Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/143 E. 2022/62 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/143 Esas
KARAR NO : 2022/62

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2020
KARAR TARİHİ : 28/01/2022
KARAR Y.TARİHİ : 01/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki nedeniyle taraflar arasında mal alım satımı gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin iş kıyafetleri ve aksesuarlarını davalı şirkete sattığını, cari hesap ekstresinin incelenmesinde durumun ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin satmış olduğu mallar için sevk irsaliyeli faturalar düzenlendiğini, davalı şirket tarafından açık hesap borcunun bir kısmının vadesinde ödenmediğini, müvekkili şirketin bakiye borcun ödenmesi yolunda davalı şirket ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara … Müdürlüğü … E. sayılı takip dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek itirazın iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalı şirketten fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; usuli itirazlarının yanı sıra esasa ilişkin olarak; müvekkili şirket ile davacı arasında dava dışı … A.Ş.’nin alt işverenlerine iş kıyafetlerinin tedariki amacıya satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında talep edilen iş kıyafetlerinin özelliklerinin sözleşme ile belirlendiğini, davacı şirketin ise bahsi geçen iş pantolonlarını gönderdiğini ancak gönderilen iş pantolonlarının ilgili sözleşmede belirlenen özelliklere uygun olmadığı ve ayıplı olduğu gerekçesi ile kabul edilmediğini, bu durum nedeniyle teslim tesellüm tutanağı ve iade faturası düzenlenerek davacı şirkete teslim edildiğini, davacı şirketin haksız ve hukuka aykırı olarak taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olduğundan bahisle icra takibi başlattığını, davacı şirket ile yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, müvekkilinin davacı şirket ile yapmış olduğu tüm işlerde üzerine düşen edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, dava dışı … A.Ş., …- … İş ortaklığı ve … A.Ş. ‘ye tedarik edilecek kaban, sweat ve pantolon ürünlerinin özellikleri sözleşme ile belirlendiğini ve siparişlerin davacıya iletildiğini, ancak kaban ve sweatlerin istenilen özellikleri taşımadığının tespiti sonucu bu ürünlerin hiç teslim edilemediğini, davacı şirket yetkilisi “gerisini zaten ben yapmayacağım” demek suretiyle yazılı sözleşmeyi tek taraflı hukuka aykırı olarak fesih ettiğini, davacı şirketten geç de olsa sadece 1.000 adet iş pantolonu 39.960,00 TL’lik fatura ile teslim alındığını ve dava dışı şirkete geç teslim edildiğini, teslim edilen ürünlerin istenilen özelliklerde olmadığı gerekçesi ile dava dışı şirketler tarafından ürünlerin iade edilmesi ve ve geç teslim edildiği ve istenilen özellikleri taşımadığı gerekçesi ile dava dışı şirket tarafından 14.291,31 TL cezai şart uygulandığını, ayıplı iş pantolonlarından 400 adedinin davacı şirkete telim tesellüm tutanağı ve fatura ile iade edildiğini, geri kalan 600 adet iş pantolonu dava dışı şirketler tarafından aralıklarla müvekkiline gönderildiğini, 500 adeti geldikten sonra teslim tesellüm tutanağı ile davacı şirkete teslim edildiğini, aynı tutanakta geri kalan 100 adet iş pantolonun gelmesinden sonra iade faturasının tanzim edileceği yönünde anlaşma sağlandığını, müvekkiline daha sonradan 97 adet iş pantolonu iade edildiğini, 97 adet iş pantolonunu iadesi ve toplamda 597 iş pantolonun iade faturasının düzenlenmesi istense de davacı tarafın iş bu takibi haksız ve kötü niyetli olarak başlatıldığını, müvekkilinin cari hesap alacağı yönünden herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin davacı tarafın edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle toplam 29.085,12 TL zarara uğratıldığını savunmuş öncelikle davanın dava ve taraf şartı noksanlığından dolayı usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %50’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına avans faizi ile mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, fatura örnekleri, tutanaklar, Ankara C. Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasının uyap evrakları, Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtları, Ankara … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının uyap evrakları, bilirkişi raporu ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Grup Tekstil Ambalaj Reklam Matbaa Hırdavat Ürünleri …. Ltd. Şti. tarafından, borçlu … Yapım Filmcilik Reklam Org. Matbaa Tic. Ltd. Şti. aleyhine 60.483,97 TL asıl alacak, 1.596,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 62.080,17 TL’nin tahsili için 30/12/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, davanın yasal süresi içeresinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 02/12/2021 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; taraflar arasındaki alım satım ilişkisinin 21.01.2019 tarihinde başladığı, bu ilişkinin bir
süre sipariş üzere alım satım şeklinde devam ettiği,
taraflar arasında 10.10.2019 tarihinde bir sözleşme imzalandığı, sözleşmeye, davacının
satıcı, davalının ise alıcı sıfatıyla imza koyduğu, davalı yanca sözleşme kapsamında çeşitli beden ölçülerinde ve miktarlarda Pantolon,
Kaban ve Sweat Tshirt siparişi verildiği, bu sipariş kapsamında 1000 adet pantolonun davalıya
teslim edildiği ve 05.11.2019 tarihli, 39.960,00 TL bedelli faturanın düzenlendiği,
lakin davalıya teslim edilen 900 yüz adet pantolonun, istenilen şartlarda olmaması
nedeniyle davacıya iade edildiğine dair iki adet tutanağın mevcut olduğu, bu tutanaklarda davacıyı
temsilen teslim alan sıfatıyla da …’ın imzasının bulunduğu,
davacı tarafça, davalı ile bir satış sözleşmesi imzalanmadığını, 900 adet pantolonun
iadesine ilişkin tutanakların teslim alan kısmındaki imzanın kendilerine ait olmadığının ileri
sürüldüğü,
davacı tarafça davalı aleyhinde Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı
dosyasıyla icrai takip başlatıldığı, 30.12.2019 tarihli takip talebinde alacağın,
60.483,97 TL Asıl alacak
1.596,27 TL İşlemiş avans faizi
62.080,17 TL Toplam, şeklinde gösterildiği, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %
13,75 avans faizi oranında faiz talep edildiği, davalı tarafça borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu,
taraflar arasındaki yüklü miktardaki alış veriş, olayların gelişimi, 05.11.2011 tarihli
fatura muhteviyatının 10.10.2019 tarihli sözleşme kapsamıyla uyumlu olması, 10.10.2019
tarihinden sonra davalı yanca davacıya verilen siparişlerin 10.10.2019 tarihli sözleşme kapsamına
uygun olması gibi hususlar dikkate alındığında, taraflar arasında 10.10.2019 tarihinde bir sözleşme
imzalandığı, davalının bu sözleşmeye göre davacı yana çeşitli ürün siparişleri verdiği, bu kapsamda
davacının 1000 adet pantolonu davalının müşterilerine gönderdiği, lakin ürünlerin istenilen
özelliklerde olmadığından, davalının müşterilerince iade olunduğu, taraflar arasındaki
uyuşmazlığında 05.11.2011 tarihli faturadan kaynaklandığı, belirtilen fatura muhteviyatı ürünlerin
istenilen özelliklerde üretilmediği belirgin olduğundan, fatura muhteviyatı malların davalı tarafça
davacıya iade edildiğinin kabulü ile 05.11.2011 tarihli, 39.960,00 TL bedelli faturadan dolayı
davalının davacıya borçlu olmadığının kabulü gerektiği kanaatine ulaşıldığı,
lakin davacı tarafın gerek 10.10.2019 tarihli sözleşmedeki, gerekse 900 adet pantolonun
davalı yanca davacıya iade dildiğine dair iki adet tutanaktaki imzalara itirazıyla ilgili, imza
incelemesi yaptırılıp yaptırılmaması hususunun Mahkemenin takdirinde bulunduğu,
05.11.2011 tarihli, 39.960,00 TL bedelli fatura hariç tutulduğunda, davalının davacıya
20.523,97 TL borcunun bulunduğu,
bu duruma göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının,
20.523,97 TL asıl alacak, 602,33 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam
21.126,30 TL şeklinde olduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacağa, talep
doğrultusunda yıllık % 13,75 avans faizi oranında faiz hesaplanması icap edeceği,
davacı talebinin 40.953,87 TL’lik kısmının yerinde olmadığı, 10.10.2019 tarihli sözleşmede ve 900 adet pantolonun davalı yanca davacıya iade
edildiğine dair iki adet tutanaktaki davacı şirket yetkilisi adına atılı bulunan imzaların sahte çıkması
halinde ise davalının davacıya 60.483,97 TL borçlu olduğunun kabulü gerekeceği,
bu durumda da davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının,
60.483,97 TL asıl alacak, 1.212,60 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam
61.696,57 TL şeklinde olacağı, takip tarihinden itibaren asıl alacağa, talep
doğrultusunda yıllık % 13,75 avans faizi oranında faiz hesaplanması icap edeceği, bu durumda da davacı talebinin 383,60 TL’lik kısmını yerinde olmadığı görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında, davalının vermiş olduğu siparişler doğrultusunda çeşitli beden ve niteliklerde logoları basılmış iş kıyafetlerinin üretimi ve davalı yana satışına dair sözlü anlaşma yapılmıştır. Anlaşma, bu niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesidir. TBK’nın 470’inci maddesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmesinden söz etmektedir. Eser sözleşmesi hükümleri, yalnızca yeni bir şeyin ortaya çıkarılması halinde değil, mevcut şeylerin onarılması, değiştirilmesi halinde de uygulama alanı bulmaktadır. Dolayısıyla uygulamada terzinin diktiği elbise, yüklenicinin inşa ettiği bina, yapılan gemi, meydana getirme kavramının kapsamına girdiği gibi, mevcut bir şeye parça ilave etmek veya bunu onarmak yahut şeklini değiştirmek ya da temizlemek de bu faaliyetlerin kapsamına girer. Bu noktada önemli olan meydana getirme sonucu sadece yeni bir şey ortaya çıkarmak değil, aynı zaman eskisine göre daha farklı bir eserin meydana getirilmesidir. (Tandoğan sh.23 vd; Ergezen, sh.34, Yavuz sh.396)” (YAVUZ, s.2460.).
Somut olayda, davacı yüklenici, davalı ise işverendir. Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir.
Ayıp, yasa ya da sözleşme hükümleri gereğince, bir eser veya malda bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenicinin meydana getirdiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi, açık ayıplarda Türk Borçlar Kanunu’nun 474., gizli ayıplarda ise 477. maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, aynı Kanun’un 475. maddesinde tanınan haklardan yararlanabilir. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir. Sözü edilen Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde eser iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşme hükümlerine aykırı olursa iş sahibinin eseri kabulden kaçınabileceği ve bu hususta yüklenicinin kusuru bulunursa zarar ve ziyan da isteyebileceği, aynı maddenin 2. fıkrasında ayıbın eserin reddini gerektirecek nitelikte bulunmaması halinde iş sahibinin işin kıymetinin noksanı nispetinde bedelden indirim ve eğer o işin onarımı büyük bir masrafı gerektirmez ise yükleniciyi onarmaya mecbur edebileceği hükmü getirilmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından imal edilen bir kısım iş kıyafetlerinin ayıplı olduğunu, ayıplı ürünlerden de bir kısmının davacıya iade edildiğini savunmuş, iade edilen ayıplı ürünlere ilişkin tarihsiz tutanaklar ile taraflar arasında yapıldığını ileri sürdüğü 10.10.2019 tarihli sözleşme suretini ibraz etmiştir. Davacı şirket vekili 30/11/2020 tarihli duruşmada; tutanaklarda ve sözleşmede müvekkili şirket yetkilisi adına atfen atılan imzaların, müvekkili şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığını savunmuş, davacı şirket yetkilisi ise, 18.06.2021 tarihli duruşmada, sözleşme ve teslim tutanakları altında ismine atfen atılmış imzaların kendisine ait olmadığını, davalı ile imzaladığı herhangi sözleşme bulunmadığını, teslim tutanakları altındaki imzaların kendisine ait olmadığını, davalı şirket tarafından iade edilip teslim edilen herhangi ürün bulunmadığını savunmuştur. Aynı tarihli duruşmada imza inkarına yönelik imza incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, ispat yükü altında olan davalı şirket tarafından verilen kesin süreye rağmen bilirkişi delil avansı yatırılmamıştır. Böylece sözleşme ve tutanakların altında davacı şirket yetkilisi adına atfen atılan imzaların şirket yetkilisine ait olmadığı belirlenmiştir. Davalı yanca sunulan sözleşmenin varlığı ortadan kalktığına göre, ürünlerin hangi nitelikte üretilip teslim edileceğinin ve yine ayıbın varlığın davalı yanca ispatı gerekmektedir. Davalı bu hususların ispatına yönelik belge ve bilgi ibraz etmemiş, teslim aldığı faturalara süresi içinde itiraz etmemiştir. Öte yandan, taraflar arasındaki ticari ilişkinin taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı ticari defterlerine göre davalıdan 60.483,97 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerine göre ise davacıya 44.499,97 TL borçlu göründüğü, aradaki farkın davalı yanın düzenlemiş olduğu ancak davacı yanca kabul edilmeyen 15.984,00 TL’lik iade faturasından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Buna göre davacının takip tarihi itibariyle davalı yandan 60.483,97 TL alacaklı olduğu, davalının bu miktar alacağa yönelik itirazının yerinde olmadığı anlaşıldığından itirazının iptaline, ancak, davacı davalının davadan önce temerrüte düşürüldüğü iddia ve ispat olunamadığına göre davalının işlemiş faize yönelik itirazında haklı olduğu kabul edilerek bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının icra inkar tazminatı isteminin alacağın varlığının ve miktarının yargılamayı zorunlu kıldığı anlaşıldığından reddine, davalının reddedilen miktar yönünden kötüniyet tazminatı isteminin ise şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında 60.483,97 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, takibin bu miktar asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranında avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Reddedilen miktar yönünden davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
4-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 8.662,92TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 1.596,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından aşağıda dökümü yapılan 1.206,75 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.175,72 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Alınması gerekli 4.131,66 TL harçtan peşin alınan ve tamamlatılan 1.060,18 TL harcın düşümü ile arta kalan 3.071,48 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Peşin alınan ve tamamlatılan 1.060,18 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
10- Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, red ve kabul oranına göre 1.286,06 TL’sinin davalıdan, 33,94 TL ‘sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/01/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

DAVACI YARGILAMA GİDERLERİ
Vekalet Harcı 7,80 TL
Posta masrafı 144,55 TL
Başvurma harcı 54,40 TL
Bilirkişi ücreti 1.000,00 TL
TOPLAM 1.206,75 TL