Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Dosya No: 2019/587 Esas – 2023/737 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/587
KARAR NO : 2023/737
HÂKİM : ….
KATİP : …
DAVACI :….
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI :….
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
DAVA : Maddi Tazminat Davası (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2019
KARAR TARİHİ : 01/11/2023
G.K. YAZIM TARİHİ : 30/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan, Haksız Fiilden Kaynaklanan Maddi Tazminat Davası kapsamında yapılan açık yargılama neticesinde,
I) İDDİA :
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait araçların, tamir ve bakımları için bakım servisine verildiği; müvekkili şirkete ait dava konusu … plakalı aracın davalı tarafa teslim edildiği, şifahi anlaşmaya göre davalı tarafın aracı tamir edip kendi tanıdıkları dava dışı …’a satmak üzere teslim aldıkları; araç satışı nedeniyle dava dışı …’ın taraflarına 08/02/2017 tarihinde 18.500,00 TL ödeme yaptığı, ancak noterde yapılan satış işlemleri sırasında, müvekkili şirkete ait borçlar nedeniyle şirkete ait araçlar üzerinde haciz kayıtları çıktığı; belirtilen bu hususlar çözülünceye kadar noter araç satışının gerçekleştirilemediği; bu süre zarfında aracın davalı onarım servisinde bulunduğu; daha sonra meydana gelen gelişmeler ve şirket yönetimi kararı gereği dava konusu aracın satışından vazgeçildiği; 11/08/2017 tarihinde dava dışı …’a 18.500,00 TL’nin iade edildiği; davalı tarafa tamir ve bakım masrafları için 17.268,12 TL ödeme yapıldığı; grup şirketler bünyesinde çalışanları olan ve araçla ilgilenen …’nin 10/08/2017 tarihinde el yazısıyla yazdığı tutanak kapsamında aracın satış işleminin yapılmayarak geri alındığının belirtildiği; şirketin merkez yönetimi tarafından tutanağa itibar edilerek aracın teslim alındığının düşünüldüğü, eski çalışanlarının müvekkili bulunan şirketi yanlış yönlendirdiği, aracın teslim alınmadığı; davalı tarafın kötü niyetli olarak aracı elinde tuttuğu; 22/02/2019 tarihinde müvekkili şirket adına trafik cezası geldiği ve araştırıldığında gerçeğin ortaya çıktığı; aracın 19 ay davalı tarafta kaldığı, durumun ortaya çıkması üzerine aracın 28/03/2019 tarihinde müvekkili şirket tarafından teslim alındığı; davalı tarafın kendilerine, aracın iade alınmasına ya da yapımına ilişkin ihtar ya da onay talebi göndermediği; davalı tarafın kendisine haksız menfaat sağladığı; davalının aracı tanıdığı ve daha önce parası iade edilen dava dışı …’a verdiği; aracın aylarca hukuki ya da başka sebep olmaksızın haksız ve mesnetsiz olarak kullanıldığı; dava konusu alacağın ceza zamanaşımına tâbi olduğu beyan edilmiş olup; Mahkememiz nezdinden açılan davada, haksız ve mesnetsiz olarak araç kullanımına ilişkin zararlarının (yıpranma, kullanma, amortisman) tam olarak belirlenemediğinden, aracın davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak teslim edilmemesinden ve mahrum kalınan kar ve uğranılan maddi zararın tazmininin kısmi olarak 1.000,00 TL üzerinden en yüksek ticari faizi ile birlikte davacıdan tahsili ile kendilerine ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
II) SAVUNMA :
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmedikleri; davacı şirketin araç kiralama alanında faaliyet gösterdiği; davanın kısmi dava olarak açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu; davacı şirketin kendi kusurundan kaynaklanan sebeplerden yararlanarak fayda sağlamaya çalıştığı; araca ilişkin kira talebinin hayatın olağan akışına ve ticari teamüllere ve aynı zamanda usul ve yasaya aykırı olduğu; aracın teslim alınmış olması halinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığı; davacının aracın tamir ve bakımının fazla olduğundan aracın üçüncü kişiye satışına onay verdiği, araç bedelinin üçüncü kişi tarafından davacıya gönderilmiş olmasına rağmen satışın gerçekleştirilemediği, ücretin 6 ay sonra iade edildiği; aracın satılık olması nedeniyle masrafların öncelikle üçüncü kişi tarafından karşılanması kararlaştırılacağından satışın gerçekleşmemesi nedeniyle tamir masraflarının davacı tarafından ödenmesi lüzumunun ortaya çıktığı; ayrıca aracın satışından vazgeçilip tamir edilmesine davacı tarafından karar verildiği; aracın tamir masraflarına ilişkin faturaların düzenlendiği ve davacıya gönderildiği; ödeme yapılmadığından icra takibi yapıldığı; davacı şirketin müvekkilince çeşitli tarihlerde ve çeşitli nedenlerle defalarca bakımı yapılan aracı teslim almasına rağmen teslim edilmediğinde bahisle dava açıldığı, davacı şirketin çalışanı …’nin aracı teslim aldığına ilişkin yazılı beyanı olmasına rağmen aracı teslim almadıklarını beyan etmelerinin iç işleyişlerindeki çelişkiyi gösterdiği; davacının müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunduğu, soruşturmanın takipsizlik kararıyla sonuçlandığı; davacının aracın teslim alınmamasının kimden ve neden kaynaklandığını belirtmediği, müvekkilinin suçu bulunmadığı, aracı almayı unuttuklarını belirtiği ve bu hususta da müvekkilinin kusurunun bulunmadığı, müvekkilinin kusuru bulunmayan olaylardan sorumlu tutulmalarını kabul etmedikleri hususları belirtilmiş olup; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
III) DELİLLER :
…. Arabuluculuk Sayılı Arabuluculuk Dosyası.
… Tarafından Gönderilen 06/07/2020 Tarihli Cevabi Yazı.
… Tarafından Gönderilen 14/07/2020 Tarihli Cevabi Yazı.
… Tarafından Gönderilen 23/07/2020 Tarihli Cevabi Yazı.
… Tarafından Gönderilen 09/12/2021 Tarihli Cevabi Yazı.
… Tarafından Gönderilen 13/12/2021 Tarihli Cevabi Yazı.
… Tarafından Gönderilen 15/12/2021 Tarihli Cevabi Yazı.
…. Tarafından Gönderilen 16/12/2021 Havale Tarihli Cevabi Yazı.
Mahkememizce Aldırılan Bilirkişi Kök ve Ek Raporları.
IV) DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
a) Dava Konusu Uyuşmazlığın Tespiti :
Mahkememizde açılan davanın; davacı … Ve … (“davacı şirket” olarak anılacaktır) ile davalı … (“davalı” olarak anılacaktır) arasında “Haksız Fiil Kaynaklı Maddi Tazminat Davası” olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın konusunun; davacı şirkete ait bulunan ve bakım / tamirat işlemleri ile müteakiben satımı amacıyla davalıya teslim edilen aracın; davacı şirketin bilgisi haricinde “davalının işyerinde tutularak ve davalının şahsi menfaati doğrultusunda kullanılarak” haksız fiilde bulunulup bulunulmadığı; haksız fiilin mevcudiyetinin tespiti halinde tazminat miktarının tespiti, temerrüt tarihi ve uygulanacak faiz oran ve miktarının tespiti hususlarından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
b) Dava Şartları ve İlk İtirazların Değerlendirilmesi :
Mahkememizce yürütülen yargılama kapsamında; öncelikle 6100 Sayılı HMK.’nın 114. maddesi uyarınca “dava şartlarının” mevcut bulunup bulunmadığı hususunda yapılan incelemede; dava şartlarında eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş; bunun yanı sıra, davalı tarafından sunulan cevap dilekçesi kapsamında da “yetki” veya “tahkim” ilk itirazlarında bulunulmadığı anlaşılmakla; bu hususlarda Mahkememizce herhangi bir inceleme yapılmamıştır.
c) Dava Konusu Uyuşmazlığın Hukuki Tasnifi :
Haksız fiillerden doğan borç ilişkileri, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
(2) Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Zararın ve Kusurun İspatı” başlıklı 49. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
(2) Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun, Tazminatın Belirlenmesini Düzenleyen 51. maddesi, aşağıda belirtildiği şekildedir:
“(1) Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.
(2) Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.”
d) Dava Konusu Uyuşmazlık İle İlgili Değerlendirme :
Mahkememizde açılan davanın, “Haksız Fiil Kaynaklı Maddi Tazminat Davası” olduğu; uyuşmazlığın konusunun; davacı şirkete ait bulunan ve “bakım / tamirat işlemleri” ile müteakiben satımı amacıyla davalıya teslim edilen aracın; davacı şirketin bilgisi haricinde “davalının işyerinde tutularak ve davalının şahsi menfaati doğrultusunda kullanılarak” haksız fiilde bulunulup bulunulmadığı; haksız fiilin mevcudiyetinin tespiti halinde tazminat miktarının tespiti, temerrüt tarihi ve uygulanacak faiz oran ve miktarının tespiti hususlarından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından sunulan dava dilekçesini ve tensip zaptını içeren “ön inceleme duruşma davetiyesi”; (6100 Sayılı HMK.’nın 317, 318, 140/5, 141, 147 ve 320. maddeleri uyarınca ihtarat içerir şekilde) davalıya 02/01/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup; davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde (07/02/2020 tarihinde) verilen cevap dilekçesi sunulduğu anlaşılmaktadır.
Davacı şirket iddialarının incelenmesinde; davacı şirkete ait bulunan … plaka sayılı aracın, öncelikle bakım ve tamirat işlemlerinin yapılması ve müteakiben 3. kişiye satımı amaçlarıyla davalıya teslim edildiğinin; müteakiben araç üzerinde çıkan takyidat kayıtları nedeniyle satım sözleşmesinin gerçekleştirilemediğinin; 3. kişi tarafından satım sözleşmesi gereğince yapılan ödemenin, davacı şirket tarafından kendisine iade edildiğinin; bu süre zarfında aracın, davalı onarım servisinde bulunduğunun; müteakiben yaşanan gelişmeler ve davacı şirket yönetimi kararı gereği dava konusu aracın satışından vazgeçildiğinin; davalı tarafından gerçekleştirilmiş olan masraflar ile ilgili olarak 17.268,12 TL.’nin davalı tarafa iade edildiğinin; davacı şirketin çalışanı olduğu belirtilen …’nin 10/08/2017 tarihinde el yazısıyla yazdığı tutanak kapsamında “aracın satış işleminin yapılmayarak, davalıdan teslim alındığının” belirtildiğinin; “söz konusu tutanağa itibar edilerek aracın teslim alındığının düşünüldüğünün ve eski çalışanlarının müvekkili bulunan şirketi yanlış yönlendirdiğinin ve aracın teslim alınmadığının” belirtildiğinin; anılan dönemde aracın, davalı tarafın işyerinde bulunduğunun; davacı şirket vekili tarafından, “22/02/2019 tarihinde müvekkili şirket adına trafik cezası gelmesi akabinde, aracın davalıda bulunduğunun anlaşıldığının” belirtildiğinin; dava konusu aracın 19 ay davalı tarafta kaldığının ve 28/03/2019 tarihinde davacı şirket tarafından, davalıdan teslim alındığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf cevaplarının incelenmesinde ise; davacı şirketin, çeşitli tarihlerde ve çeşitli sebeplerle defalarca bakımı yapılan, dava konusu aracı teslim almalarına rağmen, kendilerine teslim edilmediğini beyan ettiklerinin; aracı teslim alan davacı şirket çalışanı …’nin aracı teslim aldığına dair yazılı beyanı olmasına rağmen aracı teslim almadıklarını beyan etmelerinin, davacı şirketin iç işleyişindeki çelişkiyi gösterdiğinin; davacı şirket tarafından, davalı hakkında bulunulan suç duyurusu neticesinde … sor. sayılı dosyasında yapılan soruşturma neticesinde “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildiğinin; ayrıca davacı tarafından, aracı teslim alınmamasında kusurun kimde olduğunun açıklanmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan incelemede; dava konusu aracın, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davalı yedinde bulunduğu anlaşılmakla birlikte; dava konusu aracın, tamirat ve satımı amacıyla davalıya verildiği 08/02/2017 tarihi ile trafik cezası tarihi olan 18/02/2019 tarihi arasında takriben iki yıllık süreç geçtiği; bunun yanı sıra trafik cezası tarihi olan 18/02/2019 tarihi ile aracın davacı şirkete teslim edildiği belirtilen (ve dosya kapsamına sunulan teslim tutanağında belirtilen) 28/03/2019 tarihi arasında 1 aylık süreç geçtiği anlaşılmıştır.
Bu doğrultuda; (davacı şirketin çalışanı olduğu belirtilen … tarafından, aracın teslim alındığına dair tutulan tutanak tarihi olan) 10/08/2017 tarihi ile (davacı şirketin, aracın teslim alınmadığını anladıklarını belirttiği trafik cezası tarihi olan) 18/02/2019 tarihi arasında geçen takribi 1 yıl 6 aylık süreç dikkate alındığında, davacı şirketin “davacı şirketin çalışanı olduğu belirtilen …’nin 10/08/2017 tarihinde el yazısıyla yazdığı tutanağa itibar edilerek aracın teslim alındığının düşünüldüğü” iddiasının, hayatın olağan akışına aykırı olduğu; bununla birlikte davalı tarafından sunulan “aracın birden fazla sefer tamirat için bırakıldığı” iddiasının, söz konusu tarihler dikkate alındığında, belirtilen taraf beyanlarına ve hayatın olağan akışına daha uygun bulunduğu; bu doğrultuda, davacı taraf beyanlarının çelişkiler içerdiği kanaatine varılmıştır.
Neticeten;
Davacı şirket tarafından ileri sürülen iddiaların, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda çelişkiler içerdiğinin anlaşılması; davacı tarafından belirtilen ceza soruşturma dosyasının Mahkememizce celbi akabinde yapılan incelemede, davalı hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildiğinin anlaşılması; trafik ceza tutanağının, yukarıda açıklanan çelişkiler dikkate alındığında, aracın davalı yedinde bulunduğu esnada uygulanmış olma ihtimalinin kesin mahiyet taşımadığı (şüphe içerdiği) ve belirtilen işbu hususların, dosyada mevcut diğer deliller ile birlikte değerlendirilmesinde; davalı tarafından, “dava konusu aracın, davalının işyerinde tutulması ve davalının şahsi menfaati doğrultusunda kullanılması suretiyle” haksız fiilde bulunulduğunun, hükme esas alınabilir nitelikte somut delillerle ispat edilemediği kanaatine varılmıştır.
Bununla birlikte; her ne kadar davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesi kapsamında “yemin deliline” başvurulduğu anlaşılmakta ise de; 6100 Sayılı HMK.’nın 226/1 (c) maddesi uyarınca; dava konusu vakı’anın, yemin edecek kimseyi (davalıyı) ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakabilecek vakı’alardan olduğunun anlaşılması nedeniyle, Mahkememizce yemin teklifinde bulunma hakkı hatırlatılmamış; davanın reddine dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
V) HÜKÜM : (Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle)
1) İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2) Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85 TL harçtan, peşin alınan 366,40 TL (44,40 TL peşin harç + 322,00 TL ıslah harcı) harcın mahsubu ile fazla alınan 96,55 TL harcın, kararın kesinleşmesini müteakiben talep edilmesi halinde yatırana İADESİNE;
3) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, davacı üzerinde BIRAKILMASINA;
4) Davalı tarafın, kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdiren 17.900,00 TL vekalet ücretinin, davacı taraftan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE;
5) Taraflarca yatırılan gider avansından, bakiye kalan kısmın; kararın kesinleşmesini müteakiben talep edilmesi halinde, 6100 Sayılı HMK.’nın 333. maddesi uyarınca taraflara İADESİNE;
6) Arabuluculuk faaliyeti neticesinde, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığı anlaşıldığından; Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddesi uyarınca … bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar, gerekçeli kararın TEBLİĞ tarihinden itibaren (2) hafta içerisinde; (Mahkememiz’e veya istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine dilekçe sunmak suretiyle) HMK’nın 345. maddesi uyarınca ….Bölge Adliye Mahkemesi’ne İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere okunup, yapılan açık yargılamada karar verildi. 01/11/2023
Katip …. Hâkim …
¸ ¸
Gerekçeli Karar