Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/190 E. 2023/636 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Dosya No: 2020/190 Esas – 2023/636 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili

T.C.
ANKARA
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/190
KARAR NO : 2023/636

HÂKİM :…
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :….
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN :…
….
DAVA : İtirazın İptali (3. Kişi Lehine Tesis Edilen İpotek Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/04/2020
KARAR TARİHİ : 26/09/2023
G.K. YAZIM TARİHİ : 28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (3. Kişi Lehine Tesis Edilen İpotek Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması neticesinde,
I. İDDİA :
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı – ihbar olunan … Şirketi arasında münhasır yetkili satış sözleşmesi imzalandığının; davalı tarafından, bu ticari ilişki nedeniyle dava dışı – ihbar olunan şirketin borçlarından 275.000,00 TL’ye kadar olan kısmına ve %3 faizine teminat olmak üzere “… ada, …. parsel sayılı, … bağımsız bölüm” numaralı taşınmazın ipotek verildiğinin; dava dışı – ihbar olunan şirketin borçlarını ödememesi nedeniyle ….Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığının, takibin dava dışı – ihbar olunan şirket (…… Ltd. Şti.) yönünden kesinleştiğinin, ipotek maliki davalı tarafından borca ve fer’ilerine itiraz edildiğinin ve söz konusu itiraz nedeniyle takibin durduğunun belirtildiği; bu doğrultuda davalı tarafından sunulan itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
II. SAVUNMA :
Davalı tarafa; dava dilekçesi ve tensip zaptı içerir tebligatın, 27/04/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği; bununla birlikte davalı tarafından, yasal cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmaktadır.
III. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
a) Dava Konusu Uyuşmazlığın Tespiti :
Mahkememizde açılan davanın; davacı … (davacı şirket olarak anılacaktır) ile davalı … (davalı olarak anılacaktır) arasında (dava dışı – ihbar olunan … Şirketinin borcuna istinaden) davacı tarafından verilen “3. Kişi Lehine Tesis Edilen İpotek Kaynaklı İtirazın İptali Davası” olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın konusunun; …. Esas sayılı dosyasında (İlgili … kapatılması akabinde dosya, …. devredilerek, … Esas numarasını almıştır) başlatılan icra takibinde sunulan itiraz ile ilgili olarak; davalı tarafından, davacı şirket lehine (…. ada, … parsel sayılı, … bağımsız bölüm numaralı taşınmazda) tesis edildiği belirtilen ipotek ile ilgili olarak davacı şirketin, (takip tarihi itibariyle) 275.000,00 TL. ipotek alacağının bulunup bulunmadığı; takip sonrası uygulanacak faizin türü ve icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
b) Dava Şartları ve İlk İtirazların Değerlendirmesi :
Mahkememizce yürütülen yargılama kapsamında; öncelikle 6100 Sayılı HMK.’nın 114. maddesi uyarınca “dava şartlarının” mevcut bulunup bulunmadığı hususunda yapılan incelemede; dava şartlarında eksiklik bulunmadığı tespit edilmiştir.
Bununla birlikte; Mahkememizce davalı tarafa, dava dilekçesi ve tensip zaptı içerir tebligatın 27/04/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, yasal cevap süresi içerisinde davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldığından (ve bu doğrultuda, yasal süresi içerisinde “yetki” veya “tahkim” ilk itirazlarında bulunulmadığı anlaşıldığından) ilk itirazlar hususunda herhangi bir inceleme yapılmamıştır.
c) Dava Konusu Uyuşmazlığın Hukuki Tasnifi :
İtirazın İptali Davası; herhangi bir icra takibinde, borçlu tarafından sunulmuş olan “itirazın geçersiz kılınması”, borçlu itirazı ile devam edilemeyen ilamsız takibe konu “alacağın varlığının tespiti” ile “icra takibinin devamına karar verilmesi” talebi ile ilgili olup; bu doğrultuda, takibe konu alacağın borçludan tahsilini temin amacı taşımaktadır.
İtirazın İptali Davasını düzenleyen, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İtirazın İptali” başlıklı 67. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(2) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
(3) İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(4) …
(5) Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(6) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
Yukarıda belirtilen Kanun hükmünden de anlaşılmakta olduğu üzere, “İtirazın İptali Davası” açılabilmesi için:
a) İlamsız takip yapılmış olması,
b) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
c) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde Mahkemeye başvurmuş olması
yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen madde hükmü kapsamında da açıkça belirtildiği üzere alacaklı; ilgili icra dosyasında, borçlu/borçlular tarafından sunulan “ödeme emrine itiraz beyanının” kendisine tebliğini müteakiben bir (1) sene içerisinde açabileceği “itirazın iptali” davası kapsamında; borçlu/borçlular tarafından ileri sürülmüş olan itirazın, (genel hükümler uyarınca “alacağının varlığını” ispat etmek suretiyle) iptalini talep edebilir.
İtirazın iptali davası ile ilgili olarak belirtilen bir (1) senelik süre, hak düşürücü nitelikte olup; anılan süre içerisinde “itirazın iptali davası” açılmaması halinde dahi alacaklı, genel hükümler çerçevesinde dava açmak suretiyle alacağını talep edebilecektir.
İtirazın iptali davası; yargılama usulü bakımından “genel hükümlere” tâbidir. Davalı/borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da, bu dava içinde kendisine tanınan yasal cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Yasal cevap süresi içinde davalı/borçlu tarafından ileri sürülmeyen itirazlar, Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınamaz ve takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapılır.
Dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tâbi bulunduğundan; “ispat yükü” normal bir alacak davasında kabul edilecek “ispat yükü” ile aynıdır. Bu açıklamadan hareketle; 6100 sayılı HMK.’nın 190. maddesi uyarınca ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, “iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa” aittir. Bu genel kuralın dışında bazı istisnai hâllerde, ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer.
Neticeten; davacı ya da davalı, iddiasını ya da savunmasını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen hükümler uyarınca ispat külfeti altındadır. Buna göre yürütülecek yargılama sonucunda Mahkeme tarafından verilecek karar; “dava konusunun esası” hakkında, söz konusu uyuşmazlığı “kesin hükümle sonuçlandıran” bir nihai karar olup, “icra takibinin devamı” hususunda da takdir içermektedir.
d) Dava Konusu Uyuşmazlık İle İlgili Değerlendirme :
Mahkememiz nezdinde açılan itirazın iptali davasında; …. Esas sayılı (…. Esas) dosyasında başlatılan icra takibinde, davalı tarafından sunulan itirazın haksız olduğundan bahisle iptaline ve alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili Av. …. tarafından, Mahkememizin 26/09/2023 tarihli duruşmasında verilen beyan kapsamında; dava konusu icra dosyası ile ilgili olarak müvekkili şirketin tüm alacağının ödenmiş olduğunun, vekalet ücreti veya daha önce yatırmış oldukları yargılama giderleri hususunda ödeme talepleri bulunmadığının; bakiye kalan harç bedeli ile ilgili olarak davalı taraf ile şifahen anlaşmış bulunduklarının ve bakiye harcın davalı tarafından yatıralacağının beyan edildiği ve davanın konusuz kalmış olması nedeniyle, bu doğrultuda karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Bunun yanı sıra; davalı vekili Av. … tarafından, Mahkememizin 26/09/2023 tarihli duruşmasında verilen beyan kapsamında ise; ipotek bedeli ile davaya ilişkin yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa ödenmiş olduğunun belirtildiği ve davanın konusuz kalmış olması nedeniyle, bu doğrultuda karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Neticeten;
Dava konusu ipotek bedelinin, davacı tarafa ödendiğinin anlaşılması nedeniyle; konusuz kalan davada, Mahkememizce karar verilmesine yer olmadığına dair, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
IV) HÜKÜM : (Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle)
1) Davanın konusuz kalmış olduğu anlaşıldığından, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2) Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85 TL harçtan peşin alınan 3.321,32 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 3.051,47‬ TL harcın, kararın kesinleşmesini müteakiben talep edilmesi halinde, yatırana İADESİNE,
3) Tarafların beyanı doğrultusunda vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5) Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın; kararın kesinleşmesini müteakiben talep edilmesi halinde, 6100 Sayılı HMK.’nın 333. maddesi uyarınca taraflara İADESİNE,
6) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar arasında anlaşma sağlanamadığı anlaşıldığından; Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddesi uyarınca …. bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair; davacı ve davalı taraf vekilinin yüzüne karşı, verilen karar, gerekçeli kararın TEBLİĞ tarihinden itibaren (2) hafta içerisinde; (Mahkememiz’e veya istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine dilekçe sunmak suretiyle) HMK’nın 345. maddesi uyarınca ….. Bölge Adliye Mahkemesi’ne İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere okunup, yapılan AÇIK yargılamada karar verildi. 26/09/2023

Katip … Hâkim …
¸ ¸