Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/92 E. 2021/589 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/92 Esas – 2021/589
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/92 Esas
KARAR NO : 2021/589

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2018
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
KARAR Y.TARİHİ : 28/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL VE BİRLEŞEN DAVALARDA İDDİA :müvekkilinin Ankara ilinde 1985 yılından bugüne mobilya tasarım, üretim ve satış iş kolunda faaliyet gösterirken ”…” markası müvekkilince TPE nezdinde … dosya numarasında kayıtlı 06, 20, 40 ve 35. sınıflarında tescil edilmiş ve marka bu nedenle 10 yıllık ”koruma” altına alındığını, davalıların şirket sahibi ve üst düzey yöneticilerinin müvekkili şirketten ayrılan ve yine üst düzey görevlerde bulunan kişilerden oluştuğunu, davalı şirket kurulduktan hemen sonra müvekkili şirket adına tescilli marka görsellerini, teknik şartnameleri ve referans listelerini izinsiz ve haksız olarak kullanarak müvekkilini zarara uğrattıklarını, müvekkilinin 2015 yılından sonra cirolarında büyük bir düşüş yaşandığını, davalı şirketin, müvekkilinin tüm portföyüne ulaşarak aynı ürünleri pazara sunduğunu belirterek, tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi zararın haksız fiilin öğrenilmesinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirket ortağı olan … ve davalı çalışanları …aleyhine Ankara … İş Mahkemesi’nde… E. Sayılı davayı açmış olduğunu, bu nedenle iş bu davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Taraflar arasında yazılı bir rekabet yasağı bulunmadığını, Olayda haksız rekabetin gerçekleşmediğini, davacının …adresiyle elde ettiği belgelerin hukuka aykırı olduğunu, Markasının “…” değil “bürocenter” olduğunu, Davacı şirketten 18.09.2015 – 30.11.2015 tarihleri arasında 640.804 89 TL mal alımı yapıldığını, üçüncü kişilere satıldığını, Davacının kendisi ile sözleşme yapmış olmasının artık haksız rekabet temeline dayanma hakkını ortadan kaldırdığını, davacı şirketle yapılan ticarete konu malların satışı için fiyat listeleri, ürün görselleri ve teknik şartnamelerin davacı tarafça davalıya eposta olarak verildiğini, …’in müvekkili şirketi kurarken davacı şirket sahibi ve Yetkilisi …’un bilgisi ve olurunu aldığını, müvekkili şirket pay sahibi ..’in yurt dışından gelen müşterilerle davacı şirkete gittiğini, fiyat listeleri, ürün görsellerinin bu dönemde davacı tarafça müvekkiline verildiğini, davacı pay sahibi müvekkili …’in uluslararası ilişkiler mezunu olduğunu ve davacı şirkette çalışmaya başlamadan önce dış ticaret danışmanlığı şirketi kurduğunu, bu sayede zaten tecrübeli olduğunu bu bilgi ve tecrübesiyle davacı şirkete de katkıda bulunduğunu, davacı şirkette işe başlamadan önce davalı çalışanlarından …’nun 8 yıllık ve …’in de 3 yıllık iş tecrübelerinin olduğunu ve davacı işyerinden ayrılır ayrılmaz müvekkili şirkette işe başlamadıklarını, davalı şirket kurulduktan 1,5- 2 yıl sonra işe başladıklarını, adı geçenlerin müvekkili şirkette pay sahipliklerinin bulunmadığını, Zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davalıların haksız rekabet içeren eylemlar yaptığı iddiasıyla haksız rekabetin tespiti, meni, maddi ve manevi istemlerine ilişkindir.
… Ticaret Mahkemesinin 25/03/2019 Tarih,… K. Sayılı birleştirme kararı, … Ticaret Mahkemesinin 25/05/2021 Tarih, ..K. Sayılı birleştirme kararı, Ticari defter ve kayıtlar bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
05.12.1977 tarih, 4/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı üzere, mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup, kıyas veya yorum yolu ile genişletilmesi veya değiştirilmesi mümkün değildir. İş Mahkemeleri, 25.10.2017 tarih ve 30221 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 10/1. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olan mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile kurulmuş bulunan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Kanunda sınırlı olarak sayılmış dava ve uyuşmazlıklar ile diğer kanunların iş mahkemelerini görevlendirdiği dava ve işler dışındaki dava ve işlere, iş mahkemelerinde bakılamaz.
Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114/1-c maddesine göre “mahkemenin görevli olması” dava şartlarından biri olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri İş Mahkemeleridir. Anılan maddede belirtildiği üzere, iş mahkemesinin görevli olması için şu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi koşuldur:
a)Uyuşmazlığın tarafları işçi ve işveren (ya da işveren vekili) olmalıdır.
b)Uyuşmazlık, iş sözleşmesinden veya İş Kanunu’ndan kaynaklanmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta davalı gerçek kişilerin, davacı … Grup Mobilya Dkr. Teks. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti şirketinde çalışmakta iken, davalılardan …’nun 30/11/2016, …’in 11/11/2016, …’in 30/06/2015 tarihlerinde işten ayrıldıkları, davalı … Mobilya Dekorasyon Tekstil İnş. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti ‘nde de davalı …’nun 16/02/2017, …’in 24/12/2016 tarihinde işe başladıkları, …’in davalı şirketin ticaret sicilde tescil edildiği 05/05/2015 tarihinde şirketin kurucusu ve ortağı olduğu sabittir. Dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre, davalılara isnat edilen haksız rekabet eylemi, Mayıs 2016 tarihinde işlenmeye başlamış, işten ayrıldıktan sonra da devam etmiştir.
Dolayısıyla somut olayda da davacı şirket ile iş akdi çerçevesinde çalışan gerçek kişi davalıların, iş akdi devam ettiği sırada özen yükümlülüğüne aykırı davranışa dayalı eylemlerinin değerlendirilmesi, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında İş Mahkemesinin görevi dahilindedir. İş akdinin feshinden sonraki dönemde meydana gelen eylemler yönünden ise bu eylemler ile daha önceki eylemler arasındaki bağlantı iddiası nedeniyle uyuşmazlığın bütün olarak değerlendirilmesi, hukuki yarar ve usul ekonomisi ilkelerinin gereğidir. O halde davalı gerçek kişiler yönünden davayı görmeye iş mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerekir.
Davalı şirket yönünden ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığına” yer verilmiş, 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır. Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinde hangi davaların birlikte görüleceği ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta ise davalı şirket ile davacı şirket arasında bir iş sözleşmesi ilişkisi yoktur. Dolayısıyla anılan davalılar yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, davalı şirket ile gerçek kişi olan davalılara karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı şirket hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki iş mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Yargıtay 11. H.D.’nin benzer uyuşmazlıklardaki emsal uygulaması da bu yöndedir (Yargıtay 11. H.D.’nin 06.11.2012 tarih ve 2012/2238 E.- 2012/17515 K. Ankara BAM 20. HD’nin 2019/1524 E., 2021/943 sayılı Kararı da bu yöndedir).
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, taraflar arasında haksız rekabetten kaynaklanan işbu davaya bakmaya iş mahkemesinin görevli olduğu nazara alınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-ASIL DAVANIN VE BİRLEŞEN … TİCARET MAHKEMESİNİN 2020/550 E., VE … TİCARET MAHKEMESİNİN …. E. SAYILI DOSYASINDAKİ DAVALARIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara İŞ Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/09/2021