Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/169 E. 2021/310 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/169 Esas
KARAR NO : 2021/310

Av. … -…

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2020
KARAR TARİHİ : 20/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari alım-satım ilişkisi olduğunu, davacı şirketin, davalıya farklı tarihlerde ürün satışları yaptığını, Davacı şirketin alacağı olan ve alman mal karşılığı ödenmesi gereken 82.891,94 TL’ olduğunu, Davalı tarafından bu borcu ödemediğini, Cari hesap ekstresindeki borç bakiyesi olan 82.891,94 TL alacağın tahsili için yetkili Ankara … İcra Müdürlüğünün 2019/13157 Es. Sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiğini, Davalının (Borçlu) icra takibi ile talep olunan borcun tamamına ve fer’ilerine itiraz ederek kendilerinin Davacı Şirkete belirtildiği miktarda bir borcu bulunmadığının beyanı ile takibi durdurduğunu, İtiraz üzerine Davacı şirket adına arabuluculuk yoluna müracaat edildiğini, ancak davalı ile Davacı şirket arasında herhangi bir anlaşma da sağlanamadığını, davalı yanın likit alacağa karşı yaptığı haksız itiraz nedeniyle İİK m.67/2 gereğince davalı aleyhine takip konusu miktar üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi ve itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davacı tarafın dava dilekçesinde icra takibinin dayanağı olarak da gösterdiği ve “01.01.2019 tarihli, 82.891,94 TL tutarlı cari hesabı” ödenmediğini ileri sürdüğünü, taraflar arasında cari hesap ekstresinin ileri sürülebilmesi için taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olması gerektiğini, belirli dönemleri kapsayan ve devam eden ticari ilişkilerde cari işlem akışının incelenmesi, alacak/borç miktarının tespit edilmesi ve varsa bakiye miktarın tespiti yoluna gidilmesi gerektiğini, ortada bir ticari ilişki olduğunun net bir şekilde tespit edilebilmesi için fatura konusu malın ya da hizmetin usulüne uygun bir şekilde karşı tarafın uhdesine geçirilmiş olması gerektiğini, tüm ticari kayıtların ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiğini, davacı tarafından ticari alım -satım ilişkisinin olduğunu iddia ettiğini, ürün satıldığından bahsedildiğini, ancak davacı takip alacaklısı tarafından faturaya yansıtılan ve cari hesap ekstresine işlenen mal ve hizmetin ne olduğu ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunda tespit yapılmadığını ve davacı tarafça da buna ilişkin bir beyanda bulunulmadığını, davacının karşılıklı olarak yapıldığını belirttiği anlaşma neticesinde işin eksiksiz bir biçimde ve usulüne uygun olarak yerine getirildiğini yazılı delille ispatlaması gerektiğini, bu alacağa uygulanması talep edilen faiz ve faiz oranı yönünden açıkça hukuka aykırılık bulunduğunu, davacının alacağını dayandırdığı faturanın içeriğinin tespitinin mümkün olmaması nedeniyle muhasebesel kontrolünün yapılması, yapılan ödemler nedeniyle bir borç olup olmadığı ya da varsa net miktarının ne olduğuna ilişkin kontrolün kısa süre içerisinde yapılmasının mümkün olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara … İcra Müdürlüğünün 2019/13157 E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 95.873,61 TL için 27/09/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından düzenlenen faturaların E-fatura olduğunun görüldüğü, yapılan incelemede davacı ve davalı şirketlerin e-defter mükellefi oldukları, e-defter mükellefi olanların birbirleri ile olan ticaretinde E-fatura düzenlemelerinin zorunlu olduğu ve davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalarının GİB sistemi üzerinden düzenlenmiş e-fatura olduğu ve davalıya iletildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin kayıtlı olduğu Ostim Vergi Dairesinden 13/10/2020 tarihinde gönderilen BA/Bs formları incelendiğinde davacı şirket tarafından BS formları ile davalı şirket adına 2018 yılında toplam 21 adet fatura ile KDV hariç 78.996,- TL; 2019 yılında toplam 11 adet fatura ile KDV hariç 31.108,- TL tutarında satış faturası düzenlediği beyan edildiği; davalı şirketin kayıtlı olduğu … Vergi Dairesinden 14/10/2020 tarihinde gönderilen BA/Bs formları incelendiğinde davalı şirket tarafından BA formları ile davacı şirketten 2018 yılında toplam 21 adet fatura ile KDV hariç 78.996,- TL; 2019 yılında toplam 11 adet fatura ile KDV hariç 31.108,- TL tutarında alış faturası teslim aldığının beyan edildiği anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu raporlarında; davacı ve davalı taraflara ait defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı defterlerinin usulüne uygun islendiğini, HMK ve 6102 sayılı TTK’nın 64. maddesinin 3. fıkrası, 66. maddesinin 2. fıkrası gereği defter tasdiklerinin yaptırıldığı, HMK 222. Maddesine uygun koşulları taşıyan usulüne uygun işlenmiş olup ticari defterlerin sahipleri lehine delil teşkil etmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu, yapılan ticari defter incelenmesinde tarafların 2018 yılından öncesine dayanan ticari ilişkileri olduğu kanaatine varıldığını, Vergi dairelerinden gönderilen BA/BS formları ve ticari defter kayıtlarına göre davacı tarafından davalı şirket adına düzenlenen e-faturaların davalı tarafından kabul edildiğini , vergi dairesine beyan edildiği ve kayıtlarına işlediğinin anlaşıldığı, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacı şirketten 82.891,94 TL alacağı var iken davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacı şirkete 81.466,82 TL borcu bulunduğunu, davacı şirket cari hesap bakiyesi ile davalı şirket cari hesap bakiyesi arasındaki fark 1.425,12 TL olduğunu ve bu farkın 2017 yılından geldiğini, takip tarihi itibariyle davacı yanın ticari defterlerine göre cari hesaptan dolayı davalıdan 82.891,94 TL alacaklı olduğunu, davacı şirketin takip tarihine kadar TTK 1530. Maddesine göre temerrüt faizi talep ettiğini, 01.01.2019 tarihinde takip tarihine kadar davacının alacağına 13.171,72 TL temerrüt faizi hesaplandığını, davacının talebinin ise 12.981,67 TL olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay …. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, fatura, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre;
Somut olayda; Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, Ankara … İcra Müdürlüğünün 2019/13157 E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 95.873,61 TL için 27/09/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu ve davanın yasal sürede açıldığı, davacı tarafından düzenlenen faturaların E-fatura olduğu ve davalıya iletildiği, Vergi dairelerinden gönderilen BA/BS formları ve ticari defter kayıtlarına göre davacı tarafından davalı şirket adına düzenlenen e-faturaların davalı tarafından kabul edildiği ve kayıtlarına işlediği, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacı şirketten 82.891,94 TL alacağı var iken davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacı şirkete 81.466,82 TL borcu bulunduğu, davacı şirket cari hesap bakiyesi ile davalı şirket cari hesap bakiyesi arasındaki farkın 1.425,12 TL olduğu ve bu farkın 2017 yılından geldiği, takip tarihi itibariyle davacı yanın ticari defterlerine göre cari hesaptan dolayı davalıdan 82.891,94 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara … Müdürlüğünün 2019/13157 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 82.891,94 TL asıl alacak olmak üzere devamına, davacının faize yönelik ve fazlaya ilişkin istemin reddi ile asıl alacağa icra takip tarihi olan 01/10/2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda faiz uygulanmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın Kısmen Kabulü ile;
2-Davalının Ankara … Müdürlüğünün 2019/13157 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 82.891,94 TL asıl alacak olmak üzere devamına
3-Dava tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin delil ya da ihtarname ibraz edilmediğinden, davacı vekilinin bu yöndeki faize yönelik ve fazlaya ilişkin istemin reddi ile asıl alacağa icra takip tarihi olan 01/10/2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faiz uygulanmasına,
4-Asıl alacağın %20’si oranında olan 16.578,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 11.575,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL başvuru ve vekalet harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 34,75 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 846,95 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
7-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
8-Alınması gerekli 5.662,35 TL harçtan peşin alınan 936,22 TL harcın düşümü ile arta kalan 4.726,13 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Peşin alınan 936,22 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
10-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 gereğince, arabuluculuk görüşmesine katılmayan taraf, davada haklı da çıksa haksız da çıksa yargılama giderine mahkum edilir hükmü gereğince, Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/04/2021
Katip …

Hakim …