Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/9 E. 2021/71 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/9 Esas
KARAR NO : 2021/71

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 04/01/2018
KARAR TARİHİ : 26/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkilinin faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla davalı taraf aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2016/17275 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, daha sonra davalı borçlu borca ve ferilerine itiraz etmiş olup itirazında haksız olduğunu, icra takibi başlatıldıktan sonra davacıya müvekkile 7.000,00 TL ödeme yapmış olduğunu, davalı borçlu ile müvekkil arasında faturalardan kaynaklı alacak bulunmadığını, ancak söz konusu düzenlenen faturalara dayalı borcun icra takibinden sonra yapılan ödeme mahsup edildikten sonra kalan 4.160,00 TL’nin davalı borçlu tarafından müvekkiline ödenmediğini, davalının tamamen takibi sürüncemede bırakmak amacıyla borca itiraz ettiğini belirterek; davalının haksız ve hukuka ayrıkı olarak icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine takip konusu alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, itirazın iptali davasının yasal hak düşürücü süre sonunda açıldığını, icra takibine yapılan itirazın tarihinin 07/09/2016 olduğunu, davanın en son 07/09/2017 tarihinde açılması gerektiğini, davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davaya ve icra takibine konu edilecek borcu bulunmadığını belirterek; davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2016/17275 esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … Ltd. Şti olduğu; 11.160,00 TL asıl alacak ve 79,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.239,80 TL için 06/09/2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 07/09/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, borçlu şirket vekilinin 07/09/2016 tarihli itirazıyla takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi rapor ve ek raporlarında; tarafların defterlerininaçılış ve kapanış noter tratsdikleriin yapıldığını davalı deferinde göre, takip tarihi olan 06.09.2016 tarihi itibari ile davacıdan 15.020,01 TL alacaklı olduğu davacı defterlerine göre ise davacının davalıdan aynı tarih itibari ile 18.160,00 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre davalının dava tarihi olan 04.01.2018 tarihi itibariyle davacıdan 28.000,00 TL alacaklı olduğu, böylece takip tarihi itibari ile farkın 33.180,01 TL olduğu bunun da davalı defterinde kayıtlı olan 6 ayrı ödeme kaydınıdan oluştuğunu, davalının, dava konusu toplam KDV dahil 50.820,00 TL olan 7 fatura dahil olmak üzere davacının davalıya muhatap alarak 2015-2016 yıllarında düzenlediği, toplam KDV dahil 115.005,28 TL olan 17 adet fatura içeriği taşımacılık hizmetinin davalıya eksiksiz teslim edilmiş olduğuna ve davalının fatura bedellerinin ödenmesinden sorumlu olduğuna hükmedilmesi durumunda;
A)Karşılıklı defter kayıtlarına göre taraflar arasında açık hesap ilişkisinin olduğu ve dolayısıyla davacı alacağının bu çerçevede hesap edilmesi gerektiği kabul edilecekse, 06/09/2016 icra takip tarihi itibariyle 18.160,00 TL bakiye alacaklı olacağını, 04/01/2018 dava tarihi itibariyle 4.160,00 TL bakiye alacaklı olacağını, davacının ödeme emrinde asıl alacağını yıllık %9,00 faiz oranıyla ve BK m. 100’e göre talep etmiş olduğu, kısmi ödeme tarihlerine kadar faiz hesap edilmesi gerektiği kabul edileceksi, karşılıklı defter kayıtlarına göre davalı tarafça takip tarihi sonrasında 05/01/2017 tarihinde 14.000,00 TL ödenmiş olduğunu, bu durumda davacının ödeme tarihine kadar 541,81 TL faiz alacağı olduğunu, bu tutarın kısmi ödeme tutarından düşüldüğünde davacının dava tarihi itibariyle asıl alacağının 4.701,81 TL olacağını,
B) Şayet davacının sadece dava konusu 7 faturadan olan alacağının hesap edilmesi istenecekse, davacının icra dosyasından; 06/09/2016 icra takip tarihi itibarile 18.160,00 TL bakiye alacaklı olacağını, 04/01/2018 dava tarihi itibariyle 4.160,00 TL bakiye alacaklı olacağını bildirmiştir.
Bilirkişi rapor ve ek raporları dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay … HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, faturalar, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre;
Somut olayda;Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2016/17275 sayılı icra dosyasının incelenmesinde;…, borçlunun … San. Tic. İht. Ve İhr. Ltd. Şti olduğu; 11.160,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.239,80 TL için 06/09/2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine, borçlu şirket vekilinin itirazıyla takibin durduğu, Davacının ticari defterlerine göre, davacı tarafından davaya ve icra takibine konu edilen 7 adet fatura dahil olmak üzere davacının davalıyı muhatap alarak 2015-2016 yıllarında düzenlediği toplam KDV dahil 115.005,28 TL’lik 17 adet fatura veresiyenin tamamının davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının kısım kısım toplamda 82.845,25 TL ödeme yaptığı, davacı şirket kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle 18.160,00 TL bakiye alacaklı olduğu, davalının defterlerinin incelenmesinde; incelenen defterlerin açılış kapanış noter tasdikleriyle 2016-2017 yılı e-defterlerin aylık beratlarının süresinde oluşturulduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği, takip tarihi olan 06.09.2016 tarihi itibari ile davacıdan 15.020,01 TL alacaklı olduğu davacı defterlerine göre ise davacının davalıdan aynı tarih itibari ile 18.160,00 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre davalının dava tarihi olan 04.01.2018 tarihi itibariyle davacıdan 28.000,00 TL alacaklı olduğu, böylece takip tarihi itibari ile farkın 33.180,01 TL olduğu bunun da davalı defterinde kayıtlı olan 6 ayrı ödeme kaydından oluştuğu ve 30.11.2015, 31.12.2015, 31.01.2016, 30.04.2016, 30.04.2016, 30.08.2016 tarihlerindeki 6 ayrı ödeme kaydına ilişkin belgelerin davalı tarafça ispat edilmediği; taraf şirket defterlerine göre taraflar arasında 2015, 2016, 2017 yıllarında açık hesap ilişkisi şeklinde gelişen bir ticari ilişkinin mevcut olduğu anlaşılmaklar davacı tarafın, icra takibinde 7 faturadan kaynaklı bakiye 18.160,00 TL alacağını talep ettiği, itiraz üzerine işbu davada bu alacağın 14.000,00 TL’sinin takip tarihi sonrasında tahsil edildiğinin beyan edildiği, bakiye 4.160,00 TL alacağını talep ettiği, davalı şirketin takip tarihi sonrasında 05/01/2017 tarihinde 14.000,00 TL ödeme yaptığı, bu durumda davacının 04/01/2018 tarihi itibariyle 4.160,00 TL bakiye alacaklı olduğu anlaşıldığından; davanın kabulüne karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-Davanın Kabulü ile;
2-Davalının Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2016/17275 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin 4.160,00 TL bakiye alacak olmak üzere devamına
3-Asıl alacağın %20’si oranında olan 832,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4.Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL başvuru ve vekalet harcı, 200,05 TL posta ve tebligat gideri ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 841,15 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
7-.Alınması gerekli 284,17 TL harçtan peşin alınan 71,05 TL harcın düşümü ile arta kalan 213,12 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Peşin alınan 71,05 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/01/2021

Katip …

Hakim …