Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/731 E. 2021/462 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/731 Esas – 2021/462
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/731 Esas
KARAR NO : 2021/462

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 25/06/2021
KARAR Y.TARİHİ : 29/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; 26/10/2018 tarihinde müvekkili ile davalı şirket arasında 1 yıl geçerli olacak şekilde ve 20.000 TL+KDV karşılığında 30 adet teknik servis ağı kurulumu ve satış sonrası hizmet yeterlilik belgesi alımı konusunda anlaşma sağlandığı, teknik servislere ödemenin öncesinden yapılması sebebi ile işe başlangıçtan toplam ücretin yarısı, sistemde 15 adet servis görünmesinden kalan ücretin tahsil edileceği konusunda anlaşma sağlandığını ve müvekkili tarafından anlaşma için davalı şirkete Teknik Servis Kurulumu& SSHYB hizmet Teklifi gönderildiğini ve hizmet teklifi kabul edilerek sözleşme imzalandığını, sözleşmeye gereğince müvekkili tarafından üzerine düşen edimleri süresinde ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı tarafın sözleşmeden kaynaklı ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı şirket tarafından müvekkilin hizmet alacakları, faizleri ve KDV alacağı ödenmesi gerekirken alacakların ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine Ankara …Müdürlüğünün 2019/9672 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirterek Ankara …Müdürlüğünün 2019/9672 sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine davalının itirazının şimdilik kısmi olarak iptali ile 100,00 TL hizmet bedeli alacağı, faizleri, icra dosyası masrafları ve vekalet ücreti yönünden takibin devamına, %20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya süresi içeresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali, icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, teklif formu, ticaret sicil kayıtları, Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtları, Ankara … Müdürlüğünün 2019/9672 sayılı icra dosyası, bilirkişi raporları ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 s. TTK 19/2’de, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6102 s. TTK m. 5 uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, mülga 6762 s. TTK’dan farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla (6100 s. HMK m.1) düzenlenir. Görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller ve diğer belgelerin incelenmesinde; davacı yan, taraflar arasında bir yıl geçerli olacak şekilde ve 20.000 TL+KDV karşılığında 30 adet teknik servis ağı kurulumu ve satış sonrası hizmet yeterlilik belgesi alımı konusunda anlaşma sağlandığını, sözleşme gereğini yerine getirdiği halde bedelin ödenmediğini, alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itiraz haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde; davacının Vergi Usul Kanunu 178. maddesi uyarınca 2. sınıf tüccar sınıfına ve işletme hesabı esasına göre defter tutacaklar grubuna dâhil olduğu tespit edilmiştir. Böylece, davacının TTK 12. ve 16. maddeleri kapsamında sayılan tacir kişilerden olmadığı ve davanın da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1. ve 20. maddeleri uyarınca, görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 323 ve 331. maddeleri uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, d avalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/06/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır