Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/210 E. 2021/98 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/210 Esas
KARAR NO : 2021/98

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ait araçların çeşitli zamanlarda bakım ve onarımının yapıldığını, muhtelif tarih ve bedeldeki faturaları davalı tarafa gönderildiğini, söz konusu faturalarda yer alan alacakların davalı tarafın ticari defterlerine kaydedildiğini, müvekkili şirket tarafından davalı tarafa ödemeleri zamanında yapılması konusunda bir çok kez ihtar edildiğini ancak uyarılara rağmen 2018 yılının Aralık ayından biriken 58.764,47 TL’nin 50.333,12 TL’si parça parça ödendiğini ancak geri kalan uyuşmazlığına konu 8.426,35 TL’sinin ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara … Müdürlüğünün 2019/6929 sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş, süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı örneği, Ankara … Müdürlüğünün 2019/6929 sayılı takip dosyası ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara … Müdürlüğünün 2019/6929 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Alacaklı… Oto. İnş. Elk. Elektronik İht. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından borçlu… Gıda San. Ve Tic. A.Ş. aleyhine 13/05/2019 tarihli 8.426,35 TL tutarlı faturaya dayalı olarak 8.426,35 TL’nin tahsili için 13/05/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, borçlu şirket vekili tarafından 27/05/2019 tarihli itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu, davanın yasal süresi içeresinde açılmış olduğu anlaşıldı.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 08/12/2020 tarihli raporlarının sonuç kısmında özetle; mevcut kayıtlara göre davacının icra takip tarihi itibariyle alacağının 62.061,24 TL olduğu ancak davacı kabulü uyarınca 8.426,35 TL olarak dikkate alınmasının uygun olacağı, davalının kesin süreye rağmen defterlerini ibraz etmemesi ve davacının beyan ettiği 8.426,35 TL alacağınını olmadığının aksini gösteren belgelerin sunmaması dikkate alındığında davacının iddiasını ispat edip etmediğinin mahkemenin takdirinde olduğu, icra takibine talep edilen yıllık %9 oranındaki faizin uygun olduğu, görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Davacı, eldeki dava ile; taraflar arasındaki düzenlenen faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağının ödenmediğini, tahsili için icra takibine giriştiğini, davalının takibe itirazlarının haksız olduğunu, itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yan ise tebliğ aldığı ödeme emrine karşı, süresi içinde, ” …müvekkilinin dosya alacaklısına borcu bulunmamaktadır. Bu nedenle icra dairesinin yetkisine, icra takibine, borca ve tüm ferilerine itiraz ediyoruz” demiştir.
Davalı yanın, takibin yetkili icra müdürlüğünde yapılmadığı itirazı yönünden yapılan incelemede;
2004 sayılı İİK’nın 50 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HUMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir.
HMK’nın 6 ncı maddesine göre; genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
Aynı Yasanın “Sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10 uncu maddesinde ise; sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 89 uncu maddesi uyarınca; takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yerleşim yeri olacaktır. Böyle bir durumda alacaklı kendi yerleşim yerinde bulunan icra dairesinde de takip yapabilecektir.”
Yukarıda açıklanan sebeplerle para borçları, alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğinden, alacaklının faturadan doğan para alacağını kendi ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesinde takibe koyması TBK’nın 89’uncu maddesi uyarınca mümkündür. Davacı şirketin merkezi Yeimahalle/Ankara olduğundan davalının yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, fatura örnekleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davacının, davalı şirkete ait araçların çeşitli zamanlarda bakım ve onarımını yaptığı ve muhtelif tarih ve bedelde faturalar düzenlendiği, düzenlenen fatura bedellerinden 50.333,12 TL’lik kısmının ödendiği ancak 8.426,35 TL bakiye alacağın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğu, davacının eldeki dava ile itirazın iptaline karar verilmesini istediği görülmüştür. Davalı, usulüne uygun şekilde yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, ödeme emrine ise borcum yoktur şeklinde itirazda bulunmuştur. Taraflara, ticari defterlerini ibraz etmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı defterlerini bilirkişi incelemesine hazır hale getirmiş, davalı ise ihtarlı davetiye tebliğine rağmen defterleri ibrazdan kaçınmıştır. Davalının ticari defter ve kayıtlarını incelemeye açık halde bulundurması ve basiretli bir tacir olarak denetlemeye hazır etmesi gerektiği halde bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, buna karşın davacı yana ait ticari defterlerin incelenmesinde takibe dayanak yapılan faturaların defterlere işlenmiş olduğu ve davacının, davalıdan 62.061,24 TL alacaklı olduğu ancak davacının 50.333,12 TL kadar ödeme yapıldığı kabulü nazara alınarak bu miktarın mahsubu sonucu davacının alacağının 8.426,35 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı yanın ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yapıldığı ve defter ve kayıtların birbirlerini doğruladığı bilirkişi incelemesi ile ortaya konulmuştur. Bu halde davacı yana ait ticari defterler, 6100 sayılı HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca davalı yan ticari defterlerini ibrazdan kaçındığından, davacı lehine delil olarak kabul edilmiştir. Böylece, davacının davalıdan icra takibinde gösterilen bedel kadar alacaklı olduğu, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirmediği başka bir deyişle alacağın likit olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1.Davanın kabulüne, davalının Ankara … Müdürlüğünün 2019/6929 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

3.Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, başvuru harcı, vekalet hacrı ve bilirkişi ücreti olan 841,45 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-.Alınması gerekli 575,58 TL harçtan peşin alınan 143,90 TL harcın düşümü ile arta kalan 431,68 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Peşin alınan 143,90 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 08/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır