Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/567 E. 2021/313 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/567
KARAR NO : 2021/313
:2-…
:3-
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2018
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında Merkez Bankası … Şubesi yeni hizmet binası yapım işine ait 31.08.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, yer tesliminin 05.09.2016 tarihinde yapıldığını, temel kazı işlerine (müze müdürlüğünün 25.10.2016 tarihli yazısı gereği) arkeolog denetiminde başlandığını, 24.10.2016 tarihinde rastlanan ve tarihi eser olduğu düşünülen bulundular nedeniyle çalışmaların durdurulduğunu, davalı tarafça gönderilen yazıda; inşaat alanının 1. Derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edildiği, bu nedenle inşaata devam edilmesinin mümkün olmadığının ifade edildiği, davalı tarafça ayrıca 05.04.2017 ve 12.04.2017 tarihli yazılar ile arsada güvenliğin sağlanması, su ve elektrik aboneliklerinin devam ettirilerek mevcut bekçi ve konteynerlerin muhafaza edilmesinin istendiğini, 26.09.2017 tarihinde sözleşme ilişkisinin tasfiyesi istemi ile müvekkili tarafından yapılan başvuru üzerine davalı tarafından Kamu İhale Kurumundan görüş talep edildiği KİK’nun 11.10.2017 tarihli yazısı ile konunun mücbir sebep olarak değerlendirileceğine karar verildiğini, ardından arsanın davalı tarafından… BŞB’ne devredildiği, sözleşmenin mücbir sebebe bağlı olarak tasfiyesi işlemleri kapsamında müvekkilinden 07.12.2017 tarihli yazı ile hesap istendiğini, davalının işin yapılabileceği başka bir yer göstermeksizin sözleşmeyi 11.12.2017 tarihi itibariyle feshettiğini müvekkiline 25.12.2017 tarihli yazı ile bildirdiğini, sözleşmeye konu işin durdurulacağının davalı tarafça daha ihale aşamasında bilindiğini, nitekim sözleşmenin 33.12 maddesinde bu durumun kayıt altına alındığını, bu nedenle davalının bu yer için ihale sürecini başlatmasının davalının kusuru olduğunu, işin durdurulmasını müteakip davalı tarafından ikame yer gösterilmemesinin müvekkilinin kar kaybına neden olduğunu, yapılan masraflara ilişkin davalı tarafça 490.000 TL ödeme önerisinde bulunulduğu ve karşılığında ibraname talep edildiğini, oysaki müvekkilin fiili harcamalarının 23.05.2017 tarihi itibariyle güncel tutarının 616.956 TL olduğunu, ayrıca kar mahrumiyeti olarak 3.555.000 TL talep ettiklerini, belirterek şimdilik 100.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. (Faiz talebi yok)
Davacılar vekili 01.12.2020 tarihli ısla dilekçesinde; kısmi dava olarak talep ettikleri 100.000 TL’yi 2.099.777,36 TL arttırarak 2.199.777,36 TL’nin ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; davacı olarak gösterilen adi ortaklığın taraf sıfatının bulunmadığını, müvekkili bankanın … Şubesi yeni hizmet binasının yapılacağı alanın üçüncü derece arkeolojik sit alanında bulunduğunu, ihale öncesi müvekkili tarafından yürütülen zemin etüt çalışmalarında rastlanan bulgulara ilişkin olarak… Korumu Bölge Kurulunun 25.06.2013 tarihli kararında sondaj kazısında 2863 sayııl Yasa kapsamında her hangi bir bulguya rastlanmadığı ve inşaat izni verileceğinin belirtildiğini, anılan kurul kararı doğrultusunda ihale aşamasına geçildiğini, bu kapsamda davacı ile Kdv hariç 18.990.000 TL bedelle 31.08.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, idari şartnamenin 46.9 ve sözleşme tasarısının 33.12 maddesinde; bölgenin 3. Derece arkeolojik sit alanında kaldığı, koruma amaçlı imar planı ve plan notları uyarınca, kazı çalışmalarının müze müdürlüğünce görevlendirilecek arkeolog denetiminde yapılacağı, çalışmalarda her hangi bir bulguya rastlanması halinde çalışmaların durdurulacağı, her hangi bir buluntuya rastlanmaması durumunda çalışmalara devam edileceğinin düzenlendiğini, yer tesliminin 05.09.2016 tarihinde yapıldığını, kazı çalışmaları sırasında 24.10.2016 tarihinde buluntular tespit edildiğini ve çalışmaların durdurulduğunu, müvekkili tarafından 3-17 Kasım 2016 tarihli yazılar kazı alanında gerekli tedbirlerin alınmasının davacıdan istendiğini, Koruma Bölge kurulunun 21.02.2017 tarihli kararı ile alanın 1.Derecede Arkeolojik Sit alanı olarak ilan edildiğini, kurul kararının davacıya 03.03.2017 tarihli yazı ile bildirildiğini, aynı yazıda ayrıca kurul kararı nedeniyle inşaatın mevcut arsada yapılmasının imkansız hale geldiği, işin Belediyece önerilecek başka bir arsada yürütülmesi için çalışmaların devam ettiği, sözleşmenin 24. Maddesi uyarınca muvafakatleri olup olmadığının davacıdan sorulduğunu, davacının 16.03.2017 tarihli yazı ile öncelikle yeni arsanın belirlenmesi ve projenin yeni arsaya göre revize edilmesi gerektiği bundan sonra yapım koşullarına göre durumun kendileri tarafından değerlendirileceğinin ifade edildiğini, davacı tarafça 25.07.2017 tarihli yazı ile bu güne kadar yeni arsa hususunda bir gelişme olmadığı, malzeme fiyatlarındaki artış nedeniyle mağduriyetlerinin arttığı bu nedenle işin tasfiye edilmesinin talep edildiğini, Kamu İhale Kurumunun durumun mücbir sebep olarak değerlendirilebileceğine dair kararı doğrultusunda sözleşmenin mücbir sebebe bağlı olarak idare tarafından 11.12.2017 tarihi itibariyle sonlandırıldığını, bu durumun davacıya 25.12..2017 tarihinde bildirildiğini, inşaat yapılacak alanın 3. Derece arkeolojik sit alanında kaldığının ihale katılımcısı davacı tarafından bilindiğini, sözleşmenin 33.12 maddesinde durumun tüm şeffaflığı ile ortaya konulduğunu, inşaat yapılacak arsanın sonradan 1. Derece sit alanı ilan edilmesinin kusursuz imkansızlık teşkil ettiğini, bu çerçevede TBK 136. Maddesi uyarınca ifa imkansızlığı nedeniyle sözleşmenin sonlandığını, arsanın 1. Derece sit alanı ilan edilmesinde müvekkili bankanın kusurlu olmadığını, sözleşmenin 24. Maddesinin uygulanmasına muvafakat etmeyen davacının sözleşmenin sonlandırılmasını talep ettiğini, davacının bu kapsamda 10 Kasım – 13 Aralık – 22 Aralık 2017 tarihlerinde üç kez müvekkili bankaya başvurduğunu, davacının müspet ve menfi zarar taleplerinin yerinde olmadığını, davacı tarafından gerçekleştirilmiş bir imalat olmadığı için kısmi ifadan söz edilemeyeceğini, imkansızlık halinde müspet veya menfi zarar tazmininin söz konusu olmayıp sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunmak gerektiğini, davacı tarafından yapılan masrafların müvekkil bankayı zenginleştirmediğini, arsanın 05.12.2017 tarihinde müvekkili bankanın mülkiyetinden çıktığını, davacı tarafından yapılan masrafların müvekkil banka yararına değil, olsa olsa… BŞB’si yararına yapıldığının açık olduğunu, davacının iddiasının aksine kar mahrumiyeti yaşamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava mücbir sebep (ifa imkansızlığı) nedeniyle son bulan akdi ilişkisinde, hüküm ifade edeceğine inanılan sözleşme nedeniyle yapılan masraflar ile beklenen ve yoksun kalınan kazancın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili davacı adi ortaklığın taraf ehliyeti olmayıp davanın adi ortaklığı oluşturan şirketler tarafından açılması gerektiğini iddia etmiş olup, her ne kadar dava başlangıçta adi ortaklık adına açılmış ise de adi ortaklığı oluşturan şirketlere ait vekaletname örneği dava dosyasına sunulmuş ve dava konusu taleplerin bu şirketler adına ileri sürüldüğü beyanı karşısında varlığı iddia olunan dava şartı noksanlığının giderildiği anlaşılmıştır.
Merkez Bankası … Şubesi yeni hizmet binası yapım işine ilişkin taraflar arasında 18.900 TL anahtar teslimi götürü bedel üzerinden 31.08.2016 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmenin 33.12 maddesinde; 3.derece arkeolojik sit alanında bulunan arsada yapılacak olan temel açma kazı vb. faaliyetlerde ortaya çıkması muhtemel kültürel kalıntıların tespiti için Koruma Bölge Kurulunun 25.06.2013 tarihli kararı uyarınca Müze Müdürlüğünce görevlendirilecek arkeolog denetiminde yapılacağı, çalışmalar esnasında her hangi bir buluntuya rastlanılması durumunda çalışmaların durdurulacağı her hangi bir buluntuya rastlanmaması durumunda uygulamaya devam edileceği düzenlenmiştir.
ihale dokümanı arasında bulunan idari şartname ve sözleşme tasarısında inşaat yapılacak yerin 3.derece arkeolojik sit alanında kaldığı bilgisine yer verildiği, davacı ve diğer katılımcıların teklif verirken bu bilgiye sahip olduğu, ihaleyi müteakip imzalanan sözleşme çerçevesinde davacılara 05.09.2016 tarihinde yer tesliminin yapıldığı yer teslimini müteakip davacının şantiye kurulumunu yaptığı, gerekli ekipman ve malzemeyi şantiyeye sahasına getirdiği, müze müdürlüğü denetiminde yapılan hafriyat çalışmaları sırasında tarihi eser olabileceği düşünülen kalıntılar nedeniyle şantiye faaliyetinin 24.10.2016 tarihinde durdurulduğu, durdurma işleminin sözleşme hükümlerine uygun olduğu, davalı tarafından gönderilen 03.11.2016 tarihli yazıda; kazı alanında gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması ve ilgili kuruluşlar nezdinde yürütülecek çalışmalar sonuçlanıncaya kadar süre uzatımı verileceğinin davacıya bildirildiği, sahada müze müdürlüğü tarafından yürütülen gömülü tarihi yapı tespit çalışmaları sonunda mülkiyeti Merkez Bankası AŞ’ne ait arsanın… Koruma Bölge Kurulunun 21.02.2017 tarihli kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tesciline karar verildiği, davalı Merkez Bankası tarafından kaleme alınan 03.03.2017 tarihli yazıda; tescil kararının davacıya bildirildiği, yeni arsa tahsis edilmesi halinde sözleşmenin 24. Maddesi uyarınca yeni arsada işe devam edilip edilmeyeceği konusunda davacıdan görüş talep edildiği, davacı … ortaklığınca yeni bir arsada aynı sözleşme ile inşaata devam edilip edilmeyeceğini konusunda görüş beyan edilebilmesi için öncelikle arsanın belirlenmesi ve projenin yeni arsaya göre revize edilmesi gerektiğinin davalıya bildirildiği, davalı Merkez Bankasının yeni arsa arayışı devam ederken davacı tarafça 26.09.2017 tarihinde; içinde bulunulan durumun Kamu İhale Kanununun 10. Maddesi gereği mücbir sebep olarak değerlendirilmesinin talep edildiği, Kamu İhale Kurumuna yapılan başvuru neticesinde durumun Mücbir Sebep olarak değerlendirilebileceğine karar verildiği, kararın davacı … ortaklığına 12.10.2017 tarihli yazı ile bildirildiği, davacı tarafça 10.11.2017 tarihli dilekçe ile işin tasfiye edilerek bu güne kadar yapılan (sözleşme, noter, teminat mektubu, sigorta, mobilizasyon, kar kaybı vs.) masrafların ödenmesinin davalıdan istendiği anlaşılmaktadır.
… Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat üzerine alınan 06.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda; sözleşme ve yer teslimini müteakip davacının şantiye kurulumunu yaptığı, gerekli personel, makine, ekipman ve malzemeyi şantiyeye sahasına getirdiği, temel kazısı sırasında bulunan tarihi eserler nedeniyle inşaat yapılacak alanın 1. Derece Arkeolojik sit alanı ilan edildiği bu nedenle sözleşmenin davalı idare tarafından feshedildiği, davacının müspet zarar olarak sözleşme noter masrafı, konaklama, yemek, mobilizasyon, personel gideri olarak 511.804,44 TL talep ettiği, talep edilen tutarın Mali Müşavir bilirkişi tarafından defter incelemesi ile net olarak ortaya çıkacağı, mahrum kalınan kar kaybı olarak davacının ihalede verilen en düşük teklif ile kendi teklifleri arasındaki farkı talep ettiği ancak en düşük teklifin eşik sınır değerinin altında kaldığı için değerlendirmeye alınmasının mümkün olmadığı, davacının kar mahrumiyeti olarak kendi teklifi ile eşik değer arasındaki fark olan 262.510 TL talep edebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan 25.06.2020 havale tarihli asıl ve 16.11.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacının müspet zarar olarak;
2.094,75 TL teminat mektubu komisyon bedeli
255.766,04 TL sözleşme ve noter masrafları (damga vergisi, KİK payı, noter tasdik ücretleri),
25.838,13 TL sigorta poliçe bedeli,
115.654,27 TL mobilizasyon bedeli
3.938,70 TL konaklama-yemek bedeli
67.037,10 TL personel ve SGK ödemeleri
19.538,37 TL Muhasebe ve vergi giderleri
Olmak üzere toplam 489.867,36 TL talep edebileceği, yoksun kalınan kar talebine ilişkin olarak bilirkişi raporunda; sözleşme bedelinin 18.990.000 TL olup, müteahhitlik işlerinde maliyet hesabının (maliyet + işçilik + %25 müteahhit karı) üzerinden yapıldığı, müteahhit karının içinde genel gider harcamaların payının %10 olup net karın ise %15 civarında olduğu, sözleşme bedeli üzerinden %15 net karın 2.279.880 TL olup bu tutardan %25 hakkaniyet indirimi düşüldüğünde davacının talep edebileceği tutarın 1.709.910 TL olacağı belirtilmiştir.
Sözleşmeye konu inşaat yapılacak sahanın… Kültür Varlıkları Koruma Kurulunun 21.02.2017 tarihli kararı ile 1.Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilmesi nedeniyle arsadaki inşaat çalışmalarına devam edilmesi olanağının ortadan kalktığı, bu halin Kamu İhale Kurumunca mücbir sebep olarak nitelendirildiği, 1. Derece Arkeolojik Sit alanlarındaki yapılaşma yasağının kesin nitelikte olduğu, bu halin davacı yönünden ifayı imkansız kıldığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. İhale aşamasında inşaat yapılacak alanın 3. Derece arkeolojik sit alanında kaldığının ihale katılımcısı firmaların bilgisi dahilinde olduğu, ihale dokümanında ve sözleşmenin 33.12 maddesinde konuya ilişkin gerekli bilgilendirmenin yapıldığı, bu niteliğe sahip bir taşınmazın kazı faaliyetleri sırasında ortaya çıkması muhtemel gömülü tarihi yapılar nedeniyle 1. Derece sit alanı ilan edilmesi riskinin her zaman olduğunu, davacı ve diğer katılımcıların bu riski göze alarak teklif verdikleri, ihale öncesi… Korumu Bölge Kurulunun 25.06.2013 tarihli kararında sondaj kazılarında 2863 sayılı Yasa kapsamında her hangi bir bulguya rastlanmadığı ve inşaat izni verileceğinin belirtildiği, anılan kurul kararı doğrultusunda ihale aşamasına geçildiği, bu itibarla işin ihale edilmesinde ve inşaat alanının 1. Derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmesinde davalıya kusur atfedilemeyeceği, inşaat faaliyetine başlandıktan sonra taşınmazın 1. Derece Arkeolojik Sit alanı olarak tescil edilmesinin edimin ifasını imkansız kıldığı, sözleşmenin 24. Maddesi uyarınca işin yapım yerinin değiştirilmesinin tarafların karşılıklı anlaşması şartına bağlı olduğu, davacının mücbir sebep hükümlerinin uygulanmasını talep ettiği, sözleşme akdedildikten sonra ortaya çıka imkansızlık halinin akdin varlığı ve geçerliliğine etkisinin olmayıp sadece borcu sona erdiren bir sebep olduğu, ifa imkansızlığında davalının kusuru bulunmamakla birlikte, ifa imkansızlığının ortaya çıktığı tarihe kadar davacı tarafından ifaya yönelik yapılan masrafın davalıdan tahsili gerektiği, nitekim bu konuda taraf iradelerinin örtüştüğü, davalı tarafından davacıya gönderilen 07.12.2017 tarihli yazıda yapılan giderler ait belgelerin istendiği, yapılan masraflara ilişkin davacıya 490.000 TL önerildiği (bkz. cevap dilekçesi 15.sh) ancak davacının talebinin 489.867,36 TL olduğu (bkz. 21.04.2021 t.li duruşma tutanağı) bunun dışında kusursuz imkansızlık nedeniyle kar yoksunluğuna ilişkin davalının sorumluluğu olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Davanın kısmen kabulüne,
489.867,36 TL’nin davalıdan tahsiline, alacağın 479.867,36 TL’sine 01.12.2020 ıslah tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karar ve İlam Harcı
Alınması gerekli 33.462,84 TL harçtan, 1.707,75 TL peşin harç ve 35.858,95 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 37.566,70 TL harcın düşümü ile arta kalan 4.103,86 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra istek halinde yatırana iadesine,
Yargılama Giderleri ve Gider Avansı
Davacı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 712,10 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.712,10 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına (0,22) göre hesaplanan 603,96 TL’nin davalı tarafdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının peşin harç ve ıslah harcı olarak ödediği tutardan yukarıda mahsubu yapılan 33.462,84 TL’sinin davalı tarafdan alınarak davacıya ödenmesine,
Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
Vekalet Ücreti
Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 41.543,37 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 92.646,85 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/04/2021
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …