Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/656 E. 2021/298 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/656 Esas – 2021/298
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/656 Esas
KARAR NO : 2021/298

HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : Kendi adlarına asaleten kısıtlı/küçük
1-…
2-…
3-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
KARAR Y.TARİHİ : 21/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili …’un gebelik süresince tıbbi yardım almak için…’de bulunan … Hospital Hastanesine başvurduğunu, bu hastanede çalışan Kadın Doğum Uzmanı … ‘nın kontrolü altında tüm gebelik takibinin yapıldığını, doktorun müvekkiline, herşeyin yolunda gittiğini ve çok sağlıklı bir çocuk dünyaya getireceğini beyan ettiğini, ancak 14/12/2015 tarihinde müvekkilinin doğum yaptığını ve müşterek çocuk … ‘un down sendromlu olarak dünyaya geldiğini, doktorun Tıbbi Kötü Uygulamalara İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını davalı sigorta şirketinin yaptığını, bu olayda davalının sigortalısı olan…’nın kusuru ve ihmali olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, …için, 10.000,00 TL maddi (işgöremezlik, bakıcı), 50.000,00 TL manevi tazminat; anne ve baba için 50.000,00’er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 160.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, davacının gebelik takibinde sigortalı hekim tarafından takip edildiği döneme ilişkin tüm test ve tetkiklerin eksiksiz yaptırıldığını, mevcut tıbbi yöntemlerle down sendromu vb. anomalilerin %100 tespiti mümkün olmadığını, hastanın, hekimin yönlendirmelerine uygun şekilde işlem yapması gerektiğini, amniyosentez-kordosentez gibi işlemlerin, rutin olarak her hastaya yapılan bir prosedür olmadığını; invazif tanı yöntemi olduğundan; girişimsel yani cerrahi bir prosedür olup, yüksek oranda gebelik kaybı, bebek ve anne ölümü, enfeksiyon gibi riskler içerdiğinden, ancak down sendromlu bebek dünyaya gelmesi tarama tesleri vs. soft markerlarla yüksek risk tespit edilen hastalara yapılabildiğini, dava konusu olayda, müvekkilinin sigortalısı hekimin kusurlu olduğu iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, hastanın sigortalı hekime ilk başvurusunu 16. haftada yaptığını, daha önce 12. haftada farklı bir doktor tarafından ense kalınlığı ölçümü yapıldığını; akabinde hastaya ikili test önerildiğini ve ikili tarama testi sonuçları düşük risk olarak tespit edildiğini, sigortalı hekimin, hastaya üçlü tarama testi yaptırdığını, üçlü tarama testi sonuçları da ikili tarama testinde olduğu gibi düşük risk olarak geldiğini, yaş riski veya başka bir risk faktörü bulunmadığından; ayrıca ayrıntılı renkli doppler USG’de de anomali saptanmadığından, hastada amniyosentez/kordosentez endikasyonu tespit edilmediğini, davacı yanın iddialarının aksine, olayda malpraktisin söz konusu olmadığını, maddi ve manevi tazminat hakkının doğabilmesi için, hukuka aykırı eylem, bu eylem sonucu ortaya çıkmış zarar, illiyet bağı ve kusur unsurlarının bir arada bulunması gerektiğini, dava konusu olayda davalı hekimin herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi iddia edilen zarar ve gerçekleştirilen tedavi arasında illiyet bağı da bulunmadığını belirterek; davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, tıbbi özen eksikliği ve tıbbi kötü uygulama nedeniyle dava dışı doktorun tıbbı kötü uygulamaya ilişkin ZMMS şirketine karşı açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce, 29/12/2017 tarihinde, “davanın görevsizliği nedeniyle reddine, dosyanın görevli yetkili Ankara… Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiş, dosya kesinleştikten sonra görevli Ankara… Mahkemesine gönderilmiş, Ankara … Mahkemesi’nin 13/03/2018 tarih, 2018/91 E, 2018/129 K, sayılı karşı görevsizlik kararı vermesi üzerine dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmiş olup, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 02/07/2018 tarih, 2018/802 E, 2018/868 K, sayılı kararı ile mahkememizin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararında özetle, “…dava, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Somut ihtilafa konu tazminat davası, 6102 sayılı TTK’nın 1401 vd maddelerinde düzenlenen sigorta sözleşmelerinden doğan riziko tazminatı alacağına ilişkin olduğu gibi davalı sigorta şirketinin sorumluluğu anılan Kanunun 1473. Maddelerinden kaynaklanmakta ihtilafın TTK hükümleri uygulanmak suretiyle çözülecek olması nedeniyle davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemesine ait olduğunu kabul etmek gerekmektedir…” şeklinde bildirilmiştir.
…Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Dairesi’nin 29/12/2020 tarih, 64603414-101.01.02-2020/92009 sayılı raporunda; anne karnında yapılan tarama testlerinde down sendromu düşündürecek bulgu saptanmadığı, ancak doğumdan sonra down sendromu tanısı konulduğu bildirilen Oğuzhan kızı, 14/12/2015 doğumlu …hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerin değerlendirilmesinde; anne …’un gebelik takiplerinin…Hastanesi’nde yapıldığını, ikili ve üçlü testte down sendromu riskinin düşük tespit edildiğini, USG takiplerinde patolojik bulgu saptanmadığını, 14/12/2015 tarihinde sezaryen ameliyatıyla miadında doğumun gerçekleştiğini, bebeğe doğumdan sonra down sendromu tanısı konulduğunun anlaşıldığını, anne …’un…Hastanesi’nde yapılan gebelik takiplerinin tıbben uygun olduğunu, 1 ve 2. trimestrde yapılan 2’li ve 3’lü tarama testlerinin uygun zamanda yapıldığını, bu testlerin sonucuna göre doğacak bebekte down sendromu vardır veya yoktur şeklinde kesin bir sonuca gitmenin tıbben mümkün olmadığını, tarama testlerinde annenin yaşı, hormonal değerleri ve testin özelliğine göre USG sonuçlarını göz önüne alarak bir risk oranı belirlendiğini, test sonucunun parametrelere göre kaç gebenin birinde karşılaşılabileceğini gösterdiğini, oranın istatistikler ışığında risk sınırının üstünde bir değer göstermesi durumunda amniosentez gibi ileri tetkikler önerilebileceğini, tarama testi sonuçlarının risk sınırı üzerine çıkmasının bebekte mutlaka down sendromu olduğu anlamına gelmeyeceği gibi risk sınırının altında olduğu durumlarda da bebekte down sendromu görülebileceğinin tıbben bilindiğini, dolayısıyla; dava konusu olayda tarama testlerinde ve USG takiplerinde down sendromu düşündürecek bulgu tespit edilmemiş olmasının tıbbi hata olarak değerlendirilmediğini, tüm bu nedenlerle; Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. …’ya tıbbi hata atfedilemeyeceğini bildirmiştir.
Dosya içerisinde toplanan deliller, adli tıp raporu, tarafların beyanları ve tüm dosya içeriğine göre; davacı …’un gebelik süresince tıbbi yardım almak için…’de bulunan…Hospital Hastanesine başvurduğu, bu hastanede çalışan Kadın Doğum Uzmanı Dr. …’nın kontrolü altında tüm gebelik takibinin yapıldığı, ikili ve üçlü testte down sendromu riskinin düşük tespit edildiği, USG takiplerinde patolojik bulgu saptanmadığı, 14/12/2015 tarihinde sezaryen ameliyatıyla miadında doğumun gerçekleştiği, anne …’un…Hastanesi’nde yapılan gebelik takiplerinin tıbben uygun olduğu, 1 ve 2. trimestrde yapılan 2’li ve 3’lü tarama testlerinin uygun zamanda yapıldığı, bu testlerin sonucuna göre doğacak bebekte down sendromu vardır veya yoktur şeklinde kesin bir sonuca gitmenin tıbben mümkün olmadığı, tarama testlerinde annenin yaşı, hormonal değerleri ve testin özelliğine göre USG sonuçlarını göz önüne alarak bir risk oranı belirlendiği, test sonucunun parametrelere göre kaç gebenin birinde karşılaşılabileceğini gösterdiği, oranın istatistikler ışığında risk sınırının üstünde bir değer göstermesi durumunda amniosentez gibi ileri tetkikler önerilebileceği, tarama testi sonuçlarının risk sınırı üzerine çıkmasının bebekte mutlaka down sendromu olduğu anlamına gelmeyeceği gibi risk sınırının altında olduğu durumlarda da bebekte down sendromu görülebileceğinin tıbben bilindiği, dolayısıyla; dava konusu olayda tarama testlerinde ve USG takiplerinde down sendromu düşündürecek bulgu tespit edilmemiş olmasının tıbbi hata olarak değerlendirilmeyeceği, doktorun Tıbbi Kötü Uygulamalara İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını davalı sigorta şirketinin yaptığı, bu olayda davalının sigortalısı olan…’nın kusuru ve ihmali olduğunu belirterek davacının maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu, adli tıptan alınan rapora göre dava konusu olayda tarama testlerinde ve USG takiplerinde down sendromu düşündürecek bulgu tespit edilmemiş olmasının tıbbi hata olarak değerlendirilmediği, tüm bu nedenlerle; Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. …’ya tıbbi hata atfedilemeyeceğinin bildirildiği anlaşılmakla; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anlatılan nedenlerle,
HÜKÜM :
1-DAVANIN REDDİNE,

2-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3,13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 19.150,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
3-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
5-Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin alınan 546,48 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 487,18 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/04/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı