Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/580 E. 2022/730 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2019/580 Esas
KARAR NO : 2022/730
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
KARAR Y.TARİHİ : 08/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 01.10.2018 tarihinde senet tahsilat makbuzu ve bir fatura keserek tarafına ait depo adresine gönderildiğini, kendisi ile alakalı olmayan fatura ile tahsilat makbuzunun 05.10.2018 tarihinde noter vasıtasıyla iade edilerek ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen davalı tarafından Ankara …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, haksız ve kötü niyetli olarak borcun tamamına ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, Ankara …İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosya ile dava açtığını; icranın durdurulduğunu, imzanın ve senetlerin tarafına ait olmadığının tespitinin talep edildiğini, mahkeme huzurunda imza ve yazı örneklerinin alındığını davanın süresi içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine, hakkında %20 inkar tazminatına hükmedildiğini, 30.09.2019 tarihinde İstinaf Mahkemesine müracaat ettiğini, senetteki ve yazıların tarafına ait olmadığını, tahsilat makbuzunda belirtilen iki adet 20.000,00 TL’lik senetlerin iptalini, imza ve yazı örneklerinin ilgili kurumlardan istenerek mağduriyetinin önlenmesini, kötü niyetli olarak ticari hayatına zararlar veren davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya üzerinden icra takibinde bulunulduğunu, davacı tarafın imzaya ve borca itiraz ettiğini ancak davacıya tebliğ edilen ödeme emrine 5 gün içinde itirazda bulunmadığından süre aşımı nedeniyle davacının talebinin reddedildiğini, Ankara …İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas, 2019/895 Karar sayılı ilamı ile davacı tarafın davasının reddedilmesi üzerine davacı tarafça istinaf yoluna taşındığını ve davanın halen derdest olduğunu, davacı tarafça açılmış olan menfi tespit davası tamamen kötü niyetli, hukuki dayanaktan yoksun ve sadece süreyi uzatmak için açılmış olduğunu, işbu davanın imza itirazına yönelik menfi tespit davası olduğunu ve makul süre içerisinde açılmadığından süre yönünden davanın reddine, derdestlik itirazının kabulüne, Ankara …İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas, 2019/895 Karar sayılı ilamının istinaf yoluna götürülmesi sebebi ile bekletici sorun yapılmasına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Ankara …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, Ankara …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, Ankara …İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası,
2-Davacı …’a ait mahkemede alınan imza asılları,
6-18.06.2018 düzenleme tarih 06.09.2018 vade tarihli 20.000,00 tl miktarlı senet aslı,
7-18.06.2018 düzenleme tarih 20.09.2018 vade tarihli 20.000,00 tl miktarlı senet aslı
8-Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı,
9-Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile imza incelemesine ait adli tıp raporu,
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “ispat yükü” başlıklı 190. maddesinin 1. fıkrasında yukarıdaki düzenlemeye paralel olarak ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olacağı belirtilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davalarında ispat yükü, davacının iddiasının dayandığı nedenlerin niteliğine göre değişkenlik gösterir. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6).
Somut olayda; davacı, davalı yanları tanımadığını, dava konusu senedi imzalamadığını, böyle bir borcu bulunmadığını ileri sürerek, senet altındaki imzayı inkar etmiş ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Bu halde, hukuki ilişkinin varlığını, senet üzerindeki borçlu imzasının davacıya ait olduğunu ispat etmek davalı alacaklıya düşmektedir
Taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığının tespiti açısından defterlerin incelenmesine karar verilmiş ve imza incelemesi yapılmak üzere ayrı ayrı iki rapor alınmış olmakla, davacı tarafa ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, işlendiği HMK ve TITK” ya uygun olduğu, taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı, davaya konu 01.10.2018 tarihli Seri A, 003704 nolu KDV dahil 40.002,00 TL tutarlı fatura ve fatura muhteviyatı içeriğine (2 adet sondaj makinasının bakım ve onarımı) sekiz günlük yasal süresi içerisinde Bakırköy 40. Noterliğinin 05.10.2018 tarih, 28121 yevmiye nolu ihtarname ile davalı şirkete ihtaren itirazda bulunulduğu, davalı tarafın bakım onarımını yaptığını iddia ettiği sondaj makinalarının davacının envanterine kayıtlı olmadığı, davacı tarafa ait olduğu iddia edilen 06.09.2018 vade tarihli 20.000,00 TL, 09.09.2018 vade tarihli 20.000,00 TL’lik senetlerin davacının borç senetleri hesabına kayıtlı olmadığı, davalı tarafın davacı adına düzenlemiş olduğu 01.10.2018 tarihli Seri A, 003704 nolu KDV dahil 40.002,00 TL tutarlı faturanın da davacının yevmiye defteri kayıtlarına işlenmediği, dava konusu senetler ile faturanın davacı tarafa ait ticari defterlerde muhasebe kayıtlarına rastlanmadığı ve davalının da aksi kayıt gösteren bir delil, belge ve defter sunmadığı, imzaların incelenmesinde imzaların basitliği nedeniyle net kanaat belirtmek bilirkişi tarafından mümkün olmamış ise de, davalı alacaklı olduğunu ispat etmekle mükellef olmakla, davacı defterlerine göre davalının davacıdan alacaklı olmadığı, hizmet verildiği iddia edilen makinenin davacı envanterinde kayıtlı olmadığı, imzanın da davacıya ait olduğunun saptanmadığı ve davalının da bu konu da yeni bir rapor talebi bulunmadığı anlaşılmakla tüm dosya kapsamına göre, davalının davacıdan alacaklı olduğu davacı delilleri aksine ispat edilmediğinden davanın kabulüne karar verilmiş ve fakat davalının kötü niyeti tespit edilmediğinden bu talep yönünden red kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-Davanın KABULÜ İLE,
Davacının Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu, 20.000,00 TL’lik 18/06/2018 düzenlenme, 06/09/2018 ödeme tarihli ve 18/06/2018 düzenleme, 20/09/2018 ödeme tarihli iki senet yönünden borçlu olmadığının tespitine,
Kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.732,40 TL harçtan peşin alınan 683,10 TL harcın düşümü ile arta kalan 2.049,3‬0 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Peşin alınan 683,10 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 44,40 TL başvuru, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 3.302,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.946,4 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

Dair davacı asilin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır