Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/417 E. 2022/737 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2019/417 Esas
KARAR NO : 2022/737

DAVA :Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :31/07/2019
KARAR TARİHİ :06/12/2022
KARAR Y.TARİHİ :15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Montaj All Risks Sigorta Poliçesi ile (Sigorta ettiren:… Elektrik İnşaat Taahhüt ve Tic. A.Ş., Sigortalı:… Elektrik Dağıtım A.Ş.) “Her Tür Montaj İşlerinin” 01.03.2017 başlangıç-31.12.2018 bitiş tarihli M-891944799-0-0 numaralı poliçe ile sigortalanmış olduğunu, müvekkilinin dava dışı … ile arasındaki sözleşme ilişkisi gereğince Yenimahalle-Keçiören bölgesi ile Altındağ-Mamak bölgesi elektrik tesisi inşa, bakım ve onarım işini yüklenmiş olduğunu, … ile müvekkili şirket arasındaki sözleşmeye göre sabit alanda yapılan tek bir projenin söz konusu olmadığını, bu nedenle … ile müvekkili şirket arasındaki sözleşmeye, … tarafından temin edilecek malzemelerin müvekkili şirketin şantiye alanında depolanabileceğinin taraflarca hüküm altına alınmış olduğunu, 10.04.2017 tarihinde başlayan ve 15.04.2017 tarihine kadar gerçekleştirilen mütemadi hırsızlık suçu neticesinde sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınan montaj mahallindeki merkez şantiyede bulunan malzemelerin çalınması neticesinde müvekkili şirketin zarara uğramış olduğunu, hırsızlık olayının belirli bir plan çerçevesinde dört-beş günlük sürece yayilarak aynı şahıslar tarafından işlenmiş olduğunu, malların bulunduğu alanın merkez şantiyede olduğu ve 4-5 gün devam eden bir hırsızlık olayı olduğunu, davalının ana şantiyeden çalınan malların “şantiye alanı dışı” olduğu gerekesiyle yalnızca 50.000,00.-TL tutarlı teminat kapsamında olduğunu öne sürerek fazlayla ilişkin taleplerini reddetmesinin hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu, montaj all risk poliçesindeki ana fikrin riskin oluştuğu günün bir önceki gündeki inşaat durumuna getirmek için gerekli tüm hasarın karşılanması olduğunu, hırsızlık hadisesinin merkez şantiye alanında gerçekleşmesi sebebiyle kloz MRE 013 Şantiye Dışı Depolama (Depo başı:50.000,00.-TL, Toplamda:150.000,00.-TL) maddesinin uygulama alanının bulunmadığını, sigorta sözleşmesinin lafzi yorumlandığında dahi …. 2. Kmsi adresindeki tesisin asıl şantiye; …”ın talimat üzerine gösterdiği alanda yapılan inşaat/onarım alanının ise geçici şantiye olduğunun açıkça anlaşılacağını sigorta sözleşmesinde de açıkça “geçici şantiye tesisleri, kamp ve ofis binaları ve muhteviyatı…teminala dahil edilmiştir” ibaresine yer verilerek ana şantiye ve geçici şantiye ayrımına açıkça gidilmiş olduğunu, yani işin niteliği gereği sürekli olan tek bir şantiye olduğunu ve hırsızlığın şantiyede gerçekleşmiş olduğunu, poliçedeki muafiyet ve teminatın 50.000.-TL olarak (şantiye dışı depolama kavramı ile) sınırlandırılması hususunda müvekkili firmaya herhangi bir bilgi verilmemiş olduğunu ve sigorta şirketi bilgilendirme/aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğunu, yapılan hasar başvurusunun davalı … tarafından rizikonun şantiye dışı alanda gerçekleştiğinin iddia edilerek şantiye dışı teminat klozunun sadece 50.000.-TL teminat sağladığını öne sürerek tazminat taleplerinin reddedilmiş olduğunu, bu tazminatın ödenmesi için de fazlaya ilişkin hasar tazminatı taleplerinden feragat edilmesinin istenildiğini, bunun üzerine Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden eksper raporunda tespit edilen hasar bedeli olan 299.009,75.-TL’nin … Sigorta A.Ş.’den tahsili için 04.04.2019 tarihinde icra takibine başlanılmış olduğunu, borçlu davalı … tarafından 15.04.2019 tarihinde 57.010,28.-TL icra dosyasına ödeme yapılarak fazlaya ilişkin kısmına itiraz edilerek takibin durdurulmuş olduğunu, bunun üzerine arabuluculuğa başvurulmuş olduğunu ve bu sürecin anlaşmama olarak sonuçlandırıldığından bahisle; HMK 107/2. Maddesi uyarınca arttırım haklarıni saklı tutarak belirsiz alacak niteliğinde olmak üzere davasının kabulü ile, şimdilik 10.000,00.-TL’nin temerrüt tarihi olan 04.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalıya usulüne uygun tebligata rağmen süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER:
1-)Ankara …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası,
2-)Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası,
3-)Ankara . Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası,
4-)Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı,
5-) Mahkememizden alınan bilirkişi kök ve ek raporları,
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili 14/11/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile, talep miktarını 203.162,00 TL’ye ıslah ederek, temerrüt tarihi olan 04.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, davalı … tarafından daha önce ödemesi yapılan 50.000,00 TL asıl alacağa riziko tarihi olan 04.06.2017 tarihinden ödeme tarihi olan 15.04.2019 tarihine kadar işleyecek ticari avans faizinin de davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesini talep etmiştir.
Meydana gelen 10.04.2017 tarihinde başlayan ve 15.04.2017 tarihine kadar gerçekleşen mütemadi hırsızlık suçu neticesinde sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınan montaj mahallindeki merkez şantiyede bulunan malzemelerin çalınması neticesinde davacı şirketin zararının oluşup oluşmadığı, meydana gelen hırsızlık olayında davacının kusuru bulunup bulunmadığı, davalı … şirketinin zarardan sorumlu olup olmadığı yönünde araştırmalar yapılmış olmakla;
Dava konusu edilen zararın, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi ve sözleşmesinin eki niteliğindeki “Montaj Sigortaları Genel Şartları”nın Teminatının Kapsam başlıklı 1. Maddesi uyarınca önceden bilinmeyen ve ani bir sebeple gerçekleşen zarar olduğu ve hırsızlık olaylarının gerçekleştiği zamanlarda sigorta sözleşmesinin geçerli ve yürürlükte olduğu ve hırsızlık klozunun şantiye/depo alanını da kapsadığı, buna göre zararın poliçe kapsamında bulunduğu, Jandarma tarafından hırsızlık olay yerinde yakalanan Sanık ….’nin üzerine atılı “hırsızlık” suçunu işlediği anlaşıldığından eylemine uyan TCK’nun 142/2-h maddesi gereğince suçun işleniş şekli ve filin özellikleri dikkate alınarak takdiren 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacı şirketin, korunan değeri ile ilgili koruma ve güvenlik hizmetlerini yürürlükte olan 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında değil bu alanda eğitimi olmayan bir bekçi ile koruma ve güvenlik hizmeti verme yolunu tercih ettiği, davacının elektrik şantiyesinde; korunan değerin, elektrik kablo ve malzemelerin toplam piyasa değerinin 445.912,66.-TL olduğu, korunan değerin elektronik güvenlik olarak kamera sistemi, fiziki güvenlik olarak işyerinin çevresinin 1,5 metre tel örgü üzerinde üçlü dikenli tel ve ilet tel olarak tabir edilen tel ile çevirdiği ve gece bir bekçi ile korunan değerinin güvenliği sağlamaya çalıştığı, 20 dönümlük bir arazi üzerine kurulu olduğu, belirli bölgeleri gören güvenlik kameraları olduğu, olay yerini gösteren güvenlik kamerasının olmasına rağmen bu güvenlik kameraların izlenmesinin kim/kimler tarafından yapıldığına ilişkin bir bilgi bulunmadığı, Entegre güvenlik sisteminde fiziki güvenlik, elektronik güvenlik ve personel unsurunun birbirini destekleyecek şekilde dizayn edilmesi gerektiği, güvenlikte esas olan korunan değer ile güvenlik sistemlerinin dengeli olması gerektiği, ayrıca bir kişi değil en az 2 kişi olması, birbirini desteklemesi, sahanın büyüklüğü de göz önüne alındığında, kontrol noktaları, yaya devriye gibi diğer güvenlik enstürmanlarının da kullanılması ve güvenlik personel sayısının buna göre isitihdam edilmesi gerektiği ve buna göre davacının şantiye sahasında korunan değerinin ölçüsünde güvenlik yapılandırması yapmadığı, kasıtlı olmayan kusurlu olduğu belirtilen görüşe mahkememizce de itibar edilmekle, davacının meydana gelen hırsızlık olayında müterafik kusurlu bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmede muafiyet koşulu bulunduğu ve meydana gelen hırsızlık olayının ceza mahkemesindeki tespitlerle de tek ve mütemadi hırsızlık olarak kabul edilmediği, nitekim faillerinin de aynı olmadığı, buna göre her hırsızlık ve zarar için ayrı ayrı muafiyet uygulanması gerektiği anlaşılmakla bilirkişi hesap raporunda tespit edilen bedel üzerinden müterafik kusur indirimi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve davacı vekili her ne kadar talep arttırım dilekçesinde daha önce tahsil edilen alacağın faizine karar verilmesini de talep etmiş ise de, bu talebin ayrı bir dava konusu olup harçlandırılmadığı ve dava dilekçesi içeriğinde talep edilmediği ve dolayısı ile usulünce açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmakla, bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, %20 müterafik kusur indirimi ile,
162.529,6‬0 TL’nin 16/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
11/11/2022 tarihli talep arttırım dilekçesinde bahsedilen 50.000,00 TL alacağın ticari faizine ilişkin talebin harçlandırılmadığı, buna göre açılmış bir dava bulunmadığı anlaşıldığından, bu talep hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 11.102,40 TL harçtan peşin alınan 3.469,53‬ TL (170,78 TL + 3.298,75 TL tamamlama harcı) harcın düşümü ile arta kalan 7.632,87‬ TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Peşin alınan 3.469,53‬ TL (170,78 TL + 3.298,75 TL tamamlama harcı) harçla, 44,40 TL başvurma harcının davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 25.379,44 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Reddedilen kısım yönünden A.A.Ü.T. Maddesi uyarınca 14.501,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.650,00 TL bilirkişi ücreti, 281,00-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.931,00 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.239,70 TL ile 6,40 TL vekalet harcının toplamı 1.246,1‬0 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 1.075,00 TL bilirkişi ücretinin yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 384,85 TL’nin davacı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden, red ve kabul sorumluluk oranına göre hesaplanan 847,44 TL’nin davalıdan, 472,56‬ TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/12/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır