Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/392 E. 2021/170 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/392 Esas
KARAR NO : 2021/170

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/11/2009
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 15.06.2007 vadeli 50.000,00 TL ve 15.07.2007 vadeli 50.000,00 TL bedelli iki senet dolayısıyla davalı aleyhine 26.09.2007 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli olarak imzaya itiraz ve senetlerin kambiyo senedi olmaması gerekçe gösterilerek İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı şikayet davasının devamı sırasında müvekkilinin bakiye alacaktan feragat ederek, 55.000,00 TL karşılığında dosya borcunun kapatıldığını, bu sırada imza incelemesi yapan İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine karar verildiğini, verilen kararın temyiz incelemesi sırasında takibe konu senetlerin kambiyo vasfı taşımadıkları, bu nedenle kambiyo takibi yapılamayacağından bozulduğunu, bozma kararına uyan mahkemece şikayetin kabulüne, kambiyo takibinin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine davalı yanca müvekkiline ödenen 55.000,00 TL yönünden icranın iadesi işlemlerine geçildiğini, sonuçta müvekkiline ait aracın satılmasına karar verildiğini, oysa takibin iptal edilmesinin alacağı ortadan kaldırmadığını, imzaların davalıya ait olduğunu bildirmişler, müvekkilinin Ankara… Müdürlüğünün 2007/8082 numaralı dosyası üzerinden aleyhine yürütülen icranın iadesi işlemi nedeniyle davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davacı vekili 07/12/2020 tarihli dilekçesi ile alacak taleplerini toplam 80.531,93 TL’ye yükseltmiş noksan harcı tamamlamıştır.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davacının araç üzerine haciz işleminin şikayet yoluyla kaldırılması isteğiyle açtığı davanın reddine karar verildiğini, icra takip dosyasında alacaklı olan davacının borçlu olmadığının tespiti davasında İİK.nun 72.maddesine göre aktif dava ehliyetinin bulunmadığını savunmuşlar, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, İİK.nun 361. maddesine dayalı olarak başlatılan icranın iadesi işlemi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Senet fotokopileri, Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2007/8082 sayılı dosya sureti, Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2010/3294 sayılı takip dosyasının Uyap evrakları, Ankara … İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/898 sayılı dosyasının Uyap evrakları, bilirkişi raporu ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara … İcra Müdürlüğünün 2007/8082 sayılı takip dosyası suretinin incelenmesinde; alacaklı…Turz. Konf. Gıd. Mob. İnş. Güv. Tem. Emi. Oto. San. Tic. Ltd. Şti. Borçlu … aleyhine 15/06/2007 vade tarihli 50.000 TL bedelli ve 15/07/2007 vade tarihli 50.000 TL bedelli bonoya dayalı olarak 100.000,00 TL asıl alacak, 6.991,78 TL işlemiş faiz, 300,00 TL komisyon olmak üzere toplam 107.291,78 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığı anlaşılmıştır.
Ankara … İcra Müdürlüğünün 2010/3294 sayılı takip dosyasının ödeme emrinin incelenmesinde; Alacaklı … tarafından borçlu Eres Bil. Tur. Kof. Mob. İnş. Güv….Şti. Aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğünün 2007/8082 Esas sayılı dosyasından ödenen 55.000 TL’nin istirdadına dayalı olarak 55.000,00 TL asıl alacak, 9.683,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.683,01 TL’nin tahsil için 17/03/2010 tarihinde takip başlattığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce, 17/02/2011 tarihinde, “davanın reddine, ….” karar verilmiş, bu karar davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 21/02/2018 tarihli kararıyla bozulmuştur.
Yargıtay kararında özetle, “… Davacının asıl isteminin İ.İ.K.’nın 72.maddesi uyarınca borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin olmasına göre kesinleşen icra takibindeki haczedilen aracın satışının iptaline karar verilmesi davanın konusuz kaldığı anlamına gelmez. Davacının menfi tespit istemi konusunda hukuki yararı bulunmaktadır. Bu nedenle işin esasına girilerek toplanacak deliller doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken dosya içeriğine uygun olmayan yanılgılı gerekçeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…” denilmiştir.
Yeniden yapılan yargılamada Yargıtay kararına uyulmuştur.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu 17/02/2020 tarihli raporlarının sonuç kısmında özetle; Yargıtay … Hukuk Dairesinin 16/02/2010 tarih ve 2010/2 Esas 2020/3256 Karar sayılı ilamı dikkate alındığında, Ankara … İcra Müdürlüğünün 2007/8082 Esas sayılı dosyası ile davalının haricen davacıya ödemiş olduğu 55.000 TL ‘yi talep edebileceği, Ankara… . İcra Müdürlüğünün 2007/8082 sayılı dosyasında icra takibinin dayandığı olarak gösterilen senetlerin kambiyo vasfına haiz olmamasına karşın, davalı tarafın davacı şirketin alacağına karışılık bu senetleri verdiği, zira bir kimsenin borçlu olmadığı bir borca karşılık toplam 100.000 TL tutarında senet vermesinin ve kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan 50.000 TL ödemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacı şirketin davalı taraftan 100.000 TL alacaklı olduğu, buna mukabil tarafların anlaşmaları sonucunda davalının 55.000 TL ödediği, dolayısıyla ödemiş olduğu bu parayı geri istemeyeceğinden davacının davalıya herhangi bir bir borcunun bulunmadığının kabulü gerektiği görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekilleri bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarının içerir dilekçelerini dosyaya ayrı ayrı sunmuşlardır.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı tarafından, davalı aleyhine 20.03.2007 tanzim, 15.06.2007 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli ve 20.03.2007 tanzim, 15.07.2007 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli iki adet bonoya dayalı olarak 26.09.2007 tarihinde Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2007/8082 Esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, davalının tebliğ aldığı ödeme emrine karşı Ankara … İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/898 Esas sayılı dosyasında öncelikle takip dayanağı senedin kambiyo vasfında bulunmadığı şikayetinde bulunduğu, akabinde ek beyanları ile imza inkarı itirazını ileri sürdüğü, dosyada yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde takibe konu bonolar üzerindeki imzaların davalıya ait olduğu tespit edilmesi üzerine 27.03.2007 tarihinde şikayet ve itirazın reddine karar verildiği, bu kararın davalı tarafından temyiz edildiği,
Dava dosyası temyiz incelemesindeyken tarafların bir araya gelerek 02.04.2008 tarihli ibranameyi düzenlediği, ibraname uyarınca; davacını toplam 55.000,00 TL karşılığında Ankara … İcra Müdürlüğünün 2007/8082 Esas sayılı dosyasındaki asıl alacak ve ferilerinden feragat ettiği,
İbraname düzenlendikten ve davalı tarafından davacıya 55.000,00 TL ödeme yapıldıktan sonra, Ankara … İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/898 esas sayılı dosyasında verilen kararın, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2008/17550 E., 2008/17057 K. ve 10.10.2008 tarihli ilamı ile bonoların kambiyo vasfı taşımadığından kambiyo takibi yapılamayacağı gerekçesiyle bozulduğu, Mahkemece bozma ilamına uyularak, 26.02.2009 tarihinde şikayetin kabulüne, kambiyo takibinin iptaline karar verildiği,
Mahkemece takip iptal edildikten sonra davalı yanın Ankara … İcra Müdürlüğünün 2007/8082 Esas sayılı dosyası üzerinden, haricen ödemiş olduğu 55.000,00 TL yönünden icranın iadesi için talepte bulunduğu ve müdürlükçe icranın iadesi için davacı şirkete 04.05.2009 tarihli muhtıranın çıkarıldığı, davacı şirket adına kayıtlı … plakalı araç üzerine haciz ve yakalama işlemlerinin uygulandığı, araç için satış kararı alındığı,
Davacı tarafından Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2007/8082 Esas sayılı dosyasında başlatılan icranın iadesine ilişkin müdürlük işleminin iptali için Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/813 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, mahkemece davanın reddine karar verildiği, davacı yanın temyizi üzerine mahkeme kararının Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 16.02.2010 tarih ve 2010/2 Esas, 2010/3256 Karar sayılı ilamı ile;…Haricen ödenen para icra dairesince tahsil edilip alacaklıya ödenmediğinden olayda İİK’nun 361. maddesinin uygulama alanı yoktur. Bu nedenle alacaklıya iade için muhtıra gönderilmesi doğru değildir. .. gerekçesi ile bozulduğu, davalının karar düzeltme talebinin de reddedildiği,
Davacı tarafından aynı zamanda Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2007/8082 Esas sayılı dosyasında alınan satış kararının iptali için Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/1285 esas sayılı dosyasında dava açtığı, yargılama neticesimde davanın kabulüne karar verildiği, bu kararın derecattan geçerek kesinleştiği,
Davacı tarafından 17.11.2009 tarihinde açılan iş bu dava ile; icranın iadesi işlemi nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesinin istendiği,
Yargılama devam ederken davalı tarafından bu sefer 18.03.2010 tarihinde Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2010/3294 Esas sayılı dosyasında 55.000,00 TL asıl alacak ve işlemiş faizinin tahsili için ilamsız icra takibine girişildiği, bu icra dosyasında davacı şirkete ait 06 C 3467 plakalı aracın 22.09.2010 tarihinde ihale yoluyla satıldığı ve 04.10.2010 tarihinde davalıya 80.531,93 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Davacı şirket eldeki davada; Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2007/8082 Esas sayılı icra takip dosyasında haczedilerek muhafaza altına alınan 06 C 3467 plakalı sayılı aracın teslimine, davalı tarafça Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2007/8082 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen icranın iadesi işleminin iptaline ve davalıya borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesi talep etmiş, 07.12.2020 tarihli dilekçesi ile; huzurdaki menfi tespit davası devam ederken icra tehdidi altında davacı şirkete ait aracın satılarak dosya borcunun kapatıldığını ve menfi tespit davasının kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğünü illeri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, icranın iadesi işleminden dolayı icra tehdidi altında ödenen 80.531,93 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 80.531,93 TL üzerinden harcı ikmal etmiştir.
Davadaki uyuşmazlık, Ankara … İcra Müdürlüğünün 2007/8082 Esas sayılı takibi kapsamında düzenlenen 02.04.2008 tarihli ibraname uyarınca; davacıya ödenen 55.000,00 TL’nin davalıya iadesine ilişkin muhtıra nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı, davacının icra tehdidi altında ödediği bedelin istirdadını isteyip istemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Az yukarıda yapılan açıklamalara geri döndüğümüzde, Ankara … İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/898 Esas sayılı dosyasında; Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2007/8082 Esas sayılı takibine dayanak 20.03.2007 tanzim, 15.06.2007 vade tarihli ve 50.000,00 TL bedelli, 20.03.2007 tanzim, 15.07.2007 vade tarihli ve 50.000,00 TL bedelli iki adet senet üzerindeki keşideci imzaların davalı …’nin eli ürünü olduğu bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiş ve davalı …’nin bu dosyada ileri sürdüğü imza itirazı ile şikayet başvurusunun reddine karar verilmiştir. Yüksek Mahkeme tarafından ise, senet üzerinde lehtar olarak Eres Turizm gösterildiği, senedin ön ve arka yüzünde lehdar hanesinde belirtilen firma isminin tüzel kişi olduğuna yönelik şirket kaşesi altında ciroda yapılmadığı, senetlerin kambiyo vasfına haiz olmadığı gerekçeleri ile mahkeme kararı bozulmuştur. Ancak daha anılan dosya temyiz aşamasında iken davacı şirket yetkilisi ile davalı vekili bir araya gelerek 02.04.2008 tarihli “ibranamedir” isimli belgeyi düzenlemiştir. İbraname ile; davacı şirket takip dayanağı alacağının 55.000,00 TL’lik kısmını tahsil etmiş, bakiye alacağından feragat ederek, davalıyı ibra etmiş, belge her iki tarafça imzalanmıştır. Davalı yan, hiçbir aşamada “ibranamedir” isimli belge altındaki imzayı inkar etmediği gibi, esasen bu belge uyarınca ödemiş olduğu bedeli, icranın iadesine konu yaparak belgenin geçerliliğini kabul etmiştir. Yani, bu belgenin düzenlenmesiyle, davacı şirketin takip dayanağı bonolardan ötürü alacaklı olduğu davalı tarafça kabul edilmiştir. Öte yandan hayatın olağan akışı uyarınca bir kimsenin borçlu olmadığı halde borç senedi düzenlemesi düşünülemez. Bu bağlamda kambiyo senedi vasfı bulunmasa bile takip dayanağı senetlerin düzenlenmiş olmasını borç üstlenme iradesinin tecellisi olarak görmek mümkündür. Davalın da, Ankara … İcra Müdürlüğünün 2007/8082 Esas sayılı takibine dayanak senetleri düzenlediği bilirkişi raporu ile sabittir. Bu halde davacı şirketin davalı aleyhine başlattığı takip nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu, bu alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibi kapsamında 02.04.2008 tarihli “ibraname ile tahsil edilen 55.000,00 TL’in gerçek bir borcun karşılığı olarak ödendiği sabit olup, iadesine yönelik gönderilen muhtıra nedeniyle davacının, davalıya borçlu olmadığının kabulü gerekir.
Açıklanan nedenlerle davacının davasında haklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, Ankara … İcra Müdürlüğünün 2007/8082 esas sayılı takip dosyasında davacıya gönderilen ve Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2010/3294 esas sayılı takibine dayanak yapılan 04.05.2009 tarihli muhtıra (icranın iadesi işlemi) nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra dosyası kapsamında davalıya ödenen 80.531,93 TL’nin 04.10.2020 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kötiniyet tazminatı koşulları oluşmadığından reddine, davacının sair taleplerinin konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın kabulüne, Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2007/8082 esas sayılı takip dosyasında davacıya gönderilen ve Ankara … İcra Müdürlüğünün 2010/3294 esas sayılı takibine dayanak yapılan 04.05.2009 tarihli muhtıra (icranın iadesi işlemi) nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-80.531,93 TL’nin 04.10.2020 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacının kötü niyet tazminat isteminin şartları oluşmadığından reddine,
4-Davacının sair taleplerinin konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 11.269,15 TL vekalet ücretinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından bozmadan önce ve sonra aşağıda dökümü yapılan 1.907,83 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
7- Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
9-Alınması gerekli 5.501,14 TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 1.339,51 TL harcın düşümü ile arta kalan 4.161,63 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Peşin ve ıslahla alınan 1.339,51 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair davacı vekillerinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük sürede verilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/02/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

DAVACI YARGILAMA GİDERLERİ
Vekalet Harcı 2,50 TL
Posta masrafı 246,23 TL
Başvurma harcı 15,60 TL
Bilirkişi ücreti 1.500,00 TL
Yargıtay yoluna başvuru harcı 143,50 TL
TOPLAM 1.907,83 TL