Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/128 E. 2022/215 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2019/128 Esas
KARAR NO : 2022/215

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2019
KARAR TARİHİ : 05/04/2022
KARAR Y.TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, davalı şirkete muhtelif zamanlarda mal sattığını, faturaların ibraz edildiğini, sevk irsaliyelerinin teslim edildiğini, davalı tarafça da farklı zamanlarda cari hesap ilişkisine dayalı ödemeler yaptığını, cari hesap ilişkisine dayanan 24.11.2016 tarihli 58.001,24 TL’lik faturanın ise 49.031,07 TL’sinin tahsil edilemediğini, bunun üzerine davalı taraf aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinin başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı taraf, takibin dayanağı faturalara yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini, hukuki uyuşmazlık dava şartı arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlandığını, açıklanan nedenlerle; itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacı şirketten ürün satın aldığını, ürünlerin ücretini ödediğini, davacıya bir borcunun olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devamında davacı firma tarafından gönderilen ürünlerin (emprenyeli dijital baskili dekor kağıtları) hatalı ve problemli olduğunun ortaya çıktığını ve davacı firma ile iletişime geçilerek ürünlerde hata olduğu bilgisinin verildiğini, davacı firmanın, hatalı ürünleri yerinde tespit ederek 01.11.2016 tarihinde tutanakla iade edildiğini, iade edilen ürünler için 16.02.2017 tarih ve 219184 seri numarası ile 50.552,85TL’lik iade faturası kesilmiş ve faturanın teslim edildiğini, müvekkil şirketin, satın almış olduğu tüm ürünlerin ücretini ödediğini ancak en son alınan ürünler ayıplı olduğundan iade edilmesine rağmen icra takibi başlatılmış olmasının ticari ahlaka uygun düşmediğini, açıklanan nedenlerle davacının davası ve icra inkar tazminat talebinin hukuka uygun olmadığından davanın reddine, icra takibinin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-)Ankara …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası,
2-)Davacı şirketin davalı şirket adına düzenlemiş olduğu faturalar,
3-)Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı,
4-)İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/55 talimat numaralı bilirkişi raporu,
5-)Kocaeli Vergi Dairesi Müdürlüğü müzekkere cevabı,
6-)Mahkememizden alınan bilirkişi raporu,
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra dosyasının celp edilip incelenmesinde, davacı tarafça davalı aleyhinde Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, 12/10/2018 tarihli takip talebinde alacağın, 49.031,07 TL Asıl alacak, şeklinde gösterildiği, 49.031,07 TL tutarındaki alacağın icra gideri, vek. ücr. ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek ( Yıllık %10,75 (TİCARİ) değişen oranlarda) faizi ile tahsilinin talep edildiği, Davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın faturadan kaynaklı cari hesaptan doğması nedeniyle, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, tarafların borç ve alacak durumunun, faturaların taraf defterlerinde ne şekilde kayıtlı olduğunun tespiti açısından, taraf defterlerinin incelenmesi için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olmakla,
Davacı taraf defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre, “Davacı şirketin 2016 yılına ait yevmiye ve envanter defterleri ibraz edilmiştir. Söz konusu defterlere ait açılış ve kapanış onayları yasal süresinde yaptırılmış olmakla birlikte kebir defteri ibraz edilmediğinden; defterlerin usülüne uygun tutulmadığı, sahibi fehine delil olma niteliği taşımadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı Şirket Ticari Defter Kayıtları İle İlgili Tespitler: Davalı ile olan ticari ilişki 120-Alıcılar kebir hesabı altında 120.01,10.6300 Kod’lu yardımcı hesopta izlenmekte olup, anılan hesapta yer alan işlemler 2016 yılında düzenlenen 14 adet fatura sebebiyle davacı şirket hesabına 240.205,81 TL borç, faturalara karşılık alınan çekler sebebiyle de 191.174,74 TL alacak kaydedildiği, 2016 yıl sonu itibariyle davalı şirketin 49.031,07 TL Borç bakiyesinin bulunduğu, anılan bakiyenin 6330 nolu yevmiye kapanış maddesinde davalı cari hesabı karşısında aynen yer aldığı görülmüştür. Dosyadaki fatura ve sevk irsaliyelerinin suretleri incelenmiş olup: bunların miktar ve cins olarak birbiriyle uyumlu olduğu ancak faturaların üzerinde teslim alındığına dair isim ve imza bulunmadığı, – 30.03.2016 tarih, 558812 nolu 28.721.90 TL tutarlı fatura ile ilgili 29.03.2016 tarih, 894119 no Ju sevk irsaliyesi dışında – irsaliyelerde de teslim alan kısmında isim ve İmza bulunmadığı, sevk adreslerinin ise hiçbir irsaliyede belirtilmediği görülmüştür. Dolayısıyla faturaların tebliği, içeriği malların -894119 nolu irsaliye dışında-teslimine ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır ancak bu teslime yönelik davalı tarafın itirazı bulunmamaktadır buna göre malların teslim edildiği varsayımında da,
Davalı şirket vekili tarafından 09.04.2019 tarihli dilekçe ekinde, davacı şirket adına düzenlenen 16.02.2017 farih, 219184 no.. 50.552,85 TL tutarında iade faturası bulunduğu beyan edilmekle, taraflar arasındaki ihtilafın söz konusu iade faturasından kaynaklandığı anlaşılmış ve Davacı şirketin 2017 yılma ait ticari defterleri ibraz edilmediğinden; ihtilaf konusu faturanın – kayıtlarında yer alıp almadığı konusunda tespit yapılmasının mümkün olmadığı beliritilmişir.
Davalı vekilince, 01.11.2014 tarihli bir tutanak ibraz edilmiş bulunmaktadır; Tutanağın davacı şirket antetli kağıdına düzenlendiği, listelenen problemli ürünlerin önceki tutanakla birebir aynı olduğu, “… Dekor San. ve Dış Tic, A.Ş. tarafından üretilen ve üretimden dolayı ortaya çıkan ayıp nedeniyle aşağıda özelliklerine yer verilen ermprenyeli dijitaf baskılı dekor kağıtları iade alınmıştır” ifadesinin yer aldığı, davacı şirket kaşe ve imzasının bulunduğu tespit edilmiştir. Buna göre problemli olduğu tespit edilen ürünlerin davacı şirkete iade edildiği anlaşılmıştır.
Davacı Şirket 2017 Yılı BA Formu İle İlgili Tespitlerde de, Mahkemenin 11.12.2019 tarihli belge isteme yazısına istinaden …. Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından 12.12.2019 tarihli yazı ekinde gönderilen davacı şirkete ait 2017 yılı BA formu incelenmiş; davalı şirket tarafından düzenlenen 16.,02.2017 tarih, 219184 no lu 50.,552.85 TL’lık iade faturası ile ilgili bildirimde bulunulmadığı görülmüştür,
Davalı defterlerinin incelenmesinde ise, “Davalı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, işlendiği, birbiri ile
uyumlu olduğu, HMK ve TTK ya uygun olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin dosyasında mevcut olmadığı,
Davaya konu 16.02.2017 tarih, 219184 nolu 50.552,85 TL lik iade faturasının; davalı şirketçe, 2017 Şubat dönemi 31.03.2017 onay zamanlı Form/Bs beyannamesi(2 inci
sayfa 18 inci satır) ile bağlı olduğu vergi dairesine beyan ediliği ve KDV mahsubuna da konu
edilmiş olduğu, davacı şirkete ait cari hesap bakiyesi ile bire bir uyumlu olduğu, bir başka
ifadeyle 05.07.2021 tarihli kök raporumuzda tespit edilen 31.12.2016 tarihi itibariyle davalı
şirketin, davacı şirkete 49.031,07 TL lik borcunun bulunduğu, ancak davaya konu 16.02.2017 tarih, 219184 nolu 50.552,85 TL lik iade faturasının
davalı şirket yevmiye defterine kayıtlanmış olduğu, davalı şirkete ait 01.01.2016 – 16.03.2017 tarihleri/dönemi cari hesabına;
305.205,81 TL lik Alacak/Alış faturası kaydı,
256.174,74 TL lik Borç/Ödeme kaydı,
50.552,85 TL lik Borç/İade faturası kaydı yapıldığı ve 120.B.147 Alıcılar Hesabı
kaydından:
Davalı şirketin, davacı şirketten 16.03.2017 tarihi itibariyle (256.174,74 TL +
50.552,85 TL = 306.727,59 TL – 305.205,81 TL =) 1.521,78 TL lik alacağının bulunduğunun
anlaşılmış olduğu, sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, davacı taraf mal tesliminden kaynaklı faturadan doğan cari hesap nedeniyle, icra takibi başlatmış olmakla, iddia eden iddiasını ispat etmekle mükelleftir, davacı taraf defter deliline dayanmış ancak davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı gibi 2017 yılına ait defterler de incelemeye sunulmamıştıır. Öte yandan ticari defter ve kayıtların sahibi lehine delil olabilmesi için usulüne uygun tutulmuş olması yanında defterlerde yer alan kayıtların dayanağının da usulüne uygun olması gerekmektedir. Davacının usulüne uygun tutulmayan ticari defterlerinde kayıtlı olan faturaların dayanağının da usulüne uygun olduğu ispatlanamamış ancak mal teslimi kabul edilse bile, iade faturası ve geri iade edine mallar nedeniyle, davalı defterlerine göre, davacı tarafın değil davalı tarafın davacıdan alacaklı olduğu görülmüş olmakla, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Anlatılan nedenlerle,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin alınan 592,17 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 511,47 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 7.174,04 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,

4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 650,00 TL bilirkişi masrafı giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,

6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,

7-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar anlaşamadıklarından, Arabuluculuk Yönetmeliği 26/2 maddesi uyarınca Bakanlık bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/04/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır