeri sinyalize kavşağa geldiğinde, orta refüjde bulunan trafik lambasının yanından yola giren başıboş bir köpeğe çarpıp altına aldıktan sonra direksiyon hakimiyetini kaybederek, karşı yönden gelen trafiğe ait yol bölümüne girmesi sonucu, bu yol bölümünde, Ankara yönünden Çubuk yönüne, sol şeritten seyretmekte olan sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile çarpışması, çarpışması sonrası savrulan … plaka sayılı otomobilin orta şerit üzerinde Çubuk yönüne seyretmekte olan sürücü … yönetimindeki, içerisinde yolcu olarak … …’ün bulunduğu … plaka sayılı otomobile çarpması neticesinde ölümlü ve yaralanmalı kazanın meydana geldiği, kazada hayatını kaybeden davacılar murisinin kazanın oluşumunda %15 oranında kusurlu olduğu, müteveffanın seyir yönüne çıkan başıboş köpeğin ise kazanın oluşumunda asli etken olduğu ve kazanın oluşumunda %85 oranında etkili olduğu, tespit edilmiştir.
Hükme esas alına aktüer raporu ile müteveffanın ölümü nedeniyle, davacı eş …’in 381.196,72 TL, kızı …’in 23.266,88 TL, oğlu … 12.896,91 TL ve dava dışı baba …’in 49.887,93 TL olmak üzere toplam 467.248,44 TL destekten yoksun kalma zararının oluştuğu tespit edilmiştir. Poliçe üst limiti uyarınca garameten yapılan paylaştırma sonucu davacı eş …’in 293.699,90 TL, çocuğu …’in 17.926,39 TL, çocuğu …’in 9.936,66 destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri anlaşılmıştır.
Davacılar hesaplanan tüm tazminatın davalı … şirketinden tahsilini talep etmektedir.
Müteselsil sorumluluk, Kanundan doğan müteselsil borçluluğun bir türü olup aynı zararın oluşumunda rolü olan birden fazla kimsenin tazminatın tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu ve zarar görenin dilediği sorumludan tazminatın tamamını veya bir kısmını talep edebileceği sorumluluk türüdür.
Zarar gören, zararın tamamını veya bir kısmını dilediği sorumlu veya sorumlulardan talep edebilir.
Bu husus HGK’nın 24.6.1983 tarih 1981/9-533 Esas 1983/724 Karar sayılı kararı ile “Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK.’nun 61. maddesi ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen maddesi uyarınca ve aynı Yasanın 163. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
Ancak, aynı Yasanın 141. maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir deyim ile alacaklınındır. Zarara uğrayan (alacaklı), bu hakkını kullanmadıkça, yani müteselsilen tahsil isteğinde bulunmadıkça, mahkeme re’sen onun yararına teselsül kuralını uygulayamaz. Çünkü Hakim istek ile bağlı olup, istek dışı karar veremez. HMK 26.maddesi buna engeldir” şeklinde kabul edilmiştir
Birden fazla kimseyi müteselsil sorumlu tutmak isteyen zarar gören, bu kimselere karşı dava açarken bu niyetini göstermesi, dava dilekçesinden müteselsil sorumlu tutmak istediği kişiyi göstermesi gerekir. Hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla bağlı olup teselsülden yararlanma hakkı zarar görene ait olduğundan zarar gören bu hakkı kullanmadıkça mahkeme onun yararına teselsül kuralını kendiliğinden uygulayamaz
Müteselsil sorumluluk, (zincirleme sorumluluk, birlikte sorumluluk) sorumluluk hukukunda önemli bir yeri bulunmaktadır. Müteselsil sorumluluk, aynı zararın oluşmasında rolü olan ancak zararın hangi kısmından sorumlu olduğu tespit edilemeyen birden fazla kimsenin, niteliği itibariyle bölünmeye elverişli başka bir deyişle çoğunlukla para ediminden oluşan tazminat ediminin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu, alacaklı zarar görenin de dilediği sorumludan edimin tamamını veya bir kısmını talep yetkisine sahip olduğu, sorumlulardan biri ödeme yaptığı oranda diğerlerinin de sorumluluktan kurtulduğu bir birlikte sorumluluk türüdür. Sorumlulukta müteselsillik ilkesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda yer verilmiştir. Müteselsil sorumluluk gerek zarardan sorumlu olanların zarar görene karşı sorumluluğunda gerekse zarardan sorumluların birbirlerine rücu ilişkisinde bazı ilkeler getirmiştir. İşte bu ilkeleri bir bütün olarak müteselsil sorumluluk ilkesi olarak kavramlaştırılmıştır.
Birden çok kişinin aynı zarara birlikte sebep olmalarından doğan zarar aynı sebebe dayanan zarardır. Müteselsil sorumluluğu doğuran “aynı sebep” veya “birlikte sebep” kusur olabileceği gibi sözleşme veya kanundan doğabilir.
Müteselsil sorumluluk zarar görene karşı zarardan sorumlu olanların sorumluluğunun kapsamı ve niteliği yönünden kendine has ilkeler getirmiştir. Normal şartlarda bir zarar birden fazla kişinin fiili ve sorumluluğu ile doğuyorsa o kişilerin sorumluluğu kendi fiillerine yada kusurlarına isabet eden zarar miktarından sorumlu olmalarıdır. Ancak haksız fiilden zarar görenin zararını en kısa, en kolay yoldan tazminini sağlamak amacı ile müteselsillik ile kendine has sorumluluk ilkeleri benimsenmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine 6098 sayılı TBK’nun 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır.
Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, araçta yolcu olarak bulunan müteveffanın kazanın oluşumunda kusurunun bulunmamasına göre, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. (YARGITAY 17. H.D. 2016/7214 E, 2019/2775K – 2016/7805 E, 2019/3209 K.)
Somut olayda davacı taraflar, dava dilekçesi ve verdiği ıslah dilekçelerinde açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine ve davacıların oluşan tüm zararlarını davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istediklerine göre, davacılar murisinin ölümünde yola çıkan köpeğin kusurlu bulunması, davalı … şirketinin müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
Buna göre; desteğin ölümüne sebebiyet veren … plaka sayılı aracın, davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, kaza tarihi itibariyle geçerli ZMSS poliçe limitinin 360.000,00 TL olduğu, davacılar için garameten hesaplanan tazminatın teminat limiti dahilinde olduğu, bu durumda davacıların oluşan destekten yoksun kalma zararının tamamını davalıdan talep edebileceği anlaşıldığından, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı davalarının kabulüne, toplam 321.562,95 TL destekten yoksun kalma tazminatının 17.04.2019 temerrüt tarihten itibaren, kazaya karışan aracın hususi araç olduğu gözetilerek, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı davalarının kabulüne; davacı … lehine 293.699,90 TL, davacı … lehine 17.926,39 TL ve davacı … lehine 9.936,66 TL olmak üzere toplam 321.562,95 TL destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere 17.04.2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,

2-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren davacı … için 29.009,99 TL, davacı … için 4.080,00 TL, davacı … için 4.080,00 TL olmak üzere toplam 37.168,99 TL vekalet ücretinin davalı tarafdan alınarak davacılara ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 69,30 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Dava adli yardımlı olduğundan devlet avansından karşılanan 108,90 TL posta, 1.750,00 TL bilirkişi ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Alınması gerekli 21.865,97 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/09/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır