Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/109 E. 2021/183 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/109 Esas
KARAR NO : 2021/183

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2020
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili ile davalı arasında devam eden ticaret gereğince satılan ve teslim edilen malların karşılığında müvekkili firmaya ödeme yapılmamış olduğundan dolayı, Ankara … Müdürlüğünün 2020/199 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itiraz etmesi neticesinde takibin durduğunu, müvekkili firmanın; plastik kapı, pencere doğrama ve cam balkon yapım imalat işlerini yürütmekte olduğunu, davalı borçludan almış olduğu siparişleri eksiksiz yerine getirdiğini, malları teslim ettiğini, satmış olduğu ürünlerin bedellerini alamadığını belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra ve inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafa usulüne uygun şekilde meşruhatlı davetiye çıkarılmış olup; dosyaya yazılı ve sözlü savunma (cevap) bildirilmemiştir.
Davalıya isticvap davetiyesi tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara … Müdürlüğünün 2020/199 E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu; 47.597,71 TL için 07/01/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 10/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 13/01/2020 tarihli itirazı ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda; davacı alacaklı tarafından 07.01.2020 tarihinde davalı borçlu aleyhine 47.591,71 TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığını, davalı borçlunun 13.01.2020 tarihinde yapılan takibe itirazda bulunduğunu ve 14.01.2020 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, davacı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun ve zamanında yapıldığının görüldüğünü, davacı şirketin, 2019 yılında davalıya toplam KDV dahil 96.219,60 TL fatura düzenlediğini, karşılığında 50.165,00 TL tahsilat yaptığını ve 46.054,60 TL bakiye ile 2020 yılma devrettiğinin görüldüğünü, davalı şirket defterleri üzerinde yapılan incelemede, davalı şirketin 2. Sınıf defter tuttuğunu, davalının yapmış olduğu ödemelerin defter kayıtlarına yansımadığını, davacının düzenlemiş olduğu toplam 26 adet faturadan 16 adedinin kayıtlarına yansıdığını, 22.01.2019 tarih 030077 numaralı KDV dahil 3.574,24 TL tutarlı faturanın davalı defterine 01.02.2019 tarih ve 2.574,24 TL olarak kayda alındığının görüldüğünü, toplam 4 adet belge karşılığı 26.750,00 TL olarak ödeme de bulunduğunun davalının dosyaya sunduğu belgelerden anlaşıldığını, davacının, 2019 yılında davalıya düzenlemiş olduğu 26 adet fatura toplamı olan 96.219,60 TL faturanın, davalının defterinde 16 adet fatura toplamı olarak 51.482,86 TL’ nin işleme alındığırı, aradaki farkın (96.219,60 – 51.482,86 = 44,736.74 TL olduğunu, 22.01.2019 tarih 030077 numaralı KDV dahil 3.574,24 TL tutarlı faturanın davalı defterine 2.574,24 TL olarak kayda alındığını, 16.03.2019 tarih ve 030204 numaralı KDV dahil 5.499,00 TL faturanın davalı defterinde yer almadığını, 03.04.2019 tarih ve 030241 numaralı KDV dahil447,64 TL faturanın davalı defterinde yer almadığını, 31.07.2019 tarih ve 030566 numaralı KDV dahil l5.487,31 TL faturanın davalı defterinde yer almadığını, 08.08.2019 tarih ve 030592 numaralı KDV dahil5.013,49 TL faturanm davalı defterinde yer almadığını, 05.09.2019 tarih ve 030665 numaralı KDV dahil l.780,53 TL faturanm davalı defterinde yer almadığını, 07.09.2019 tarih ve 030671 numaralı KDV dahil 4.832,93 TL faturanm davalı defterinde yer almadığını, 14.09.2019 tarih ve 030701 numaralı KDV dahil 6.155,99 TL faturanın davalı defterinde yer almadığını, 22.10.2019 tarih ve 030701 numaralı KDV dahill.289,27 TL faturanın davalı defterinde yer almadığını, 26.11.2019 tarih ve 403439 numaralı KDV dahil l.162,02 TL faturanm davalı defterinde yer almadığını, 31.12.2019 tarih ve 403524 numaralı KDV dahil 2.068,56 TL faturanm davalı defterinde yer almadığının anlaşıldığını, ödemeler arasındaki (50.165.00 – 26.750.00= 23.415,00 TL farkın oluştuğu, bu farkın oluşmasında ise; 04.02.2019 tarihli 4.800,00 TL ödeme, 02.07.2019 tarihli 2.650,00 TL ödeme, 26.08.2019 tarihli 10.000,00 TL ödeme, 23.09.2019 tarihli 5.965,00 TL ödeme, davacı defterlerinde yer alıp, davalı tarafından dosyaya sunulan belgelerde yer almadığını, Davacının 2019 yılında davalıdan toplam da 50.165,00 TL tahsilat yapığını, bunun karşılığında davalıya düzenlediği fatura toplamının ise 96.219,00 TL olduğunu, kalan alacağının ise 46.054,60 TL olduğunu, davalı şirketin ise 2019 yılında defterine toplamda 51.482.86 TL tutarında fatura karşılığında 26.750,00 TL ödemede bulunduğunu, bu veriler ışığında davalının davacıya kendi kayıtlarına göre (51.482,86- 26.750,00 = 24.732,86 TL) borcunun bulunduğunun anlaşıldığını, aradaki uyuşmazlığın nedeninin ise bazı faturalar ile ödeme tutarlarının davalı defterlerinde yer almadığından kaynaklandığını, takibe konu olan davacı… Pvc Cephe Sistemleri Al. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı … adına yürütülen cari hesap muavin defterinde 120 A.013 numaralı hesap kodu ile 31.12.2019 tarih ve 256 yevmiye madde numaralı kapanış kaydında belirtildiği şekliyle 46.054,60 TL hesap bakiyesi ile kayıtlı olduğunu, davacı tarafın defter kayıtları ve cari hesap ekstresine göre, defter kapanış tarihi olan 31.12.2019 tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 46.054,60 TL alacağının bulunduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay …11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Yargıtay…Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay … Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, faturalar, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre;
Somut olayda; Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu,Ankara … Müdürlüğünün 2020/199 E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu; 47.597,71 TL için 07/01/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 10/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 13/01/2020 tarihli itirazı ile takibin durduğu ve davanın yasal sürede açıldığı, faturalarda imzaların yer aldığı, davalı tarafa 23.10.2020 tarihli duruşmada hazır olması için isticvap davetiyesi gönderilmesine H.M.K.’nun 169 vd maddesi gerepince isticvap şerhi içeren isticvap davetiyesine rağmen davalının duruşmaya gelmediği, mazerette bildirilmediği, bu kapsamda H.M.K.’nun 171/2 maddesine göre davacının iddialarını ikrar etmiş sayıldığı, davacı şirketin, 2019 yılında davalıya toplam KDV dahil 96.219,60 TL fatura düzenlediğini, karşılığında 50.165,00 TL tahsilat yaptığını ve 46.054,60 TL bakiye ile 2020 yılma devrettiğinin görüldüğü, davalı şirketin 2. Sınıf defter tuttuğu, davalının yapmış olduğu ödemelerin işletme defterine göre defter kayıtlarına yansımadığı, dava konusu faturalardan bir kısmının defter kayıtlarında yer almadığı, davacının düzenlemiş olduğu toplam 26 adet faturadan 16 adedinin kayıtlarına yansıdığı, davalı defterine göre toplam 4 adet belgede toplam 26.750,00 TL ödemede bulunulduğu bu durumda davalı defter kayıtlarına göre, 24.732,86 TL borcunun kaldığı, davacı tarafın defter kayıtları ve cari hesap ekstresine göre, defter kapanış tarihi olan 31.12.2019 tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 46.054,60 TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın Kısmen Kabulü ile;
2-Davalının Ankara … Müdürlüğünün 2020/199 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 46.054,60 TL asıl alacak olmak üzere devamına
3-Asıl alacağın %20’si oranında olan 9.210,92 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 6.787,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL başvuru ve vekalet harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 162,75 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 974,95 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 943,46 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
7-Alınması gerekli 3.145,99 TL harçtan peşin ve derkenarla alınan 812,75 TL harcın düşümü ile arta kalan 2.333,24 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Peşin ve derkenarla alınan 812,75 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, kabul ve red oranına göre, 1.276,44 TL sinin davalıdan tahsili ve 43.56 TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/03/2021
Katip …

Hakim …