Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/753 E. 2021/116 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/753 Esas
KARAR NO : 2021/116

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/10/2018
KARAR TARİHİ : 15/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında konsorsiyum olarak yapılan…depolarının güvenlik ve lojistik hizmetlerinin yürütülmesi sırasında yapılan hakedişlerin davalı şirket tarafından müvekkiline ödenmediğini, 01/08/2018- 30/03/2018 tarihleri arasında müvekkili şirketin güvenlik işini, davalı şirketin ise lojistik işini üstlendiğini, üç aylık ihale sonucu elde edilen hakedişlerden müvekkili şirkete 268.178,08 TL eksik ödeme yapıldığını, bu tutarın davalı şirket ve müvekkili şirketin ticari defterlerinde, banka ödeme dekontları ve davalı şirket tarafından müvekkiline gönderilen cari hesap ekstresinde mevcut olduğunu, borcun ödenmesi için davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara…İcra Müdürlüğünün 2018/11157 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin yetkiye, ödeme emrine, borca, faize ve faiz oranına ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın haklı nedenlere dayanmadığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla borçlunun takip konusu borcu işlemiş ticari faizi ile ödenmesine ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmış, süresi içeresinde cevap dilekçesi sunulmamış, 19.09.2019 tarihli beyan dilekçesinde “davacıya 2018 ocak hakkedişinin ödendiğini, şubat ayı hakkedişinin kısmi olarak ödendiğini, davacıya kalan alacağı için çek verdiklerini, davacının çekleri İstanbul Anadolu…İcra Müdürlüğünün 2019/1860 E. Sayılı dosyası takibe konu ettiğini ve haciz işlemleri gerçekleştirdiğini, davacının takip dosyası kapsamında olan alacağı dışında bir alacağı bulunmadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine” karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki konsorsiyum olarak yapılan Afat depolarının güvenlik ve lojistik hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin hakedişlerin ödenmediği iddiası ile davacı tarafça girişilen takibe davalının itirazının iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Başbakanlık Afat ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Müdahale Daire Başkanlığının Afat Bölgesel Depoları İşletimi İçin Kurulan Konsorsiyum Sözleşme örneği, ihtarname örneği, cari hesap raporları, çek fotokopileri, hakediş raporları, fatura örnekleri, Ankara…İcra Dairesinin 2018/11157 sayılı takip dosyası ve diğer bilgi belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara…İcra Dairesinin 2018/11157 sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı …özel Güvenlik Hiz. Ltd. Şti. vekili tarafından borçlu…Taşıma Depoları ve Lojistik A.Ş. aleyhine 268.178,08 TL’nin tahsili için 28/09/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu şirket vekilinin 09/10/2018 tarihli itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu, davanın yasal süresi içerisinde açılmış olduğu görülmüştür.
Davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde talimat mahkemesi kanalı ile mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmıştır.
Bilirkişi 09/12/2019 tarihli raporunun sonuç kısmında özetle; davacının davalıdan takip tarihi olan 02/10/2018 tarihi itibariyle 268.442,58 TL alacaklı olduğu, davalı yasal defterlerinin incelenmesi sonucu davalının davacıya 08/12/2018 vadeli E1-0222533 300.000 TL tutarlı çek düzenlendiği, ilgili çekin 09/01/2019 tarihinde karşılıksız kaldığı hususları bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu 12/01/2021 tarihli raporlarının sonuç kısmında özetle; Dava konusu takibe ilişkin borcun taraflar arasında imzalanmış olan konsorsiyum sözleşmesinden kaynaklı cari hesaptan kaynaklandığı, davalı tarafından borcu bulunduğunu-miktar belirtmemekle birlikte- kabul ettiği, ancak bu borcu 01.08.2019 tarihli çekle ödediğini iddia ettiği, davalının defterleri üzerinde yapılan incelemede takip konusu cari hesap döneminde, davacı tarafından davalıya toplam 2.138.360,90 TL bedelli fatura gönderildiği, aynı dönemde davalının davacıya 1.870.182,82 TL ödeme yapmış olduğu ve 31.03.2018 itibariyle bakiye 268.178,08 TL bakiye borcu bulunduğu, davalının takip konusu borca ilişkin verdiğini beyan ettiği çekin, takip konusu borç içi verildiğine ilişkin dosya kapsamında bir kayda rastlanmadığı, dosya kapsamı ve davalının beyanı dikkate alınarak davacının takipte talep ettiği tutar bakımında haklı olup olmadığının mahkemenin takdirinde olduğu görüşü bildirilmiştir.

Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Deliller değerlendirilmiştir.
Davacı, eldeki dava ile; Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Planlama ve Zarar Azaltma Dairesi Başkanlığı ile…Taş. Dep. Loj. A.Ş.-…Özel Güvenlik Hiz. Tic. Ltd. Şti. Konsorsiyumu arasında 01/01/2018- 28/02/2018 tarihleri arasında akdedilen anlaşma uyarınca düzenlenen faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağının ödenmediğini, tahsili için icra takibine giriştiğini, davalının takibe itirazlarının haksız olduğunu, itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yan ise tebliğ aldığı ödeme emrine karşı, süresi içinde, ” …müvekkilinin alacaklı şirkete herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Bu nedenle icra dairesinin yetkisine, icra takibine, ödeme emrine, borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ediyoruz” demiştir.
Davalı yanın, takibin yetkili icra müdürlüğünde yapılmadığı itirazı yönünden yapılan incelemede;
2004 sayılı İİK’nın 50 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HUMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir.
HMK’nın 6 ncı maddesine göre; genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
Aynı Yasanın “Sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10 uncu maddesinde ise; sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 89 uncu maddesi uyarınca; takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yerleşim yeri olacaktır. Böyle bir durumda alacaklı kendi yerleşim yerinde bulunan icra dairesinde de takip yapabilecektir.”
Yukarıda açıklanan sebeplerle para borçları, alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğinden, alacaklının faturadan doğan para alacağını kendi ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesinde takibe koyması TBK’nın 89’uncu maddesi uyarınca mümkündür. Davacı şirketin merkezi Çankaya/Ankara olduğundan davalının yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, fatura örnekleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre; davacı yan, taraflar arasında konsorsiyum olarak yapılan…depolarının güvenlik ve lojistik hizmetlerinin yürütülmesi sırasında yapılan hakedişlerin davalı şirket tarafından davacı tarafa ödenmediğini, 01/08/2018-30/03/2018 tarihleri arasında davacı şirketin güvenlik işini, davalı şirketin ise lojistik işini üstlendiğini, üç aylık ihale sonucu elde edilen hakedişlerden 268.178,08 TL eksik ödeme yapıldığını, muhtelif tarih ve bedelde düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğu, davalının itirazında haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, usulüne uygun şekilde yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, ödeme emrine karşı borcum yoktur şeklinde itirazda bulunmuş, 19.09.2019 tarihli beyan dilekçesinde de, davacıya 2018 Ocak hakkedişini ödendiğini, Şubat ayı hakkedişini kısmi olarak ödendiğini, davacının bakiye alacağı için çek verdiğini, davacının çekleri İstanbul Anadolu…İcra Müdürlüğünün 2019/1860 Esas sayılı dosyasında takibe konu ettiğini ve haciz işlemleri gerçekleştirdiğini, davacının takip dosyası kapsamında olan alacağı dışında bir alacağı bulunmadığını savunmuştur.
Dava konusu takibe ilişkin borcun taraflar arasında imzalanmış olan konsorsiyum sözleşmesinden kaynakli cari hesaptan kaynaklandığı, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davalıdan 268.178,08 TL alacaklı olduğu, davalının defterleri uzerinde yapılan incelemede ise takip konusu cari hesap doneminde, davacı tarafindan davalıya toplam 2.138.360,90 TL bedelli fatura gonderildigi, aynı dönemde davalının davacıya 1.870.182,82 TL ödeme yaptığı, takip tarihi itibariyle 268.178,08 TL bakiye borcu bulunduğu görülmüştür. Esasen davalının dosyaya ibraz ettiği beyan dilekçesi ile borcun varlığını kabul ettiği ancak bu borcu, 08.12.2018 tarih ve 300.000,00 TL bedelli çekle ödediğini savunmuştur. Söz konusu çekin davacı kayıtlarında bulunmadığı davalı kayıtlarına ise takip tarihinden sonra, 01.08.2019 tarihinde alındığı görülmüştür. Dosya kapsamında söz konusu çekin takip konusu borca ilişkin verildiğine dair bir kayıt bulunmadığı gibi, davalının 268.178,08 TL borcuna karşılık 300.000,00 TL bedelli çek ile ödeme yaptığı savunması hayatın olağan akışına uygun bulunmamıştır.
Anlatılan nedenlerle, davalının takip tarihi itibariyle davacıya takip konusu miktar kadar borçlu olduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, takip konusu alacağın, yargılamayı gerektirmediği, taraf defterlerinden kayıtlı likit alacak olduğu anlaşıldığından davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1.Davanın kabulüne, davalının Ankara…İcra Müdürlüğünün 2018/11157 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Asıl alacağın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 27.222,47 TL vekalet ücretinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından aşağıda dökümü yapılan 2.303,20 TL yargılama giderinin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Alınması gerekli 18.319,24 TL harçtan peşin alınan 4.579,82 TL harcın düşümü ile arta kalan 13.739,42 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Peşin alınan 4.579,82 TL harcın davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

DAVACI YARGILAMA GİDERLERİ
Vekalet Harcı 5,20 TL
Posta masrafı 262,10 TL
Başvurma harcı 35,90 TL
Bilirkişi ücreti 2.000,00 TL
TOPLAM 2.303,20 TL