Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/499 E. 2021/29 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/499 Esas – 2021/29
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/499 Esas
KARAR NO : 2021/29

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
KARAR Y.TARİHİ : 18/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, Müvekkilinin, 20.09.2017 tarihinde, seyir halinde ilerleyen … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin, … isimli şahsın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı davalı … Genel Müdürlüğü’ne tescilli Çekici ve bu çekiye bağlı … plaka sayılı tanker kasanın arka kısmına çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında … ve … ile birlikte yaralandığını, müvekkilinin, … Veterinerlik Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi olup, uzun süren tedavisi nedeniyle öğreniminden geri kaldığını ve öğrenimini bir yıl uzatmak zorunda kaldığını, müvekkilinin, Konya’da evde kaldığını ve 900,00TL aylık kira + aidat ödediğini, Müvekkilinin, bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını, kazada; %75 oranında kusurlu bunan … plaka sayılı çekici ve … plakalı tanker kasanın, davalı … Genel Müdürlüğü adına kayıt ve tescilli olduğunu, … Trafik Kanununun 3 ve 85/1.maddesi hükümleri uyarınca aracın sahibi ve aynı zamanda işleteni olan … Genel Müdürlüğü’nün müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000,00-TL maddi tazminatın “Davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında daha yüksek miktarda tazmin yükümlülüğünün bulunması halinde artırılmak üzere” 100,00-TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen, kalan kısmı ve 100.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Genel Müdürlüğünden tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, trafik kazası nedeniyle uğranılan zarara ilişkin maddi-manevi tazminat istemli olarak açılan işbu davanın, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi müvekkil İdarenin ya da davacının ticari işletme işletmesinin de söz konusu olmadığını, bu nedenle davanın görev yönünden reddi gerektiğini, kazanın oluşmasında müvekkil kurumun ve/veya sürücü …’nin kusuru bulunmadığını, kazanın hususi araç sürücüsü …’ın ağır kusuru nedeniyle gerçekleştiğini, bu nedenle araç işleteni olarak müvekkil İdarenin sorumluluğu bulunmadığını, davacının manevi tazminat taleplerinin, günümüz şartlarına, davacının sosyal ve ekonomik durumuna ve kazadan sonra meydana geldiği iddia edilen maluliyete uygun olmadığını belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, 20/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 10/12/2020 tarihli dilekçesi ve 12/01/2021 tarihli duruşmadaki beyanlarında; … Sigorta A.Ş yönünden davadan feragat ettiklerini, davalı … ile davanın yürütülmesini, ancak bu durumda da mahkemenin görevli olup olmadığının değerlendirilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş yönünden tefrik kararı verilerek mahkememizin 2021/23 E, sayılı esasına kaydı yapılmıştır.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden sayıldığından yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir(HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları ve diğer belgelerin incelenmesinde; davalının hukuki anlaşmazlığın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, TTK 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan bizatihi Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gereken davalardan olmadığı gibi davanın haksız fiil nedeninden kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın tahsili talebi olup, görevli mahkemenin yargılamanın her aşamasında nazara alınması gerektiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12.03.2018 tarih, 2015/8330 Esas, 2018/1736 Karar sayılı kararın sigorta şirketi yönünden tefrik edilen davada yargı yolu bakımından göreve ilişkin red kararının onandığı, Uyuşmazlık Mahkemesince verilen 2015/174 esas 2015/191 Karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 21/10/2019 tarih, 2017/3511 Esas, 2019/9677 Karar sayılı Aynı Dairenin 16/12/2019 tarih, 2018/1957 Esas, 2019/12012 Karar sayılı kararı görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle HMK 114/1-C, 115/2. maddesi gereğince davanın görev nedeni ile usulden reddine karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
A-Davalı … Sigorta A.Ş yönünden açılan davanın feragat nedeniyle mahkememizin ayrı bir esasına kaydı ile dosyanın tefrik edilmesine,
B-Davalı … Genel Müdürlüğü yönünden;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı … Sigorta vekilinin yüzüne karşı, Davalı … Genel Müdürlüğü vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/01/2021
Katip

Hakim