Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/170 E. 2021/23 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/170 Esas
KARAR NO : 2021/23

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2018
KARAR TARİHİ : 12/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkilinin, davalıya SGK danışmanlık hizmeti verdiğini, fakat davalı (borçlu) … Sanayii ve Ticaret Ltd.Şti.nin hizmet karşılığı olan bedeli ödemediği, müvekkilinin cebri icra yoluna başvurmak zorunda kaldığını, davalı icra tebliğini aldığında borçlu olmadığı ve böyle bir hizmet almadığını beyan etmiş ve takibe itiraz ederek takibini durdurdurduğu, davalının itirazında haksız ve kötüniyetli olduğu, borçlu olduğunu bildiği halde borcunu inkar ettiği, bu nedenle asıl alacağın % 20 sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini davalının haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davacı tarafın, müvekkil şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, müvekkili şirket davacının borçlusu olmadığını, davacı tarafın, müvekkil şirket aleyhine haksız icra takibi yaparak kötü niyetli kazanç sağlama niyetinde olduğunu bu nedenle davacının yasal dayanaktan yoksun işbu davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, danışmanlık hizmetinden kaynaklanan hizmet edimi karşılığının ödenmediğinden bahisle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya, İstanbul Anadolu…Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2018 tarih, 2018/70 E, 2018/1062 K, sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş olmakla, yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
İstanbul Anadolu … Müdürlüğü’nün 2017/32873 E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti olduğu; 1.700,38 TL asıl alacak ve ferileri olmak üzere 1.775,43 TL alacak için 25/12/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 29/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu ve davanın yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı defterleri üzerinde İstanbul Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde talimat yolu ile bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda; davacı ile davalı arasında dava konusu ihtilafı kapsayan tarafın ticari defterlerinin 2016-2017 yılı defter bilgilerinin TTK hükümlerine uygun olarak yasal süresi içinde tasdikinin yapıldığını ve kesin delil olma vasfı taşıdığını, davacı firmanın ikinci sınıf tacir olduğunu, vekaleten dava dışı Oğuz Aslım tarafından firmanın faaliyetinin yürütüldüğünün tespit edildiğini, 2017 yılının ticari defterlerinin incelenmesinde, 29/06/2017 tarihinde A-90330 numaralı fatura ile matrah 1.441,00 TL ve 259,38 TL %18 KDV olarak kayıt yapıldığının tespit edildiğini, banka hesaplarının kontrolünde davalı tarafın fatura karşılığı bir ödeme yapmadığını, dava konusu faturada davalı firmanın kaşesinin olduğunu, mahkemece hizmetin verildiği kanaatine varılması durumunda, dava konusu faturanın ticari defterde kayıtlı olduğu ve ilgili faturanın ödemesinin yapılmadığının tespit edilmiş olduğundan dolayı fatura alacağının 1.700,38 TL işlemiş yasal faiz 75,05 TL olmak üzere toplam 1.775,43 TL olup, davacı alacaklının, davalı borçludan alacaklı olduğunu, mahkemece kötü niyet tazminatına hükmedilmesi durumunda tazminat tutarının 340,07 TL olduğunu bildirmiştir.
Davalı defterleri üzerinde mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporunda; dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğunu, ancak davalı defterlerinde kayıtlı olmadığını, fatura içeriğinin SGK danışmanlık hizmetinin davalıya eksiksiz teslim edilmiş olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir delilin mevcut olmadığını, bununla birlikte dava konusu fatura içeriği SGK danışmanlık hizmetinin davalıya eksiksiz teslim edilmiş olduğu kabul edilecekse KDV dahil 1.700,38 TL bedelli fatura karşılığında ödeme yapılmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi raporları dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olduğu değerlendirilip genel hatlarıyla hükme esas alınmıştır.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay … HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, fatura örneği, davacıya ait banka hesap hareketleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre;
Somut olayda: Bilirkişinin raporunda belirtildiği şekilde firma tarafından yapılan hizmet satışı sonrası ödemelerin davacının banka hesapına ödendiğini anlaşıldığı ancak davalı şirketle ilgili dava konusu fatura bedelinin ödenmediği, davacı ile davalı arasında dava konusu ihtilafı kapsayan tarafın ticari defterlerinin 2016-2017 yılı defter bilgilerinin TTK hükümlerine uygun olarak yasal süresi içinde tasdikinin yapıldığını ve kesin delil olma vasfı taşıdığı dava dışı Oğuz Aslım tarafından firmanın faaliyetinin yürütüldüğünün anlaşıldığı, davalı defterlerinde ise dava konusu fatura kaydının bulunmadığı, 2017 yılının ticari defterlerinin incelenmesinde, 29/06/2017 tarihinde A-90330 numaralı fatura ile matrah 1.441,00 TL ve 259,38 TL %18 KDV olarak kayıt yapıldığının tespit edildiği,dava konusu faturanın davacı ticari defterinde kayıtlı olduğu, fatura üzerinde SGK danışmanlık bedeli yazılı olduğu, ve ilgili faturanın ödemesinin yapılmadığı ve davalı şirketin kaşesinin fatura üzerinde bulunduğu belirlenmiş olduğunda fatura alacağının 1.700,38 TL işlemiş yasal faiz 75,05 TL olmak üzere toplam 1.775,43 TL alacak bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın Kısmen Kabulüne
2-Davalının İstanbul Anadolu … Müdürlüğünün 2017/32873 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 1.700,38 TL asıl alacak ve 75,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.775,43 TL üzerinden devamına,
3-İcra inkar tazminat talebinin alacak miktarı yargılama gerektirmekle ve likit olmadığından Reddine,
4-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 1.775,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, 409,38 TL posta ve tebligat gideri ile 41,10 TL başvuru ve vekalet harcı olmak üzere toplam 1.250,48 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
7-Alınması gerekli 121,28 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın düşümü ile arta kalan 85,38 TL harcın davalı tarafdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Peşin alınan 35,90 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/01/2021

Katip …

Hakim …