Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/217 E. 2021/399 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/217 Esas
KARAR NO : 2021/399

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari iş gereği, davalı aleyhine, taraflar arasındaki muavin defter kayıtlarına dayalı olarak Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/15998 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve davalı şirket tarafından takibe itiraz edildiğini, müvekkili tarafından, takip dosyasına dayanak teşkil eden faturalara dayalı muavin defter kayıtlarında belirli olan malların davalıya satıldığını ve söz konusu malların davalı-borçlu şirket tarafından teslim alındığını, faturalara ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmadığı gibi herhangi bir ödeme de yapılmadığını, bunun üzerine davalı-borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli itirazı üzerine, takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafa usulüne uygun şekilde meşruhatlı davetiye çıkarılmış olup; dosyaya yazılı ve sözlü savunma (cevap) bildirilmemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/15998 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu; 32.284,26 TL alacak için 29/11/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun 17/12/2019 tarihli itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporlarında; davacı şirketin 2019 ve 2020 yılı Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin, TTK hükümlerine uygun şekilde yaptırıldığını, bu bağlamda söz konusu ticari defterlerin davacı lehine ve aleyhine delil olma niteliğine haiz olduklarını, davacı tarafın defterlerine göre; davacı tarafça davalıya hitaben toplamı 43.284,26 TL olan 11 adet fatura düzenlendiğini, bu faturalara karşılık olarak davalı taraftan 13.000,00 TL tahsil edildiğini, sonuç itibariyle davacının davalıdan 18.11.2019 tarihi itibariyle 30.284,26 TL alacağının kaldığını, dava dosyasında mevcut olan ve davalı yanca vergi idaresine sunulan BA formlarına göre, davalı yanca davacıdan 9 adet fatura karşılığında KDV hariç toplam 37.190,00 TL Tik alım yapıldığının Vergi İdaresine beyan edildiğini, davalı yanın ticari defterlerinin incelenemediğini, davacı tarafça davalı aleyhinde başlatılan 29.11.2019 tarihli takipte alacak, 32.284.26 TL asıl alacak şeklinde gösterildiğini, ancak davacının ticari/yasal defterlerine göre davalıdan olan alacağının 30.284,26 TL olduğunu, davacı şirketin ticari defterlerindeki, davalı ile olan ticari münasebete ilişkin kayıtlara göre; davacı tarafça davalıya hitaben toplamı 43.284,26 TL olan 11 fatura düzenlendiğini, bu faturalara karşılık olarak davalı taraftan 13.000,00 TL tahsil edildiğini, sonuç itibariyle davacının davalıdan 18.11.2019 tarihi itibariyle 30.284,26 TL alacağının kaldığını bildirmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay … .11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. ,
Yargıtay… Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay…Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, Sözleşme icra dosyası, fatura, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre;
Somut olayda; Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari iş gereği davacı tarafından davalıya faturalar tanzim edildiği, faturaların ödenmediğinden bahisle Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/15998 sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığı, icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu; 32.284,26 TL alacak için 29/11/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun 17/12/2019 tarihli itirazı üzerine takibin durduğu ve davanın yasal sürede açıldığı, davacı tarafça davalıya hitaben toplamı 43.284,26 TL olan 11 adet fatura düzenlendiği, bu faturalara karşılık olarak davalı taraftan 13.000,00 TL tahsil edildiği, davacının davalıdan 18.11.2019 tarihi itibariyle 30.284,26 TL alacağının kaldığı keza, dava dosyasında mevcut olan ve davalı yanca vergi idaresine sunulan BA formlarına göre, davalı yanca davacıdan 9 adet fatura karşılığında KDV hariç toplam 37.190,00 TL alım yapıldığının Vergi İdaresine beyan edildiği, davalı yanın ticari defterlerinin incelenemediği ibraz olunmadığından incelenemediği; davacı tarafça davalı aleyhinde başlatılan 29.11.2019 tarihli takipte alacak, 32.284.26 TL asıl alacak şeklinde gösterildiği, ancak davacının ticari/yasal defterlerine göre davalıdan olan alacağının 30.284,26 TL olduğunu, toplamı 43.284,26 TL olan 11 adet fatura düzenlendiği, bu faturalara karşılık olarak davalı taraftan 13.000,00 TL tahsil edildiği, ve 18.11.2019 tarihi itibariyle 30.284,26 TL alacağının kaldığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile; davalının Ankara … Müdürlüğünün 2019/15998 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 30.284,26 TL asıl alacak olmak üzere devamına ve takip tarihinden itibaren %19,50’den fazla olmamak kaydı ile değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, asıl alacağın %20’si oranında olan 6.056,85 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın Kısmen Kabulü ile;
2-Davalının Ankara … Müdürlüğünün 2019/15998 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 30.284,26 TL asıl alacak olmak üzere devamına ve takip tarihinden itibaren %19,50’den fazla olmamak kaydı ile değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
3-Asıl alacağın %20’si oranında olan 6.056,85 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 4.542,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL başvuru ve vekalet harcı, 210,00 TL posta ve tebligat gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 872,20 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 818,17 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
8-Alınması gerekli 2.068,72 TL harçtan peşin alınan 389,92 TL harcın düşümü ile arta kalan 1.678,80 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Peşin alınan TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
10-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.238,23 TL’nin davalı taraftan, 81,77 TL’nin davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/06/2021

Katip …

Hakim …