Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/347 E. 2023/74 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/347 Esas – 2023/74
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2019/347 Esas
KARAR NO : 2023/74

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2019
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
KARAR Y.TARİHİ : 10/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın konusunu oluşturan somut olayda davalının abone grubu ticarethane olmakla birlikte, Yargıtay içtihadı doğrultusunda tek başına ticarethane aboneliğinin varlığı yeterli olmayıp, gerçek kişi davalının TTK hükümlerine göre tacir sıfatına haiz olup olmadığı önem arz ettiğini, tacir olması halinde uyuşmazlığın çözümü asliye ticaret mahkemelerinin görev alanı içinde olacağını, davalı tacir niteliğini haiz olup ticaret sicil gazetesinde kaydı bulunduğunu, bu nedenle eldeki davada uyuşmazlığın çözümü mahkememiz görev alanının içinde kaldığını, müvekkili şirket ile davalı/borçlu arasında 21.11.2013 tarihinde imzalanan “Yüksek Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi”ne istinaden davalı/borçluya elektrik enerjisi satışı ve/veya kapasite tahsisinin sağlandığını, 22.11.2013 abonelik tarihli ve…………………… no’lu sözleşme hesabına ait enerji tüketim bedeli dolayısıyla ortaya çıkan borç sözleşmeye uygun olarak tahakkuk ettirilmiş olmasına rağmen, söz konusu borcun süresinde ödenmediğini, bu çerçevede davalı/borçlu hakkında 10.08.2018 tarihinde icra takibinin başlatıldığını, söz konusu icra takibine davalı/borçlu tarafından itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinin anlaşmama ile sonuçlandığını, söz konusu icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili şirketin alacağını sürüncemede bırakmak maksadıyla itiraz edilmiş olması nedeniyle, söz konusu alacak miktarının borçlu tarafından bilinebilir ve dolayısıyla likit bir alacak kalemi olduğunu beyan ederek, icra takibine itirazın iptaline, takibin devamınıa davalı/borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olamamak kaydıyla icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği şekilde bir sözleşmenin olmadığını, mahkemeye sunulan sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, kira kontratının da olmadığını, kendi adına abonelik işlemlerinin de yapılamayacağını, kira kontratı olmadan da abonelik verilemeyeceğini ve yapılan aboneliğin de iptal edildiğini, fakat daha sonraki süreçte kendi adına abonelik işleminin yapılmasının nasıl yapıldığını bilmediğini beyan etmiştir.
DELİLLER:
1-)Ankara 33. İcra Dairesinin 2018/180958 esas sayılı dosyası,
2-)Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı,
3-)Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı,
4-)Mahkememizce alınan bilirkişi ek ve kök raporları,
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce, Ankara 33. İcra Müdürlüğü’nün 2018/180958 E.sayılı icra dosyasının celp edilip incelenmesinde, davacı tarafça davalı aleyhinde Ankara 33. İcra Müdürlüğü’nün 2018/180958 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, alacağın, 1.207,97 TL Asıl alacak,779,46 TL İşlemiş faiz, 140,30 TL KDV olmak üzere 2.127,73 TL TOPLAM şeklinde gösterildiği, 2.127,73 TL tutarındaki alacağın icra gideri, vek. ücr. ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek (YILLIK %16,80 6183 sayılı yasa gereği değişen oranlarda) gecikme zammı faizi ile tahsilinin talep edildiği, davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflara arasında sözleşme bulunup, bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin nasıl süregeldiği, borca ilişkin belge bulunup bulunmadığı hususlarında araştırma yapılmakla, tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanmış yazılı bir sözleşmenin ve eklerinin dosyasında mevcut olduğu, anılan sözleşmenin “Müşteri: İbrahim Karaca(el yazısı ile)” şekilinde yazılı bölümde yer alan imzanın; dosyada mevcut birçok belgede imzası bulunan davalı tarafın yine aynı şekilde adı ve soyadı yazılı alandaki imza görseline benzemekte olduğu ancak (davalının itirazına göre) imza incelemesinden önce, taraflara ait ticari defterler ve muhasebe kayıtları ile ilgili bilgi ve belgelerin dosyasına sunulmadığı gibi, Ankara 33. İcra Müdürlüğünün 2018/180958 esas sayılı dosyasında mevcut 1.207,97 TL’lik asıl alacak miktarına konu fatura, ihbarname, ödeme makbuzu ve benzeri belgeye de dosyasında rastlanmadığından icra takibine konu asıl alacak miktarının teyidi yapılamamış olmakla, itirazın iptâli davası müddeabihi, takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. Bu davanın takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gerekir ve sonucu itibarıyla takibin devamına etkili bir davadır. Bu nedenle takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Davada her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Bunun sonucu olarak takip ve dava konusu olmayan taleplerin bu davada dikkate alınamayacağı hakimin iddia ve savunmayla bağlı olduğu kuralının bir gereğidir (HGK Esas 2011/19-617 Karar 2011/749 tarih 14.12.2011 ve Esas 2006/19-260 Karar 2006/251 tarih 03.05.2006). Buna göre takip talebinde belirtilen alacağa ilişkin dosyasında herhangi bir delil bulunmadığından, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-Davanın REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 44,40 TL harçtan düşümü ile eksik alınan 135,50 TL harcın kararın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 2.127,73 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,

4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca yatırana iadesine,
7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2023