Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/658 E. 2021/675 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/658 Esas
KARAR NO : 2021/675

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/02/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
KARAR Y.TARİHİ : 25/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, 21.02.2017 tarihinde davalı … şirketi nezdinde hırsızlık teminatı ile sigortalı iş yerinde, meydana gelen hırsızlık nedeniyle davacı yana ait mağazadaki 142.300,08 TL değerinde eşyasının çalındığını, bu zararın davalı … şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, 142.300,08 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, sigortalı iş yerinde 20-21.02.2017 tarihlerinde herhangi bir hırsızlık olayının meydana gelmediğini, bu itibarla sigortalı …’nın gerçek dışı beyanlarla müvekkil şirketten haksız yere tazminat almaya çalıştığının anlaşıldığını, bu nedenle müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında yapılan işyeri sigortası poliçesinden kaynaklanan, riziko bedeli tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce, 17/06/2019 tarihinde, “davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine, kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın Ankara Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine” karar verilmiş, dosya Ankara 7 Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Ankara 7. Tüketici Mahkemesi … K, sayılı kararı ile karşı görevsizlik kararı verilmiş olmakla; dosya yargı yerinin belirlenmesi bakımından Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmiş olup; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin … E,K, sayılı kararı ile mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin … E,K, sayılı kararında özetle; “….uyuşmazlığın, ticari veya mesleki olan amaçla hareket eden, dolayısıyla tüketici konumunda olmayıp, işyeri işleten davacı ile davalı … şirketi arasında akdedilen sigorta sözleşmesinden kaynaklanmasına, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmamasına, davalının sorumluluğunun sigorta hukukundan kaynaklanıp, sigorta hukukunun ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6.kitabında, 1401 ve devamı maddelerinde düzenlenmesine, bu durumda, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle davanın mutlak ticari dava olup, asliye ticaret mahkemesinin görev alanı içinde olduğundan davaya ticaret mahkemesi tarafından bakılması gerekmesine göre, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinin kabulü…” şeklinde bildirilmiştir.
Poliçe Genel Şartları tazminatın ödenmesi klozunda belirtildiği üzere; “Sigortacı; Hak sahibinin tazminat almak için herhangi bir şekil ve şart altında yasa ve yönetmeliklere uygun olmayan bir hareketini herhangi bir belgeye ve resmi bir tutanağa dayandıramıyor ise; Öncelik; Tazminatın ödenmesi ve sigortalı yerine geçtikten sonra; zararın oluşması ve tazminatın geri talebi amacı ile Adli Makamlara başvuru hakkına sahiptir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; davacı … ile davalı … arasında İşler Rayında Kobi Sigorta Poliçesi düzenlendiği, 09/10/2016 – 09/10/2017 tarihleri arasında tarihleri arasında sigorta verildiği, sigorta bedeli teminat limitleri bölümünde her bir hırsızlık olayında 611.000,00 TL teminat limiti belirlendiği anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu rapor ve ek raporlarında; Dava konusu mahalde 21/02/2017 tarihinde meydana geldiği … Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Limited Şirketince düzenlenen 20.03.2017 tarihli Hırsızlık Ekspertiz Raporunun 15’inci sayfasındaki; “Ayrıca Sigortalı işletmenin Şirketimiz nezdinde 2016 yılında benzer bir hırsızlık hasarının olduğu ve çalındığı beyan edilen emtialar ile ilgili olarak 69.220,17 TL emtea hasarı tespit edilmiş olduğu anlaşılmış, 31.12.2016 tarihli stok miktarından (250.059,89) 17.11.2016 tarihli hırsızlık hasarındaki emtea zararı (69.220,17) tenzil edildiğinde 2016 yılı olması gereken gerçek stok bedelinin 180.839,72 TL olacağı saptanmıştır.” Şeklinde tespit edilen stok bedeli hesaplamaları ile ilgili olarak; davalı vekilinin iddia ettiği; 28.02.2017 tarihi İtibariyle 184.848,54 TL’lik resmi stok değerinin, davacının defter-i kebir 153 Stok Hesabında kayıtlı 261.985,00 TL ( Kaldı ki KDV dahil 282.943,80 TL)Tik stok değeri ile uyumlu olmadığını, Ekspertiz çalışmaları sonucunda resmi stok değerinin 200.000,00 TL seviyelerinde olacağı iddiasının da, yine davacının; 20.03.2017 tarihli defter-i kebir 153 Stok Hesabında kayıtlı 301.085,00 TL (Kaldı ki KDV dahil 325.171,80 TL)’lik stok değeri ile uyumlu olmadığını, davalı vekilinin gerek 21.05.2019 tarihli dilekçesindeki, gerekse … Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Limited Şirketince düzenlenen 20.03.2017 tarihli Hırsızlık Ekspertiz Raporunun 15’inci sayfasındaki mali veriler ile ilgili iddia ve tespitlerin davacının ticari defter muhasebe kayıtları ile uyumlu olmadığını, davalı şirketin; “…çalındığı beyan edilen emtialar ile ilgili olarak 69.220,17 TL emtea hasarı tespit edilmiş olduğu anlaşılmış, 31.12.2016 tarihli stok miktarından (250.059,89) 17.11.2016 tarihli hırsızlık hasarındaki emtea zararı (69.220,17) tenzil edildiğinde…” şeklindeki yapılan tespit ve değerlendirmenin doğrudan 153 Stok Hesabından tenzil edilmesinin muhasebe tekniği açısından uygun olmadığı ancak netice hesaplarmdan/gelir tablosu kalemlerinde ve dipnot bilgilerinde vergisel boyutu nazara alınarak gösterilmesinin daha doğru olduğunu, KDV dahil 142.301,55 TL’lik tazminata esas ticari mallar toplam bedeli kadar tutarın; davacının ticari defterlerine defter-i kebir 153 Stok Hesabına muhasebe kayıtlarının yapılmış olduğunu, tekstil açısından KDV dahil 142.301,55TL ürün adet miktarının işyeri metrekaresi ile uyumlu olup fatura birim fiyatlarının piyasa rayiç fiyatları ile örtüştüğünü bildirmiştir.
Davacı tanığı davacının kardeşi … yeminli anlatımında “… isimli benim ablamın iş yerinin yanında kafeterya işleten şahıs, saat gece 3, 3 buçuk civarında beni aradı, iş yerine gelmemi söyledi, ben de ablamın iş yerine geldiğimde, kapının kırık olduğunu gördüm, Akdere Karakolunu aradım, 20 25 dk sonra polisler geldi, tutanak tuttular, olay yeri inceleme geldi, parmak izi aldılar, sonra olay yerinden ayrıldılar, … … Cafe’yi çalıştırır, her gün geceleri servise çıkarlar, Ersin servis yaptıktan dönüşte beni aradı, ne zararımız varsa biz … sigorta yetkililerine ilettik, tanık ücreti istemem” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … yeminli anlatımında “yaklaşık bir buçuk iki yıl önce … Cafe isimli cafeyi işletirim, simit poğaça dağıtımı yapıyordum, diğer şubelere bu dağıtımı yapıyordum, gece 03, 04 arasında geldiğimde, …’nın dükkanının kapısının açık olduğunu gördüm. Tanık …’ı aradım, ilkinde cevap vermedi, ikincisinde cevap verdi, peş peşe aramıştım, dükkanın kapısı açık sen burda mısın dedim, kendisi gelmeden ben kendi işime baktım, 10 15 dk sonra tanık …’ı olay yerinde gördüm, dükkanın dışında gördüm, yürüyerek gelmiş, ben bizzat geldiğini görmedim, ben dükkanımdan çıktığımda kendisini dışarda gördüm, benim ilk gördüğümde kepenkler de açıktı yani kalkıktı, yani kapı da açıktı, o saatlerde benim kafemde çalışan olmaz, benim kafeme gelmemin sebebi ben her gün aynı saatlerde dükkanıma uğrarım, … geldiğinde polisleri aradı, daha sonra da ben de kendi işime baktım, ben …’la herhangi bir şey konuşmadım, sabah 8, 9 gibi sigorta şirketinden bir kişi geldi, tanık … her gün kendi dükkanlarına uğrar, ancak fazla kalmaz, ablası davacı … iş yerinde sürekli durur, ben davacının kendi dükkanından saat kaçta çıktığını bilemem, ben polislerin geliş saatini görmedim, ancak tanık …’ın polisleri aradığını biliyorum, ben iş yerime geldiğimde tanık …’ın dükkanının kepenkleri açıktı, kapısını ve kepenklerini kimin açtığını bilemem, tanık ücreti istemem” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Sigorta sözleşmeleri ile ilgili düzenleme 6102 sayılı TTK 1401 vd maddelerinde yapılmıştır. Sigorta sözleşmeleri; sigortacının bir prim karşılığında, kişinin parayla ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun meydana gelmesi halinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya bir kaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir (TTK m. 1401/1). Başlıca sigorta türleri, zarar sigortaları (TTK m. 1453 vd) ve can sigortalarıdır(TTK m, 1487 vd). Zarar sigortaları, mal sigortaları ve sorumluluk sigortaları şeklinde yapılır.
Davaya konu olan Poliçede Hırsızlık Sigortasının kapsamı Hırsızlık Sigortası Genel Şartları geçerli olmak üzere bu sigorta ile poliçede belirlenen sigortalı yerde hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüsün; -Kırma . delme ,yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek, -Araç, gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanma veya aşma suretiyle girilerek, -Kaybolan, çalman veya haksız yere elde edilen asıl anahtarlarla veya anahtar uydurarak veya başka aletler veya şifre yardımıyla kilit açma suretiyle girilerek. -Sigortalı yerlere gizlice girip saklanarak veya kapanarak, -Öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanma veya tehditle, yapılması halinde sigortalı kıymetlerde doğrudan meydana gelen maddi kayıp ve zararlar, teminat altına alınmıştır. Sigortalıya ve kendisiyle birlikte sürekli oturanlara ve çalışanlarına ait sigortalanabilir kıymetler sigorta kapsamı içindedir. Sigortalı yerlerde bulunan sigorta konusu kıymetler; a) Nitelikleri bakımından madde veya gruplara ayrılmış ise bu madde ve gruplardan herhangi birinin içine giren, b) Tek bir sigorta bedelinde belirtilmiş ise bu bedele ilişkin tanım içine giren.her şey poliçede ayrıca belirtilmiş olsun olmasın sonradan edinilmiş olsa dahi sigorta teminatı kapsamı içindedir. Hırsızlık eylemini gerçekleştirmek amacıyla sigortalı kıymetlerin bulunduğu yerlere girilmesi veya bu yerlerin açılması esnasında verilecek tahribat da sigorta teminatı kapsamındadır. İşbu poliçenin birinci sayfasında sigorta teminatları arasında Hırsızlık Muhteviyat teminatı mevcut ise Hırsızlık Muhteviyat ın içeriği Yangın, Yıldırım, İnfilak teminatı verilmiş olması kaydı ile Demirbaş vc/veya Eıntea ve/veya 3.şahıs Mallarından biri veya birkaçı olabilir. Hazır kart, kontörlü kart, internet sağlayıcı paketi ve benzeri muhteviyat teminat haricidir. Bilgisayar programları teminat haricidir”.
Hırsızlık Güvenlik Önlemleri Şartında ise Hırsızlık teminatı, sigortalı işyerinin zemin ve / veya bodrum katlarında kilitli kepenk, demir parmaklık, panjur, 12 mm veya daha kalın ve darbelere dayanıklı dış cephe camı, alarm sistemi, özel güvenlik, gece bekçisi önlemlerinden en az birinin bulundurulması şartı ile verilmiştir. Sigortalı işyerinin 1.paragrafta sayılan güvenlik tedbirlerinden hiç birine sahip olmaması halinde her bir hırsızlık hasarında 750.-TL den az olmamak kaydıyla hasar bedelinin % 25 i oranında muafiyet uygulanır. Sigortalı işyerinin, belirtilen güvenlik önlemlerinden en az birine sahip alışveriş merkezi, ış merkezi veya iş hanı içerisinde yer alması halinde bu önlemlere sahip olması koşulu aranmayacaktır.hükümlerini içermektedir.
Poliçenin 29/03/2017 tarihli10. taksidin ödenmediği gerekçesi ile 15/03/2017 tarihli zeylname ile sigorta ücretinin ödenmesi ve sigortacının sorumluluğunun başlaması klozu gereğince başlangıç tarihinden itibaren iptal edildiği anlaşılmıştır.
Ankara …. Ağır Ceza Mahkemesinin …. Karar sayılı kararı ile davacıyla ilgili olarak sigorta şirketinden para alabilmek için işyerinden hırsızlık iddiasıyla suç duyurusunda bulundukları ve bu şekilde sigorta bedelini almak amacıyla dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmışsa da atılı suçu işlediklerine dair şüpheden uzak mahkumiyetlerine yeterli delil elde edilemediğinden şüphe sanık lehine yorumlanarak sanıkların atılı suçu işledikleri sabit olmadığından beraatina karar verilmiş ve kararın 24/03/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, poliçe örneği, ekspertiz raporu, yeminli tanık anlatımları, bilirkişi raporu ve ek raporu ve tüm dosya içeriğine göre; Hırsızlık olayı ile ilgili olarak Sigorta Poliçesi genel ve Hırsızlık hasarı özel şartları gereğince; sigortacı; Hak sahibinin tazminat almak için herhangi bir şekil ve şart altında yasa ve yönetmeliklere uygun olmayan bir hareketini herhangi bir belgeye ve resmi bir tutanağa dayandıramıyor ise; öncelik; Tazminatın ödenmesi ve sigortalı yerine geçtikten sonra; zararın oluşması ve tazminatın geri talebi amacı ile Adli Makamlara başvuru hakkına sahiptir.” şeklinde düzenleme yapıldığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/9002 Esas 2016/3914 Karar sayılı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/11/2016 tarih ve 2014/5398 Esas 2016/10211 Karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere söz konusu poliçe klozunun devreye girebilmesi için güvenlik önlemlerinden en az birinin alınmış olması gerekmektedir.
Davacı tarafından hırsızlığın meydana geldiği fark edildiği süreden itibaren adli makamlara haber verildiği ve durumun Poliçe Genel şartları gereği olan Zararın meydana geldiği süreden sonra Sigorta Şirketine ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiği, ihbarla ilgili 21/02/2017 tarihinde E07/G0189 levha sayılı Eksper Firması olan … Ekspertiz Hizmetleri Ltd.ti.’ne görev verildiği;iili olarak ekspertiz firması tarafından yetkilendirilmiş Eksper tarafından olay yerine gidildiği ve öncelikle adresin poliçeye uygunluğunun tespit edildiği, Poliçenin prim ödenmediğinden iptal edildiğine ilişkin zeylname sunulmuş ise de poliçe başlangıcında izleyen primlerden herhangi biri zamanında ödenmez ise sigortacı sigorta ettirenene noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü mektupla on günlük süre verilmesi gerektiğinin belirtildiği, zeylnamenin olay tarihinden sonra düzenlenmesi ve ödeme için on günlük süre verildiğine ilişkin bir ihtarat tebligat ibraz olunmadığı kapının kırılarak olayın meydan geldiği, faillerinin tespit edilemediği, davacının bizzat bu eylemi gerçekleştirdiği iddiasına yönelik somut delil ibraz olunmadığı olay sonucu çalındığı anlaşılan ürünlerin ibraz olunan fatura detaylarındaki ürünler ile uyumlu ürünler olduğu, ürünler arasında katlı top halinde kumaş, kutulu nevresim takımları, çeyiz takımları, bayan çocuk konfeksiyon ürünleri, bay-bayan iç çamaşırları, terlik gibi eşyanın bulunduğu ve ürün miktarının işyeri metrekare ölçümü ile fatura birim fiyatları piyasa rayiç bedelleri ile uyumlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,

HÜKÜM :
1-Davanın Kabulü ile; 142.300,08 TL’nin temerrüt tarihi olan 22/05/2017 tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,

2.Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 17.468,51 TL vekalet ücretinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL başvuru ve vekalet harcı, 2.250,00 TL bilirkişi ücreti, 744,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.044,80 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
5-.Alınması gerekli 9.720,52 TL harçtan peşin alınan 2.430,13 TL harcın düşümü ile arta kalan 7.290,39 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Peşin alınan 2.430,13 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi uyarınca, Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2021
Katip …

Hakim …