Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/393 E. 2022/21 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/393 Esas – 2022/21
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/393
KARAR NO : 2022/21

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2016
KARAR TARİHİ : 12/01/2022
KARAR Y.TARİHİ : 26/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili şirketin Ankara, Kırıkkale, Çankırı, Kastamonu, Karabük, Bartın, Zonguldak illerinde dağıtım faaliyetini yürüttüğünü, davaya konu dönem itibariyle genel aydınlatmaya dair iş ve işlemlerin 4628 sayılı ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunları ile düzenlendiğini, 4628 sayılı yasa döneminde genel aydınlatma giderlerinin 01.01.2009 – 31.12.2015 tarihleri arasındaki dönem için Hazine tarafından karşılanacağının hüküm altına alındığını, 4628 sayılı yasanın geçici 17/4 maddesinde; aydınlatma yükümlülüğü, ödeme, uygulama ve denetime ilişkin esas ve usullerin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının görüşü alınmak suretiyle EPDK tarafından yönetmelikle düzenleneceğinin belirtildiğini, konuya ilişkin EPDK tarafından 10.07.2009 tarihinde Aydınlatma Yönetmeliğin yürürlüğe konulduğunu, yönetmeliğin “denetim” başlıklı 8. maddesinde; “kurum, dağıtım şirketinin kendisine ait ölçüm noktalarındaki ölçüm sistemleri veya aydınlatma değerlerini kontrol edebilir veya ettirebilir, bu kontroller sırasında, ölçüm noktasındaki sayaç değerleri tutanak altına alınır, tutanağa bağlanmış ölçüm değerleri ile dağıtım şirketi tarafından bildirilen ölçüm değerleri arasında fark olması halinde…..işlem yapılır” düzenlemesine yer verildiğini, yönetmeliğin 01.07.2013 tarihine kadar yürürlükte kaldığını, yönetmeliğin yürürlükte kaldığı dönem boyunca yapılan denetimlerde sayaç değerlerinin dikkate alınması gerektiğini, oysa ki … genel müdürlüğünün 13.02.2012 tarihli yazısı ekinde müvekkiline tebliğ edilen Genelge ile denetim yöntemi olarak her bir aydınlatma abonesi için bir saatte en yüksek tüketim (SEYT) ve fatura döneminde en yüksek tüketim (EYT) yöntemi ile yapılması yönteminin benimsendiğini, kullanılan yöntemin sayaç değeri yerine, fatura döneminde mümkün olan en yüksek tüketim değeri (EYT) ve bir saatte mümkün olabilecek en yüksek tüketim değerinin (SEYT) kullanıldığını sayaç ölçümleri yerine kullanılan bu metodun geriye dönük uygulanması sonucu toplam aydınlatma abonesinin %20 sinin 01.06.2009 – 31.05.2014 tarihleri arasında yapılan tahakkukların denetlendiği, 29.840 adet fatura için toplam 57.733.527,16 kwh karşılığı 28.236.347 TL fazla ödeme yapıldığının belirtilerek bu tutarın bir ay içinde ödenmesinin istendiğini, EYT ve SEYT’nin geçmişe dönük olarak uygulanmasının mevzuatın geriye yürümezliği ilkesine aykırı olduğunu, 4628 sayılı kanunun yürürlükte olduğu dönemde EPDK tarafından uygulamaya konulan Aydınlatma Yönetmeliğinin “denetim” başlıklı 8. maddesinde; sayaç değerlerinin dikkate alınacağının hüküm altına alındığını, yönetmeliğin yürürlükte kaldığı (10.07.2009 – 01.07.2013) dönemde başka bir yöntemin uygulanmasının mevzuata aykırı olduğunu, öte yandan EPDK’nın 08.10.2012 tarihli ve 87533 sayılı yazısında (Ek-4); aboneye ait doğru tüketim kaydeden sayaçtan kısa bir süre aralığında okunan tüketim değerleri kullanılarak dönem tüketiminin hesaplanması ve bulunan değerin faturalamaya esas alınmasının Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olmadığının belirtildiğini, başka bir anlatımla davalının yönteminin EPDK uygulamasına aykırı olduğunu, öte yandan alt geçitlerin genel aydınlatma kapsamına dahil edilmemesinin imar planlarına ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, … tarafından yapılan kontrolde alt geçit aydınlatmalarının tüketim bedelinin müvekkiline iade edilmediğini, öte yandan siteler ve konut yapı kooperatiflerince kamuya bırakılmış genel aydınlatma tesislerine ait giderlerin kapsam dışında bırakılmasının hatalı olduğun, direk tiplerinden hareketle projektörlerden tüketilen enerjinin kapsam dışı tutulmasının hatalı olduğunu, led pilot uygulamaları ve çıkmaz sokak için de mevzuata aykırı davranıldığını davalı … tarafından müvekkilinin elektrik dağıtım bölgesinde genel aydınlatma denetimi yaptığını, denetim raporunda; 3418 abonelik için 273.828.092 Kwh tüketim için ödenen bedelin geri ödenmesinin istendiğini, müvekkili tarafından yapılan itiraz üzerine sahada 27.07.2015-05.08.2015 tarihleri arasında tekrar denetim yapıldığını, düzenlenen raporda bu kez 57.733.527 Kwh fazla ve buna isabet eden 28.236.347 TL fazla ödeme yapıldığının ifade edilerek bu tutarın bir ar içinde iade edilmesinin istendiğini, 2009-2015 arasında genel aydınlatmadan elde edilen toplam gelirin yaklaşık 23 milyon TL olup davalının ise yaklaşık 29 milyon TL’nin iadesini talep ettiğini, belirterek 2009/1 – 2013/7 dönemleri için davalının talep ettiği 28.236.347 TL nin haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespiti ve iptaline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ödemeleri Hazine Müsteşarlığı tarafından gerçekleşen dönemler için (10.07.2009 tarih Resmi Gazetede yayınlanan Aydınlatma Yönetmeliği dönemi) aydınlatma giderlerinin tespitine yönelik denetim yapma veya yaptırma yetkisinin Hazine Müsteşarlığında bulunduğunu, 02.08.2013 tarih ve 28726 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Genel Aydınlatma Tebliği’nin 7. Maddesinde “Dağıtım şirketine fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi halinde, fazla yapılan ödeme tutan, ödemenin yapıldığı tarih ile geri alındığı tarih arasında geçen süreye 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı dikkate alınarak hesaplanan faiz ile birlikte, ilgili dağıtım şirketinin cari dönem alacaklarından mahsup edilir.” denildiğini, ister Hazine Müsteşarlığı genelgesi olsun, isterse son çıkan tebliğ olsun Müvekkili şirketin, dağıtım şirketleri tarafından gönderilen aylık faturalarda sadece fiyat, miktar, endeks ve tarih takip kontrolünü yapmakta olup faturanın gerçek değeri yansıtıp yansıtmadığı veya aydınlatılan bölgenin genel aydınlatma kapsamında olup olmadığı hususunun ancak saha denetimi sonucunda ortaya çıkacağını EYT ve SEYT kuralına ilişkin olarak; … Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından. 27.07.2013 tarih ve 28720 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nin 14. Maddesinin 3. ve 4. Fıkralarının yürütülmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay 13. Dairesi’nin 2015/2776 E. Sayılı dosyasında açılan davada, yürütmenin durdurulması talebinin reddine şeklinde karar verildiğini, yani Yönetmeliğin 14. Maddesinin 3. ve 4. Fıkralarında belirtilen “SEYT” (I saatlik en yüksek tüketim değeri) ve “EYT” (toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları) değerlerinin kullanılmasının uygun olduğunun belirtildiğini, Davacı 2009-2015 tarihleri arasındaki aydınlatmadan elde edilen kara istinaden talep edilen bedelin fazla olduğunu bildirmektedir, geçmiş yıllarda birçok dağıtım bölgesi kırsalında kullanılan 11 W. 22W gibi düşük güçlü ampullerin yerine 70W. I10W, I50W, 250W. 400W ampul kullanılmaya başlanmıştır, ölçümde sahadaki son duruma göre Şirket lehine olacak şekilde yapılarak işlem tesis edildiğini, şu anda ölçülen yada OSOS’tan alman SEYT değerinin, geçmiş yıllardaki SEYT değerlerine göre çok yüksek olacağının açık olduğunu, aydınlatma aboneleri için günlük çalışma saatlerinin belirlenmesinde 14.04.2009 tarihli ve 27200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği uyarınca Kurum tarafından onaylanan “Aydınlatma Profillerinde belirtilen günlük çalışma saatlerinin esas alındığını. Davacının 30.03.2013 tarihinden sonra (6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu) İlbank aracılığıyla karşılanması gereken tutarın kendilerine ödenmediğini bildirmekte ise de, 30 Mart 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun geçici 6. maddesinin I. fıkrasında: 31.12.2015 tarihine kadar genel aydınlatma kapsamında aydınlatılan yerlerde gerçekleşen aydınlatma giderlerinin Eneıji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesine konulan ödenekten ve ilgili belediyeler ile il özel idarelerinin genel bütçe vergi gelirleri payından karşılanacağı hüküm altına alındığını, İlbank aracılığı ile karşılanması gereken tutarın davacıya ödenmediği hususunda müvekkilinin herhangi bir tasarrufu bulunmadığını, davacının fazla ödeme miktarı olarak tespit edilen 28.236.347.06 Tl/yi ödediğini, oysaki sorumluluklarını yerine getirerek kamu aydınlatması yaptığını ve bedelini TETAŞ’a ödediğini bildirmekte ise de. davacı şirketin denetiminden sonra ortaya çıkan 57.733.526.37 kwh fazla ödeme miktarı ve bu miktara karşılık gelen 28.236,347.06 TL tutar şirket tarafından aboneye yazılan fazla tüketimden (olması gerekenden) kaynaklı geri ödeme olduğunu, ayrıca söz konusu tutarın ödemesi yapılmamış olup, bilakis cari dönem alacaklarından kesilmemesi için ödeme taleplerinin geri çekildiğini davacı denetim sürecinde, devir tarihinden denetim tarihine kadarki aldığı ödemeler istendiğini, gönderilen 2009/6 dönemi için içerisinde 6 adet çalışma sayfası bulunan bir excell dosyası olduğunu ancak ilk ve son endeksler olup ilk okuma ve son okuma tarihleri bulunmadığını, şirketin herhangi bir maddi zarara uğratılmaması için bu dönemdeki bütün kayıtlarda ilk okuma tarihi 01.01.2009 son okuma tarihi 30.06.2009 olarak kabul edilerek ve bu şekilde işlem yapıldığını, yapılan hesaplama sayfasında ara toplamların yer alması nedeniyle hesaplamalarda hata meydana geldiğini, ancak Bu hatanın oluşmasına yol açan Başkent EDAŞ’ın 2009-06 dönemi için gönderdiği excell sayfalarında her işletmenin sonunda yer alan toplam satırları silinerek, davacının verdiği hatalı patalar nihai raporda düzeltildiğini Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin, dağıtım sistemine bağlanmak isteyen veya bağlı olan tüketiciler ile bu tüketicilere bağlantı anlaşması, perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma kapsamında hizmet veren taraflara uygulanacak standart, usul ve esasları düzenlediğini, genel aydınlatma abonelerinde henüz bu şekilde iki tarafın olduğu ve perakende satış sözleşmelerinin imzalandığı bir durumun söz konusu olmadığını, bu nedenle genel aydınlatma aboneleri için; Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu. 10.07.2009 tarihli 27284 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Aydınlatma Yönetmeliği ve Hazine Müsteşarlığınca yayımlanan Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine ödenmesine ilişkin Usul ve Esaslar Genelgeleri gibi ilave kanun maddeleri ve mevzuatlara ihtiyaç hâsıl olduğunu. …’a denetim yetkisi verilmesi de bu sebepten kaynaklanmış olup. eğer bir itiraz yapılacaksa başta kanuna itiraz edilmesi gerektiğini. Denetim görevinin tam anlamıyla yerine getirilebilmesi için bir yöntem belirlenmesi ve tüketim değerlerinin, bu yöntemle elde edilen baz değerlerle karşılaştırılarak sonuca gidilmesi hukuki bir mecburiyet olduğunu, davacı şirketin denetiminde de anlık veriler değil osos* tan alınan verilere göre değerlendirme yapıldığını, 10 günlük OSOS verisi üzerinden ve Şirket lehine olacak şekilde en yüksek OSOS SEYT değeri kullanıldığını. Davacı şirketin denetiminden sonra ortaya çıkan 57.733.526.37 kvvh fazla ödeme miktarı ve bu miktara karşılık gelen 28.236.347.06 TL tutar da şirket tarafından aboneye yazılan fazla tüketimden (olması gerekenden) kaynaklı geri ödeme olduğunu, ayrıca söz konusu tutarın ödemesi yapılmamış olup. bilakis cari dönem alacaklarından kesilmemesi için ödeme talepleri geri çekildiğini, davacının nihai rapor sonucunda ortaya çıkan 78.028.412.29 kwh enerji bedelinden abonesiz olarak tüketilen 20.294.885.92 kwh tenzilin hangi dönemlerden tenzil edildiği ve hangi birim fiyatlar üzerinden yapıldığı hakkında bilgi verilmediğini beyan ettiğini ancak tenzil edilen 20.294.885,92 kwh enerji tutan, hangi aboneden, hangi dönemde ve hangi dönem fiyatlrı ile aldığı davacı tarafından bildiriImediğinden toplam değer üzerinden düşüldüğünü, yapılan işlemin mevzuata uygun olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava; davalı …’ın 6446 sayılı yasa ve ona dayalı olarak çıkarılan yönetmelik hükümleri çerçevesinde kendisine verilen denetim görevi nedeniyle yasadan kaynaklanan kamu gücüne dayalı ve tek yanlı olarak tesis ettiği işlem ile aydınlatma gideri olarak 209/1 – 2013/7 dönemi için davacıya 28.236.347 TL fazla ödeme yapıldığının tespiti ile bu tutarı davacıdan istemiştir. Davacı vekili ise davalı tarafından yapılan bu işlemin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti istemiyle işbu davayı açmış olup Mahkememizce bu yolda davalının yargı yolu itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk dairesinin 2019/625 esas 2019/807 karar sayılı kararı ile görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi nedeniyle mahkememizce davanın esasına yönelik inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili Genel Aydınlatmaya dahil enerjinin Belediye ya da İl Özel idareleriyle akdedilen abonelik sözleşmesi kapsamında tedarik edilmekte olduğunu, EPDK tarafından yayınlanan yönetmeliğin 4.maddesinde elektrik dağıtım şirketlerinin kamunun genel kullanımına yönelik meydan, bulvar, cadde, sokak aydınlatmasından sorumlu olduğu, tüketim giderini Hazine Müsteşarlığı taralından belirlenecek esaslar çerçevesinde. Hazine Müsteşarlığının bütçesine konulan ödenekten karşılanacağı, EPDK yönetmeliğinin geçici 7.maddesi uyarınca 2009 yılından başlamak üzere aydınlatma bedellerinin dağıtım şirketlerine ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirleyen genelgeler yayınlandığını, genelgede ilk uygulama döneminin 01.01.2009- 30.06.2009 dönemini kapsadığını, söz konusu genelgede belediye ve il özel idaresince düzenlenecek faturaların … tarafından kontrol ve onaylanması ve … tarafından Hazine Müsteşarlığının talebi üzerine denetim yetkisi verilmesinin düzenlendiğini. 14/03/2014 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Yasası Kanununun yürürlüğe girmesi ile birlikte genel aydınlatmasına dair kurallarında yeniden belirlendiğini. … tarafından yapılan genel aydınlatma denetimlerinde. 3418 abonelik için toplam 57.733.527 Kwh fazla ödeme yapıldığının ifade edildiğini ve buna isabet eden 28.236.347.06 TL ‘nin bir ay içinde iade edilmesinin istendiğini, anılan Yönetmelikle öngörülen EYT ve SEYT değerleri baz alınarak yapılan hesaplama yönteminin 2009 yılından itibaren/ uygulanacağının hükme bağlandığını, bu durumun ise “geriye yürümezlik” ilkesinin ihlâli anlamına geldiğini beyan etmekte olup davalı vekili ise EYT ve SEYT kuralına ilişkin olarak: … Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından, 27.07.2013 tarih ve 28720 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinin 14. Maddesinin 3. ve 4. Fıkralarının yürütülmesinin durdurulması ve iptali için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı aleyhine Danıştay 13. Dairesi’nin 2015/2776 E. Sayılı dosyasında açılan davada. Yönetmeliğin 14. Maddesinin 3. ve 4. Fıkralarında belirtilen “SEYT” (I saatlik en yüksek tüketim değeri) ve “EYT” (toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları) değerlerinin kullanılmasının uygun olduğu belirtilerek, yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar verildiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının denetim yetkisini ve yönetmelikte belirtilen denetim yöntemini geçmişe etkili olarak uygulayıp uygulamayacağı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla 27/07/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Genel Aydınlatma Yönetmeliğinin 14. Maddesinde öngörülen ve OSOS otomatik sayaç okuma sistemi’ne kayıtlı olmayan sayaçların tüketim bedelinin hesaplanırken baz alınacak EYT ve SEYT değerlerinin, geçmişe etkili olarak; 2009 yılından itibaren uygulanıp uygulanamayacağı uyuşmazlık konusunu oluşturmaktadır.
Mahkememizce alınan 16/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda Davacı tarafın, kanunların geriye etkili olarak uygulanamayacağı ve Davalı TED AŞ m geçmişe yönelik denetim yapamayacağına ilişkin talep ve iddialarının yine hukuki değerlendirmeyi içerip, bu konuda takdir ve değerlendirmenin sayın mahkemece yapılacağı. Davalı … m yürürlükte bulunan mevzuata göre denetim yetkisini kabul ettikten sonra bu mevzuata göre. yapılan denetim geçmişe yönelik denetim olup bu denetimde yine güncel mevzuata göre EYT ve SYT ilişkin hesaplamaların OSOS verilerinden yola çıkılarak yapılabileceği, yapılan itirazların yine güncel düzenleyici işlemlere ilişkin itirazlar olduğu, buna ilişkin değerlendirmenin ise sayın mahkemece yapılması gerektiği ancak yapılacak hesaplamalar sırasında, raporumuzun inceleme, tespit ve değerlendirme kısmında ifade etmiş olduğumuz üzere alt geçitlere ilişkin hesaplamalarda, bir kez güncel mevzuata göre denetim yapmaya başlandıktan sonra dönemsel değerlendirme yapmanın uygun olmayacağı, hesaplamaların yine güncel mevzuat ve yönetmelik kapsamında yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece alınan 22.10.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda 01/06/2009 – 30/06/2013 dönemleri için 2012 yılında Hazine Müsteşarlığınca yayınlanan “Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesinin 8. Maddesinde yer alan yöntemle, bütün abonelerin SEYT ve şirket taleplerinde gönderilen okuma talepleri aralığı için EYT değerleri denetimdeki saha verileri baz alınarak, hesaplanan SEYT ve EYT değerleri ile şirkete ödenen 2009 (6-12. Ay) 2010. 2011, 2012, 2013 (1-6. Ay) olmak üzere aylık olarak. 2013 (7 – 12. Ay). 2014 (1-5. Ay) arasının ise yıllık olarak değerlendirildiği yapılan hesaplama sonucunda: … tarafından sabit ortalama birim fiyatlar kullanılarak yapılan hesaplama sonucunda, davacıdan fazladan yapılan tahsilat tutarının 1.689.454,23-TE. Olduğu, Mahkemece verilen göreve uygun olarak EYT/SEYT yöntemlerinin yürürlüğe girdiği dönemden önceki tüm dönemlere ilişkin denetim sonuçlarının “0” kabul edilerek yapılan hesaplama sonucunda, fazla hesaplanan tüketim bedelinin 18.935.318.91-Tl., olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece alınan 05.03.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; EPDK tarafından onaylanan “genel aydınlatma abone grubu” birim fiyatları üzerinden hesaplama yapılması gerekirken … tarafından sunulan hesaplama tabloları incelendiğinde hesaplamanın sabit birim fiyat üzerinden yapıldığı ve EPDK tarafından onaylanan ve her bir dönem için değişkenlik gösteren birim fiyatlarının uygulanmadığı 2009 yılından itibaren 2014 yılının Mayıs ayına kadar sabit ortalama birim fiyat (0,278896 TL/kWh) uygulanarak hesaplama yapıldığı, sabit ortalama birim fiyat uygulamasının hatalı olduğu davacı tarafça 12.06.2018 tarihli dilekçe ekinde sunulan ve bir örneği elektronik tablo olarak dosyada bulunan EK 2 isimli hesaplama tablosu; birim fiyatlar, anapara ve faiz açılarından denetlendiği, davacı tarafça sunulan hesaplama tablosunda ilgili dönemlerdeki birim fiyatlardan kaynaklı olarak. Davalı … tarafından yanlış hesaplama sonucu 1.689.454,23 TL fazla kesinti yapıldığı belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazı üzerine mahkememizce farklı bir heyetten alınan 12.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda ise; EYT ve SEY T yöntemlerinin 2009 yılından haşlayarak geçmişe yönelik olarak bir yöntem olarak benimsenmesinin, davacının kazanılmış hakkına hâlel getirmesi gibi bir sonuca yol açmayacağı anılan Yönetmeliğin iptal edilmeyip. 20/04/2018 tarihinde ilga edilene kadar yürürlükte kaldığı da nazara alındığında, davacı tarafça ileri sürülen. EPDK’nın 20/01/2014 tarihli yazısında geçen “yürürlükteki mevzuatın uygulanması gerektiği” yönündeki bildirimine de aykırı düşmeyeceği Öte yandan, davacı tarafından 12/06/2018 tarihli dilekçe ile. EYT ve SEYT yöntemine ilişkin itirazlarından ziyade, davalı …’ın hesaplama yaparken “genel aydınlatma abone grubu” birim – fiyatlarını kullanmadığı ifade edilerek, müvekkilinden 1,689.454.23-TI.. fazla kesinti yapıldığı beyan edilmiş ve ekinde sunulan tabloda yer alan tüketim miktarlarının, davalının 31/05/2018 tarihli dilekçesi ekinde sunulan tabloda yer alan tüketim miktarlarıyla örtüştüğü. her iki tabloda da gecikme zammı uygulandığı, yalnızca birim fiyatların farklı uygulanmasından ötürü ortaya 1.689.454,23-TL bir fark çıktığı, davalı yanca sunulan tabloda yer alan birim – fiyatların, tek sabit değer 0.278896 Tl., üzerinden hesaplandığı görülmüş her bir dönemin tüketim bedelinin, ait olduğu yıla ait birim – fiyat üzerinden hesaplanması gerektiği yapılan hesaplama sonucu davalı tarafından fazla yapılan kesinti tutarının 1.689.454,23-TL olarak bulunduğu belirtilmiştir.
Davalı şirketin dağıtım faaliyetlerinin özelleştirilmesi sırasında, kamuya açık alanlar ile trafik sinyalizasyona ait tüketim giderlerinin 10/07/2009 tarihli Aydınlatma Yönetmeliğinin Geçici I. Maddesiyle Hazine Müsteşarlığınca belirlenecek esaslar çerçevesinde. 1/1/2009 ila 31/12/2015 tarihleri arasındaki dönem için Hazine Müsteşarlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanacağı hükme bağlanmış ancak, 27/07/2013 tarihli Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesine kadar geçen 10/07/2009 -27/07/2013 tarihleri arası için kamuya açık alanlardaki otomatik sayaç sistemi (OSOS)’ta kayıtlı olmayan alanlardaki tüketimin nasıl hesaplanacağı ile ilgili bir yöntem öngörülmediği anlaşılmaktadır. 10/07/2009 tarihli Aydınlatma Yönetmeliğinin Geçici 2. Maddesinde, genel kullanıma ait tüm teçhizatın OSOS sistemine dâhil olmasını da içeren “Dağılım şirketleri, yerleşim yerlerimle bulunan otoyollar hariç kamunun genel kullanımına yönelik meydan. bulvar, cadde ve sokak aydınlatılması amacıyla tesis edilmiş tesis ve teçhizatın bu Yönetmeliğin amacına ve yürürlükteki diğer mevzuata uygunluğu konusunda gerekli iş ve işlemleri 31 12/2009 tarihine kadar tamamlar.” “Birinci fıkrada belirlenen tarihe kadar gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmemesi durumunda, tesis tarihine kadar olan süre boyunca bu madde kapsamındaki yerlerde tüketilen elektrik enerjisinin gideri, ilgili dağıtım şirketi tarafından karşılanır.” hükmü ile esasen ölçüm sistemlerinin tesis edilmesinin, davacı şirketin sorumluluğu olarak belirlendiği, bu sistemin tesis edilmemesi halinde ise ölçümün nasıl yapılacağı ile ilgili standartların belirlenmediği görülmektedir. 27/07/2013 tarihli Genel Aydınlatma Yönetmeliğinin 14. Maddesinde ile ölçüm sistemine dâhil olmayan aydınlatmaların tüketim miktarlarını ölçmek için EYT ve SEYT yöntemi öngörülmüştür. Esasen EYT ve SEYT yöntemlerinin ilk kez öngörüldüğü düzenleme. 05/09/2012 tarihli Hazine Müsteşatlığının aydınlatma bedellerinin dağıtım şirketlerine ödenmesine ilişkin Genelgesinde yer almakta olup, davacı yan bu usulün geçmişe dönük uygulanamayacağını iddia etmektedir.
Konuyla ilgili mahkememizce yapılan değerlendirmede; Hazine Müsteşarlığının 05/09/2012 tarihli Genelgesine kadar herhangi bir şekilde Kanun. Yönetmelik yahut başkaca bir düzenlemeyle kabul edilmiş bir hesaplama yöntemi olmayıp, bu yönü ile 5.09.2012 tarihli düzenlemenin geçmişe etkili olarak uygulanmasının davacının “kazanılmış hakkını ortadan kaldıran” bir uygulama olduğundan bahsedilemeyecektir. 10/07/2009 – 27/07/2013 tarihleri arası için kamuya açık alanlardaki otomatik sayaç sistemi (OSOS)’ta kayıtlı olmayan alanlardaki tüketimin nasıl hesaplanacağı ile ilgili bir yöntem belirlenmediğinden davacı vekilinin SEYT ve EYT yöntemlerinin geçmişe dönük uygulanamayacağına ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak 05.03.2020 tarihli bilirkişi ek raporu ve 17.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda yapılan değerlendirme ve hesaplamalar doğrultusunda … tarafından birim fiyatların tek sabit değer 0,278896 TL/Kwh üzerinden hesaplanmasının hatalı olup, EPDK tarafından onaylanan ve her bir dönem için değişkenlik gösteren birim fiyatların uygulanması gerektiği, sabit birim fiyat nedeniyle menfi tespit istemine konu olabilecek fazla tahakkuk ettirilen tutarın 1.689.454,23 TL olduğu anlaşılmıştır. Dava menfi tespit istemi ile açılmış ise de dava tarihinden sonra yargılama devamm ederken dava konusu tutarın davacı hakedişinden kesinti yapılmak suretiyle davacıdan tahsil edildiği ve davanın istirdada dönüştüğü anlaşılmıştır. Davacı vekilinin 29.04.2021 tarihli dilekçesinde belirttiği kesinti tarihleri dikkate alındığında alacağa kesinti tarihleri itibariyle yapılan kesintinin toplam aracağı oranı dikkate alınarak avans faizi talep edilebileceği değerlendirilmiş olup bu yolda davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Davanın kısmen kabulüne,
1.689.454,23 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacağın 89.956,53 TL’sine 09.05.2016 tarihinden, 42.465,40 TL’sine 08.06.2016 tarihinden, 37.684,77 TL’sine 11.07.2016 tarihinden, 1.519.347,52 TL’sine 13.07.2016 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
Karar ve İlam Harcı
Alınması gerekli 115.406,62 TL harçtan peşin alınan 482.206,22 TL harcın mahsubu ile arta kalan 366.799,60 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
Yargılama Giderleri ve Gider Avansı
Davacı tarafından yapılan 35.000,00 TL bilirkişi ücreti, 866,30 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 35.912,20 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına (0,06) göre hesaplanan 2.102,82 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının dava açarken ödediği peşin harçtan mahsup edilen 115.406,62 TL harç ve 45,90 TL başvurma ve vekalet harcı olmak üzere toplam 115.452,52 TL’nin yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
Vekalet Ücreti
Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 91.930,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 354.093,93 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Dair davacı vekillerinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/01/2022