Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/173 E. 2021/875 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/173
KARAR NO : 2021/875

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
KARAR Y.TARİHİ : 05/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili müvekkili … İnşaat AŞ ile davalı … Beton AŞ arasında hazır beton teminine ilişkin 25.07.2019 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre davalının sözleşme birim fiyatı üzerinden müvekkiline hazır beton temini borcu altına girdiğini, fakat bir süre sonra davalının müvekkilinin siparişlerine yanıt vermemeye başladığını, yapılan görüşmede sözleşmedeki birim fiyatın şirket zararına neden olduğunun bildirdiğini, oysa ki sözleşme birim fiyatlarının 31.12.2019 tarihine kadar sabitlendiğini, müvekkili tarafından keşide edilen 31.10.2019 tarihli noter ihtarı ile; TCDD 2. Bölge Müdürlüğünün açtığı ihale kapsamında yüklendiği işi yapmak zorunda olan müvekkilinin sözleşme birim fiyatından hazır beton gönderilmemesi halinde sözleşmenin feshedileceğini davalıya bildirdiğini, davalının ihtarnameye yanıt vermeyerek sözleşmeye aykırı tutumunu sürdürdüğünü, bunun üzerine müvekkilinin en uygun teklifi veren … Hazırbeton Ltd Şti ile anlaşalark beton satın almak zorunda kaldığını, dilekçe ekinde sunulan karşılaştırma tablosundan anlaşılacağı üzere davalıya ödenecek tutar 943.213,53 TL iken … firmasına 1.318.108 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, aradaki fark olan 374.894,85 TL nin tahsili için davalı hakkında Ank. … Müd. … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve %20 oranında icra tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında ilk olarak 30.04.2019 tarihli ve fiyat değişikliğinden dolayı 25.07.2019 tarihli sözleşme imzalandığını, satın alınan betonun davacı tarafından TCDD Biçerova şantiyesinde kullanılacağının sözleşmede belirtildiğini, yani davacı firmanın işvereninin TCDD olduğunu, ikinci ve son sözleşmesinin imzalanmasından bir süre sonra davacı firmanın TCDD’nin işleri durdurduğunu belirterek beton alımı yapmamaya başladığını, son beton döküm tarihinin 29.09-8.2019 olup davacının bu tarihten itibaren beton almamaya başladığını, müvekkilinin davacının işine özgülediği beton mikserlerinin yaklaşık on gün süre bekletildiğini, ve davacıdan başka sipariş gelmemesi üzerine başka işe özgülendiğini, davacının 23.10.2019 tarihinde yani son beton döküm tarihinden iki ay sonra müvekkiline gönderdiği e-posta iletisinde TCDD’nin işi başlattığını belirterek yeniden beton talep ettiğini, ancak beton alımına ara verildiği dönem için müvekkilinin uğradığı zararın ne şekilde tazmin edileceği konusunda hiçbir girişimde bulunmadığını, davacı firmaca keşide edilen 31.10.2019 tarihli noter ihtarında siparişlerinin 5 gün içinde yerine getirilmesinin talep edildiğini, müvekkili tarafından bu ihtara verilen 08.11.2019 tarihli yanıtta; beton alımının belirsiz bir süre ile durdurulduğunu ve sonrasında iki ay süre ile beton alınmadığını, bu süreçte ekipmanların başka projelere kaydırıldığını ve sözleşmenin son beton döküm tarihinden sonra uygulanamaz hale geldiğinin belirtildiğini, uyuşmazlığın müvekkilinin fiyat farkı talebinden kaynaklanmadığını, davacının beton talep ettiği tarihte müvekkilinin ekipmanı farklı bir projede kullanmaya başlamasından kaynaklandığını, bunun sorumluluğunun müvekkilde değil işi belirsiz bir süre durduran TCDD olduğunu, dolayısıyla husumetin müvekkiline değil TCDD’ye yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava beton teminine ilişkin sözleşmede davalının haksız olarak ifadan kaçınması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekili taraflar arasında beton teminine ilişkin 25.07.2019 tarihli sözleşme imzalandığını, davalının sözleşmedeki birim fiyatlar üzerinden talep edilen siparişleri yerine getirmediğini, müvekkilinin betonun üçüncü kişiden daha yüksek bedelle temin ettiğini belirterek iki sözleşme bedeli ile temin bedeli arasındaki farkın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise davacının sözleşme imzalandıktan sonra beton alımına iki ay süre ile ara verdiğini, bu süreçte müvekkilinin daha fazla zarara uğramamak için ekipmanı başka bir projeye naklettiğini, sözleşmenin davacı tarafından beton alımına ara verilerek sonlandırılmış olduğunu belirtmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlığa konu beton alım sözleşmesi 25.07.2019 tarihlidir. Sözleşmenin konusu; müşterinin cinsi belirtilen hazır beton ihtiyacının Oyak Beton üretim santrallerinde müşterinin yazılı veya sözlü talebine uygun olarak hazırlanıp yazılı şartlar ve fiyatlar mukabilinde müşterinin şantiyesine teslim edilmesidir ( 2. Md.) Sözleşmede birim fiyatlar belirtilmiş olup m3 başına C16 beton için 125 TL, C20 beton için 127 TL, C25 beton için 133 TL ve C30 beton için 140 TL birim fiyat yazılmıştır.
Sözleşmede; sözleşmenin belirli süreli olduğuna dair her hangi bir hüküm yoktur. Yine sözleşmede alımı yapılacak beton miktarı belirtilmemiş ve müşterinin beton alımını hangi sürelerde yapması gerektiği düzenlenmemiştir. Sadece sözleşmenin ön yüzünde birim fiyatların 31.12.2019 tarihine kadar geçerli olacağı kararlaştırılmıştır.
Davacı tarafından keşide edilen 31 Ekim 2019 tarihli noter ihtarında; sözleşmedeki birim fiyatların 31.12.2019 tarihine kadar geçerli olduğu belirtilerek, verilen siparişlerin bu fiyatlar üzerinden yerine getirilmesi gerektiği, aksi halde oluşan müspet ve menfi zararın tazmininin talep edileceği bildirilmiştir.
Bu ihtara davalı tarafından verilen 08.11.2019 tarihli yanıtta; beton alımının muhatap tarafından 29.08.2019 tarihinden belirsiz süre ile durdurulduğu, daha fazla zarara uğramamak adına beton tesisi ve mikserlerin başka bir firmaya kaydırıldığı sözleşmenin muhatap tarafından beton alımına belirsiz süre ile ara verilerek fiilen sonlandırıldığı belirtilmiştir.
Davacının siparişlerine ara vermesi halinde sözleşmede farklı bir rejim uygulanacağı, ara verme eyleminin davalıyı sözleşmedeki taahhütlerinden kısmen veya tamamen kurtaracağına dair taraflar arasında her hangi bir düzenleme yapılmamıştır. Taraflar arasında akdedilen 25.07.2019 tarihli sözleşme belirsiz süreli olup alınacak beton miktarı ve belirli bir süredeki siparişlerin yerine getirileceğine dair bir kısıtlama yapılmamıştır. Sözleşmede açık bir şekilde birim fiyatların 31.12.2019 tarihine kadar geçerli olacağı belirtilmiş olup davacı tarafından keşide edilen 31.10.2019 tarihli sipariş bildiriminin yerine getirilmemesi davalı yönünden sözleşmenin ihlali niteliğindedir. Davacının sipariş bildirimine karşı davalı tarafça keşide edilen 08.11.2019 tarihli yanıtında siparişin yerine getirilmeyeceği açıkça kabul edilmiş olup bu yönü ile sözleşme davalı tarafından haksız olarak sonlandırılmıştır. Davalı vekilinin savunmalarının aksine uyuşmazlığa uygulanması zorunlu olan sözleşme şartlarına göre davacının siparişlerine ara vermesinin tarafların hak ve borçlarına bir etkisinin olmayacağı değerlendirilmiştir. Davalı vekili savunmasında beton mikserlerinin sözleşmeye konu işe özgülendiğini, davacının beton alımına ara vermesi nedeniyle santralin atıl duruma geldiğini bu durumun sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini belirtmişse de Beton mikserlerinin sadece davacının işi için özgüleneceği ile ilgili sözleşmede her hangi bir hüküm bulunammaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme siparişe yönelik olup davacının siparişinin davalı tarafından hazırlanması ve nakledilmesi işinden ibarettir. Davacıdan sipariş gelmediği takdirde davalının elindeki mikseri başka işlerde kullanması mümkündür. Bu nedenle davalı vekilinin bu tür savunmasına itibar edilmemiştir.
Bu kapsamda davacının betonu 3. Kişiden temin etmesi nedeniyle uğradığı zararın davalı tarafça giderilmesi gerektiği düşünülmüştür. Bu kapsamda alınan 25.06.2021 tarihli ve 01.11.2021 bilirkişi ek raporlarında betonun 3. Kişiden temin edilmesi nedeniyle davacının uğradığı zarar Kdv hariç 47.326,50 TL olarak hesaplanmış olup Kdv ilavesi ile bu zararın 55.963,27 TL olduğu tespit edilmekle davalının itirazının bu tutar üzerinden iptaline karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Davanın kısmen kabulüne,
Ankara … Müdürlüğü … sayılı takip dosyasında davalının itirazının 55.963,27 TL üzerinden iptaline, alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacak takip tarihi itibariyle likit olmadığından ve bilirkişi marifetiyle hesaplandığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine,
Karar ve İlam Harcı
Alınması gerekli 3.822,85 TL harçtan peşin alınan 4.527,80 TL harcın mahsubu ile arta kalan 704,95 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde yatırana iadesine,
Arabuluculuk Kanunu 18A/13 maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Asagari Ücret Tarifesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Yargılama Giderleri ve Gider Avansı
Davacı tarafından yapılan 4.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 117,85 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 4.617,85 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına (0,14) göre hesaplanan 689,25 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının dava açarken ödediği 4.527,80 TL peşin harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
Vekalet Ücreti
Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 8.075,23 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 30.775,21 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/12/2021
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …