Emsal Mahkeme Kararı Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/323 E. 2023/162 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ
Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/323
KARAR NO : 2023/162

DAVA : Alacak / Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan
DAVA TARİHİ : 28/04/2017
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
KARAR Y.TARİHİ : 20/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan “alacak” davasının yapılan açık yargılaması sonucunda, aşağıdaki karar tesis edilmiştir;
I-İDDİALAR
1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile dava dışı … … … Ltd.Şti. arasında 02/01/2014 tarihinde “…” imzalandığını, söz konusu işin yüklenicisinin … Nak. San. Ve Tic. A.Ş+ … İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti İş ortaklığı olduğunu, işin yapımının davalı tarafından organik bağ içeresinde olduğu anlaşılan dava dışı ….şirketine verildiğini, sözleşmeye göre sözleşme konusu işin bedelinin 1.920.702,58 TL olduğunu,müvekkil tarafından sözleşme konusu işlerin yapıldığını ayrıca davalı tarafın talebi ile sözleşme dışında yapılması gereken işlerinde yapıldığını bu güne kadar 1.000.000,00 TL ödeme yapıldığını, 25/03/2015 ve 25/04/2015 tarihli çeklerin tanzim edildiği halde ödenmediğini, söz konusu işe ilişkin olarak dava dışı … şirketine 2.297.042,87 TL tutarında 9 adet fatura kesildiğini, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, sözleşme konusu alacaklar ile sözleşme dışı yapılan fazla işlere ilişkin alacakların ödenmesi için … şirketine ihtarname çekildiğini, firmanın taşınması nedeniyle ihtarnamenin tebliğ edilmediğini, davalı şirket ile dava dışı … Şirketi arasında organik bağ olduğunu, davalı şirketi ile dava dışı … şirketinin adreslerinin aynı olduğunu, dava dışı … şirketinin borca batık olduğunu ve alacaklılarından kurtulmak amacıyla kaçtığını, davalı şirketin hakkaniyet ve dürüstlük kuralına aykırı davranışları söz konusu olduğunu, her an mal kaçırma ihtimali olduğunu belirterek davalının borca yeter miktarda taşınır ve taşınmaz malların ihtiyaten haczine, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması suretiyle şimdilik 10.000,00 TL alacaklarının geçici kabul tarihinden itibaren işlecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı şirket arasında 02/01/2014 tarihli … imzalandığını, sözleşmeye konu işin … olduğunu, sözleşme konusu işin yüklenicisinin… Nak . San ve Tic. A.Ş + … İnş. Taah. San ve Tic. Ltd. Şti İş ortaklığı olduğunu işin yapımı… inş. … Ltd. Şti tarafından organik bağ içerisinde olduğu anlaşılan yapı sanata verildiğini, davalı … şirketi ile… İnş. … Ltd. Şti ‘nin şirketin imza yetkisinin aynı kişiler olduğunu, arasında iktisadi anlamda bir bütünlüğün olduğunun açık olduğunu ileri sürerek davanın ve taleplerinin kabulü ile iş bu davanın …. Esas Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kadıyla 10.000 TL alacağın geçici kabul tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan ve iş bu dava ile birleştirme talep ettiği …. esas sayılı dosyası davalısı… İnş. Taah. San ve Tic. A.Ş’ den müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
3. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; dava dışı …’ın borca batık halde olduğunu, alacaklılardan kurtulmak amacıyla kaçtığını, …’a gönderilen ihtarnamenin adresten taşınmış olması nedeniyle iade olduğunu, tesadüfen öğrendikleri üzere … aleyhine sadece 2015 yılında başlatılmış 32 adet takip olduğunu, davalı tarafın alacağın eser sözleşmesinden kaynaklandığını ve doğup doğmadığının belli olmadığını, ileride doğması muhtemel bir alacak için işbu davanın açıldığından bahsettiğini, dava dilekçelerinde de bahsedildiği üzere eser sözleşmesine konun işin teslim edildiğini, işin geçici kabulünün yapıldığını, hak edişlerin yapıldığını, bir kısım ödemelerin oluştuğunu, davalı şirket ile dava dışı …’ın adreslerinin aynı olduğunu, her iki şirketin müdür ve bazı ortaklarının aynı kişiler olduğunu, her iki şirketin imza yetkilisinin aynı kişiler olduğunu, sözleşme konusu iş için her iki şirket tarafından müvekkili şirkete çek tanzim edildiğini, ciro yapıldığını, bir kısım ödemeler olduğunu, her iki şirket tarafından tanzim edilen çeklerin altındaki imzaların aynı kişi tarafından atıldığını, sonuç olarak davanın kabulünü, davalının itirazlarının reddini talep etmiştir.
4. Davacı vekili 04/05/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile alacak talebini 1.025.542,03.-TL’ye ıslah etmiştir.
II-SAVUNMALAR
5. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki davanın görülebilmesi için öncelikle davacının kendisine borçlu olduğunu iddia ettiğini, üçüncü şahıs aleyhine yasal takibata başlamasının alacak miktarını kesinleştirmesi, bu alacağa dayalı olarak yaptığı hukuki girişimlerin neticesiz kalması gerektiğini, dava dilekçesinde davacının alacağının tahsili yönünde bu manada yapmış olduğu herhangi bir girişimden söz edilmediğini, davacı tarafın ileride doğması muhtemel bir alacağı için işbu davayı açtığını, davanın bu aşamada dinlenilebilir bir yanı olamayacağını, müvekkili firma ile davacının borçlusu olduğunu iddia ettiği firma arasında davacının iddia ettiği organik bağ bulunmadığı ve şirketlerin aynı firma olduğu iddiasının da kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili firmanın davacı firmaya herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını, borçlarından kurtulmak için başka bir tüzel kişiliği araç olarak kullanma durumunun da söz konusu olmadığını, … firmasının müvekkili firma hissedarı …’ın müdürlük yaptığı dönemde davacı firmaya herhangi bir borcu bulunmadığını yine bu dönemde vadesi gelen tüm çekleri zamanında ödediğini, müvekkili firma ile … arasında herhangi bir şekilde mal veya sermaye aktarımının da söz konusu olmadığını, sonuç olarak davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
III-TARAFLARIN ANLAŞTIKLARI ve ANLAŞAMADIKLARI HUSUSLAR
A. Taraflar Arasında Uyuşmazlık Bulunmayan Hususlar
6. Tarafların yargılamada üzerinde anlaştıkları bir vakıanın bulunmadığı anlaşılmıştır.

B. Taraflar Arasındaki Uyuşmazlık Konuları
7. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüzel kişilik perdesinin kaldırılması suretiyle sözleşme dışı fazladan yapıldığı iddia olunan işe ilişkin alacak istemine olduğu anlaşılmıştır.
IV-ÇEKİŞMELİ VAKILAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER
8. Dava dışı … Grup İnş.Turz.İç ve Dış Tic.Ltd.Şti ile … İnş.San.Tic.Ltd.Şti. arasında akdedilen sözleşmenin 4. Maddesinde “…işveren idare nezdindeki bitkisel peyzaj keşif bedelinin 2.866.720,28 TL 9433 tenzilatlı tutarı olan 1.920.702,58 TL anahtar teslim götürü bedeli ile yapılması işidir. İdare tarafından mukayeseli keşif onaylanması durumunda tenzilat uygulamak kaydıyla bu artış taşeronada yansıtılacaktır.” şeklinde fiyat anlaşması yapılmıştır.
9. Davacı … İnş. San. Tic. Ltd. Şti’nin, … Grup İnş. Tur. İç ve Dış Tic Ltd. Şti adına kestiği faturaların; 03/02/2014 tarihli, 58.300,47 TL bedelli; 31/03/2014 tarihli, 100.017,40 TL bedelli; 28/04/2014 tarihli, 556.139,71 TL bedelli; 31/05/2014 tarihli, 763.654,83 TL bedelli; 31/05/2014 tarihli, 196.670,16 TL bedelli; 28/08/2014 tarihli, 154.167,00 TL bedelli; 31/10/2014 tarihli, 197.997,00 TL bedelli; 18/11/2014 tarihli, 270.097,00 TL bedelli olmak üzere toplam bedelin 2.297.043,57 TL olduğu anlaşılmıştır.
10. Dava dışı … Grup İnş. Turz. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti’ tarafından, … şubesine ait, … numaralı, 25.01.2015 vadeli, 100.000,00 TL bedelli; …. şubesine ait, … numaralı, 25.12.2014 vadeli, 100.000,00 TL bedelli çeklerin … İnş. San. Tic. Ltd. Şti’ne ciro edildiği anlaşılmıştır.
11. Dava dışı … Grup İnş.Turz.İç ve Dış Tic.Ltd.Şti tarafından, … şubesine ait; … numaralı, 25.03.2015 vadeli 100.000,00 TL bedelli; … numaralı, 25.04.2015 vadeli, 100.000,00 TL bedelli; … numaralı, 25.01.2015 vadeli, 100.000,00 TL bedelli; … numaralı, 20.09.2014 vadeli, 100.000,00 TL bedelli; … numaralı, 25.10.2014 vadeli, 100.000,00 TL bedelli; … numaralı, 25.11.2014 vadeli, 100.000,00 TL bedelli; … numaralı, 25.12.2014 vadeli, 100.000,00 TL bedelli; …. numaralı, 20.03.2014 vadeli, 100.000,00 TL bedelli; … numaralı, 20.04.2014 vadeli, 100.000,00 TL bedelli; …. numaralı, 20.05.2014 vadeli, 100.000,00 TL bedelli çeklerin, … İnş. San. Tic. Ltd. Şti’ne verildiği anlaşılmıştır.
12. Mahkememizce … Şubesine yazılarak, 25/03/2015 ve 25/04/2015 vade tarihli çeklerin ödenip ödenmediği hususunun sorulduğu, banka tarafından verilen cevabi yazıda; 25/03/2015 tarihli,…. sayılı, 100.000,00 TL bedelli çek ile 25/04/2015 tarihli, … numaralı, 100.000,00 TL bedelli çekin, keşideci … … Turizm İç ve Dış Tic. Ltd. Şti tarafından bankaya ibraz edilerek iptal edildiği bildirilmiştir.
13. Mahkememizce alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında özetle; dava dışı … Grup İnş.Turz.İç ve DışTic.Ltd.Şti ile … İnş.San.Tic.Ltd.Şti arasında yapılan sözleşmeye göre işin, işveren idare nezdindeki bitkisel peyzaj keşif bedelinin 2.866.720,28 TL %33 tenzilatlı tutarı olan 1.920.702,58 TL anahtar teslim götürü bedeli ile yapılması işi olduğu, taraflar arasındaki fiyat anlaşmasına göre; idare tarafından mukayeseli keşfin onaylanması durumunda tenzilat uygulamak kaydıyla artışın taşerona da yansıtılacağının düzenlendiği, maddi ödenceye ait davacının sözleşmeden kaynaklı 1.920.702,58 TL tutarında fatura kesmesi gerekirken 2.297.043,57 TL fatura kestiği, böylece 376.340,99 TL tutarında fazla fatura düzenlendiği, kesin kabul tutanağında işin 51.300.000,00 TL olduğu ve bu tutara ilave olarak ….Ar.Nak.San.ve Tic.A.Ş. + … İnş.Taah.San.Tic.Ltd.Şti. iş ortaklığına ek sözleşme bedeli olarak 5.020.904,86 TL ve toplamda 56.320.904,86 TL üzerinde hesap yapıldığı, davacı ile dava dışı … Grup İnş. Turz.İç ve Dış Tic.Ltd.Şti arasında akdedilen sözleşmenin 4. Maddesine göre, davacının, fazla kesmiş olduğu tutarın, aslında idarece yapılan ek sözleşme kapsamında yapılmış işlere ait olduğu ve bu ek işlemlerin tutarının kendisine yansıtılmasıyla alacağının 2.297.043,53 TL olduğu, dava dışı … firmasının dava dosyasında bulunan icra dosyalarından, firmanın taşıtları üzerinde birçok haciz olmasının firmanın ödeme aczinde olduğu kanaati oluşturduğu, dava dışı … firmasının defter kayıtlarının incelenmesinde; 120 Alıcılar Hesabında … hesap kodu ile Nursoy İnş.-… İnş.İş Ort…. işi isimli bir cari kayıt olduğu bu kayıtla ilgili 2013 yılı kapanış rakamı ile 2014 yılı açılış rakamının aynı olduğu ve rakamın 1.128.662,16 TL olduğunun tespit edildiği, yine aynı cari hesabın 2014 kapanış rakamı ile 2015 açılış rakamının aynı olduğu, bu rakamın ise 10.119.820,08 TL olduğunun tespit edildiği, 2015 yılı sonunda herhangi bir 120 hesap bakiyesi kalmadığı, inceleme konusu olan firma ile ilgili alacak kaydının, 31.12.2015 yılında … numaralı yevmiye maddesi ile kapatıldığı, ilgili firmadan 5.100.000,00 TL’lik senet alınarak cari hesabın kapatıldığı, bu kayıtların kapanış tasdiki olmayan yıla ait defterde ve yıl sonu işlemleri arasında olması, aynı zamanda dava dosyasına sunulan icra dosyalarındaki rakamların bu yıl ve öncesine ait olması, bu senetlerin tahsil kabiliyetinin olmadığını gösterdiği, bu nedenle 31.12.2015 tarihinde … numaralı yevmiye kaydında bulunan 5.100.000,00 TL değerindeki senet tahsilinin ilgili cari hesabı kapatabilmek için yapılan kayıtlar olabileceği, sözleşme tutarı olan 1.920.702,58 TL ve sözleşme kapsamı dışında kalan işlere ait olan 376.340,99 TL’nin toplamının 2.297.043,57 TL olduğu, bu bakiyeye mahsuben 1…000,00 TL tutarında çek verildiği, çeşitli cari hesap hareketleri sonucunda, resmi defterde kalan son bakiyenin ise 1.025.542,03 TL olduğu, davacı tarafın alacağının 1.025.542,03 TL olduğu; sözleşme kapsamında olan alacağın 649.201,04 TL, sözleşme dışı ek işe karşılık olan tutarın ise 376.340,99 TL olduğu bildirilmiştir.
14. …. tarafından sunulan rapora göre; sözleşme konusu yapım işinin fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapıldığı ve kullanıma engel teşkil etmediği, firma tarafından işin bitirildiği, konusunda uzman teknik ekip tarafından imzalı kesin kabul tutanağı ile işin kabul edildiği bildirilmiştir.
V- DELİLLERİN TARTIŞILMASI, YARGILAMA ve GEREKÇE
15. Asıl ve birleşen dosyada dava; davalı şirket ile birleşen dava davalısı … Şirketi arasındaki organik bağın tespiti ve tüzel kişilik perdesinin aralanarak, davacının alacaklarının geçici kabul tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
16. Birleşen davanın tarafları arasında 02.01.2014 tarihli “….” başlıklı bir akit yapılmış olup, bu sözleşmenin konusunun “…” olup kapsamı ise projelerde gösterilen bitkisel peyzaj işinin yapılması olduğu ve alt yüklenici olarak davacı yanca ifa edilmesi hususunda olduğu anlaşılmaktadır. Davalı …. (…) ile dava dışı bir şirketin adi ortaklığında idareden alınan sözkonusu yapım işi, alt yüklenici olarak davalı … … Turizm İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. (…) verilmiş, … tarafından da asıl ve birleşen davanın konusunu teşkil eden alt yüklenici sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin taraflarının davacının yüklenici ile birleşen davada davalı …’ın iş sahibi olduğu da ihtilafsızdır. Sözleşmeye göre işin bitim tarihi 30.03.2014 olarak kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
17. Bu anlamda davanın yanları arasındaki sözleşmenin hukuki niteliğinin eser sözleşmesi olduğu değerlendirilmiştir. Yine taraflar işin bedeli hususunda sözleşmenin “İşin Fiyatı ve Ölçümleme” başlıklı 4. maddesinde ise “anahtar teslim” götürü olarak kararlaştırdıkları anlaşılmaktadır.
18. Davacının, birleşen dava davalısı … ile yapmış olduğu sözleşme gereğince yaptığı işler ile yine sözleşmenin 4. maddesi uyarınca idarenin keşif artışını onaylaması halinde tenzilat uygulamak suretiyle yapmış olduğu sözleşme kapsamı dışında kalan işler bedelini talep ettiği, asıl dava davalısı… yönünden ise birleşen dava davalısı … ile arasında organik bağ bulunduğundan perdenin aralanması kurumu gereğince alacağının her iki davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.
19. Öncelikle davacının eldeki davada alacağına yönelik ileri sürdüğü sözleşme kapsamında ifa ettiği işler ile sözleşmenin kapsamı dışında kalan ve idarenin keşif artış onayı vermesi üzerine bu hususta doğan alacağının var olup olmadığının ispatı, bu vakıanın ispatlanması neticesinde alacağın varlığı belirlenmesi halinde asıl davanın davalısı… ile birleşen dava davalısı … şirketleri arasında organik ve perdenin aralanması olarak kavramlaştırılan kurumun uygulanmasının mümkün olduğuna yönelik iddianın ispatı gerekmektedir.
20. Bu kapsamda hem eser sözleşmesi hem de organik bağ ve perdenin aralanması kurumlarına ilişkin açıklama yapmakta yarar bulunmaktadır.
21. Öncelikle eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 470). Eser sözleşmesinde yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde benzer alandaki işleri yüklenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranış esas alınır.
22. Yüklenici kararlaştırılan eseri aksine bir düzenleme yoksa kendisi veya kendi yönetimi altında başka bir kişiye yaptırabilir (TBK m. 473). Yüklenici, sözleşmede kararlaştırılan sürede işe başlamak ve bitirmek zorundadır. Ayıp, yasa ya da sözleşme hükümleri gereğince, bir eser veya malda bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenici, eserdeki açık ve gizli ayıplardan dolayı iş sahibine karşı sorumludur (TBK m. 474). Açık ayıp, eserin iş sahibine teslim anında kolaylıkla görülebilen ve fark edilebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanım sırasında ortaya çıkan ayıplardır.
23. İş sahibi, eseri teslim alır almaz işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmesi ve varsa ayıpları yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara rağmen iş sahibinin verdiği talimattan kaynaklanmış bulunursa veya her hangi bir sebeple iş sahibine yüklenebilecek bir nedenden dolayı meydana gelmiş olursa, iş sahibi eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz (TBK m.476) Buna göre ayıp iş sahibinin verdiği talimattan kaynaklanıyor ise iş sahibi eser ayıplı olmasına rağmen kanundan kaynaklanan, sözleşmeden dönme, bedelde indirim veya eserin ücretsiz onarılmasına ilişkin seçimlik haklarını kullanamaz ayrıca genel hükümlere göre tazminat da talep edemez (TBK m. 475). Ayrıca malzeme yüklenici tarafından sağlanmışsa yüklenici, bu malzemenin ayıplı olması yüzünden iş sahibine karşı satıcı gibi sorumludur (TBK m. 472/1).
24. Davacı alt yüklenici şirketin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında üstlenmiş olduğu edimi ifa edip etmediği hususunda dosya kapsamında idare ile davalı… ve dava dışı şirketin oluşturduğu adi ortaklığın idare ile yapmış olduğu kesin kabul onayı nazara alındığında işin tamamlanmış olduğu gibi yine kesin kabul onay tutanağında sözleşme kapsamı dışında olup ilave yapılan işler yönünden de kabulün yapılmış olduğu, diğer yandan davalı yan esasen davacı yüklenici şirketin edimi ifa etmediği yönünde her hangi bir savunma getirmemiş olduğu da savunmalarından ve sunmuş olduğu beyanlardan anlaşılmaktadır.
25. Bu noktada davacı yanın sözleşme kapsamında yapmış olduğu işler ile yine ilave işlerden ötürü alacağının belirlenmesi bakımından alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında yapılan belirlemeye göre davacının alacağının 1.025.542,03.-TL olduğunun kabulü gerekmiştir.
26. Davacının alacağını yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde varlığı değerlendirilmiş olup davacının akidi olan … dışında davayı yönelttiği… şirketinin de talep ettiği alacaktan sorumlu tutulması gerektiği savının hukuki dayanığını oluşturan organik bağ ve perdenin aralanması kavramlarına da kısaca değinilmesi ve yapılan açıklamalar neticesinde asıl dava davalısı… şirketinin de bu alacaktan sorumlu olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
27. Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi ancak istisnai ve sınırlı durumlarda titizlikle uygulanması gereken bir teoridir. Bu teoriye ihtiyatlı bir biçimde yaklaşılmalı; istisnai bir teori olduğundan mümkün olduğunca dar yorumlanmalı ve bu teorinin uygulanmasına ancak tüzel kişilik kavramının arkasına saklanılarak dürüstlük kuralına aykırı davranıldığı, kendisine tanınan hakkın kötüye kullanılarak üçüncü kişilerin zarara uğratıldığı, zarara yol açan tüzel kişinin sorumluluğuna hükmedebilmek için ise başka bir yasal nedene dayanılmasının mümkün olmadığı durumlarda başvurulmalıdır. Zira tüzel kişilik perdesinin aralanması, tüzel kişilerin borçlarından dolayı başkalarının sorumlu tutulamayacağı ilkesinin, özellikle şirketlerin sadece sermayeleri ile sorumlu olacakları ve tüzel kişilerin borçlarından dolayı ortakların sorumlu tutulamayacağı kuralının önemli bir istisnasını teşkil etmektedir (…).
28. Anlaşılacağı üzere tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi her somut olayın özelliği gözetilerek değerlendirilmeli ve TMK’nın 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı gözetilerek tüzel kişiliğin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kullanılıp kullanılmadığı, tüzel kişiliği düzenleyen normların dışına çıkılıp çıkılmadığı incelenmelidir.
29. Borçlu şirketin yanında aynı ana şirkete bağlı bir kardeş şirketin sorumluluğuna gidilebilmesi tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle mümkün olabilmektedir. Bu durum sadece ana ve kardeş şirket için değil, aynı zamanda grup veya holding sistemi içinde yer alan kardeş şirketler arasında da söz konusu olabilmektedir.
30. Tüzel kişilik perdesinin aralanması genellikle kardeş şirketler arasında söz konusu olduğundan, ana şirket ile kardeş şirket ve ortaklar arasındaki karmaşık ilişkiler zinciri net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Bu noktada bu  şirketlerin   ekonomik anlamda bağımsız şirket vasfında olup olmadığının araştırılması büyük önem taşımaktadır. Çünkü kardeş şirketler arasında perdenin aralanması teorisine başvurabilmek için tek bir iktisadi işletmenin yürütüldüğü farklı faaliyetler için birbirinden bağımsız tüzel kişiliklerin kurulmuş olması gerekmektedir. Hukuken iki farklı tüzel kişilik gibi görünen bu şirketler aslında özdeştir, alacaklılardan mal kaçırmak ya da sorumluluktan kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak iki farklı tüzel kişilik gibi kurulmuştur. Ayrıca bunların üretim, pazarlama ve ihracat faaliyetleri birbirini tamamlayıcı nitelikte olup, şirketler aslında tek ve aynı iktisadi işletmeye vücut vermektedir (…. ).
31. Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır (…). Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir.
32. Şirketler arasında ortakların akraba olması tek başına organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir olmadığı gibi şirketlerin aynı faaliyeti yürütüyor olması da organik bağ için yeterli değildir (…. (…), ….).
33. Şirketler arasında organik bağ olup olmadığı; şirketlerin adreslerinin aynı olması, ortaklık yapılarının ve yönetim kurullarının benzer olması veya temsilcilerinin aynı olması, faaliyet alanları, hisse devirleri, muvazaalı işlemler gibi hususlar ve somut olayın özellikleri de gözetilerek tespit edilebilir. Ancak tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında her iki şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, ortakları gibi konularda öyle büyük ve derin bir kesişme vardır ki; bu şirketlerle iş yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde tek bir şirketle iş yapılıyor algısı oluşmaktadır. Ayrıca üçüncü kişiler nezdinde uyandırılan bu algı neticesinde, ticaret yaparken güçlü bir yapıya sahip görüntüsü oluşturularak, şirketlerden birinin borca batırılması ya da içinin boşaltılıp iş alanının diğerine kaydırılması işlemleri tipik bir hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmelidir.
34. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, 08.01.2014 tarihinde 8481 sayı ile yayımlanan Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edildiği üzere asıl dava davalısı “…” merkez adresi Mersin olan adresini davacı ile “…” ile dava konusu edilen sözleşmenin akdinden sonra yine sözleşmede “…” şirketinin kaşesinde gösterilen adresine taşıdığı anlaşılmaktadır. Yukarıda da yer verildiği üzere (16. bend) davacının yüklendiği işi, davalı “…” dava dışı şirket ile oluşturduğu adi ortaklık idareden yüklenici olarak almış ve alt yüklenici olarak birleşen dava davalısı “…” şirketine vermiştir.
35. Yine 08.11.2013 tarih ve 8439 sayı ile Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edildiği üzere …’ın “…” şirketinin tüm hisselerini devraldığı ve şirketin tek pay sahibi olduğu, …’ın 17.12.2009 tarih ve 7460 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ilanına göre “…” şirketinin ortağı olduğu, yine Mersin şubesinin de temsile yetkili kılındığı, ayrıca 08.11.2016 tarih 9193 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ilanından da …’ın “…” şirketinin yönetim kurulu başkanı olarak şirketi temsile yetkilendirildiği anlaşılmaktadır.
36. Mahkememizce davalı şirket defterlerinde yaptırılan bilirkişi incelenesinde ise davalı “…” şirketinin defter kayıtlarının incelenmesinde birleşen dava davalısı “…” şirketi ile ilişkili cari bazda bir çok kayda rastlandığı, kayıtların incelenmesinde ise normal cari hesap hareketleri dışında oluşan bazı kayıtların bulunduğu, bu kayıtlarda “…” şirketinin hesabına para yatırıldığı, doğrudan kullanılan kredilerin cari hesabı alındığı, … şirketinin… şirketi kredi hesaplarına ödemeler yaptığı, ortak personel, ödenecek vergi, ödenecek …, kasa hesaplarınından ödemeler olduğu gibi pek çok kaydın bulunduğu, bunun dışında ortaklara borçlar (…) hesabından 120 alıcılar (…) hesabına virman işlemi yapılarak 1.454.256,93.-TL alacağın ortak tarafından kapatıldığı tespit edilmiştir.
37. Her iki şirket arasındaki organik bağ ve iktisadi bütünlük yukarıda yer verilen toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu bakımdan mahkememizce her ne kadar davacı şirket sözleme ilişkisin “…” şirketi ile kurmuş ise de, perdenin aralanması kurumu gereğince TMK m. 2 hükmü uyarınca belirlenen alacak tutarından her iki şirketinden de sorumlu olduğunun değerlendirilmesi gerekmiştir.
38. Davalıların zamanaşımı defi yönünden yapılan değerlendirmede ise, davacı ile davalı … arasında kesin kabul yapıldığına yönelik her hangi bir iddia ve delil ortaya konulmamış ise de, dava dışı idare ile yüklenici davalı… şirketi ile dava dışı şirketin oluşturduğu adi ortaklığın işin ifasına yönelik kesin hesap onay tarihi nazara alındığında 5 yıllık zamanaşımı süresinin ıslah tarihinde dolmamış olduğu anlaşıldığından davalıların zamanaşımı defii yerinde görülmemiştir.
39. Sözkonusu alacağın davalılardan dava tarihinden önce talep edilerek temerrüd halinin oluştuğu davacı yanca ispat edilemediğinden, dava dilekçesi ile talep edilen 10.000,00.-TL’lik kısmına dava, ıslah dilekçesi ile talep edilen kısmına ise ıslah tarihi olan 04.05.2021 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine gerektiği değerlendirilmiştir. Yine her iki davalının birlikte sorumlu olduğu nazara alındığında birleşen dava davalısı olan … şirketi yönünden de asıl dava tarihinde temerrüdün oluştuğunun kabulü gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde, birleşen dava davalısı … şirketi ile davalı… şirketi arasında ortaklık yapılarındaki benzerlikler ve ciro edilen çekler, bu veriler dışında davalı firmanın defter kayıtları ve firma merkezinde kasa dosyaları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde, banka talimatları, vergi ceza ihbarları gibi birçok kaydın mevcudiyeti, davalı ile dava dışı … firmasının birlikte hareket ettiğini, kayıtlarının tek bir noktadan oluşturduğunu göstermektedir. Tüm bu hususlar değerlendirildiğinde; davalı şirket ile dava dışı … Grup İnş. Tur. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti arasında organik bir bağ olduğu, dava dışı şirketin tüzel kişiliğinin kötüye kullanıldığı, tüzel kişilik perdesi aralanmak suretiyle gerçek ya da tüzel kişi ortakların sorumluluğu bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ve asıl ve birleşen dava davalılarının, dava konusu borçlardan sorumlu tutulmaları gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
VI-HÜKÜM
1-ASIL DAVADA
Davanın KABULÜNE,
1.025.542,03.-TL alacağın, 10.000,00.-TL’lik kısmına dava tarihi olan 28/04/2017 tarihinden, 1.015.542,03.-TL’lik kısmına ıslah tarihi olan 05/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birleşen dava davalısı … … Tur. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti ile müteselsilen ve tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-BİRLEŞEN DAVADA
Davanın KABULÜNE,
1.025.542,03.-TL alacağın, 10.000,00.-TL’lik kısmına dava tarihi olan 28/04/2017 tarihinden, 1.015.542,03.-TL’lik kısmına ıslah tarihi olan 05/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile asıl dava davalısı … ile müteselsilen ve tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince asıl ve birleşen dosyada alınması gereken 70.054,77 TL harçtan, peşin alınan 170,78 TL, 170,78 TL ve ıslah ile alınan 17.350,00 TL olmak üzere toplam 17.691,56 TL harcın düşümü ile arta kalan 52.363,21 TL harcın asıl ve birleşen dosyada davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan başvurma harcı, peşin harç, vekalet harcı, olmak üzere toplam 17.795,36.-TL yargılama harcının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve posta gideri olarak 1.816,00.-TL ve bilirkişi ücreti olarak 1.500,00.-TL olmak üzere toplam 3.316,00 TL yargılama giderinin asıl ve birleşen dosyada davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 130.043,36- TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
8-Arabuluculuk Kanunu 18A/13 maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Asagari Ücret Tarifesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı yapılan inceleme sonucunda HMK 345. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren …. Mahkemesine ya da buraya gönderilmek üzere istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yasa yolu açık olmak üzere 09/03/2023 tarihinde oy çokluğu ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2023

Başkan …
e-imza

Üye …
(M)
Üye …
e-imza

Katip …
e-imza

MUHALEFET ŞERHİ
Birleşen dava yönünden davanın açılış tarihi 11/03/2021 tarihi olup, birleşen dosya davalısının bu tarihten önce temerrüte düşürülmediği anlaşılmakla, 10.000,00 TL alacak yönünden faizin 11/03/2021 tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 09/03/2023
Üye …
e-imza
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15 uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur”