Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/707 E. 2021/102 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/707 Esas
KARAR NO : 2021/102

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkilinin, davalıdan olan cari hesaba müstenit ticari ilişkiden ve faturalardan kaynaklanan alacağından dolayı Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2019/14840 E. sayılı dosyası ile takibi başlattığını, davalı borçlunun Ticari Defterleri üzerinde yapılacak inceleme neticesinde müvekkiline olan borcunun ortaya çıkacağını, davalının zaman kazanmak için kötüniyetli olarak borca ve fer’ilerine itiraz ettiğini belirterek; Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2019/14840 E. Sayılı icra dosyası ile başlatılmış olan icra takibine (1.005,70-TL’ye ve takibin tüm fer’ilerine) itiraz eden davalının itirazının iptali ile İİK.m.67 gereğince davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve masrafları ile ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafa usulüne uygun şekilde meşruhatlı davetiye çıkarılmış olup; dosyaya sözlü ve yazılı (cevap) savunma bildirilmemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2019/14840 E. Sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu; 1.005,70 TL asıl alacak için 12/11/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporlarında; davacının defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığını, defterlerin usulüne uygun işlendiğini, HMK ve 6102 sayılı TTK m. 64/3, 66/2 gereğince defter tasdiklerinin yapıldığını, HMK m. 222’ye uygun koşulları taşıyan usulüne uygun işlenmiş ticari defterlerin sahibi lehine delil teşkil etmesi hususunun mahkeme takdirinde olduğunu, davalının defterlerini mahkemeye ibraz etmediğini, yer bildiriminde de bulunmadığını, dava konusu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacının davalıya ait ticari kayıtları … hesaplarında takip ettiğini, dava konusu faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, takip tarihi itibariyle davalı şirketten 1.357,72 TL alacağı olduğunu, davacının talebinin ise 1.005,70 TL olduğunu, davacının takip tarihine kadar faiz talebinde bulunmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay … HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, faturalar, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre;
Somut olayda; Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2019/14840 E. Sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu; 1.005,70 TL asıl alacak için 12/11/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu ve davanın yasal sürede açıldığı, davacının ticari defterlerine göre, dava konusu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının davalıya ait ticari kayıtları … hesaplarında takip ettiği, dava konusu faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının defterleri ibraz etmediği, bu durumda davacı defterlerinin kesin delil olduğu, davalıya imzalı fatura örneklerinin sorulması bakımından çıkarılan isticvap davetiyesi tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmediği, Ankara … İcra Müdürlüğünün dosyasında takip ve dava tarihi itibariyle asıl alacağının 1.357,72 TL alacağı olduğu, davacının talebinin ise 1.005,70 TL olduğu ve talepten fazlaya hükmolunamayacağından davanın kabulüne karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın Kabulü ile,
2-Davalının Ankara .. İcra Müdürlüğünün 2019/14840 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin 1.005,70 TL asıl alacak olmak üzere devamına
3-Asıl alacağın %20’si oranında olan 201,14 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4.Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 1.005,70 TL vekalet ücretinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL başvuru ve vekalet harcı, 231,75 TL posta ve tebligat gideri ve 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 782,55 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
7-.Alınması gerekli 68,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın düşümü ile arta kalan 24,30 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Peşin alınan 44,40 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/02/2021

Katip …

Hakim …