Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/131 E. 2021/293 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/131 Esas – 2021/293
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/131
KARAR NO : 2021/293
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/03/2020
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
KARAR Y.TARİHİ : 17/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı … arasında 24.07.2006 tarihli işletme Hakkı Devir sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 7.4 maddesi uyarınca sözleşme öncesi dönemde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan sorumluluğun davalıya ait olduğunu, işbu davanın 26.12.2001 tarihinde meydana gelen bir iş kazası nedeni ile müvekkili şirket tarafından 3. Bir kişiye ödenen meblağın davalıdan tahsiline yönelik olduğunu, 26.12.2001 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle …’nin malul kaldığını, bu kaza nedeniyle müvekkili şirket aleyhine 12.12.2002 tarihinde …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 08.12.2015 tarih ve 2002/1074 E, 2015/544 K, sayılı kararı ile müvekkili şirketin maddi ve manevi tazminat ödemesine hükmedildiğini, icra takibine konu edilen 348.369,92 TL ödemenin müvekkili şirket tarafından ödendiğini ve yine müvekkili tarafından 9.877,03 TL harç ödemesi yapıldığını, sonuç olarak 358.246,95 TL’nin ödeme tarihi olan 09.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; …’ın özelleştirme kapsamına alınmasıyla beraber Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararıyla Türkiye genelinde 20 dağıtım şirketi kurulduğunu, başlangıçta bu firmalarının %100 hissesinin müvekkili …’a ait olduğunu, özelleştirme modeli uyarınca müvekkili … ile dağıtım şirketleri arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, hisse devri aşamasında devre esas mizan düzenlenerek, devre esas bilanço belirlendiğini, bu işlemler neticesinde geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, davacı vekilinin dilekçesinde belirtildiği üzere işbu davanın rücu talebine ilişkin olduğu, Borçlar Kanunu’nun 73. Maddesi gereğince rücu davalarında zaman aşımının 2 yıllık süreye tabi olduğunu, ödemenin yapıldığı yıl göz önünde bulundurulduğunda işbu dava konusu alacağın zaman aşımına uğramış olduğunun açıkça ortada olduğu, rücuya konu dayanak davada zarar gören şahsın şirketle iş sözleşmesi ilişkisi içinde çalışanı statüsünde olduğunu, doğal olarak ilişkinin 3. Kişi ilişkisi sayılmasının mümkün olmadığını, sonuç olarak işbu davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Davada uyuşmazlık; işletme faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde gerçekleşen haksız tahakkuk nedeniyle mahkemece tüketici lehine hükmedilen ve ödenen tutardan kimin sorumlu olduğu, bu tutarın kısmen veya tamamen davalıdan tahsili gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Davalı …’ın özelleştirilmesi kapsamında Özelleştirme Yüksek Kurulunun 02.04.2004 tarihli kararı ile Türkiye genelinde %100 hissesi …’a ait anonim şirket şeklinde 20 dağıtım şirketi kurulmuştur. Daha sonrasında … ile 20 dağıtım şirketi, (bu bağlamda …ile davalı … arasında) 24.07.2006 tarihinde “İsletme Hakkı Devir Sözleşmesi” imzalanmıştır. Sözleşmesi ile Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Aksaray, Konya ve Karaman illerinden oluşan elektrik dağıtım bölgesinde yer alan ve … uhdesinde bulunan dağıtım tesisleri ile bu tesislerin işletilebilmesi için gerekli taşınır ve taşınmazların işletme hakkı davacıya devredilmiştir. Devir tarihi itibariyle …hisselerinin tamamının davalı …’a ait olduğu anlaşılmaktadır. Özelleştirme Yüksek kurulu kararı uyarınca; Başbakanlık ÖİB ile…Enerji Dağıtım A.Ş arasında imzalanan 30.10.2009 tarihli Hisse Devir sözleşmesi uyarınca davacı şirkete ait hisseler…Enerji Dağıtım AŞ tarafından satın alınarak özelleştirme işlemi tamamlanmıştır. Özelleştirme blok hisse satışı ile yapıldığı için davacı şirketin tüzel kişiliği değişmemiş sadece önceki dönemde %100 hisse …’a ait iken…Enerji Dağıtım AŞ’ye geçmiştir.
Yukarıda bahsi geçen “Hisse Devir Sözleşmesi” nin uyuşmazlıkla ilgili 7.4 maddesinde; “Dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen hür türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından karşılanır” hükmü yer almaktadır.
Davacı şirket hisselerinin devrine ilişkin Başbakanlık ÖİB ile…Enerji Dağıtım AŞ arasında imzalanan 30.10.2009 tarihli hisse satış sözleşmesinin 9.4 maddesinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydı ile şirkette yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden dolayı …’ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığını kabul ve taahhüt eder” hükmü yer almaktadır.
Davacı vekili rücuya konu hatalı tahakkuk işleminin/iş kazasının dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde gerçekleştiği, İHD sözleşmesinin 7.4 maddesi uyarınca sorumluluğun davalıya ait olduğunu öne sürülmüştür.
Dava dışı … tarafından …aleyhine …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/1074 esas sayılı dosyasında açılan davada; 26.12.2001 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeni ile Maddi ve Manevi tazminat talebi ile açılan davada, mahkemece 58.386,92 TL maddi tazminatın ödenmesine hükmedildiği ve alacağın tamamına kaza tarihinden itibaner yasal faiz işletilmesine karar verildiği, kararın infazı için alacaklı tarafça …ve diğer sorumlular aleyhine 26.01.2016 tarihinde …İcra müdürlüğü’nün 2016/110 E, sayılı dosyasından ilamlı icra takibine başlandığı, icra emrinin toplam 285.515,91 TL olduğu, dosyaya …tarafından 09.07.2019 tarihinde 348.369,92 TL tutarında ödeme yapıldığı, ayrıca …tarafından …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/1074 E, sayılı dosyasına toplam olarak 9.877,03 TL harç yatırıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar dava dışı … davayı doğrudan …ve diğer sorumlular aleyhine açmış olsa da, yargılama sırasında …tarafından davanın …’a ihbar edildiği, böylece …’ın davadan haberdar edildiği anlaşılmıştır.
Konuya ilişkin olarak mahkemece alınan bilirkişi raporunda; …Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın 26.12.2001 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle malul kalan … tarafından 12.12.2002 tarihinde 2002/1074 E. Sayılı davanın açıldığı, 1.000,00 TL maddi ve 17.500,00 TL manevi tazminat talebinin harçlandırıldığı, daha sonra 03.01.2012 tarihinde birleşen 2012/3 E. Sayılı dava açılarak burada 20.000,00 TL maddi tazminat talep edildiği, bundan da sonra asıl davada ise 1.000 TL olan maddi tazminat talebinin 05.03.2013 tarihinde harcı yatırılmak sureti ile ıslah edilerek 38.386,92 TL’ye yükseltildiği, sonuç olarak Mahkemece 58.386,92 TL maddi tazminatın hüküm altına alındığı …tarafından birleşen davada cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunulduğu görülmüş ise de bunun dava dilekçesinin 03.04.2012 tarihinde tebliğinden itibaren yasal süresi içinde ileri sürüldüğü tespit edilemediği gibi davacı tarafından da duruşmada zamanaşımı define karşı çıkıldığı yine…, asıl davada dava dilekçesine karşı zamanaşımı definde bulunmadığı gibi asıl davada ıslaha karşı da zamanaşımı definde bulunmadığı, fakat …’ın bulunduğu görülmüştür. Ancak … ihbar edilen olduğu için Mahkemece …’ın zamanaşımı definin nazara alınamayacağına karar verildiği, …’ın asıl davaya ve asıl davanın ıslahına karşı zamanaşımı defi ileri sürmediği, birleşen davaya karşı süresinden sonra zamanaşımı defi ileri sürdüğü halde kararın temyizi sırasında zamanaşımı defi yönünden de temyiz itirazı ileri sürdüğü, fakat Yargıtay … HD.’nin 2018/5751 E. sayılı kararı ile tüm temyiz itirazlarının reddedildiği ve kararın onandığı Sonuç olarak, 1.000,00 TL asıl davada talep edilen, 20.000,00 TL birleşen davada talep edilen ve kalanı ıslahla arttırılan olmak üzere toplamda hüküm altına alınan maddi tazminatın 58.386,92 TL olduğu ve alacağın tamamına kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verildiği kararın infazı için alacaklı tarafça …ve diğer sorumlular aleyhine 26.01.2016 tarihinde …İcra Md. 2016/110 E. sayılı dosyasından ilamlı icra takibine geçildiği, icra emrinin toplam 285.515,91 TL’nin tahsili emriyle düzenlendiği, dosyaya …tarafından 09.07.2019 tarihinde 348.369,92 TL tutarında ödeme yapıldığı ve dosyanın infazen hitam olduğu sonuç olarak davacının …Asliye Hukuk (İş) Mah. 2006/1074 E. 2015/544 K. sayılı kararı uyarınca …İcra Md. 2016/110 E. sayılı dosyasına 09.07.2019 tarihinde ödediği 348.369,92 TL’nin 348.348,73 TL’sini ve harçlar olarak ödediği toplam 9.877,03 TL olmak üzere toplamda 358.225,76 TL’nin davalıdan rücuan tahsilini talep edebileceği belirtilmiştir.
Dava konusu olay dağıtım faaliyetinin davalı … tarafından yürütüldüğü 2001 yılında gerçekleşmiş olup taraflar arasında imzalanan 24.07.2006 tarihli İHDS’nin 7/4.maddesi uyarınca sorumluluk davalı …’a aittir. Anlatılan nedenlerle; dava konusu olayın 24.07.2006 tarihli İHDS’den önce gerçekleştiği, rücuya konu davanın dava dışı … tarafından… aleyhine açıldığı, davanın …tarafından …’a ihbar edildiği, davalının davadan haberdar olduğu, bilirkişi raporunda hesaplanan 358.225,76 TL tutar için davacının rücu hakkı bulunduğu, ödenen bu tutara ödeme tarihi olan 09.07.2019 tarihinden itibaren avans faizi uygulanması gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Davanın kısmen kabulüne,
358.225,76 TL’nin davalıdan tahsiline, alacağa 09.07.2019 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karar ve İlam Harcı
Alınması gerekli 24.470,40 TL harçtan peşin alınan 6.117,97 TL harcın düşümü ile arta kalan 18.352,43 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Kanunu 18A/13 maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Asagari Ücret Tarifesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı tarafdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Yargılama Giderleri ve Gider Avansı
Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 138,25 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.638,25 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına (0,99) göre hesaplanan 1.638,15 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının dava açarken ödediği 6.117,97 TL peşin harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
Vekalet Ücreti
Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 33.525,80 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 21,19 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2021
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …