Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/711 E. 2021/477 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/711 Esas
KARAR NO : 2021/477

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 25/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkili tarafından taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan faturalar nedeniyle davalının müvekkiline toplam 46.991,00 TL borcu bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara … Müdürlüğünün 2019/15322 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli olarak takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde özetle; ilgili icra takibi ve itirazın iptali davasının, yasal dayanaktan yoksun olduğu, iddiaları, beyanları, taleplerin tümünü reddediklerini, ilgili faturalara konu fiyatların fahiş olduğu, piyasa fiyatlarının ve rayiçlerin çok üzerinde olduğu, ilgili faturaların fahiş olduğu için iade edildiğini, kabul edilmediğini, fatura içeriklerinin taraflar arasındaki kabullere uygun olmadığını, gerekli indirimlerin ve katlanılan masrafların mahsup edilmediğini, ayrıca yapılan işlerde gizli ayıp olduğunu, davacı tarafça yapılan işlerin zaman içinde kendiliğinden, işin düşük kaliteli ve yanlış yapılmasından dolayı bozulmaya başladığını, hem malzeme hem işçilik işindeki gizli ayıplar nedeniyle, alçı ye boya işlerinin son derece kötü kalitede olduğunu, kalitesiz alçı-boya ve işçilik nedeniyle mağazaların marka itibar ve imajını yansıtmadığını, tüketicilere son derece kötü bir görünüm içinde hizmet verilebildiğini, CEPA AVM’de yeni tabela yapılmadığı, eski tabelanın varlığına rağmen, yapılmayan tabelanın fatura edildiğini, sonradan ortaya çıkmaya devam edecek ayıplar için dava ve ihbar haklarını saklı tuttuklarını, davacı tarafa hiçbir borç ve yükümlülüklerinin olmadığı, faiz yükümlülüğünün de olmadığı, temerrüt hükmünün gerçekleşmediğini savunmuş davanın reddi ile davacı aleyhinde % 20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Arabuluculuk son tutanağı, fatura örnekleri, BA/BS formları, bilirkişi raporları, Ankara … Müdürlüğünün 2019/15322 sayılı takip dosyası, bilirkişi raporları ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara … Müdürlüğünün 2019/15322 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından, borçlu … San. ve Tic. A.Ş. aleyhine cari hesap ekstresi bakiye alacağına dayalı olarak 46.991,00 TL’nin tahsili için 18.11.2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirket vekilinin itirazı üzerine takibin durduğu, davanın yasal süresinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi kanalı ile davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 15/02/2021 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; davalı şirketin 2015-2016- 2017- 2018- 2019 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın davacı tarafa 09/12/2019 tarihinde düzenlediği ve ihtarname ile davacı tarafa yolladığı 3 adet iade faturasının davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında işlendiği, 30/10/2019 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 46.361,00 TL borçlu olduğu, davalı tarafın davacı tarafa düzenlediği 09/12/2019 tarihli iade faturalarına istinaden, 41.890,00 TL tutarlı, 7.630,00 TL tutarlı ve 29.736,00 TL tutarlı kayıt işlemleri ile davalı tarafın davacı tarafa 32.895,00 TL alacaklı duruma geçtiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında 09/12/2019 tarihi itibariyle davacı taraftan 32.895,00 TL alacaklı olduğu fakat davacı tarafın ticari defter ve kayıtları ile karşılıklı olarak değerlendirme yapılması gerektiği görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekilleri bilirkişi raporuna karış beyan ve itirazlarını içerir dilekçelerini ayrı ayır dosyaya sunmuşlardır.
Fatura konusu imlatlara ilişkin mahallinde keşif yapılarak, rapor aldırılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu 15/05/2021 tarihli raporlarının sonuç kısmında özetle; icra takip tarihi itibariyle davacı alacağı 45.261,00 TL olarak belirlenmiş olduğundan davacı talebinin 1.730,00 TL’lik kısmının yerinde olmadığı, takipte asıl alacağa yıllık %19,50 TCMB avans faizi uygulanması talep edilmiş ise de takip tarihi itibariyle geçerli faiz oranını yılık %18,25 olduğu, 45.261,00 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %18,25 oranında temerrüt faizi uygulanabileceği görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekilleri bilirkişi raporuna karış beyan ve itirazlarını içerir dilekçelerini ayrı ayrı dosyaya sunmuşlardır.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Deliller değerlendirilmiştir.
Davacı, eldeki dava ile; taraflar arasındaki cari hesap nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağının ödenmediğini, tahsili için icra takibine giriştiğini, davalının takibe itirazlarının haksız olduğunu, itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yan ise tebliğ aldığı ödeme emrine karşı, süresi içinde, alacaklı olduğunu iddia eden tarafa takip tarihi itibariyle vadesi gelmiş herhangi bir borç ve yükümlülüklerinin bulunmadığı, ortalama 199 gün vade ile çalışıldığı, ayrıca yapılan işlerin ayıplı olduğunu, müvekkili şirket adresinin Halkalı Cad. No. 208 Sefaköy/İstanbul olup, yetkili icra dairelerinin İstanbul Küçükçekmece İcra müdürlüklerinin olduğunu, yetki yönünden itiraz ettiklerini, icra takibine, ödeme emrine ve ferilerine, faize faiz oranına itiraz ettiklerini bildirmiştir.
Davalı yanın, takibin yetkili icra müdürlüğünde yapılmadığı itirazı ile yetki itirazı, 07/07/2020 tarihli celsede gerekçeli olarak reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dava konusu uyuşmazlık, TBK 470 ve devamı maddelerde düzenlenen ve konusu davalıya ait mağazanın bakım ve yenileme işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK’nın 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır. Eser sözleşmeleri, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmelerdir. 6098 sayılı TBK’nın 481. maddesine göre eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir. Yüksek Mahkemenin yerleşmiş içtihatları ve doktrinde kabul edildiği üzere bundan anlaşılması gereken, işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayicine göre bedelin belirlenmesidir. Mahalli piyasa rayici yani piyasa fiyatları içinde KDV de bulunduğundan piyasa rayicine göre bulunacak bedele ayrıca KDV eklenmesi mümkün değildir.
6102 sayılı TTK’nun m. 21/1’e göre, ticari işletmesi gereği mal satan, üreten veya karşı tarafın işini gören veya menfaat sağlayan tacir, talep üzerine fatura düzenleyip vermek ve şayet bedel ödenmiş ise bunu faturada belirtmek zorundadır. TTK m. 21/2 uyarınca faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde bir itirazda bulunmaz ise, fatura içeriğini kabul etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK m. 23/1-c, uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise, alıcı bu ayıbı iki gün içerisinde satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Açıkça belli olmayan, fakat bir muayene sonucu ortaya çıkabilecek türden ayıplarda alıcı, sekiz gün içerisinde malı muayene etmek ve ortaya ayıp çıkar ise aynı sürede satıcıya ihbarda bulunmakla yükümlüdür. Muayene ile de anlaşılamayacak türden, yani ancak malın bir süre kullanılması sonucu ortaya çıkabilecek nitelikteki ayıplar hakkında ise TBK m. 232/2 geçerli olup, bu tür bir ayıbın doğması halinde hemen satıcıya ihbar gerekir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır.
Yukarıda yazılı açıklamalar, toplanan deliller, incelenen taraf ticari defterleri, takip dosyası ile hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların, davalıya ait mağazaların bakım ve yenileme çalışmalarının davacı tarafça gerçekleştirilmesi konusunda sözlü olarak anlaştığı, davacı tarafça, davalıya ait… Alışveriş Merkezindeki DESA mağazasının bakım/yenileme işinin yapıldığı ve takip dayanağı faturaların düzenlendiği, bu kapsamda davacı tarafça düzenlenen A-782551 nolu 29.736,00 TL’lik fatura 03.09.2019, A-782552 nolu 7.630,00 TL’lik fatura 09.09.2019 ve A-782566 nolu 41.890,00 TL’lik faturanın ise 30.10.2019 tarihinde davalı şirket kayıtlarına işlendiği, faturaların sekiz günlük itiraz süresinden ve hatta başlatılan icra takibinden sonra davalı yan tarafından davacı tarafa 11.12.2019 tarihli ihtarname ile iade edildiği fakat davacı tarafça kabul edilmediği görülmüştür. Davalı kendisine daha önceden tebliğ edilen ve gerçekleştirildiği ileri sürülen imalâtlarla ilgili davacının gönderdiği faturaya 8 gün içinde itiraz etmediğinden fatura içeriğinin kesinleştiği ortadadır. Bu durumda davacı, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu kanıtlanmıştır. Bunun aksinin yani fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin ispatı ise davalı borçludadır. Davalı borçlunun defterlerine kaydettiği iade faturalarını davacı kabul etmemiştir. İade faturası, itiraz süresinden sonra düzenlenmiş olduğundan, davalıyı borçtan kurtarmaz ve alacağı tartışmalı hale getirmez. Bu nedenle davalı yanın, özellikle mağaza tabelası olmak üzere imalatların davacı tarafından yapılmadığına dair savunmasını destekleyici yazılı delil sunmadığından, savunmasına itibar edilmemiştir. Davacı tarafından yapılan alçıpan sökümü, yeni alçıpan yapımı, desa tabelası, depo raflarının yapılması, parke ve ayna ile mağaza kapama işinin ayıplı olmadığı, tüm imalatlar için düzenlenen faturaların mahalli piyasa rayiçlerine uygun olduğu ancak alçı çekilip boya yapılması imalatında lokal yerlerde boya çatlağı ile sıva dalgalanmaları olduğu, bu nedenle yapılan imalatlar için %20 (1.100 TL) nefaset kesintisinin uygun olacağına dair inşaat bilirkişi görüşü dosya ve delil durumuna uygun bulunmuş, birbirlerini teyit eden taraf ticari defterlerine göre davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 46.361,00 TL alacaklı olduğu belirlenmiş, bu alacak miktarından, 1.100,00 TL nesafet kesintisi yapıldığında, davacının icra takip tarihi itibariyle talep edilebileceği alacağı 45.261,00 TL olarak hesaplanmıştır. Şu durumda davalı, itirazında 45.261,00 TL asıl alacak yönünden haksızdır.
Açıklanan nedenlerle, davalının itirazın 45.261,00 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağa yıllık %18,25 ticari temerrüt faiz uygulanmasına, kabul edilen kısım yönünden; alacağın varlığı ve miktarının yargılama gerektirdiği anlaşılmakla icra inkar tazminatı isteminin, reddedilen kısım yönünden ise; davacının takipte kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulüne; davalının, Ankara … Müdürlüğünün 2019/15322 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 45.261,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin; asıl alacağa yıllık %18,25 ticari temerrüt faizi işletilerek devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Tarafların icra inkar ve kötü niyet tazminatı istemlerinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 6.683,93 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 1.730,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından mahkeme keşif yolluğu, keşif araç ücreti, bilirkişi ücreti, posta, başvuru harcı, vekalet harcı olarak yapılan 5.008,20 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 4.823,82 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Alınması gerekli 3.091,78 TL harçtan peşin alınan 611,93 TL harcın düşümü ile arta kalan 2.479,85 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Peşin alınan 611,93 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.271,40 TL’sinin davalıdan,48,60 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 25/06/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır