Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/156 E. 2021/278 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/156
KARAR NO : 2021/278
DAVACI
KARŞI DAVALI : … – …
DAVALI
KARŞI DAVACI : … -…

DAVA TARİHİ : 25/07/2011
KARAR TARİHİ : 07/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVADA İDDİA/ KARŞI DAVADA SAVUNMA:
Davacı … vekili dava dilekçelerinde, … XXI Bölge Müdürlüğü (…) faaliyet alanı içerisinde yapımı tamamlanan “… Barajı … Kapağı İnşaatı” işinin geçici kabulünün 04/08/2004 tarihinde yapıldığını, yüklenicisi tarafından kesin hesabın yapılmaması nedeni ile Bölge Müdürlüğünce oluşturulan komisyon tarafından kesin hesap çalışmalarına başlandığını, teftiş kurulu tarafından soruşturmaya konu edilmesi nedeni ile 31/12/2008 tarihine kadar süre uzatımı alınarak 04/12/2008 tarihinde kesin hesabın düzenlendiğin, 05/12/2008 tarihinde kesin hesabın onaylandığını, yapılan hesap sonucu …’nin davalıdan 13.103.912,20 TL fazla ödeme nedeni ile alacaklı olduğunun tespit edildiğini, kesin hesap için yüklenici firmaya gönderilen ihtarnameye verilen cevapta kesin hesabın kabul edilmediğinin bildirildiğini, davalı şirketin 39 nolu hakedişte yapılan kesintiye ilişkin açtığı davanın Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/05/2005 tarih ve 2004/106 esas, 2005/228 karar sayılı kararı ile reddedildiğini, davalı şirketin … Hukuk Mahkemesinin 2004/232 esas sayılı dosyasında açtığı kesin hakediş alacağına ilişkin davanın yasal süre henüz dolmadığından reddedildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.819.493,02 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 11/09/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile kesin hakediş kapak sayfasında sehven maddi hata yapıldığını belirterek asıl davadaki taleplerinin 11.959.297,58 TL’ye yükseltmiş ve eksik harcı tamamlamıştır.
ASIL DAVADA SAVUNMA/ KARŞI DAVADA İDDİA:
Davalı yüklenici vekili cevap ve kaşı dava dilekçelerinde, müvekkili şirket ile … arasında “… Barajı … Kapağı inşaatı” işinin yapımı konusunda 19/03/1996 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini ancak iş sahibinin, 2. keşif artışı yapılan işin bitirilmesine engeller çıkardığını, hakedişlerin hazırlanması ve onaylanmasının geciktirildiğini, tasdikli iş programlarının defalarca değiştirildiğini, yer teslimlerinin zamanında yapılmadığını, ödeneklerin harcanmasının kısıtlandığını, …’nin maliyet artışına sebep olunduğunu, müvekkilinin imza tarihinden itibaren tahsis edilen ödeneklere göre gerekli imalatları yaptığını, 41 adet ve buna ek 7 adet hakedişin imzalanarak onaylandıktan sonra ödemesinin yapıldığını, idarenin onayı ve bilgisi dışında iş yapılmadığını, geçici kabulün ve kesin hesabın yapılabilmesi amacı ile Ankara … Hukuk Mahkemesinin 2004/232 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, geçici kabulün dava açıldıktan sonra 04/08/2004 tarihinde yapıldığını, bu mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde müvekkilinin davalıdan 1.415.001,90 TL alacağı olduğunun tespit edildiğini, mahkemece kesin hesap düzenlemesi için gerekli süreden önce dava açıldığı gerekçesi ile davanın reddedildiğini, davacı tarafından 18/04/2005 tarihinde yapılması gereken kesin hesabın 05/12/2008 tarihinde yapılabildiğini, bu tarihten 1,5 yıl sonra bu davanın açıldığını, iddiaların asılsız olduğunu, 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde dava açılmadığını, öncelikle zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmesini, kesin hesabın hangi yöntemlerle, hangi usul ve esaslarla nasıl oluşturulduğu konusunda açıklık bulunmadığını, müvekkiline kesin hesabın tebliğ edilmediğini, kesin hesabı kabul etmediklerini, davacının kötü niyetli hareket ettiğini, sözleşme hükümlerine uymadığını, kesin hesabı kabul etmediklerini belirterek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı davada; müvekkilinin Ankara … Hukuk Mahkemesinin 2004/232 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre kesin hesap sonucu 1.384.000,90 TL ve hakedişten mahsup edilen 31.000,00 TL olmak üzere toplam 1.415.001,90 TL alacağı olduğunu, 39 nolu hakedişten yapılan kesinti bu miktarın içinde olduğundan söz konusu kesinti tutarı, gelir vergisi, damga vergisi düşüldükten sonra müvekkilinin …’den (idareden) 1.096.982,39 TL alacağı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.096.982,39 TL’nin 11/05/2004 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, teminat mektuplarının müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, asıl davada, eser sözleşmesi uyarınca düzenlenen kesin hesaptan kaynaklanan fazla ödemenin istirdadı (iadesi), karşı davada, hakedişden kaynaklanana alacağın tahsili ve teminat mektuplarının iadesi istemine ilişkindir (Mülga BK m. 355 vd. (TBK m.470,); İİK m.72, HMK m.105).
Taraflar arasında kurulan “… Barajı Dolusavak Kapağı inşaatı” işinin yapımı konusunda imzalanan 19/03/1996 tarihli sözleşme, geçici ve kesin kabul tutanak örnekleri, Sayıştay Raporu, tarafların karşılıklı olarak keşide ettikleri noter ihtarnameleri hakkediş örnekleri, yapılan ödemelere ilişkin kayıtlar, Ankara … Hukuk Mahkemesinin 2004/232 esas sayılı kesinleşen karar örneği, Yargıtay bozma ilamı, bilirkişi raporları ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi mülga BK’nın yürürlükte olduğu dönemde yapıldığından uyuşmazlılığın bu kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir (TBK Yür. K. m.1).
Taraflar arasında yapılan sözleşme, sözleşme konusu, iş ve yapılan ödemeler konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. İhtilaf davacı iş sahibi …’nin sözleşmede kararlaştırılan birim fiyatlara göre yükleniciye fazla ödeme yapılıp yapılmadığı varsa fazla ödemenin miktarı, yüklenicinin hakedişten kaynaklanan alacağının olup olmadığı ve teminat mektuplarının yükleniciye iade edilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı konusundadır.

Eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 470; mülga BK m. 355). Eser sözleşmesinde yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğun belirlenmesinde benzer alandaki işleri yüklenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranış esas alınır. Yüklenici kararlaştırılan eseri aksine bir düzenleme yoksa kendisi veya kendi yönetimi altında başka bir kişiye yaptırabilir. Yüklenici, sözleşmede kararlaştırılan sürede işe başlamak ve bitirmek zorundadır. Eser sözleşmesinde kural olarak yapılan işin miktarı ve değerini yüklenici ispat etmekle yükümlüdür. Buna karşılık sözleşmede kararlaştırılan iş bedelinin ödendiğini ispat yükü iş sahibine aittir. Bu nedenle yüklenici yaptığı iş miktarını ve bunun karşılığı olan tutarı ispat etmek zorundadır. Aynı şekilde iş sahibi de yapılan iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır.
Dava Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/89 esas sayılı dosyası bu mahkemenin kapatılması nedeniyle mahkememize devredilmiştir.
Kapatılan Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesi, 08/07/2014, 2011/89 E, 2014/220 K, sayılı kararında , “idare tarafından hazırlanan kesin hesabın yanlış olduğu, karşı davacı yüklenicinin yapmış olduğu imalat nedeni ile 711.272,51 TL kesin hakediş alacağı bulunduğu gerekçesiyle; asıl davada, davanın reddine; karşı davada davanın kısmen kabulüne, 711.272,51 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile iş sahibi …’den tahsiline, teminat mektuplarının yükleniciye iadesine fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiştir. Bu kararın davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 15.H.D. 03/12/2015, 2014/6282 E, 2015/6161 K, sayılı kararıyla bozulmuştur.
Yargıtay 15 HD, bozma kararında özetle, “…Hükme dayanak alınan bilirkişi raporlarında; taraflar arasında düzenlendiği çekişmesiz olan 19.03.1996 tarihli “… Barajı Dolusavak Kapağı İnşaatı” işi ile ilgili sözleşmede birim fiyat esası kabul edilmesine rağmen, sözleşmenin uygulanması sırasında taraflarca değiştirilen ve iş sahibi idarece de onaylandığı anlaşılan ara hakedişlerde esas alınan birim fiyatların kesinleştiği değerlendirilerek değiştirilen birim fiyatlar esas alınmıştır. Oysa aynı sözleşme ile ilgili davalı-karşı davacı yüklenici tarafından davacı-karşı davalı iş sahibi idare aleyhine Ankara Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nin 2004/106 Esasında açtığı 39 nolu ara hakedişe ilişkin işin 31-7836 nolu poza uygun yapılmasına ve idarenin buna onay vermesine rağmen idarenin B- D 304 pozundan ödeme yapılması gerektiği iddiası ile hakedişten haksız yaptığı kesintinin iadesine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonucu mahkemenin 11.05.2015 tarih, 2005/228 Karar sayılı kararı ile hakediş hesabı yapılırken sözleşmede birim fiyat esasının belirlenmesi halinde birim fiyatın esas alınması gerektiği, sonradan idarenin onayı ile birim fiyat değişikliği yapılmasının sözleşme ve eklerine uygun olmadığı ve bu hali ile idarece yapılan kesintinin usul ve yasaya uygun ve haklı olduğu kabul edilerek davanın reddedildiği ve bu kararın deracattan geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kesinleşen bu karar, taraflar açısından kesin hüküm teşkil etmese dahi kuvvetli delil niteliğinde olup, sözleşmede belirlenen birim fiyattan başka,değiştirilmiş birim fiyatın hesaplamalarda esas alınması mümkün değildir… taraflar arasında daha önce kesin hesabın yapılmadığı ve idarenin onayı ile yapılan birim fiyat değişikliğinin de sözleşme ve eklerine aykırı, dolayısıyla idarenin değiştirilmiş birim fiyata göre hesap edilerek yapılan ödemeyi kesmekte haklı olduğu kesinleşmiş karar ile sabit olmuştur. Bu nedenlerle kesin hesabın sözleşme fiyatları ile çıkarılması gerekli ve zorunludur… Bu konuda seçilecek bilirkişi kurulundan … mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınarak sözleşme hükümlerine göre tarafların alacak ve borç durumlarının belirlenmesi, asıl ve karşı davanın esası hakkında hüküm kurmaktan ibarettir. ……” gerekçesi ile bozulmuştur.
Yeniden yapılan yargılamada Yargıtay bozma kararına uyulmuş ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu 19/05/2017 tarihli rapor ve 20/02/2018 tarihli seçenekli ek raporlarında; davacı/karşı davalı iş sahibi … ile davalı/karşı davacı yüklenici arasında … Barajı Dolusavak Kapağı İnşaatı Yapım İşi nedeniyle 19/03/1996 tarihinde sözleşme imzalanarak 24/05/1996 tarihinde yer teslimi yapıldığını, işin geçici kabulünün 04/08/2004 tarihinde yapıldığını, işin kesin kabulünün 13/10/2005 tarihinde yapıldığını, kesin kabul tutanağının İdare makamınca 01/12/2005 tarihinde onaylandığını, kesin hesapta tespit edilen 13.103.912,20-TL fazla ödemenin iadesi için noterden 12/02/2009 tarihinde yükleniciye ihtarname gönderildiğini, yüklenicinin Ankara 13.Noterliğinden 18/02/2009 tarihinde cevabi ihtarname gönderdiğini, mahkeme tarafından uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca kesin hesabın sözleşme fiyatları ile çıkartılmasının gerekli ve zorunlu olduğunun kabul edilmesi halinde davacı iş sahibi …nün kesin hesaptan dolayı fazladan ödemiş bulunduğu 2.759.882,00-TL’nin 16/03/2009 tarihinden itibaren avans faizi ile iadesini talep edebileceği, karşı davada yüklenicinin herhangi bir alacağının bulunmadığını, buna karşılık Yargıtay bozma ilamının kesinleşen 31.7836 pozu yerine B-D.304 pozunun uygulanması gerektiğinin kastedildiği kanaatine varıldığı takdirde bu defa asıl davada davacı …’nin fazla ödeme talebinin yerinde olmayacağını, karşı davada yüklenicinin 711.272,51-TL alacaklı olacağı ve kesin teminatın iadesini talep edebileceğini bildirmişlerdir.
Bilirkişi kurulunun seçenekli raporu ve değerlendirmesi dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce verilen önceki karar Yüksek Yargıtay … HD kararı ile bozulmuştur. Bozma uyarınca bilirkişi kurulundan seçenekli rapor alınmış olup, bozma ilamında da açıkça ifade edildiği üzere kesinleşen Ankara … Hukuk Mahkemesinin 2004/232 E sayılı dosyasında kesin hakediş alacağına ilişkin idarenin kesin hesabı ve buna bağlı kesin hakedişi tanzim etmek için yasal sürenin henüz dolmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ve bu karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Buna göre uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı ve mahkeme kararı uyarınca taraflar arasında daha önce kesin hesabın yapılmadığı ve İdarenin onayı ile yapılan birim fiyat değişikliğinin sözleşme ve eklerine aykırı olduğu, bu nedenle İdarenin değiştirilmiş birim fiyata göre hesap edilerek yapılan fazla ödemeyi hakedişten kesmekte haklı olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içinde toplanan deliller, uyulmasına karar verilen Yargıtay ilamı, bilirkişi kurulu rapor ve ek raporları, noter ihtarnameleri ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında … Barajı … Kapak İnşaatı yapım işi konusunda eser sözleşmesi yapıldığı, davalı/karşı davacı yüklenici tarafından … ye karşı Ankara … Hukuk Mahkemesinin 2004/232 E sayılı dosyasında kesin hakediş alacağı için dava açtığı, açılan davanın kesin hesap ve kesin hakediş için yasal sürenin dolmadığı gerekçesi ile reddedildiği, kararın kesinleştiği, bu nedenle sözleşmenin birim fiyat esaslı olduğu ve birim fiyat değişikliğine gidilmesinin sözleşme ve eklerine uygun olmadığı, kesinleşen mahkeme kararı ile tespit edildiği, mahkememiz tarafından alınan bilirkişi kurulunun seçenekli raporu uyarınca davacı ve iş sahibi … nin davalı yükleniciye 2.759.882,00-TL fazla ödeme yaptığı anlaşıldığından asıl davada davanın kısmen kabulüne, bilirkişi kurulu tarafından hesaplanan 2.759.882,00-TL fazla ödemenin temerrüt tarihi olan 16/03/2009 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalı yükleniciden tahsiline, davacı …’ye ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; yüklenici tarafından açılan karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce 09/05/2018 tarihinde yukarıda açıklanan gerekçelerle “Asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine” karar verilmiş, bu karar davalı-karşı davacının temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 28/03/2019 tarih, 2018/5101E-2019/1411K sayılı ilamı ile bozulmuştur. Yargıtay kararında özetle; “davalı-karşı davacının dava dilekçesinde iadesini talep ettiği kesin teminat mektubunun tutarı açıklattırılarak, kesin teminat mektubunun bedeli üzerinden harcı yatırması için uygun süre verilmesi, noksan harçlar tamamlanmadıkça müteakip işlemler yapılamayacağından, şayet noksan harç ikmal edilirse işin esası incelenip hüküm kurulması, harcın tamamlanmaması durumunda ise 492 sayılı H.K’nun 30. Maddesinin son cümlesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, bozma ilamına aykırı biçimde harç konusu gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek işin esası incelenip, kesin hüküm oluşturulacak şekilde karşı davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, hükmün bozulmasının uygun bulunduğu” bildirilmiştir.
Bozmaya uyularak, yeniden yapılan yargılamada;
Mahkememizin 03/02/2021 tarihli duruşmasında davalı şirket temsilcisine karşı davada iadesi istenen teminat mektuplarının tarih, tutar vade ve mektup numaralarını bildirmek ve mektup fotokopilerini dosyaya sunmak üzere 1 hafta kesin süre verilmiş, bildirilen teminat mektup bedelleri üzerinden eksik harcı tamamlamak üzere davalı şirket temsilcisine gelecek oturuma kadar süre verilmiş, davalı şirket temsilcisi 04/02/2021 tarihinde iadesini talep ettiği teminat mektuplarının fotokopilerini sunmuş ve 15/03/2021 tarihinde de eksik harcı tamamlamıştır. Yapılan incelemede teminat mektuplarının kesin ve süresiz olduğu ve halen meri olduğu anlaşılmış olup, Mahkememizce bozma öncesi gerekçe doğrultusunda asıl davanın kısmen kabulü, birleşen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Asıl Dava:
Davanın kısmen kabulüne,
2.759.882,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Alacağa 16.03.2009 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karar ve İlam Harcı
Alınması gerekli 188.527,54 TL harca ilişkin Mahkememizce tanzim edilmiş 09.10.2018 tarihli harç tahsil müzekkeresi bulunduğundan, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafça 11.09.2013 tarihinde ödenen 2.388,00 TL ıslah harcının kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacıya iadesine, Mahkememizin 08.10.2014 tarihli harç tahsil müzekkeresi ile davacıdan tahsiline karar verilen 32.321,25 TL harcın kararın kesinleşmesi, talep edilmesi ve tahsil edilmiş olması halinde davacıya iadesine,
Yargılama Giderleri ve Gider Avansı
Davacı tarafından bozmadan önce ve sonra yapılan 34.566,90TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 8.071,46 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
Vekalet Ücreti
Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 113.502,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
2-Karşı dava:
Davanın reddine,
Karşı davada alınması gerekli 59,30 TL harçtan, 16.180,50 TL karşı dava harcı, 110,00 TL tamamlama harcı ve 8.682,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 24.972,50 TL harcın düşümü ile arta kalan 24.913,20 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde davalı tarafa iadesine,
Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
Karşı davada, reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 88.986,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Dair davacı-karşı davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük sürede verilecek dilekçe Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliği verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 07/04/2021
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …