Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/162 E. 2021/380 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/162 Esas
KARAR NO : 2021/380

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 28/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında LGP alım satımına ilişkin olarak anlaşma bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından 15/03/2018 tarih 509039 seri numaralı 243.170,554 TL bedelli fatura düzenlendiğini, fatura uyarınca davalı şirketin fatura bedelinin ödenmemesi halinde aylık %2,5 vade farkından sorulu tutulacağını, vadesi gelmesine rağmen fatura bakiyesinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu… Müdürlüğünün 2018/11005 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, %10 para cezası ile akdi vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştin.
SAVUNMA :
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış, cevap dilekçesi sunmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, ticari satımdan kaynaklandığı ileri sürülen fatura alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine dava yanca yapılan itirazın iptali, icra inkar tazminatı istemin ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, Ticaret Sicil Müdürlüğü müzekkere cevabı, hizmet sözleşmesi örneği, İstanbul Anadolu… Müdürlüğünün 2018/11005 sayılı takip dosyasının Uyap evrakları, bilirkişi raporu ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
İstanbul Anadolu… Müdürlüğünün 2018/11005 sayılı takip dosyasının Uyap evraklarının incelenmesinde; alacaklı… Rafinelerin A.Ş. tarafından borçlu … Petrol Dağıtım Sanayi ve Tic. A.Ş. aleyhine 15/03/2018 düzenleme tarihli ve 20/03/2018 vade tarihli faturaya dayalı olarak 6.079,269 TL fark alacağı, 243.170,54 TL fatura bedeli, 1.753,83 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 251.003,63 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, borçlu şirketin itirazı üzerine takibin durduğu, davanın yasal süresi içeresinde açılmış olduğu görülmüştür.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 10/12/2020 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; davacı şirketin düzenlemiş olduğu alacağa konu faturanın ürün satışı karşılığı olmayıp, davalının almayı taahhüt ettiği ürünü eksik alması nedeniyle düzenlenmiş olduğu, faturanın düzenlenmesine dayanak gösterilen davalının taahhüt ettiği miktarla ilgili talep, sözleşme v.b. bir belgenin sunulmadığı, düzenlenmiş faturanın davalıya bildirimiyle ilgili belge bulunmadığı, 15/03/2018 tarih 509039 seri numaralı 243.170,54 TL bedelli faturadan kaynaklı davacının alacak iddiasının mahkemenin takdirinde olduğu görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri rapora karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçelerini dosyaya sunmuşlardır.
Taraf vekillerinin beyanları, dilekçe ekinde sunulan bilgi belgeler incelenmek üzere dosya bilirkişiye gönderilmiştir. Bilirkişi 26/01/2021 tarihli ek raporunun sonuç kısmında özetle; davacı şirket tarafından sunulan belgeler arasında davalı şirket’in 2018 yılında 2.984,98 ton alış taahhüt ettiğine ilişkin talebiyle ilgili belge görülmediği şekilde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Deliller değerlendirilmiştir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, taraf ticari kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davacının, 15.03.2018 düzenleme tarihli 509039 nolu 243.170,54 TL bedelli faturanın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının borca itirazları üzerine takibin durduğu, davacının eldeki dava ile itirazların iptali ile takibin devamına karar verilmesini istediği görülmüştür. Davalı yan ise; dava dilekçesine karşı süresi içinde cevap vermemiş olup, ödeme emrine karşı süresi içinde borcunun bulunmadığını, tüm borca, takibe, işlemiş işleyecek faizlere ve tüm ferilerine itiraz etmiş, davanın reddini karar verilmesini dilemiştir.
Somut olayda davacı …, taraflar arasında yapılan LPG alım satımına ilişkin sözleşme uyarınca davalıya LPG tedarik ettiği halde davalının takip dayanağı 15.03.2018 tarih ve 509039 seri numaralı 243.170,54 TL’lik fatura bedelini ödemediğini ileri sürmüş, yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde; takip dayanağı 15.03.2018 tarih ve 509039 seri numaralı 243.170,54 TL’lik faturanın, davalının taahhüt ettiği ileri sürülen 2.984,98 ton LPG’den eksik çektiği bakiye 2.887,38 ton için düzenlendiği ortaya çıkmıştır. Bilirkişi raporunun dosyaya kazandırılmasından sonra davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde: davalı şirketin, LPG satış koşullarını kabul ettiğini, 2.984,98 litre LPG çekimi yapmayı taahhüt ettiği halde taahhüdünü yerine getirmediğini, davalının koşullarını kabul ettiği 2018 Yılı LPG Satış Uygulamalarına dayanarak 243.170,54 TL’lik eksik çekim faturasının düzenlendiğini belirterek ek rapor alınmasını talep etmiş, dilekçesi ekinde ise 2018 yılı LPG satış uygulaması, müşteri kayıt formu, sipariş açma protokolü, hizmet sözleşmeleri, aydınlatma metni ve dava konusu faturanın tebliğine ilişkin olduğu ileri sürdüğü mail çıktılarını sunmuştur. Davacı yanın rapora karşı itirazlarının karşılanması için bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi hazırladığı ek raporunda kök raporundaki görüşünü yinelemiş, ayrıca sunulan belgelerden davalının alış taahhüdünde bulunduğunu gösteren bir kaydın bulunmadığını bildirmiştir. Davacı …’ın, takip dayanağı 15.03.2018 tarih ve 509039 seri numaralı 243.170,54 TL’lik faturayı, davalı tarafın 2018 yılı Şubat ayı için taahhütte bulunduğunu ileri sürdüğü 2.984,98 litre LPG’den çekim yapılan 97,60 kısmının mahsubu sonrası kalan 2.887,38 litrelik LPG için düzenlediği anlaşıldığına göre, davalının 2018 yılı Şubat ayı için LPG alış taahhüdünde bulunup bulunmadığı, bulundu ise alış taahhüdünde bulunduğu miktarın tespiti önem arz etmektedir. Davacı tarafından bilirkişi raporuna itiraz aşamasında sunulan az yukarıda zikredilen belgelerden davalının 2018 yılı Şubat ayı içinde çekim yapacağı miktara ilişkin bir taahhüdü bulunmadığı görülmüştür. Öte yandan, davacı tarafından bilirkişi ek raporuna karşı sunulan itiraz dilekçesinde; davalı yanın çekim yapmayı taahhüt ettiği tutarın, müşteri kayıt formunun 11 inci sayfasında yazılı olduğu bildirilmiş ise de, işaret edilen sayfanın sunulan belgeler arasında yer almadığı, 11.01.2018 tarihli müşteri kayıt formunda; davalı … Petrol Dağıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile ilgili adres, telefon, banka hesap bilgileri ve mail adreslerine yer verildiği, çekim taahhüdüne ilişkin herhangi bir kaydın yer almadığı müşahade edilmiştir.
Davacı tarafça karar duruşmasında tahkikatın eksik olduğundan bahisle bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sundukları faturanın tebliğine ilişkin belge asıllarının ilgili kargo şirketininden getirtilmesi için müzekkere yazılmasını talep edilmiştir.
İddia ve savunmanın belirli bir usul kesitine kadar ileri sürülmesi olarak ifade edilen teksif ilkesi aynı zamanda yargılama düzenine ilişkin bir ilkedir. Teksif ilkesiyle gerek iddianın ve savunmanın belirli usul kesitine kadar ileri sürülmesi gerekse de delillerin gösterilmesinin belirli bir usul kesitine kadar ileri sürülmesi amaçlanmaktadır. Çünkü teksif ilkesi ile istenilen hâkimin elinde gerekli tüm iddia ve savunmalar ve delillerin bulunması ve hâkimin bunları tümden görebilmesidir. Bir başka ifadeyle, hâkimin dava sürecinde sonradan bilgi sahibi olmasının önüne geçmektir. Aksi durum yargılamanın uzamasına sebebiyet verir. Bu da adil yargılanma hakkının bir unsuru olan makul sürede yargılanma hakkının zedelenmesi anlamına gelir.
6100 sayılı HMK’nın madde 119/1-f. uyarınca; davacı yana dava dilekçesi ile, iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini göstermek yükümlülüğü getirilmiş; bu ilke basit yargılama usulü bakımından “Delillerin ikamesi” başlıklı 318. maddenin 1. bendinde de tekrarlanmıştır. Aynı Kanunun madde 129/1-e. uyarınca aynı yükümlülük davalı için öngörülmüştür. Bu külfet, iddia ve savunma sebeplerinin yargılamanın belirli bir aşamasına kadar ileri sürülmesini, bundan sonra ileri sürülen iddia ve savunma sebeplerinin mahkemece dikkate alınamayacağını ifade eden “teksif ilkesi” ile ilişkilidir. Yanı sıra, 6100 sayılı HMK’nın “Somutlaştırma yükü ve delillerin gösterilmesi” kenar başlıklı 194. maddesinde dayandıkları vakıaların, ispata elverişli şekilde somutlaştırması gerekliliği taraflara yüklenmiştir. Somutlaştırma yükü ile taraflardan, dayandıkları delilleri göstermeleri beklendiği gibi hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini de açıkça göstermeleri beklenmektedir. Davacı vekili, davalı yanın ödeme emrine itirazlarının haksız olduğundan bahisle iptalini istediği halde, takip dayanağı faturanın davalıya tebliğine ilişkin kargo gönderilerine delil olarak dayanmamış, taraflar arasındaki ticari ilişkiye ait olduğunu ileri sürdüğü sözleşme, müşteri kayıt formu, sipariş açma protokolü, 2018 yılı LPG satış protokolü vb delillerini ancak bilirkişi raporuna itiraz aşamasında dosyaya sunmuş olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119/1. maddesine aykırı şekilde dava dilekçesinde de göstermemiştir. Bu durumda takip dayanağı faturanın davalıya tebliğ edildiğine yönelik davacı yanın iddiasının kanıtlanması için mahkemece kendiliğinden bir araştırma yapılması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle davalı yanın takibe konu fatura içeriğine ve bedeline itiraz etmekte haklı sebeplerinin olduğu, davacının davalının çekim taahhüdünde bulunduğu iddiasını kendisine tanınan kanuni süreler içinde usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 26.020,25 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin alınan 4.286,52 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 4.227,22 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/05/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır