Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/172 E. 2021/463 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/172 Esas
KARAR NO : 2021/463

Av. … – … …

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/08/2018
KARAR TARİHİ : 25/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; …İş Mahkemesinin 2015/48 Esas sayılı dosyasında davacı konumunda bulunan …’in davalı şirket bünyesinde müvekkili üniversitede temizlik işçisi olarak çalıştığını, …’in boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatının tazmini amacıyla müvekkili Üniversite aleyhine …İş Mahkemesinin 2015/48 Esas sayılı dosyasından açtığı davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen 2015/503 sayılı kararına istinaden müvekkili üniversite tarafından Ankara … Müdürlüğünün 2016/17101 Esas sayılı dosyasına 13.746,74 TL ödeme yapıldığını, davaya konu olan alacağın müvekkili üniversitenin hizmet alımı (ihale) işlerini üstlenen davalı şirkette belirli dönemlerde iş akdine dayalı olarak çalışan personelin işçilik alacaklarının müvekkili üniversite tarafından ödenmesi sebebiyle doğduğunu, müvekkilinin davalı şirket ile birlikte işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, borcun yarısından fazlasının müvekkili tarafından ödendiğini, yüklenici şirket ile 4734 ve 4735 sayılı Kanunlar ve bağlı mevzuatı uyarınca imzalanan Hizmet Alım Sözleşmelerine göre yüklenicilerin çalıştırdıkları işçilere dair tüm yasal yükümlülükler, işveren ve işçi arasındaki ilişkiden doğabilecek sosyal ve mali hak ve sorumluluklar ve cezaların yüklenici firmalara ait olacağının hüküm altına alındığından müvekkil tarafından büyük kısmı ödenen işçilik alacaklarının tazminini temin etmek maksadıyla eldeki davanın açıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.873,37 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı 27.09.2019 Tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 13.746,74 TL ye yükseltmiştir.
SAVUNMA :
Davalı Müflis…Endüstriyel ve Kurumsal Hizmetler A.Ş. adına İflas İdare Memurluğu tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; alacağın iflas tarihinden sonra muaccel olduğundan davacının alacak talebinin masa alacağı niteliğinde olmadığını, alacağı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının da belirttiği üzere yapılan ödemelerin iflas kararı verilmesinden sonra yapıldığını, bu hususun Yargıtay … Dairesinin 24.02.2016 Tarih, 2015/9916 Esas, 2016/1042 Karar sayılı ilamında; “… Bu durumda mahkemece dava konusu alacağın iflastan sonra doğduğu ancak masa borcu niteliğinde olmadığı, müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve tasfiyede bakiye kalırsa ödenecek bir alacak niteliğinde olduğu gözetilerek koşullu tahsil hükmü kurulması gerekirken, infazlad tereddüt uyandıracak ve uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamı ile çelişecek şekilde, hem tahsil hükmü kurulması, hem de kayıt kabul davası olarak kabul edildiğine karar verilmesi doğru olmamıştır…. Bu durumda mahkemece dava konusu alacağın iflastan sonra doğduğu, ancak masa borcu niteliğinde olmadığı, müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve tasfiyede bakiye kalırsa ödenecek bir alacak niteliğinde olduğu gözetilerek, koşullu tahsil hükmü kurulması gerekirken…” şeklinde hüküm tesis edildiğini, bahsi geçen içtihat ve ilgili kanun maddeleri gereği davacının müvekkil müflisten alacağı herhangi bir alacak söz konusu ise bu durumda ancak ve ancak sıra cetveline yazılı tüm alacaklar ödendikten sonra davacıya ödeme yapılabileceğini, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının müşterek sorumluluğu kabul ettiğini, davacının her alt işverenin kendi döneminde doğmuş işçilik alacaklarından sorumlu olacağına ilişkin değerlendirmesinin kabul edilemeyeceğini, işçilerin direktiflerin ialdığı kurumun davacı olduğunu, salt bu durum gözetildiğinde dahi işçilik alacakları hususunda muhatabın davacını bizzat kendisi olduğunu ve sorumluluğun kendisinde olduğunu, davacının gerek müflise gerekse de diğer alt yüklenicilere yaptığı hak edişlerin dökümleri istenerek işçi alacaklarının ödenmesi için herhangi bir ekstra ödeme yapıp yapmadığını belgelemesi gerektiğini belirterek, usuli itirazları doğrultusunda davanın usulden reddine, kabul edilmemesi halinde İİK 194. Maddesi uyarınca yargılamanın İkinci Alacaklılar Toplantısından 10 gün sonrasına kadar durdurulmasına, esasa ilişkin itirazları göz önünde bulundurularak davanın Esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davacı idare ile “Hizmet Alımı Sözleşmesi” imzalayan yüklenici şirket bünyesinde çalışan dava dışı işçiye davacı tarafından yapılan ödemenin davalı şirketten rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Ankara… Hukuk Mahkemesinin 28/01/2020 gün 2018/509 Esas 2020/14 Karar sayılı görevsizlik kararı sonucu mahkememize tevzii edilmiştir.
…İş Mahkemesinin 06.10.2015 tarih ve 2015/48 Esas, 2015/503 Karar sayılı kararının incelenmesinde; davacısının …, davalılarının … ve müflis…Güvenlik ve Sosyal Hizmetler Ltd. Şti. olduğu, yapılan yargılama neticesinde mahkemece verilen 06.10.2015 tarihli hükmün Yargıtay… Dairesinin 20.10.2016 tarihli ilam ile bozularak ortadan kaldırıldığı ve yeniden kesin nitelikte hüküm kurulduğu görülmüştür.
Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2017/3862 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, Yargıtay… Dairesinin 20.10.2016 tarihli ilamı ile hüküm altına alınan alacağın tahsilinin istendiği, …nce 22.11.2017 tarihinde 2.541,60 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Ankara…Ticaret Mahkemesi’nin 2015/483 Esas 2016/759 Karar sayılı ve 28/12/2016 tarihli kararı ile Müflis…Güvenlik ve Sosyal Hizmetler Ltd. Şti. hakkında iflas kararı verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesine göre göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 115/1. Maddesine göre mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Bu nedenle öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı hususu değerlendirilmiştir.
İflas alacağı, masa borcu ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak olmak üzere üç grup alacak bulunmaktadır.
Alacak, iflastan sonra doğmuş ve masa borcu da değilse, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan bir alacak niteliğindedir. İflas tarihinden sonra doğan böyle bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, inceleme, şikayet yolu ile icra mahkemesince değil, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir.
Somut olayda müflis şirketin 28/12/2016 tarihinde iflasına karar verildiği, rücu istemine konu …İş Mahkemesinin 20.10.2016 tarihinde kesinleşen kararı üzerine davacı tarafından 15.03.2017 tarihinde dava dışı işçiye ve 22.11.2017 tarihlerinde ise icra dosyasına ödemeler yapıldığı ve 10.08.2018 tarihinde eldeki davanın açıldığı görülmüştür. Davacı Üniversitenin rücu hakkının doğumu, ilk ödeme yaptığı 15.03.2017 tarihidir. Bu durumda davacının rücuya tabi alacağı, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olabileceği, iflas masasının dağıttığı iflas(garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan genel alacak niteliğindedir.
Açıklanan gerekçelerle, dava konusu alacağın iflas alacağı ve masa borcu olmadığı, iflas tarihinden sonra doğan genel nitelikli alacak olduğu, öte yandan davacının tacir olmadığı, davanın da mutlak ticari dava niteliğinin bulunmadığı, uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin Ankara… Hukuk Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli Ankara… Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Mahkememiz ile Ankara… Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan kararın istinaf edilmeden kesinleşmesi halinde uyuşmazlığın halli için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Harç ve yargılama gideri hususunun yetkili ve görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,

Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır