Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/832 E. 2021/874 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/832 Esas – 2021/874
Türk Milleti
Adına Yargılama Yapmaya Ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/832
KARAR NO : 2021/874

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
KARAR Y.TARİHİ : 04/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ile müvekkili arasında DMK 3 SEKONDER KIRICI teminine ilişkin 21.12.2015 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme bedelinin davalıya ödendiğini, teslim alınan makinenin bakımları düzenli yapılmasına rağmen bir çok defa arıza verdiğini, arıza nedeniyle şantiyedeki işlerin durduğunu, 03.03.2017 tarihinde meydana gelen son arızadan sonra tesisin bir daha faaliyete geçmediğini, tesisin çalışamadığı dönemlerde üretim kayıpları yaşandığını, makinenin çalıştığı dönemde bile sözleşmede taahhüt edilen saatlik 500 ton kapasiteye hiçbir zaman ulaşmadığını, yaşanan arızaların davalıya derhal bildirildiğini, en son keşide edilen 10.05.2017 tarihli noter ihtarına cevap verilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydı ile 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline ve ayıplı malın ayıpsız yenisiyle değiştirilmesine, davalıya verilmiş olan 10.06.2017 tarihli 101.150 TL’lik son çekin ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.

Davacı vekili 03.04.2018 tarihli dilekçede; ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesi talebi hakkında, makinenin değerinin 1.500.000 TL olduğunu belirterek, bu tutar üzerinden eksik harcı tamamladığı görülmüştür.
Davacı vekili 13.02.2019 tarihli duruşmada davaya konu tesisin ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi talebi dışında müspet zarar (kazanç kaybı) taleplerini atiye terk ettiğini bildirmiştir.
Davacı vekili 23.05.2019 tarihli dilekçesinde; TBK 475. maddesi kapsamında seçimlik hak olarak öncelikle sözleşmeden dönme aksi halde eseri alı koyup ayıp oranında bedelden indirim yapılmasını talep ettiklerini bildirmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; sözleşmenin … Grup Ltd Şti ile imzalandığını, oysa ki davanın … Grup AŞ tarafından açıldığını, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, sözleşmeye konu makinenin 2016/Ocak ayında müvekkili tarafından montaj ve kurulumunun yapıldığını, dava konusu makinenin 1 yıl garantili olduğunu, garanti süresince makinenin 400/500 ton/saat kapasite ile sorunsuz çalıştığını, makinedeki arızaların garanti süresinden sonra meydana geldiğini, bunun en büyük kanıtının 26.03.2016 tarihli ibraname olduğunu, davacının bu ibranameyi çekincesiz olarak imzaladığını, makine bakımlarının ve yedek parça değişimlerinin zamanında yapılmaması nedeniyle makinenin arızalandığını, müvekkili tarafından durum tespiti için davacı şirkete gidildiğinde; DMK rotorun ters takıldığı ve aşındığı, standarttan büyük cıvata takıldığı, acilen paletlerin değişmesi gerektiğini davacıya bildirdiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen DMK rotorun kırılması üzerine rotorun incelenmesi için atölyeye getirilmesinin istendiğini ancak davacının olumlu yönde dönüş yapmadığı gibi farklı bir şirketten rotor değişikliği yaptığını, rotor değişikliği yapıldıktan sonra makinenin yeniden arızalandığını, makinada meydana gelen arızanın davacı şirketin kendi kusurundan kaynaklandığını, makinenin bakımlarının zamanında yapılmadığını, aşınır yedek parçaların müvekkili firmadan alınması gerekirken başka şirketten parça alımı yapıldığını, standardın altında olan bu parçaların arızaya sebep olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup taraflar arasında imzalanan 21.12.2015 tarihli sözleşme kapsamında davalı tarafından meydana getirileceği taahhüt edilen 500 Ton/Saat kapasiteli kırma eleme tesisinin ayıplı olduğu iddiası ile eserin ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi olmadığı takdirde ayıp oranında bedelin indirilmesi istemine ilişkindir.
Davalı vekilinin husumet itirazının öncelikle incelenmesi gereklidir. Davalı vekili sözleşmenin … Ltd Şti ile yapıldığını belirterek davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinde davacı olarak “… Grup İnş. AŞ” gösterilmiştir. Ancak dava dilekçesinin davalıya tebliğinden ve husumet itirazından önce davacı vekili 06.06.2017 tarihli dilekçe ile; davanın asıl tarafının … Ltd Şti olduğunu, davanın … Ltd Şti adına açıldığını belirterek davacı kaydının düzeltilmesini istemiş ve mahkemece talep doğrultusunda davacı kaydının “… Ltd Şti” olarak düzeltilmiş olması ve en başta dava dilekçesine ekli vekaletnamenin … Ltd Şti adına düzenlenmiş olması karşısında davalı vekilinin husumet itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 21.12.2015 tarihli sözleşme bulunmaktadır. Sözleşmenin konusu 1.500 tonluk Konkasör Tesisi yapım işi olup sözleşme bedeli 1.500.000 TL + %1 Kdv olarak kararlaştırılmıştır. İmal edilecek tesisin bileşenleri ve teknik özellikleri sözleşmede belirtilmiştir (primer kırıcı + titreşimli besleyici + ızgaralı elek + sekonder kırıcı + konveyör vs). Satıcı konumunda olan davalının sorumlulukları sözleşmenin 5 ve devamı maddelerinde belirtilmiştir. Buna göre söz konusu işin imal, montaj ve devreye alma işi davalı tarafından yapılacaktır. Sözleşmenin 9.maddesinde; tesisin kapasitesinin 400/500 ton/saat olacağı, üretici firmanın hatasından veya yanlış makine seçiminden dolayı kapasiteyi tutturamaz ya da her hangi bir makinede sorun çıkması durumunda üretici firmanın ücretsiz kurulum ve değişim yapacağı kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan “İbraname” başlıklı ve 26.03.2016 tarihli belgede; 10.03.2016 t.li ve Kdv dahil 1.581.200 TL bedelli fatura içeriğindeki makinelerin eksiksiz olarak teslim edildiği, cari hesaptan kaynaklı 119.950 TL alacak ile birlikte toplam alacak tutarının 1.701.150 TL olup avans olarak ödenen 300.000 TL’nin düşümü ile kalan 1.401.150 TL’nin her biri 100.000 TL’lik 14 adet çek ile ödeneceği bu suretle tarafların birbirini ibra ettikleri belirtilmiştir.
Davacı tarafından keşide edilen 04.05.2017 t.li ve 10.05.2017 tarihli iki ayrı noter ihtarında; dava dilekçesinde anlatılanlar çerçevesinde makinenin ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi ve sözleşmede taahhüt edilen 400/500 ton saat üretim kapasitesine hiçbir zaman ulaşılamaması nedeniyle oluşan zararın tazmini , makinelerin arızalanmasından dolayı yapılan tamirat masraflarının karşılanması, yine arıza dönemlerinde tesisin çalışmamasından kaynaklı üretim kayıplarının tazmini talep edilmiştir.
Sözleşmede işin süresi montaj dahil 35 gün olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşmede belirtilen tesisin kurulumunun yapılıp devreye alındığı uyuşmazlık konusu değildir. “ibraname” başlıklı belge kurulumu yapılan tesisin 26.03.2016 tarihi itibariyle davacıya teslim edildiğinin kanıtıdır. Sözleşmede üretici firma 1 yıl süre ile garanti taahhüdü vermiş olup davacı tarafından ilk ihtarnamenin 04.05.2017 tarihinde keşide edildiği dikkate alındığında ayıp ihbarının 1 yıllık garanti süresinden sonra yapıldığı anlaşılmıştır. Gizli ayıplarda yüklenicinin sorumluluğunun garanti süresi ile sınırlandırılması mümkün değildir.
Ayıp sözleşmede tanımlanan veya işin niteliği gereği olması gereken vasıf ve niteliklerin olmamasıdır. Ayıp sözleşmenin ihlali niteliğinde olup sözleşmeye ihlal eden taraf diğer tarafın uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. Ayıbın niteliği önemli olup açık ayıp veya muayene ile anlaşılabilen ayıplar teslim tarihinden itibaren yasada belirtilen sürede muhataba bildirilmelidir. Gizli ayıplar ise muayene ve inceleme ile anlaşılamayan ancak kullanım ile ortaya çıkabilen ayıplar olup ihbar yükümlülüğü ayıbın ortaya çıktığı tarihten itibaren en kısa sürede yapılmalıdır.
Mahkemece alınan 20.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda; kırıcı üzerinde ve dosyada mevcut fotoğraflar üzerinde yapılan incelemede; DMK serisi kırıcının yüksek sertlikte malzeme grubunun kırılması üzerine tasarlandığı, bu tür darbeli kırıcılarda en çok aşınan parçanın vurucu paletler olması gerektiği, ancak dosya içeriğinde ve yerinde yapılan incelemede vurucu palet yüzeyinde aşınma değil parça kopması-kırılmanın meydana geldiği, mevcut ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, bu nedenle tesisin sistemden beklenen tonaj kriterini sağlayamadığı belirtilmiştir.
Davalı vekili rapora itiraz dilekçesinde; kırılan ve arızaya yol açan paletlerin … marka ilk orijinal paletler olmayıp davacı tarafından sonradan takılan markasız ve kalitesiz paletler olduğunu, yaklaşık 1 yıldır çalışmış aşınan orijinal paletlerin yerine davacının orijinal olmayan paletler taktığını belirtmiştir.
Mahkemece alınan 19.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından yapılan 04.05.2017 tarihli ayıp bildiriminde; makinenin 24.02.2017 ve 03.03.2017 tarihlerinde arızalandığının belirtildiği, beyan edilen arıza ile ayıp bildirimi arasında iki aylık bir zaman bulunduğu, TBK hükmü uyarınca eserdeki ayıp sonradan ortaya çıraksa iş sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, bu hususun ve ayıp ihbarının süresinde olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu, ayıp ihbarının süresinde olduğunun kabulü halinde ise davacının davalıdan talepte bulunma hakkı olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamında yapılan incelemede süresinde ayıp ihbarı yapılmadığının davalının cevapları arasında olmadığı, aksine davalı vekili cevap dilekçesinde (2.syf 5 nolu paragraf); 24 Şubat 2017 tarihli arızanın müvekkiline bir gün sonra bildirildiği, keza 03 Mart 2017 tarihli arızanın aynı gün fotoğraf göndermek suretiyle müvekkiline bildirildiğinin kabul edildiği böylelikle ayıp ihbarının süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Makine mühendisi bilirkişiden alınan 24.06.2019 tarihli ek raporda; rotordaki arızaya paletlerin kırılmasının yol açtığı açıklanmıştır. Makine ile birlikte gelen orijinal paletlerin aşındığı, ve değişimi yapılan paletlerin düşük kalite olduğu iddiasına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede, kırıcı paletlerin fren balatası gibi aşındığında değiştirilmesi gerektiği, dosya kapsamında paletlerin kalitesiz farklı marka paletler ile değiştirildiğine ilişkin delil bulunmadığı, tesis bileşenlerinin 1-Primer Kırıcı 2-Sekonder Kırıcı 3-Tersiyer Kırıcı olup bu bileşenlerden arızalanan parçanın sekonder kırıcı olduğu, bunların birlikte veya bağımsız olarak iş yapmasının mümkün olduğu, arızalanan parçanın değişmesi ile sistemin tekrar çalışır hale gelebileceği belirtilmiştir.
Davalı vekilinin itirazı üzerine talimat mahkemesi aracılığı ile mahallinde keşif yapılmış olup keşfi müteakip düzenlenen 15.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda; incelemeye konu DMK sekonder kırıcı üzerinde paletlerin takılı olmadığı, bu nedenle kullanılan paletlerin vasıf ve modelinin belirlenemediği, kullanıcı hatasını gösteren bir durum saptanmadığı, dava konusu DMK Kırıcı rotorunun kırık olduğu, rotordaki kırığın makinenin gizli ayıplı olmasından kaynaklandığı bildirilmiştir. Davalı vekili her ne kadar 24.03.2021 tarihli dilekçede keşif sırasında gösterilen rotorun müvekkili tarafından üretilip davacıya satılan rotor olmadığını dile getirmiş ise de; davalı vekilinin itirazı üzerine talimat yoluyla mahallinde yapılan 27.10.2021 havale tarihli bilirkişi inceleme raporunda; şirket yetkilileri tarafından gösterilen YS03 model darbeli kırıcının dava konusu olan sekonder darbeli kırıcı olduğu, kırıcının ana gövdesinin patlak ve demonte vaziyette olduğu, ve üzerinde yapan firmanın etiketinin olduğu, darbeli kırıcıya ait olduğu bildirilen rotör üzerinde kırıcı paletlerin olduğu, paletler üzerinde Yimpak ibaresinin bulunmadığı DMK sekonder darbeli kırıcı gövdesi ve kırıcıya ait sonradan gösterilen rötorun kırık olup, bu kırıkların makinenin gizli ayıplı olmasından kaynaklandığı belirtilmiştir. 29/12/2021 tarihli duruşmada, davalının keşfin dava konusu kırıcı üzerinde yapıldığını bizzat beyan etmiş olmakla, buna göre dava konusu kırıcı üzerinde herhangi bir tereddüt kalmamıştır.
Davacı vekili 23.05.2019 tarihli dilekçede sözleşmeden dönme, olmadığı takdirde eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim yapılmasını istemiştir. 24.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda tesisin üç parçadan oluştuğu (1-Premer Kırıcı 2-Sekonder Kırıcı 3-Tersiyer Kırıcı) bunların birbirine seri bağlanıp birbirini besleyen kırıcılar olarak çalışabileceği gibi üçünün de bağımsız çalışabilir nitelikte olduğu, davacının tersiyer kırıcıyı başka yere taşıyıp başka şantiyede kullandığı, keza davacının dava konusu DMK sekonder karıcının yerine yeni kırıcı takarak tesisi çalıştırmaya devam ettiği, sistemi oluşturan parçaların bağımsız olarak çalışabilme özelliği olduğu dikkate alındığında sözleşmeden dönme talebinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup davacının bu talebinin reddi gerektiği, sözleşme bedelinin ayıp oranında tenkisi talebinin ise yerinde olduğu, sözleşmede sekonder kırıcı bedelinin 190.000 TL olarak belirlendiği, KDV oranının %1 olduğu, sözleşe bedelinden indirilecek tutarın (190.000 TL + %1)= 191.900 TL olduğu anlaşılmakla davacının ikincil talepleri arasında yer alan sözleşme bedelinden ayıp oranında indirim yapılması talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Davacı vekilinin kazanç kaybına yönelik talebinin atiye terk edilmiş olması nedeniyle açılmamış sayılmasına,
Davacı vekilinin sözleşmenin geriye etkili olarak feshi talebinin reddine
Davacı vekilinin sözleşme bedelinden ayıp oranında indirim yapılması talebinin kabulü ile DMK Sekonder kırıcı bedeli olan 191.900,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, sovtajı (sekonder kırıcı) mevcut haliyle davalıya iadesine,
Karar ve İlam Harcı
Alınması gerekli 13.108,69 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL peşin harç ve 25.617,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 25.787,78 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 12.678,09 TL harcın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Yargılama Giderleri ve Gider Avansı
Davacı tarafından yapılan 11.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 850,10 TL posta ve tebligat ücreti, 13.108,69 TL yargılama harcı, 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 24.990,19 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
Vekalet Ücreti
Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 21.883,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Kazanç kaybına yönelik açılan davada davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Dair davacı vekilinin, davalı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/12/2021