Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/578 E. 2021/730 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/578 Esas
KARAR NO : 2021/730
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2019
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
KARAR Y.TARİHİ : 08/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, taraflar arasında 06.09.2018 tarihinde Kurumsal Kimlik Kılavuzu Çalışması, Web Sitesi Hazırlanması, Sosyal Ağ ve Dijital Medya Pazarlama ile ilgili hizmet verilmesi hususunda 12.000.00 TL+K.D.V bedelli sözleşme imzalandığını, sözleşmenin davalı şirketin 05.09.2018 tarihli yazılı teklifleri nazara alınarak düzenlendiğini, müvekkili şirketin, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca toplam 14.160,00 TL’yi davalı şirketin hesabına yatırdığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede sözleşmenin geçerlilik süresinin 30.11.2018 tarihi olarak belirlenmiş olmasına rağmen, davalı şirkete ihtarname keşide ettikleri 30.01.2019 tarihine kadar sadece Kurumsal Kimlik Kılavuzuna yönelik bir takım çalışmalar yapıldığını, fakat sözleşmede taahhüt ettiği koşulları sağlamadığı için yapılan çalışmaların kabul edilebilir bulunmadığını, söz konusu sözleşme düzenlenirken, yapılacak tasarımların özellikle “elit, sade, yalın ancak standart dışında bir tasarım” olması yönünde mutabık kalındığını, söz konusu mutabakat sözleşmelere “Ajans işi, birinci sınıf hizmet ve işçilik anlayışı ile kusursuz ve noksansız olarak teslim etmeyi kabul ve taahhüt etmiştir.” diye yazıldığını, bununla birlikte süreç başladıktan sonra yapılan toplantılarda ve taraflar arasındaki şirket yazışmalarında bu hususun özellikle vurgulandığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin niteliği gereğince yapılan eserin iş sahibi tarafından beğenilmesi ve kabul edilmesi gerektiğini, hal böyle iken, davalı şirket tarafından yapılan çalışmaların Müvekkil şirketlerce beğenilmediğini, sözleşmeye göre taahhüt edilen birinci sınıf hizmet ve işçilik anlayışını yansıtmadığının görüldüğünü, bu sebeple, Ankara ….Noterliği’nin 30.01.2019 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin fesih edildiğini ve fazla ödenen paranın 3 gün içerisinde iadesi istendiğini, işbu ihtarnamenin Davalı şirkete 31.01.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 12.maddesinde sözleşmenin 30.1 1.2018 tarihinde kendiliğinden sona ereceğinin düzenlendiğini, 7.maddesinde sözleşmenin taraflarca da fesih edilebileceğinin düzenlendiğini, bu düzenlemeye göre tarafların fesih tarihine kadar doğmuş hak edişleri dışında bir talebi olmayacağının açıkça belirtildiğini, davalı şirketin hem 30.11.2018 tarihi hem 30.01.2019 fesih tarihine kadar sözleşme ile kararlaştırılan 3 işten sadece Kurumsal Kimlik Kılavuzu ile ilgili çalışma yaptığını, web sitesi ve sosyal ağlarla ilgili hiç çalışma yapmadığını, Kurumsal Kimlik Kılavuzuna yönelik çalışmaların ise sözleşmede belirtilen birinci sınıf hizmet gereklerini karşılamayacak düzeyde bulunduğundan Müvekkil şirketçe kabul edilmediğini, davalı şirketin taraflarca sözleşme öncesi mutabık kaldığını ve sözleşmeye yansıttığı şartları taşımayan çalışma sebebiyle Müvekkil şirket taraflar arasındaki sözleşmeyi sona erdirme kararı aldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince bedelinin tam olarak ödenmesine rağmen yapılmayan hizmet ve eserler dolayısıyla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 03.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte Davalı şirketten alınarak Müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davaya konu edilen alacak kaleminin zamanaşımına uğramış olduğunu, davacının, davasının kısmi dava olarak ikame edilmesi karşısında, davada kısmi davada zamanaşımı ve faize ilişkin usul hükümlerinin uygulanması gerekeceğinden, davacının bu aşamadan sonra talebini değiştirmesine, genişletmesine ve arttırmasına muvafakatlerinin olmadığını, dava dilekçesi eklerinin taraflarına tebliğ edilmediğini müvekkil şirket ile davacı taraf arasında 06.09.2018 tarihinde tanıtıma yönelik kurumsal kimlik, web sayfası ve dijital medya çalışmalarının yönetimi konusunda “Hizmet Sözleşmesi” imzalandığını, ilgili sözleşme gereği davacı tarafından müvekkil şirkete gönderilen bilgi ve talimatlar çerçevesinde müvekkil şirketin derhal çalışmalara başladığını ve ilk olarak 12.09.2018 tarihinde davacı ile web site haritasını paylaştığını, davacı tarafından yapılması talep edilen düzeltmeler vakit kaybetmeksizin yapılarak 18.09.2018 tarihinde web site haritası davacının onayına sunuldığını, davacı tarafın web site haritasını uygun bulması üzerine içerik ve görsellerin müvekkili şirkete göndermesinin davacıdan talep edildiğini, davacı tarafın uzun bir süre içerik ve görselleri müvekkili şirkete iletmediğini, bu esnada, müvekkili şirket tarafından kurumsal kimlik kılavuzuna yönelik çalışmalara başlandığını, müvekkili şirket tarafından kurumsal kimlik kılavuzu demo tasarımının 13.09.2018 tarihinde davacıya gönderildiğini ve söz konusu tasarıma yönelik olarak davacının değerlendirmelerinin müvekkil şirkete iletilmesi talebinde bulunulduğunu, davacı tarafın seçmiş olduğu tasarım çerçevesinde kurumsal kimlik kılavuzu tasarımına başlandığını ve 05.10.2018 tarihinde kurumsal kimlik kılavuzu tasarımının tamamının davacıya iletildiğini, davacı tarafın, söz konusu çalışmalara ilişkin olarak müvekkil şirkete dönüş yapılacağını bildirdiğini, ancak sonraki tarihlerde davacıya gönderilen kurumsal kimlik kılavuzuna ilişkin çalışmaların değerlendirilip değerlendirilmediği hususundaki maillere uzun bir süre herhangi bir cevap alınamadığını, tüm bu çalışmaların, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren bir aylık süre içerisinde yapılmış olup müvekkil şirketin sözleşme gereği yapması gereken çalışmaları vakit kaybetmeksizin yaptığının açıkça görüleceğini, müvekkili şirketin, davacı tarafından verilen bilgi ve talimatlar doğrultusunda çalışmalar yaparak bu çalışmaları davacı tarafın onayına sunduğunu, davacı tarafın değiştirilmesini talep ettiği hususların bulunması halinde ise talep edilen değişiklikleri gecikmeksizin yapıldığını, davacı taraf ile müvekkil şirket arasında 06.09.2018 tarihinde imzalanan sözleşmenin 4.6 no’lu maddesinde “işveren, anlaşma kapsamı doğrultusunda Ajans’la her alanda işbirliği yapmayı, özellikle doğru ve eksiksiz bilgi vermeyi, tanımlanan hizmetin yürütülmesinde Ajans’ı tek sorumlu olarak görmeyi; kabul ve taahhüt eder.” şeklinde bir düzenlemeye yer verildiğini, bahsi geçen madde hükmü kapsamında, davacı tarafın sözleşme gereği müvekkil şirketin üstlenmiş olduğu çalışmaları yapmasında müvekkil şirket ile işbirliği içerisinde olması ve söz konusu çalışmaların yapılması ve tamamlanması için müvekkil şirketin sahip olması gereken bilgileri müvekkil şirket ile zamanında paylaşması gerektiğini, davacı tarafın, müvekkil şirketin yapmış olduğu çalışmaları tamamlaması için kendisinden talep etmiş olduğu bilgi ve içerikleri zamanında müvekkil şirket ile paylaşmadığını, çalışmalara ilişkin değerlendirmelerini zamanında müvekkil şirkete iletmediğini, bununla birlikte, davacı ile müvekkil şirket arasında imzalanan sözleşmenin 5 no’lu maddesinde “İşbu sözleşmede belirtilen hizmetler ve işler işverenin yazılı onayı olmadan başlatılamaz. İşverenin yazılı onayı olmadan başlatılan işlerin varlığı hali, sözleşmenin haklı sebeple ve tazminatsız olarak İşveren tarafından fesih sebebidir.” denildiğini, dolayısıyla, müvekkili şirketin sözleşme konusu hizmet işleri davacı tarafın onayı olmaksızın başlatmasının mümkün olmadığı gibi, yine davacı tarafın, yapılan çalışma ve tasarımlara onay vermeden bu çalışmaların tamamlanmasının söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin sözleşme kapsamında gereken çalışmaları yaptığını, 18.12.2018 tarihinden sonra davacıya sununlan tasarımlar ve beklenilen onaylar konusunda davacıdan herhangi bir dönüş alınamadığını, tüm çabalara rağmen davacıya ulaşılamadığını, davacının iddialarını ve taleplerini kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, müvekkil şirketin sözleşmenin davacı tarafından feshedildiği tarihe kadar yapmış olduğu çalışmaların dolayısıyla hak edişinin %10 düzeyinde olduğu yönündeki iddianın da taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını talep olunan faizin nevi ve başlangıcını kabul etmekdiklerini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davalı ajans tarafından üstlenilen işin sözleşmeye uygun şekilde ifa edilmediğinden bahisle, davacı tarafından davalıya ödenen tutardan işin %10 yapıldığının kabulü ile buna tekabül eden tutarın tenzili ile bakiye tutarın iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasında akdedilen 06.09.2018 tarihli Sözleşmenin incelenmesinde; sözleşme kapsamında davacı … Enstitüsü Eğitim Ve İstihdam Hiz. Ltd. Şti ‘nin “işveren”, davalı … ‘nin ise “Ajans” olarak yer aldığı, “Sözleşmenin konusu ve kapsamı” başlıklı 3.maddesi ile Ajansın; İŞVEREN İÇİN … Enstitü tanıtımına yönelik kurumsal kimlik, web sayfası ve digital medya çalışmalarının yönetilmesi konusunda hizmet verilmesinin kararlaştırıldığı, “Fiyat ve ödeme” başlıklı 6.maddesi ile işin bedelinin toplamda 12.000 TL + KDV şeklinde belirlendiğini, “Süre” başlıklı 12.maddesi ile sözleşmenin 30 Kasım 2018 tarihine kadar geçerli olduğunu, bu sürenin sonunda hiç bir ihbar ya da ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona ereceğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Ankara … Noterliği kanalı ile gönderilen 30.01.2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; davacı şirketin, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinin fesih edildiğinin bildirilmesi ve bugüne değin ödenen toplam 51.861,00 TL’nin %10’nunun yapılan hizmet bedeli olarak düşülmesi ile kalan 46.674,90 TL’nin iade faturası gereğince, ödenmesinin ihtar edildiği; Ankara …. Noterliği kanalı ile gönderilen 01.02.2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; davalı şirketin, davacı şirketin ihtarnamesindeki talebin kabul edilmediğine dair, karşı ihtarname ile itiraz da bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirketin, Gelir İdaresi Başkanlığı Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğüne 30.11.2018 onay tarihli 2018 yılı Ekim dönemi için vermiş olduğu Form Ba’nin 1 inci sayfası 1 inci satırında 1 adet belge karşılığında toplam 12.000 TL’lik mal ve hizmetin davalı şirketten satın alındığının beyan edildiği; Davalı şirketin Gelir İdaresi Başkanlığı Cumhuriyet Vergi Dairesi Müdürlüğüne 29.11.2018 onay tarihli 2018 yılı Ekim dönemi için vermiş olduğu Form Bs’nin 1 inci sayfası 15 inci satırında 1 adet belge karşılığında toplam 12.000 TL’lik mal ve hizmetin davacı şirkete satıldığının beyan edildiği; davaya konu 12.10.2018 tarih, seri B 056810 nolu reklam danışmanlık hizmeti açıklamalı KDV dahil 14.160,00 TL bedelli irsaliyeli faturanın taraflarca ilgili vergi dairesine bildiriminin yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu rapor ve ek raporlarında; davaya konu 12.10.2018 tarihli irsaliyeli fatura ve fatura içeriğine davacı şirketin; 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığını, ayrıca % 10 hizmet bedeli düşerek 28.01.2019 tarih 888126 nolu 10.800,00 TL+KDV bedelli iade faturası keserek ihtarname ile davalı şirkete iade ettiğini, davacının muavin defter cari hesap dökümünde davalının 329.K.0002 Diğer Ticari Borçlar Hesabının incelenmesinde; davalının davacıya toplam 14.160,00 TL bedelli mal ve hizmet satışını yaptığını, davacının da anılan fatura bedelini üç farklı tarihte olmak üzere davalı şirkete ödediğini, yapılan bu muavin defter cari hesap cetveli kaydının davacının yevmiye defteri kayıtlarındaki muhasebe kayıtları ile uyumlu olduğunu, davalının muavin defter cari hesap dökümünde davacının 120.417 Alıcılar Hesabına göre; davalının davacıya toplam 14.160,00 TL bedelli mal ve hizmet satışını yaptığını, davacının da anılan fatura bedelini üç farklı tarihte olmak üzere davalı şirkete ödediğini, yapılan bu muavin defter cari hesap cetveli kaydının davalının yevmiye defteri kayıtlarındaki muhasebe kayıtları ile uyumlu olduğunu, davacı ( … Enstitüsü Eğitim ve İstihdam Hizm. Ltd. Şti. ) ile davalı (… Tasarım ve Tanıtım A.Ş.) arasında 06.09.2018 tarihinde “1. Kurumsal kimlik kılavuzu çalışması, 2. Web sitesi hazırlanması, 3. Sosyal ağ ve digital medya pazarlama ile ilgili hizmet verilmesi” konularında 06.09.2018 tarihinde başlayan ve süresi 30.11.2018 tarihinde sona erecek olan 12.000 TL. + KDV bedelli sözleşme imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve sözleşmeye konu işler (kurumsal kimlik kılavuzu çalışması, web sitesi hazırlanması, sosyal ağ ve dijital medya pazarlama ile ilgili hizmetler) ile kapsamında taraflar arasında e-posta yazışmalarının yapıldığının görüldüğünü, söz konusu e-postaların varlığı ve doğruluğu kabul edildiğinde, yazışmalardan davalı şirketin sözleşmede belirlenen sorumluluklarını yerine getirdiğini, kurumsal kimlik, web sitesi, sosyal medya konularında hazırladığı tasarımları davacı şirketin dikkatine sunduğunun anlaşıldığını, dosyada mevcut mail yazışmalarından, davalı şirketin maillerinin pek çoğuna davacı şirket tarafından zamanında cevap verilmediğini, taleplerine kayıtsız kalındığını, tasarımlarına onay alınamadığının anlaşıldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin, eser sözleşmesinden doğduğu ve bedelinin ödendiği hususunun taraflar arasında ihtilafsız olduğunu, eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıbın, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca göre eserde olması gereken bazı niteliklerin bulunmadığını ya da olmaması gereken bazı bozuklukların bulunması şeklinde tanımlandığını, ayıbın iş sahibinden kaynaklanmasının, onun verdiği talimat veya iş sahibine yüklenebilecek bir nedenden doğmuş olması halinde iş sahibinin ayıptan kaynaklanan seçimlik haklarını kullanamayacağını, taraflar arasında akdedilen sözleşme süresince yapılan yazışma içeriklerinde ayıp ihbarına rastlanılmadığını, davacının süresinden önce sözleşmeyi sona erdirme iradesinin de bulunmadığını, mevcut maillerin incelenmesinde davalı tarafından yapılan işlerin, beğenilmediğine ve yeni bir çalışma talep edilmesine ilişkin bir maile rastlanılmadığını, sözleşmede belirtilen tutarların düzenli şekilde ödendiğini, ödemeler yapıldıktan 2 ay sonra 30.01.2019 tarihinde davalı şirket tarafından yapılan çalışmaların beğenilmediğini, sözleşmeye göre taahhüt edilen birinci sınıf hizmet ve işçilik anlayışını yansıtmadığını, standart dışı tasarım vaadini karşılayamadığının belirtilerek sözleşmede belirlenen tutarın %10 hizmet bedeli olarak kabul edilip düşülerek 46.674,90 TL tutarında 3 adet iade faturası düzenlenmesinin kabul edilebilirliği mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 362, 381 ve 396 sıra no.lu Genel Tebliğlerine göre: “Mal ve/veya hizmet alımlarını Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Ba), Mal ve/veya hizmet satışlarını ise Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Bs) kısa adları ile Ba – Bs formları, Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin; bir kişi veya kurumdan (KDV hariç) 5.000 TL ve üzerindeki faturalarına istinaden düzenlediği bildirim formlarıdır. Ba/Bs’nin amacı; kayıt dışı ekonomi ile mücadele etmek, KDV iadelerinin kontrolünü sağlamak, alıcı ve satıcıların alım ve satımlarının karşılaştırılarak çapraz kontrolü sağlamaktır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun: 21 inci maddesinin üçüncü fıkrasında; “Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.” ikinci fıkrasında; “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” ; 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının c bendinde: (1) Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır…..c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
TBK’nun 474. maddesinde ” Ayıp sebebiyle sorumluluk” başlık “a. Ayıbın belirlenmesi” başlıklı alt maddesinde “İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.”; 476. maddesinde ‘”Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, iş sahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple iş sahibine yüklenebilecek olursa iş sahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, fatura örnekleri, ihtarname örnekleri, taraflar arasında kurulan sözleşme örneği, bilirkişi rapor ve ek raporu ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin, eser sözleşmesinden doğduğu ve bedelinin ödendiği hususunun taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davanın; yanlar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davalı ajans tarafından üstlenilen işin davacı işveren tarafından sözleşmeye uygun şekilde ifa edilmediğinden bahisle davacı tarafından davalıya ödenen tutardan işin %10 yapıldığının kabulü ile buna tekabül eden tutarın tenzili ile bakiye tutarın şimdilik 1.000,00 TL lik kısmının iadesi istemli olduğunu, davacının, davalının sözleşme kapsamında işi eksik ifa ettiğini, yaptığı işin toplam işin %10 luk kısmına tekabül ettiği, bu itibarla iş bedeline ilişkin yapılan toplam ödeme tutardan %10 luk kısma tekabül eden miktarın tenzili ile iş bedelinin iadesinin talep edildiğini, davalının ise işi sözleşmeye uygun şekilde yaparak teslim edildiğini, teslimde gecikme yaşanmış ise bu durumun davalıdan kaynaklandığını beyan ederek davanın reddini talep ettiğini, davacı ( … Enstitüsü Eğitim ve İstihdam Hizm. Ltd. Şti. ) ile davalı (… Tasarım ve Tanıtım A.Ş.) arasında 06.09.2018 tarihinde “1. Kurumsal kimlik kılavuzu çalışması, 2. Web sitesi hazırlanması, 3. Sosyal ağ ve digital medya pazarlama ile ilgili hizmet verilmesi” konularında 06.09.2018 tarihinde başlayan ve süresi 30.11.2018 tarihinde sona erecek olan 12.000 TL. + KDV bedelli sözleşme imzalandığı, davaya konu 12.10.2018 tarihli irsaliyeli fatura ve fatura içeriğine davacı şirketin; 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı, ayrıca % 10 hizmet bedeli düşerek 28.01.2019 tarih 888126 nolu 10.800,00 TL+KDV bedelli iade faturası keserek ihtarname ile davalı şirkete iade ettiği, davacının muavin defter cari hesap dökümünde davalının diğer Ticari Borçlar Hesabınıda davalının davacıya toplam 14.160,00 TL bedelli mal ve hizmet satışını yaptığı, yapılan bu muavin defter cari hesap cetveli kaydının davacının yevmiye defteri kayıtlarındaki muhasebe kayıtları ile uyumlu olduğu, davalının muavin defter cari hesap dökümünde davacının 120.417 Alıcılar Hesabına göre; davalının davacıya toplam 14.160,00 TL bedelli mal ve hizmet satışını yaptığı, tarafların defterlerinde anılan fatura bedelinin üç farklı tarihte olmak üzere davalı şirkete ödediğini, yapılan bu muavin defter cari hesap cetveli kaydının davalının yevmiye defteri kayıtlarındaki muhasebe kayıtları ile uyumlu olduğu, taraflar arasında e-posta yazışmalarının yapıldığının görüldüğünü, söz konusu e-postaların varlığı ve doğruluğu kabul edildiğinde, yazışmalardan davalı şirketin sözleşmede belirlenen sorumluluklarını yerine getirdiği, kurumsal kimlik, web sitesi, sosyal medya konularında hazırladığı tasarımları davacı şirketin dikkatine sunduğu, dosyada mevcut mail yazışmalarından, davalı şirketin maillerinin pek çoğuna davacı şirket tarafından zamanında cevap verilmediği, tasarımlarına onay alınamadığı, TBK m. 474 ve 476 vd. gereğince eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıbın, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca göre eserde olması gereken bazı niteliklerin bulunmadığını ya da olmaması gereken bazı bozuklukların bulunması şeklinde tanımlandığını, ayıbın iş sahibinden kaynaklanmasının, onun verdiği talimat veya iş sahibine yüklenebilecek bir nedenden doğmuş olması halinde iş sahibinin ayıptan kaynaklanan seçimlik haklarını kullanamayacağı, yüklenici sözleşmeye uygun meydana getirdiği eseri teslim borcu altında olduğu, eser sözleşmelerinde teslim, yüklenicinin tamamladığı eseri sözleşmeyi ifa etmek niyeti ile iş sahibinin fiili hakimiyetine geçirmesi olarak tanımlanmakta olup yanlar arasında anlaşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı BK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471).
Taraflar arasında akdedilen sözleşme süresince yapılan yazışma içeriklerinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi davacının süresinden önce sözleşmeyi sona erdirme iradesinin de bulunmadığı, davalı tarafından yapılan işlerin söz konusu sürede davacı tarafça uygun görülmediğine ve yeni bir çalışma talep edildiğine ilişkin bir belgede ibraz edilmediği, sözleşmede belirtilen tutarların da düzenli şekilde ödendiği, tarafların email yazışmalarından davalı şirketin sözleşmede belirlenen sorumluluklarını yerine getirdiği, kurumsal kimlik, web sitesi, sosyal medya konularında hazırladığı tasarımları davacı şirketin dikkatine sunduğunun anlaşıldığı, ödemelerin yapılmasından ve eserin tesliminden sonra 30.01.2019 tarihinde davalı şirket tarafından yapılan çalışmaların kusurlu ve eksik olduğu iddiası ispat edilemediğinden davanın reddine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın Reddine,
2-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan peşin harcın karar harcı sayılmasına, eksik kalan ve terkin sınırında kalan harcın Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmelik m. 206/1 gereğince TAHSİLİNE YER OLMADIĞINA,
6-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi uyarınca, Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/11/2021
Katip …

Hakim …