Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR
ESAS NO : 2019/667 Esas
KARAR NO : 2021/831
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2019
KARAR TARİHİ : 10/12/2021
KARAR Y.TARİHİ : 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili ile davalı taraf arasında “hekimlik hizmeti” sözleşmesinin olduğunu, bu sözleşme kapsamında 2019 yılı Şubat ayı dahil tüm alacaklarının tahsil edildiğini, müvekkilin sözleşmesine, 23 Nisan 2019 tarihi itibariyle davalı tarafça haksız olarak son verildiğini, bu kapsamda müvekkilinin, 53 günlük hekimlik hizmeti alacağının davalı tarafça ödenmediğini, esasen taraflar arasındaki sözleşmeye göre, yapılan iş kadar alacak tahakkuk ettiğini, daha önceki aylarda müvekkilinin yaptığı iş karşılığında aldığı ücret nazara alındığında, tahminen 115.453,43 TL alması gerektiğini, bununla birlikte davalı defter ve kayıtları ile davalı şirketin Maliye Bakanlığına sunduğu BA ve BS formları incelendiğinde, müvekkilinin gerçek alacaklı olduğu meblağın saptanabileceğini, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinin anlaşmama ile sonuçlandığını belirterek; 2019 yılı Mart ayına ilişkin alacaklı olunan meblağın tespiti ile 01.04.2019 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile tahsiline, 2019 yılı Nisan ayına ilişkin 23 günlük hekimlik hizmeti bedelinin tespiti ile 23 Nisan 2019 tarihinden itibaren, ticari temerrüt faiziyle tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, dava konusu edilen alacak kalemlerinin zaman aşımınına uğradığını, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararın olmadığını, dava dilekçesinde şimdilik 10.000,00-TL’nin temerrüt faiziyle birlikte tahsili talep edildiğini, davanın açıkça “belirsiz alacak davası” olduğunu, davacı ile yapılan sözleşmede ne kadar ücret verileceğinin açık olduğunu, dolayısıyla taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, taraflar arasındaki hekimlik hizmet sözleşmesinin, davacı tarafından feshedildiğini, davacının herhangi bir alacağı olmayıp dilekçesi ile müvekkilini ibra ettiğini, 6098 Sayılı TBK’da, ibranamenin borcu sona erdiren hallerden sayıldığını, 132.Maddesindeki; “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” hükmü uyarınca, davacının işbu davayı açmakta haksız olduğunu, davacının müvekkili şirket kayıtlarında fatura edilmiş ödenmemiş alacağının bulunmadığını, davacının, daha önce ödeme yapılan aylara ilişkin, dekont sunarak, yaptığı iş karşılığında aldığı ücreti baz alarak, farazi olarak 115.453,43-TL alması gerektiğini iddia ettiğini, davacının farazi iddiasının işbu davada esas alınmaması gerektiğini, davacının hizmet sözleşmesine ve kanunda belirtilen haksız rekabet hükümlerine aykırı davrandığını, davacının, sözleşmeyi kendi iradesi ile feshi akabinde, Çukurambar semtinde, diğer hizmet akdini fesheden … ve … ile birlikte yeni bir güzellik merkezi açtığını, müvekkile karşı Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinin ..Esasına kayıtlı aynı nitelikte dava ikame eden …’in adı ile müvekkil hastane hastalarına: Dr …: “Sn. … Estetik Yeni yüzü ile artık Çukurambarda! Uzm. Dr. …, Op. Dr. …, Op. Dr. … ve güçlü kadrosu ile Çukurambar Ankara Ticaret Merkezinde bulunan yeni kliniğimizden … numaralı hat ile randevu ve bilgi alabilirsiniz” şeklinde mesajlar gönderildiğini, bunun üzerine Ankara … Ticaret Mahkemesinin … esasına kayıtlı dosya ile haksız rekabet hükümlerine aykırı davranıldığı gerekçesi ile …, … ve …’a karşı, müvekkili hastane tarafından tazminat davası açıldığını, … ve … ile müvekkil arasında hakedişli hizmet sözleşmesi mevcut iken davalı … ile “Tıbbi Cihaz Temini ve Bakımı Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Hizmetine Yönelik Kalite Denetimi ve Organizasyon Danışmanlığı Sözleşmesi”nin imzalandığını, davacı tarafından, anılan sözleşmenin feshedilmesinin akabinde, müvekkili ile yapılan sözleşme hükümlerine aykırı davranılarak, müvekkili şirket unvanı kullanılarak ticari kazanç sağlamaya çalışıldığını, davacı haksız eyleminin karşılığı olarak, dayanaksız bir şekilde işbu davadaki taleplerini ileri sürmüş olup, kendisini haklı gösterme çabası içerisine girdiğini belirterek; dava şartı olan hukuki yarar yokluğu sebebi ile davanın ilk olarak usulden reddine, talep edilen alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığından ve haksız olduğundan ,davacının kötü niyetli olarak ikame ettiği iş bu davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, hekimlik hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 05.09.2018 tarihli imzalanmış hakedişli hizmet alım sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin, toplam 9 (dokuz ) madde, 6 (altı) sayfa ve 1 (bir ) sayfa ek protokolden oluştuğu, Sözleşmenin 1. maddesinde, tarafların; 2. maddesinde, sözleşmenin konusunun; 3. maddesinde, doktor yükümlülüklerinin; 4. maddesinde, Lokman Hekim’in yükümlülüklerinin; 7. maddesinde, bilgi ve belge mahremiyeti hususlarının sıralandığı, Hizmet bedeli ve çalışma saatleri başlıklı 5. Maddesinde; “Hizmet bedeli aylık Bürüt 30.000 TL (KDV dahil) dir. Doktor Pazartesi-Cuma günleri arası 08:30 17:30 arası, Cumartesi günü 08:30 14:30 arasında hizmet verecektir.” Süre başlıklı 6. maddesinde ” Sözleşme işe başlama tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olup, 1 (bir) yıl süre ile geçerli olacaktır.” Sözleşmenin feshi ve cezai şartları başlıklı 8. maddesinde; “8.1.Lokman Hekim, her türlü talep ve teminat hakları saklı kalmak kaydıyla Doktor Sözleşmenin herhangi bir hükmüne aykırı davranması ve/veya Doktor aleyhine kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunması halinde, Sözleşmeyi tek taraflı feshe yetkilidir ve bu şekilde feshe sebebiyet veren Doktor, Lokman Hekimden herhangi bir talepte bulunamaz. 8.2. Doktor, her türlü talep ve tazminat haklı saklı kalmak kaydıyla Lokman Hekim Sözleşmenin herhangi bir hükmüne aykırı davranması halinde Sözleşmeyi tek taraflı feshe yetkilidir.” şeklinde düzenleme yapıldığı anlaşılmıştır.
Ek protokolün incelenmesinde; Sözleşme Hizmet Bedel Ödeme Şekli: Doktorun hizmet verdiği yurtiçi hastaların faturalanmış %70 cirosundan aşağıda belirtilen özel hizmetler hizmet alımı, dış hekim hizmetleri, hizmet maliyeti (özellikle malzemeler hariç cironun %15 ini geçmeyecektir.), bordro maliyetinin düşürülmesinden sonra kalan ciroyu ifade eder. Ciro hesaplanması KDV siz olarak hesaplanır ve katılım payları ciroya dahil değildir. Faturalanmamış ve tahsil edilmemiş hizmetler ciroya dahil değildir. Hizmet Bedeli: Doktorun ilgili ay içerisinde plastik ve rekonstürktif cerrahi cirosundan brüt %30, kozmotoloji cirosundan brüt %10 oranında hakediş hesaplanır ve 60 gün sonra doktorun ortağı/temsilcisi çalışanı olduğu şirket tarafından düzenlenecek fatura ya da kişisel mükellefiyetinden dolayı düzenlenecek serbest meslek makbuzu karşılığında Lokman Hekim tarafından ilgilinin banka hesabına ödenir. Doktorun hizmete başlamadan önce ki 3 aylık fiks hizmet bedeli hekime peşinen ödenecek olup, herhangi bir sebepten dolayı 3 aydan önce hastaneye hizmet vermeyi sonlandırdığı taktirde kalan kısım hastaneye iade edilecektir.” şeklinde düzenleme yapıldığı anlaşılmıştır.
22.04.2019 tarihli İbranamenin incelenmesinde ; “05.09.2018 tarihine taraflarca akdedilmiş olan hizmet sözleşmesi süresince aylık hesaplanan alacak ve borç miktarları ekte belirtilmiştir. İş bu alacak miktarının doğru olduğunu tamamının eksiksiz olarak tarafıma ödendiğini kabul eder, … Sağlık Hizmetleri A.Ş, yi, … Ltd. Sti Doktor …un hekim her türlü hak ve alacağından gayrikabili rücu ibra ederim.” şeklindeki yazının, davacı tarafından, ibra eden sıfatıyla kaşelenip imzalandığı anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dosyada mevcut bilgi, belgeler ile davalı şirketin ticari defter muhasebe kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olduğu, ödemelerde gecikme halinde uygulanabilecek faiz oranına dair herhangi bir hususa yer verilmediği, taraflara ait ticari defterlerin, usulüne uygun tasdik ettirilip işlendiği, muhasebe kayıtlarının birbiri ile uyumlu olduğu, HMK ve TTK’ya uygun olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince düzenlenen fatura ve fatura bedelleri ile ilgili olmak üzere tarafların ilgili vergi dairesine gerekli beyannameleri verdikleri, dolayısıyla mal ve hizmet alış verişine ait çapraz kontrolünün sağlandığı, davalı şirkete ait 320.01.06.144 satıcılar hesap kodlu 2018 ve 2019 yılı muavin defter/cari hesap ekstresinin incelenmesinde; anılan sözleşme dönemi içinde 15.10.2018 ve 16.04.2019 tarihleri arasında; davacı şirketin, davalı şirkete; 2018 yılı Ekim, Kasım ve Aralık, 2019 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayları hekimlik hizmet bedeli açıklamalı toplam 7 (yedi) adet KDV dahil toplam 276.098,61 TL bedelli fatura düzenlediği, davalı şirketin, anılan fatura bedellerinin, 172.602,24TL’lik kısmını …, 103.496,37TL’lik kısmını ise … nezdindeki hesaplarından davacı şirketin hesabına EFT yaparak ödediği, bir sonraki aya/yıla devir bakiye tutarının bulunmadığı, muavin defter hesap cetveli kayıtlarının, yevmiye defteri muhasebe kayıtları ile uyumlu olduğu, davacı şirkete ait 120.L.0001 alıcılar hesap kodlu, 2018, 2019 ve 2020 yılı muavin defter/cari hesap ekstresinin incelenmesinde; anılan sözleşme dönemi içinde, 20.10.2018 ve 30.04.2019 tarihleri arasında; davacı şirketin, davalı şirkete; 2018 yılı Ekim, Kasım ve Aralık, 2019 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayları hekimlik hizmet bedeli açıklamalı 8 (sekiz) adet KDV dahil toplam 333.087,50 TL bedelli fatura düzenlediği anlaşılmaktadır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, taraflar arasında kurulan sözleşme örneği, faturalar, BA/BS formları, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasında 05.09.2018 tarihli hakedişli hizmet alım sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafından sözleşmenin kendi iradesi ile feshedildiği, bu sözleşme kapsamında, 2019 yılı Şubat ayı dahil tüm alacaklarının tahsil edildiği, ancak 53 günlük hekimlik hizmeti alacağının davalı tarafça ödenmediğinden bahisle işbu davanın açıldığı, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı, davalı şirkete ait defterlerin incelenmesinde; anılan sözleşme dönemi içinde 15.10.2018 ve 16.04.2019 tarihleri arasında; davacı şirketin, davalı şirkete; 2018 yılı Ekim, Kasım ve Aralık, 2019 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayları hekimlik hizmet bedeli açıklamalı toplam 7 (yedi) adet KDV dahil toplam 276.098,61 TL bedelli fatura düzenlediği, davalı şirketin, anılan fatura bedellerinin 172.602,24TL’lik kısmını Vakıfbank, 103.496,37TL’lik kısmını ise Halkbank nezdindeki hesaplarından davacı şirketin hesabına EFT yaparak ödediği, bir sonraki aya/yıla devir bakiye tutarının bulunmadığı ve davacının davalıyı fesih tarihi itibari ile ibra ettiği anlaşılmıştır.
TBK’nun 132. maddesine göre; ”Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” hükmünü içermekte olup davacı şirket, ticaret şirketi olup, tacirdir.Her tacir, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli hareket etmekle yükümlüdür.(6102 s TTK m. 18/2) Bu yükümlülüğü, alacağına ilişkin araştırmayı ve attığı imzaların sorumluluğunu almayı da içerir. Davacı taraf işçi olmadığından, ibranamenin baskı altında imzalatıldığını da iddia edemeyeceğinden ibra ile davalının sorumluluğunun fesih tarihi itibari ile ortadan kaldırıldığı ve ibranamenin geçerli olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın Reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca, alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin alınan 170,78 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 111,48 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/12/2021
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı