Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/989 E. 2021/574 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/989 Esas
KARAR NO : 2021/574

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
KARAR Y.TARİHİ : 24/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı adi ortaklık arasında muhtelif inşaat malzemelerinin satımı ve nakli konusunda mutabakata varıldığını, bu anlaşmaya binaen müvekkili şirket tarafından davalı adına 01.05.2018 tarihinde, 14.001,54 TL ve 27.06.2018 tarihinde, 12.240,33 TL olmak üzere 2 adet irsaliyeli fatura kesildiğini, yapılan anlaşmanın söz konusu malzemelerin satışı ve teslimine ilişin olduğunu, müvekkilinin anlaşmaya uygun bir biçimde malı davalı şirkete eksiksiz ve anlaşmaya uygun bir şekilde teslim ettiğini, davalının yükümlülüğünü yerine getirmiş olan müvekkiline ödeme yapmadığını, bunun üzerine … Müdürlüğü’nün … E, sayılı dosyası kapsamında davalı aleyhine icra takibi başlattığını, ödeme emrinin davalıya 13/10/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 15/10/2018 tarihli dilekçesi ile borcun tamamına itiraz ettiklerine, bunun üzerine takibin durmasından dolayı işbu davayı ikame ettiklerini, sonuç olarak davalarının kabulünü, … Müdürlüğü’nün …E, sayılı dosyasındaki davalıların itirazlarının iptalini, hükmolunan miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket ile müvekkilleri arasında gerçekleşen anlaşma uyarınca tüm ödemelerin eksiksiz ve zamanında yapıldığını, bu hususun tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, davacı yanın atıfta bulunduğu faturaların müvekkili şirkete gönderilmediğini, sevkıyata ilişkin irsaliyelerin kim tarafından imzalandığının müvekkili şirket tarafından bilinmediğini, sonuç olarak … Müdürlüğü’nün … E, sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın yerinde olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, malzeme satışını içerir fatura alacağı olduğundan bahisle başlatılan icra takibinde Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
… Müdürlüğü’nün … E, sayılı dosyası, bilirkişi raporları ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
… Müdürlüğü’nün … E, sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … olduğu, borçlunun … ve … olduğu, takibe konu tutarın 27.899,08 TL asıl alacak + 1.657,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.899,08 TL olduğu, ödeme emrinin her iki borçluya da 13/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından borca ve ferilerine 15/10/2018 tarihinde itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında özetle; davacı ve davalı arasındaki hesap özetlerinin incelenmesinde; belli bir risk limiti dahilinde mal satıldığını ve belli aralıklarla çek ile ödeme yapıldığını, fatura tutarları yerine cari hesap alacağının icra takibine konu edilmesi gerektiği ve 10/08/2018 tarihi itibariyle davalıların davacı şirkete toplam 23.654,68 TL borçlu olduğu kanaatinde oldukları bildirilmiştir. Tarafların itirazları üzerine alınan ek raporlarda; kök rapordaki görüşlerinin değişmediğini bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, … karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, ….Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, fatura örnekleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre;
Somut olayda; Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari iş gereği davacı tarafından davalıya faturalar tanzim edildiği, faturaların ödenmediğinden bahisle … Müdürlüğü’nün … E, sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının … olduğu, borçlunun … ve … olduğu, takibe konu tutarın 27.899,08 TL asıl alacak + 1.657,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.899,08 TL olduğu, ödeme emrinin her iki borçluya da 13/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından borca ve ferilerine 15/10/2018 tarihinde itiraz edildiği ve takibin durduğu, davanın yasal sürede açıldığı, davacı tarafça icra takibi öncesi davalıya hitaben 01.05.2018 tarihinde, 14.001,54 TL ve 27.06.2018 tarihinde, 12.240,33 TL olmak üzere 2 adet irsaliyeli fatura kesildiği, faturaların usulüne uygun olarak düzenlendiği ve BS Bilgi Formu ile GİB’e bildirildiği, davalı ticari defterlerinin incelenemediğinin bilirkişi raporuna dercedildiği, mevcut delillere göre … Adi Ortaklığının … ile açık hesap şeklinde çalıştığı, davacı ve davalı arasındaki hesap özetlerinin incelenmesinde belli bir risk limiti dahilinde mal satıldığını ve belli aralıklarla çek ile ödeme yapıldığını ve cari hesap alacağının bulunduğu, faturaya esas ticari defter cari hesap alacağına göre 10/08/2018 tarihi itibariyle davalıların davacı şirkete toplam 23.654,68 TL borçlu olduğunun tespiti karşısında davanın kısmen kabulü ile; davalının … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 23.654,68 TL asıl alacak olmak üzere devamına , asıl alacağın takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, asıl alacağın %20’si oranında olan 4.730,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın Kısmen Kabulü ile;
2-Davalının … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 23.654,68 TL asıl alacak olmak üzere devamına
3-Asıl alacağın takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
4-Asıl alacağın %20’si oranında olan 4.730,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Alınması gerekli 1.615,85 TL harçtan peşin alınan 556,64 TL harcın düşümü ile arta kalan 1.059,21 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 358,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.858,00 yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.348,39 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 161,80 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 44,38 TL’nin davacı taraftan alınarak davalılara ödenmesine, kalan kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davacının dava açarken ödediği 556,64 TL peşin harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
10-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/09/2021
Katip …

Hakim …