Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/529 E. 2021/572 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/529 Esas – 2021/572
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/529 Esas
KARAR NO : 2021/572

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2019
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
KARAR Y.TARİHİ : 27/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, davalı ile davacı arasında 10.04.2015 tarihli sözleşme ile hizmet alım işi kapsamında çalıştırılan …’ın ,davalı tarafından işten çıkarılması sonucunda, işçinin davacı aleyhine 4857 sayılı yasadan kaynaklı alacaklar için dava açtığını, … Mahkemesinin … E.,… K. Sayılı ilamı ile hükme bağlanan alacak kalemlerinin … Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, takip sonrası toplam 11.718,64-TL nin davacı tarafından icra dosyasına yatırıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve sair mevzuat gereği, davacı tarafindan ödenmek zorunda kalınan 11.718,64-TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili hususunda arabulucuya başvurulduğunu, uzlaşmaya varılamadığını, neticede iş bu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu belirterek; davacı idare tarafından ödenmek zorunda kalınan 11.718,64-TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davacı idare tarafından yapılan ihale sonucunda taraflar arasında 10.04.2015 tarihinde özel güvenlik personeli hizmet alım işi sözleşmesi imzalandığını, anılan ihalenin 9.1 maddesinde işin süresinin dokuz ay olarak belirlendiği ve belirli süreli sözleşmenin sona ermesi ile sözleşme kapsamında çalışan işçilerin iş akdine son verildiğini, davacı kurum tarafından açılan davanın, davalının dava dışı işçiye ödenen alacak kalemlerinden sorumluluğu bulunmaması nedeniyle reddi gerektiğini, davacının ödemeye dayanak gösterdiği … Mahkemesinin … E. Sayılı dosyanın henüz kesinleşmediğini, istinaf incelemesinin devam ettiğini, kesinleşmeyen bir karar dolayısıyla ödediği alacak kalemlerinin rücu etmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, taraflar arasında tanzim edilen ihale sözleşmesi gereği davalı şirketin dava dışı işçiye ödenen işçilik alacağı kalemlerinden sorumlu olmadığını,sözleşmenin 22.1 maddesinde iç ilişkide ilgili mevzuatın geçerli olduğunun belirtildiği,bu konuda 4857 sayılı îş Kanunu 112. Maddesinin uygulanması gerektiği,taraflar arasındaki sözleşmenin imza tarihinden önce yürürlüğe girmiş bu kanun hükmü gereğince çalışanlara ait kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının davacı idarenin sorumluluğunda bulunduğunu, 22.02.2019 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren îş Kanunu 112. maddesine eklenen fıkra gereği davacı kurum … dava dışı işçiye ödemiş olduğu alacak kalemlerini davalı şirketten rücuen tazmin edemeyeceğini, davacı kurum tarafından yayınlanan 01.10.2014 tarihli 9416 sayılı genelge ile 08.02.2015 tarihli yönetmelik gereği işçilerin tazminatlarının davacı kurum tarafından ödeneceği düzenlenmiş olduğunu, davacı idarenin söz konusu rücu davasını açarak yaptığı ödemenin tamamını davalı şirketten talep etmesinin hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davacı tarafın dava dışı işçiye ödediğini ileri sürdüğü işçilik alacaklarından davalının sorumlu olduğundan bahisle rücuen tahsili istemine ilişkindir.
… Mahkemesi’nin 27/06/2018 tarih, … E, … K, sayılı kararının incelenmesinde; 3.072,95-TL brüt kıdem tazminatının 10.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile; 2.747,64-TL brüt ihbar tazminatının 500-TL lik kısmına dava tarihi olan 19.10.2016 tarihinden itibaren, kalan kısmına ise ıslah tarihi olan 11.06.2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına; 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine; 119,20 -TL peşin harç ve 474,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verildiği; … Mahkemesi dosyasında davacı …’ın hizmet süresinin 25.12.2014- 10.01.2016 tarihleri arasında 1 yıl 16 gün olarak kabul edildiği; dosyanın istinaf incelemesinden geçerek 24.12.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
… Müdürlüğü’nün … E.Sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … Güvenlik Hizmetleri A.Ş. ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi olduğu, takibin 19.11.2018 tarihinde başlatıldığı , … Mahkemesi 27.06.2018 tarih … E.,… K. Sayılı ilamına dayalı başlatılan icra takibinde takibe giren toplam alacağın 9.616,51-TL olduğu; icra dosya borçlusu …’ye icra emrinin 21.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği; 04.12.2018 tarihinde borçlu … Genel Müdürlüğü tarafından icra dosyasına 11.718,64-TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan İhale Sözleşmesi ve İhale Şartnamelerinin incelenmesinde; 10.04.2015 tarihli sözleşmenin 22. maddesinde “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür. ”
Dosyada mevcut Teknik Şartnamenin 14.6. maddesinde “Yüklenici yürürlükteki îş Kanunu ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı hükümlerine göre çalıştıracağı elemanların özlük haklarını karşılamak zorundadır. Mevzuata göre işçi alınması, işçi çıkarılması, işçi haklarının ödenmesi ve sair konularda tüm sorumluluk yükleniciye aittir” şeklinde düzenlemeler yer aldığı tespit edilmiştir.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda; Davacı … ile davalı … Güvenlik Hizmetleri A.Ş. arasında, … Genel Müdürlüğü Arıtma Tesisleri ve Tahsilatlarda, Bölge Sorumluluklarında Çalıştırılmak Üzere Özel Güvenlik Personeli Alımı işi ile ilgili 10.04.2015 tarihinde sözleşme imzalandığını, Dava dışı işçi …’ın, davacı kurum işyerinde davalı alt işveren şirket bünyesinde 25.12.2014-10.01.2016 tarihleri arasında çalıştırıldığını, işçinin davacı kuruma karşı … Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile dava açtığı, davanın … Güvenlik Hizmetleri A.Ş.’ye ihbar edildiğini, iş mahkemesinin 27.06.2018 tarih ve … E.,… K. Sayılı karar ile kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının davalı …’den alınıp işçiye ödenmesine karar verdiğini, Dava dışı işçi …’ın, davacı kurum işyerinde davalı alt işveren şirket bünyesinde 25.12.2014-10.01.2016 tarihleri arasında çalıştırıldığını, işçinin davacı kuruma karşı … Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile dava açtığı, davanın … Güvenlik Hizmetleri A.Ş.’ye ihbar edildiğini, iş mahkemesinin 27.06.2018 tarih ve … E.,… K. Sayılı karar ile kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının davalı …’den alınıp işçiye ödenmesine karar verdiğini, İş Mahkemesi dosyasımn istinaf incelemesinden geçerek 24.12.2020 tarihinde kesinleştiğini, kararın işçi tarafından … Müdürlüğü … E.sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, davacı kurumun icra takip dosya borcuna ilişkin 04.12.2018 tarihinde 11.718,64-TL icra müdürlüğü hesabına ödeme yaptığını, dava konusunu oluşturan “davacı tarafından 04.12.2018 tarihinde … Müdürlüğü … E.sayılı dosyasına yapılan 11.718,64-TL ödemenin” işbu rapor kapsamında yapılan yeniden hesaplanması sonucunda, ödemenin 107,04-TL fazla olduğu; ödenmesi gereken tutarın 11.611,60-TL olduğu tespit edildiğini, bu nedenle davacının davalıdan rücuen alacaklı olduğuna karar verilmesi halinde, davalıya rücu edilebilecek alacak tutarın 11.611.60-TL olduğunu, İş Mahkemesi dosyası davalı alt işverene ihbar edildiğinden, ödeme tarihinden(04.12.2018) itibaren faiz uygulanması hususunda takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesinde, “Asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. ” hükmü bulunmaktadır.
İşverenlerin sorumluluğuna ilişkin Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin …Karar sayılı kararında ”… İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekirHizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir. ….Davalı işçisinin sosyal hakları davalı tarafından ödenmemesi sebebiyle iş mevzuatı uyarınca sorumlu olan davacı aleyhine dava açılmış olması ve ödemenin davacı tarafından yapılması halinde işveren davalı sözleşme hükümleri çerçevesinde malvarlığında meydana gelen azalmanın tamamını davalılardan talep edebilecektir bu gerekçeyle icra masraflarının da davalılardan sorumlu oldukları dönemle sınırlı olarak tamamının hüküm altına alınması gerekir…”. şeklinde belirtilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin …. Karar sayılı kararında da “…Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı takdirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde, dava dışı işçi değişik alt işverenler nezdinde ve son olarak davalı alt işveren nezdinde çalıştığından kıdem tazminatı yönünden davalı yüklenicinin işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı sorumlu olduğu, yıllık izin ve ihbar tazminatından davalı son işverenin sorumlu olduğu…” belirtilmiştir.
22.02.2019 tarih, 30694 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7166 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11 maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesine eklenen 6. fıkrada, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/9/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez. hükmü ile aynı Kanun’un 12. maddesi ile 4857 sayılı Kanuna eklenen geçici 9. maddede Bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kamu kurum veya kuruluşları tarafından alt işverene rücu edilmek üzere yürütülen davalarda, 112 nci maddenin altıncı fıkrası kapsamında rücu edilmeyecek kısmı için ihtilafın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilir, yargılama gideri ve vekâlet ücreti taraflar üzerinde bırakılır. İcra takiplerinde rücu edilmeyecek kısma ilişkin olarak harç alınmaksızın düşme kararı verilir, takip giderleri ile vekâlet ücreti taraflar üzerinde bırakılır. Ancak, bu kapsamda alt işverene rücu edilerek takip ve tahsil edilmiş olan tutarlar, alt işverenler lehine hiçbir şekilde alacak hakkı doğurmaz ve tahsil edilmiş tutarlar iade edilmez. hükmü eklenmiş; 4857 sayılı İş Kanunu geçici 9. maddesinde belirtilen ve Anayasa Mahkemesince iptal olunan “bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından alt işverene rücu edilmek üzere yürütülen davalarda, 112/6. maddesi kapsamında rücu edilmeyecek kısmı bakımından yargılama gideri ve vekalet ücreti taraflar üzerinde bırakılır.” hükmünde, “yürütülen davalara” yapılan atıf olduğu ancak; Anayasa Mahkemesinin 15.10.2019 tarihli ve 30919 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Kanunu’nun 112/6 ve geçici 9. maddesinin ilk cümlesi, …Karar sayılı kararı ile iptal edilmekle söz konusu hükümlerin uygulanmayacağı ve vekalet ücreti ve yargılama giderinin hüküm tarihine göre belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Hizmet Alım Sözleşmesinin Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları başlıklı 22. maddesinde, Yüklenicini sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri Kamu İhale mevzuatında belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür, hükmü bulunmaktadır.
Talep ve iddia, savunma, … Mahkemesi’nin 27/06/2018 tarih, … E, … K. sayılı dosyası, … Müdürlüğü’nün … E.Sayılı icra dosyası, sözleşme örnekleri, SGK kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın, davacı tarafın dava dışı işçiye ödediği işçilik alacaklarının davalının sorumlu olduğundan bahisel rücuen tahsili istemi davası olduğu, Davacı … ile davalı … Güvenlik Hizmetleri A.Ş. arasında … Genel Müdürlüğü Arıtma Tesisleri ve Tahsilatlarda, Bölge Sorumluluklarında Çalıştırılmak Üzere Özel Güvenlik Personeli Alımı işi ile ilgili 10.04.2015 tarihinde sözleşme imzalandığı, dava dışı işçi …’ın, davacı kurum işyerinde ve davalı alt işveren şirket bünyesinde 25.12.2014-10.01.2016 tarihleri arasında çalıştırıldığı, dava dışı işçinin davacı kuruma karşı … Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile açtığı davanın … Güvenlik Hizmetleri A.Ş.’ye ihbar edildiği ve mahkemenin 27.06.2018 tarih ve … E.,… K. Sayılı karar ile kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının davalı …’den alınıp işçiye ödenmesine karar verdiği ve kararın istinaf incelemesinden geçerek 24.12.2020 tarihinde kesinleştiği, söz konusu kesinleşen ilamın dava dışı işçi tarafından … Müdürlüğü … E.sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiği, davacı kurumun icra takip dosya borcuna ilişkin 04.12.2018 tarihinde 11.718,64-TL icra müdürlüğü hesabına ödeme yaptığı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarih ve 2019/1035 Esas, 2020/2289 Karar sayılı kararına göre ve taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğu gibi Teknik Şartnamenin 14.6. maddesinde yüklenicinin işçi haklarının ödenemesinden sorumlu olduğunun belirtildiği ve iç ilişkideki sorumluluğun davalıya ait olduğu anlaşılmıştır.
… Mahkemesi’nin 27/06/2018 tarih, … E., … K, sayılı ilamında belirtilen brüt tazminatların bilirkişinin hesaplama raporunda belirttiği üzere 3.049,63 TL net kıdem tazminatı+2.314,66 TL net ihbar tazminatı+1.459,97 kıdem tazminatının işlemiş faizi en yüksek banka mevduatı olarak (10.01.2016-19.11.2018)+ 154,21 TL ihbar tazminatı için yasal faiz (19.10.2016-19.11.2018) ve (11.06.2018-19.11.2018)+593,30 TL yargılama gideri+peşin harç+16,97 işlemiş yasal faiz (27.06.2018-19.11.2018)+2,180,00 TL ilam vekalet ücreti+62,35 işlemiş yasal faiz (27.06.2018-19.11.2018) olmak üzere giren 9.831,09 TL olup 447,31 TL tahsil harcı+1.179,73 TL icra vekalet ücreti+ 67,80 TL başvurma harcı+36,85 TL işlemiş faiz (19.11.2018-04.12.2018 en yüksek banka mevduat faizi) +18,82(19.11.2018-04.12.2018 yasal faiz)+ 30,00 TL masraf olmak üzere alt işveren olarak sorumlu olacağı tutarın 11.611,60-TL olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile; iş mahkemesindeki davada ihbar olunan işbu davadaki davalıdan 11.611,60 TL’nin ödeme tarihi olan işlemiş olan 04/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; davalıdan 11.611,60 TL’nin ödeme tarihi olan 04/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 107,04 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 50,80 TL başvuru ve vekalet harcı, 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 203,40 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.125,50 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.115,22 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
6-Alınması gerekli 793,19 TL harçtan peşin alınan 200,13 TL harcın düşümü ile arta kalan 593,06 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Peşin alınan 200,13 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, red ve kabul oranına göre 1.307,94 TL’sinin davalıdan tahsili ve 12,06 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.