Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/323 E. 2021/484 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/323 Esas
KARAR NO : 2021/484

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2012
KARAR TARİHİ : 25/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, yanlar arasında imzalanan 07/03/2007 tarihli taşeronluk sözleşmesi uyarınca müvekkilinin, sözleşmede belirtilen “…(Sakarya) Kanalizasyon inşaatı” işine ilişkin yükümlülüklerini eksiksiz olarak 10/09/2009 tarihinde tamamladığını, bu kapsamda 03/09/2009 tarihli 57 nolu kesin hakediş raporunu davalı tarafa gönderip, hakediş bedelinin ödenmesini talep ettiği, 30/05/2011 tarihli yazı ile fatura bedelinin ödenmesinin talep edildiği, davalı tarafın 03/06/2011 tarihinde faturaya itiraz ederek, faturayı iade ettiğini, davalının 16/03/2011 tarihli yazıyı almasına müteakiben 23/03/2011 tarihinde temerrüte düştüğünü belirterek tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 65.761,46 TL hakediş bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, 07/03/2007 tarihli taşeronluk sözleşmesinin davacı şirket ile değil, dava dışı … … Tic. A.Ş ile akdedildiğini, 57 nolu hakedişin anılan şirket tarafından düzenlendiğini, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığını, dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak da taşeronluk sözleşmesi hükümlerinin müvekkili tarafından eksiksiz yerine getirildiğini, müvekkilinin davacıdan alacağı olduğunu, borcu bulunmadığını, geçici kabul tutanağının imzalanmasından bir sene sonra davacı tarafın tek taraflı hazırladığı hakediş tutanağına dayanarak alacak talebinde bulunduğunu, tutanağın müvekkilini bağlamadığını, 28/08/2009 tarihinde müvekkili şirketin sözleşme konusu işi tamamlayıp asıl iş verene teslim ettiğini, SGK’dan ilişiksiz belgesi aldığını, müvekkilinin teminatının iade edildiğini, bu işlemlerden bir hafta sonra davacı tarafın tek taraflı hazırladığı 57 nolu hakedişe istinaden alacağı olduğunu iddia ettiğini, müvekkili şirketin temerrüte düşmediğini savunmuş, davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taşeronluk sözleşmesinden kaynaklanan hakediş alacağı istemine ilişkindir.
Eldeki dava ilk açıldığında Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esasına kaydedilmiş olup, yapılan yargılama neticesinde verilen 03.07.2014 tarih ve 2014/215 Karar sayılı karar ile; “davanın kabulüne, 65.761,46 TL’nin 04/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
İş bu karar davalı yanca temyiz edilmiş olup, temyiz incelemesine bakan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi …. Karar sayılı ilamı ile; “…Taraflar arasında …’da yapılmakta olan kanalizasyon inşaatının kanalizasyon şebeke, toplayıcı hatlar, kollektör hatları, muayene bacaları, parsel baca ve bağlantıları, terfi hatları, terfi merkezi ve üniteleri ile foseptik yapılarının imâli konusunda 07.03.2007 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Davacı bu sözleşmenin alt yüklenicisi, davalı ise yüklenicisidir. Davada davacı alt yüklenici, 57 nolu hakediş bedelinin tahsilini istemektedir. Davalı, geçici kabulden bir yıl sonra bu alacağın davacı tarafından istendiğini, 57 nolu hakedişin tek taraflı olarak hazırlandığını ve hakedişi adlarına imzalayan …’ın bu tarihten dokuz ay önce şirketten ayrıldığını, davacıya borcu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davaya konu 57 numaralı hakedişin davacı alt yüklenici ile davalı yüklenici tarafından imzalandığı, ancak; SGK’dan gelen yazıda davalı şirketi temsilen hakedişi imzalayan …’ın hakediş imzalanmadan önce 23.01.2009 tarihinde işten ayrıldığı, böylece davaya konu hakedişi imzaladığı tarihte davalı şirketi temsile yetkili olmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple bu hakedişin davalıyı bağladığı kabul edilemez. Öte yandan, bu hakedişin davalı şirket temsilcisi tarafından imzalandığı biran için kabul edilse bile, taraflar arasında yapılan ve yukarda sözü edilen sözleşmenin “EKLER” başlıklı 11. maddesinin c ve d bentlerinde bayındırlık işleri genel şartnamesi ile yapım işleri ile ilgili meriyetteki tüm teknik şartnameler bu sözleşmenin eki sayılmıştır. Sözleşme tarihinde yürürlüğe girmiş olan Yapım İşleri Genel Şartnamesi’de bu hüküm gereği sözleşmenin ekleri arasındadır. Sözleşmenin bu hükmü sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nın 287. maddesi uyarınca delil sözleşmesi mahiyetindedir ve mahkemece re’sen dikkate alınmak zorundadır. Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 40. maddesi uyarınca ise, geçici hakedişler kesin ödeme niteliğinde değildir ve ödemeler kazanılmış hak sayılmamak üzere geçici hakediş raporları ile ödeneceğinden davalıyı bağlamaz. Bu itibarla davacı alt yüklenici, davaya konu 57 numaralı hakedişe konu imalât bedeline hak kazandığını yasal delillerle ispatlamak zorundadır. Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş, yerinde keşif yapmak suretiyle hakedişe konu imalâtın yapılıp yapılmadığını, yapılmışsa davacının ne miktarda iş bedeline hak kazandığını belirleyen uzman bilirkişi kurulundan rapor alarak oluşacak sonuç doğrultusunda karar vermek olmalıdır.” gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, yeniden yapılan yargılamada mahallinde keşif yapılarak rapor alınmış ve …. Karar sayılı karar ile önceki karar gibi “davanın kabulüne, 65.761,46 TL’nin 04/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,….” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Hüküm, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin ….Karar sayılı ilamıyla kararıyla bozulmuştur.
Yargıtay, kararında özetle, “…Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu iki buçuk sayfa olarak düzenlenmiş ve ilk sayfasında görev tanımının, incelenen hususların yazıldığı, ikinci sayfasında Dairemizin 03.11.2015 tarih, …. Karar sayılı bozma ilamı yazılıp iki adet de fotoğraf yerleştirildikten sonra üçüncü sayfasındaki sonuç ve kanaat kısmında 65.761,46 TL hakediş bedelinin davacı tarafça talep edilebileceği belirtilmiş ise de; bu hesaplamanın nasıl yapıldığı, sonuca nasıl ulaşıldığı gerekçeli ve denetime elverişli olarak gösterilmediğinden bu raporun hükme esas alınması mümkün olmadığı gibi bilirkişilerin düzenledikleri rapora göre konusunda uzman olmadıkları ve aynı bilirkişilerden davanın çözümünü sağlayacak rapor alınması da mümkün değildir. Bu durumda mahkemece hukukçu bilirkişi katılmaksızın yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak davacı alt yüklenicinin ileri sürdüğü 57 nolu hakedişte yer alan imalât bedeli ve fiyat farkı alacağına hak kazanıp kazanmadığı ve miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış… ” denilmiştir.
Yeniden yapılan yargılamada Yargıtay kararına uyulmuştur.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Keşif sonrası alınan bilirkişi kurulu raporlarının sonuç kısmında özetle; 03.09.2009 tarihli 57 nolu hakediş raporunda imzası bulunan dava dışı …’ı hakediş imzalanmış olduğu tarihte davalı şirket yetkilisi olmadığı, davacı tarafça keşfe iştirak edilmediği ve imalatların tespitinin yapılmadığı, davacı tarafça 57 nolu hakedişe ilişkin imalat ve diğer taleplere ilişkin herhangi bir somut delil sunulmadığı, keşif mahallinde davacı tarafça imalatların yapıldığına ilişkin somut bir tespitin yapılmadığı, Yargıtay bozma kararı doğrultusunda yapılan incelemede; davacının davalıdan alacağı olduğuna ilişkin herhangi bir tespitinin yapılmadığı görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Taraf vekilleri bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçelerini ayrı ayrı dosyaya sunmuşlardır.
İtirazlar değerlendirilmek üzere dosya bilirkişi kuruluna tevdii edilmiştir.
Bilirkişi kurulu, 11.05.2021 tarihli ek raporlarının sonuç kısmında özetle; kök raporlarındaki görüş ve kanaatlerini değiştirecek husus bulunmadığı, Yargıtay bozma kararı doğrultusunda yapılan incelemelerde, keşif mahallinde davacı tarafça işin yapıldığına ilişkin yer gösterilmediği, hakkedişlerde imzası bulunduğu iddia edilen …’ın hakediş tarihinden 8 ay önce iş yerinden ayrılmış olduğu, bu kapsamda kök ve ek rapor süresinde davacının davalıdan alacağı olduğuna ilişkin herhangi bir tespitin yapılmadığı görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında …’da yapılmakta olan kanalizasyon inşaatının kanalizasyon şebeke, toplayıcı hatlar, kollektör hatları, muayene bacaları, parsel baca ve bağlantıları, terfi hatları, terfi merkezi ve üniteleri ile foseptik yapılarının imâli konusunda 07.03.2007 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Davacı bu sözleşmenin alt yüklenicisi, davalı ise yüklenicisidir.
Davacı alt yüklenici, 57 nolu hakediş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek tahsilini istemektedir. Davalı ise, geçici kabulden bir yıl sonra bu alacağın davacı tarafından istendiğini, 57 nolu hakedişin, tek taraflı olarak hazırlandığını ve hakedişi adlarına imzalayan …’ın bu tarihten dokuz ay önce şirketten ayrıldığını, davacıya borcu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Yüksek Mahkemenin 03.11.2015 tarihli bozma ilamında işaret ettiği üzere; davaya konu 57 numaralı hakedişi davalı yüklenici şirketi temsilen imzalayan …’ın, hakediş imzalanmasından önce 23.01.2009 tarihinde işten ayrıldığı, böylece davaya konu hakedişi imzaladığı tarihte davalı şirketi temsile yetkili olmadığı, SGK’dan gelen yazı cevaplarından anlaşılmıştır. Bu sebeple bu hakedişin davalıyı bağladığı kabul edilemez. Bu durumda davacı şirket, davaya konu 57 numaralı hakedişe konu imalât bedeline hak kazandığını yasal delillerle ispatlamak zorundadır.
Bozma ilamı doğrultusunda hakedişe konu imalâtın yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa davacının ne miktarda iş bedeline hak kazandığının tespiti için mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiş ve imalatın yapıldığı ileri sürülen yer mahkemesine talimat yazılmıştır.
Talimat Mahkemesince, keşif gün ve saati belirlenerek taraflara bildirilmiştir. Taraflar, keşif gün ve saatinden haberdar olduğu halde, keşif mahallinde hazır olmamış, ihtilaf konusu 57 nolu hakedişe konu imalatların gerçekleştiği yerler mahkeme heyetine ve teknik bilirkişilere gösterilmemiştir. Bilirkişilerce de keşif yapılacak mahal belirlenememiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Somut olayda, 57 numaralı hakedişe konu yapılan işin, miktar ve değerini ispat yükü davacı alt yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise davalı yüklenicidedir. İspat yükü üzerinde olan davacı yan keşfe iştirak etmemiş, yapıldığını ileri sürdüğü imalatların varlığını ortaya koyamamıştır. Aksine, 56 numaralı hakedişin, nihai hakediş olduğu davalı yanın defterlerinden anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı alt yüklenicinin, 56 numaralı hakedişten sonra düzenlediği 03.09.2009 tarihli 57 numaralı hakedişin, maliyet faturalarını sunamadığı, 57 numaralı hakkedişi davalı yüklenici adına imzalayan …’ın bu tarihten 9 ay önce davalı şirketten ayrıldığı, davacı asil veya vekilinin talimat mahkemesince yapılan keşfe katılmadığı, varlığı iddia olunan imalatların mahkeme heyetine ve teknik bilirkişilere gösterilemediği, böylece, davacının 57 nolu hakedişe konu imalatları gerçekleştirdiğini ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 9.348,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından bozmadan önce ve sonra yapılan 427,41 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin alınan 976,60 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 917,30 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
7-İlk kararla davalıdan tahsili için 02/03/2015 tarih 2015/54 Harç numaralı Harç Tahsil Müzekkeresi ile yazılan 3.515,57 TL harcın ödenmiş olması halinde, kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatıranlara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün sürede verilecek dilekçe ile Yargıtay yolu kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır